Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 14-27/556-239
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren dershanelerin aralarında anlaşarak öğrencilere uygulanacak dershane ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını belirlemek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespiti
Karar Tarihi: 11.08.2014
REKABET KURUMU
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2013-2-26 (Soruşturma)
Karar Sayısı : 14-27/556-239
Karar Tarihi : 11.08.2014
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Kenan TÜRK, Reşit GÜRPINAR,
Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ
B. RAPORTÖRLER : Ekrem Solmaz, Tuba YEŞİL
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Kadriye AYDEMİR
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Matematik Bölümü TOKAT
D. HAKKINDA SORUŞTURMA
YAPILANLAR : - Beka Mob. Kır. Öz. Eğt. Teks. Gıda San. Tic. Ltd. Şti
(Final Dergisi Dershanesi)
Gaziosmanpaşa Bulvarı Özel İdare İş Hanı Kat:2 Tokat
- Özderhan Eğt. Öğr. Hiz. Tic. Ltd. Şti. (Tokat Sınav Dershanesi)
Gaziosmanpaşa Bulvarı No:86 Tokat
- Özel Obin Eğt. Öğr. Hiz. Tic. Ltd. Şti (Bilgi Dershanesi )
Gaziosmanpaşa Bulvarı No:68B Tokat
- Özel Tokat Bilim Eğt. Öğr. Hiz. Basın Yayın İnş. Turizm
San. Ltd. Şti. (Bilim Dershanesi)
Cumhuriyet Mah. Hükümet Cad. No:202 Tokat
- Selçuklu Özel Eğitim Merkezi A.Ş. (Selçuk Fen Dershanesi,
Selçuk Fen Anafen Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi)
Gaziosmanpaşa Bulvarı No:70 Tokat
E. DOSYA KONUSU: Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren dershanelerin aralarında
anlaşarak öğrencilere uygulanacak dershane ücretleri ile indirim oranları ve
miktarlarını belirlemek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un
4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespiti.
(1) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Yapılan başvuruda özetle; Tokat ilinde faaliyet gösteren
dershanelerin “Dershaneler Birliği” adı altında bir araya gelmek suretiyle aralarında
anlaşarak dershane kayıt ücretlerini belirlediklerini ifade etmektedir. Başvuru sahibi, adı
geçen birlik bünyesinde üye dershanelerin uzlaşarak belirledikleri kayıt ücretlerinde hiçbir
şekilde indirime gitmediklerini de belirttiği başvurusunda ayrıca; Sınav Dershanesi, Bilgi
Dershanesi ve Final Dershanesinin söz konusu Birliğe üye oldukları iddiasına da yer
vermiştir.
(2) G. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 29.04.2013 tarihinde giren başvuru üzerine
düzenlenen 21.05.2013 tarih ve 2013-2-26/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu, Rekabet Kurulunun
29.05.2013 tarih ve 13-32/438-M sayılı toplantısında görüşülerek 13-32/438-M sayılı kararı
ile Tokat ilinde faaliyet gösteren dershaneler hakkında önaraştırma yapılmasına karar
verilmiştir.
(3) Yapılan önaraştırma sonucunda hazırlanan 06.08.2013 tarih ve 2013-2-26/ÖA sayılı
Önaraştırma Raporu, Kurulun 21.08.2013 tarih ve 13-48/674-M sayılı toplantısında
değerlendirilmiş ve Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi ve
14-27/556-239
2/29
Selçuk Fen Ana-Fen Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi ve Bilim Dershanesi hakkında,
4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla 4054 sayılı
Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma açılmasına karar verilmiştir
(4) 4054 sayılı Kanun’un 43/2. maddesi uyarınca soruşturma kararı ve teşebbüsler ile ilgili
olarak ileri sürülen iddiaların türü ve niteliği hakkında yeterli bilgi, 03.09.2013 tarihli yazı ile
ayrı ayrı anılan teşebbüslere tebliğ edilerek 30 gün içinde ilk yazılı savunmalarını yapmaları
talep edilmiş ve söz konusu savunmalar, 03.10.2013-01.11.2013 tarihleri arasında Kurum
kayıtlarına intikal etmiştir.
(5) Soruşturma kapsamında hazırlanan 21.02.2014 tarih ve 2013-2-26/SR sayılı soruşturma
raporu, teşebbüslere 24.02.2014 tarih ve 2141 sayılı yazının ekinde gönderilmiş ve hakkında
soruşturma açılan teşebbüsler ikinci yazılı savunmalarını 24.03.2014-02.04.2014 tarihleri
arasında Kuruma göndermişlerdir. Söz konusu savunmalara ilişkin ek görüş teşebbüslere
07.05.2014 ile 09.05.2014 tarihleri arasında tebliğ edilmiştir.
(6) Final Dergisi Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi ve Tokat Sınav
Dershanesi’nin üçüncü yazılı savunmaları 21.05.2014-11.06.2014 tarihleri arasında Kurum
kayıtlarına intikal etmiştir. Haklarında soruşturma yürütülen teşebbüslerin tamamının sözlü
savunma talebinde bulunması üzerine, Kurulun 25.06.2014 tarih ve 14-22/439-M sayılı
kararı ile 07.08.2014 tarihinde taraf temsilcilerinin katılımıyla sözlü savunma toplantısı
yapılmış ve dosya mevcudu 11.08.2014 tarihli Kurul toplantısında görüşülerek 14-27/556-
239 sayı ile nihai karar verilmiştir.
(7) H. RAPORTÖRLERİN GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- Tokat ili Merkez ilçesinde faaliyet gösteren Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi,
Tokat Fem Dershanesi ve Selçuk Fen Anafen Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi ve
Bilim Dershanesi’nin rekabeti bozucu anlaşma yapmak suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesini ihlal ettikleri,
- Yapılan anlaşmanın fiyat tespitine yönelik olması nedeniyle kartel olarak nitelendirilmesi
gerektiği,
- Bu çerçevede, kartele taraf olduğu tespit edilen söz konusu teşebbüslere 4054 sayılı
Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem
ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına
İlişkin Yönetmelik” (Ceza Yönetmeliği) uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği
sonuç ve kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. Hakkında Soruşturma Yürütülen Taraflar
(8) Dosya kapsamında Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren dershaneler incelemeye konu
edilmiştir. Bu kapsamda Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğünden edilen 25.07.2013 tarihli
bilgilere göre, 2013 yılı Temmuz ayı itibarıyla Tokat ili Merkez ilçede Final Dergisi
Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Selçuklu Özel Eğitim Merkezi Tic.
A.Ş. (Tokat Fem Dershanesi ve Selçuk Fen Ana-Fen Dershanesi), Öz Başarı Eğitim
Hizmetleri Kırtasiye Yayıncılık Güvenlik Reklam Tic. A.Ş. (Elit Dershanesi), Akbilge Özel
Dershanecilik Ltd. Şti. (Büyük Turhal Dershanesi Tokat Şubesi) faaliyet gösterdiği
anlaşılmaktadır. Bununla birlikte önaraştırma sürecinde dershanelerde yapılan yerinde
incelemelerde elde edilen belgeler doğrultusunda, Kurulumuzun 21.08.2013 tarih ve 13-
48/674-M sayılı kararı ile Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final
Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi (Tokat Fem Dershanesi) ve Selçuk Fen Anafen
Dershanesi hakkında soruşturma açılmıştır.
(9) Dosya kapsamında elde edilen bazı belgelerde Bilim Dershanesi Kurucu Temsilcisi (…..)
Bilim-Pi Dershanesi adına imza attığı görülmekle birlikte Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğünden
14-27/556-239
3/29
elde edilen bilgilere göre, Tokat’ta Bilim-Pi adında farklı bir dershane faaliyet
göstermemektedir. Bu nedenle dosya kapsamında, (…..) tarafından Bilim-Pi Dershanesi adı
imzalanan belgelerin (…..)Tokat ili Merkez ilçede Kurucu Temsilcisi olduğu tek dershane
olan Bilim Dershanesi adına imzalandığı kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır. Tokat
Valiliğinin yazısından, hakkında soruşturma açılan teşebbüslerden Bilim Dershanesi’nin
08.02.2013 tarihinde sürekli olarak kapatılmasına karar verildiği görülmektedir.
(10) Dosya kapsamında Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğünden edilen bilgilere göre, Tokat Fem
Dershanesi ve Selçuk Fen Anafen Dershanesi, Selçuklu Özel Eğitim Merkezi Tic. A.Ş.
tarafından kontrol edilmektedir. Tokat Fem Dershanesi yetkililerinden edinilen bilgilere göre,
Selçuk Fen Dershanesi 30.01.2011 tarihinde “Fem Dershanesi”nin isim hakkını satın
almıştır. Bununla birlikte söz konusu tarihte veya sonrasında Selçuk Fen Dershanesi’ni
kontrol eden şirketin tüzel kişiliğinde veya ortaklık yapısında herhangi bir değişiklik meydana
gelmemiştir. Tokat Milli Eğitim İl Müdürlüğünün 30.01.2011 tarihli yazısı ile Özel Selçuk Fen
Dershanesi’nin adının Özel Tokat Fem Dershanesi olarak değiştirilmesi onaylanmıştır.
Belirtilen nedenlerle dosya kapsamında Selçuk Fen Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi ve
Selçuk Fen Anafen Dershanesi’ne ilişkin elde edilen belgeler birlikte değerlendirilmiştir.
I.2. İlgili Pazar
I.2.1. İlgili Ürün Pazarı
(11) Türkiye’de Fen/Anadolu liselerine veya üniversiteye hazırlık aşamasında bulunan öğrenciler
eğitimlerinde destek alabilmek için özel dershanelere başvurmaktadırlar. 5580 sayılı Özel
Öğretim Kurumları Kanunu ve 5580 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan Milli Eğitim
Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği uyarınca dershaneler özel öğretim kurumu
statüsünde olup şu amaçlarla kurulabilmektedir:
- Öğrencileri zayıf oldukları derslerden yetiştirmek ve bilgi seviyelerini yükseltmek.
- Öğrencileri bir üst okulun giriş sınavlarına hazırlamak.
- Belli alanlarda ilerlemek amacıyla araştırma ve inceleme yapmak, ilgi ve yetenekleri
doğrultusunda uzmanlaşmak isteyen öğrencilere gerekli olanak ve ortamı sağlamak, bu
gibi öğrencileri tespit ve teşvik etmek.
(12) Ülkemizde dershaneler, özellikle, öğrencileri bir üst okulun giriş sınavlarına hazırlamak
amaçlı faaliyet göstermektedir. Bu amaca yönelik kurulan dershaneler Kurulumuzun
20.05.2009 tarih ve 09-23/494-120 sayı ile 17.05.2011 tarih ve 11-31/616-190 sayılı
kararlarında da belirtildiği gibi;
- Üniversite Hazırlık Kursları (Lise son sınıf ve lise mezunu öğrenciler için),
- Anadolu, Fen Liseleri ve Anadolu Meslek Liseleri ile Özel Liselere Giriş Kursları (sekizinci
sınıf öğrencileri için),
- Yetiştirme (takviye) Kursları (ortaöğretim ve ilköğretim ara sınıfları için)
hizmetlerini sunabilmektedir. Genel itibariyle dershanelerin her üç hizmet türünde de faaliyet
gösterdiği veya gösterebileceği söylenebilir.
(13) Dosya kapsamında elde edilen belgelerde ortaöğretim, üniversite ve Kamu Personeli Seçme
Sınavı’na yönelik kurslara ilişkin maddelerin bulunduğu görülmektedir. Bu bağlamda işbu
dosya kapsamında ilgili ürün pazarı kurslar arasında herhangi bir ayrım yapılmadan
“dershanecilik hizmetleri pazarı” olarak belirlenmiştir.
I.2.2. İlgili Coğrafi Pazar
(14) Yerinde incelemelerde elde edilen belgelerin Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren
teşebbüslere ilişkin olması nedeniyle, dosya kapsamında ilgili coğrafi pazar “Tokat ili Merkez
ilçesi” olarak kabul edilmiştir.
14-27/556-239
4/29
I.3. Yerinde İncelemelerde Elde Edilen Belgeler ve Teşebbüs Yetkilileriyle Yapılan
Görüşmeler
(15) Soruşturma kapsamında Final Dergisi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi
Dershanesi ve Tokat Fem Dershanesi’nde yerinde incelemeler yapılmıştır. Söz konusu
teşebbüslerde elde edilen belgelere ilişkin özet bilgilere değerlendirme bölümünde yer
verildiğinden burada ayrıca değinilmemiş; anılan teşebbüs yetkilileriyle yapılan görüşmelere
ise aşağıda yer verilmiştir.
(16) Raportörlerce Final Dergisi Dershanesi yetkilisi (…..) ile yapılan görüşmede;
- Tokat Dershaneler Birliği’nin herhangi bir tüzel kişiliğinin bulunmadığı, Tokat’taki
dershanelerin sektörün sıkıntılarına çözüm arayışı amacıyla bir araya geldiği, söz konusu
görüşmelerde alınan kararların bağlayıcılığının bulunmadığı, kararların tavsiye niteliğinde
olduğu,
- Tavsiyelerin, sınav uygulamaları, çalışmalar, indirimler ve Tokat sınırlarında uygulanacak
ücretler hakkında olduğu,
- Toplantılarda alınan kararların piyasa şartlarından dolayı uygulamaya yansıyamadığı,
- Birliğin kesin bir kuruluş tarihi bulunmadığı, geçmişten bu yana faaliyet gösterdiği ve son
dönemde ise toplantıların tutanak altına alındığı,
- Birlik toplantılarına Tokat’ta bulunan tüm dershanelerin davet edildiği ve dershanelerin
zaman zaman bir araya geldiği,
- Öğrencilere yönelik yayınlanan kesin bir fiyat listesi bulunmadığı,
- Kayıt için kurumlarına gelen öğrenci ve velilerin taleplerini büyük oranda karşılayarak ve
isteklerini dikkate alarak kayıtlarını yaptıkları,
- Öğrencilerin indirim taleplerinin dilekçe ile alınarak prensibe bağlandığı, farklı ücret
uygulamalarının öğrencilere izah edebilmek açısından buna ihtiyaç duyulduğu
ifade edilmiştir.
(17) Raportörler tarafından Bilgi Dershanesi Kurucu Müdürü (…..) ile yapılan görüşmede;
- Kesinlikle bir dershaneler birliği yapılanması bulunmadığı, bulunsaydı yönetmeliği
başkanı vesaire olacağı,
- Dershanelerin bir araya gelerek yaptığı sınavların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
organize edilen sınavlar olduğu,
- Sınav sorularının, bir yayınevi ile kitapçık sayısı üzerinden anlaşmak suretiyle
hazırlandığı,
- Ortak sınav yapma amacının Tokat’ın başarısını görmek olduğu,
- Yapılan ortak sınavlar ile belirlenen ücret ve indirim oranlarının herhangi bir bağlayıcılığı
veya yaptırımının bulunmadığı,
- Kurumları içerisinde de öğrencilere uyguladıkları fiyatların farklılaştığı
belirtilmiştir.
(18) Raportörler tarafından Tokat Fem Dershanesi Müdürü (…..) ile yapılan görüşmede;
- Bir dershaneler birliği yapılanmasının bulunmadığı,
- Dershanelerin bir araya gelerek yaptığı sınavların Milli Eğitim Bakanlığı bilgisi dahilinde
yapıldığı,
- Tokat’ta çok sayıda dershane bulunması nedeniyle fiyatların ve indirim oranlarının
dershaneler tarafından birlikte belirlenmesinin mümkün olmadığı
ifade edilmiştir.
14-27/556-239
5/29
(19) Tokat Sınav Dershanesi’nde gerçekleştirilen yerinde incelemede teşebbüs yetkilisi (…..) ile
görüşülmüş ve anılan yetkili belgelerde ismi geçen (…..) adlı şahsın dört sene öncesine
kadar dershanenin müdürü olarak görev yaptığını belirtmiştir.
I.4. Değerlendirme
I.4.1. 4054 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi Bağlamında Yapılan Değerlendirme
(20) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde; “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya
dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi
doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler
ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır. … Bir
anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz
ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği,
bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu
eylem içinde olduklarına karine teşkil eder. Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak
koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan
kurtulabilir.” hükmüne yer verilerek amacı veya etkisi rekabeti engelleme, sınırlama veya
bozma olan teşebbüsler arası anlaşmalara, uyumlu eylemlere ve teşebbüs birliklerinin
kararlarına karşı genel bir yasaklama getirilmiştir.
(21) Kanun’un 4. maddesinde yer alan hükmün temel amacı, her bir teşebbüsün kendi ticari
politikalarını ve piyasadaki faaliyetlerini tek başına, bağımsız olarak belirlemesidir. Rekabeti
bozucu nitelikteki anlaşmaların varlığı halinde, teşebbüslerin bağımsız davranışlarının yerini
anlaşma taraflarının ortak çıkarlarına hizmet eden koordineli davranışlar almaktadır. Bu tür
anlaşmaların, serbest piyasa ekonomisinden elde edilmesi beklenilen faydaları azaltarak
kaynakların etkinsiz kullanılmasına ve serbest piyasa sisteminin sağladığı refahın
piyasadaki aktörlere hak etmedikleri oranda dağılmasına yol açma riski bulunmaktadır.
(22) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin gerekçesinde; “Bu Kanunun amacı rekabetin korunması
olduğuna göre, rekabeti engelleyici, kısıtlayıcı veya bozucu teşebbüsler arası anlaşma ve
uygulamaların yasaklanması gerekir. Maddenin amacı bakımından anlaşma, hukuki şekil
şartlarına uymasa bile tarafların kendilerini bağlı hissettikleri her türlü uzlaşma ya da uyuşma
anlamında kullanılmıştır. Anlaşmanın yazılı veya sözlü olmasının önemi yoktur.” denilmek
suretiyle Türk rekabet hukukunda “anlaşma” kavramının borçlar hukukundaki “sözleşme”
kavramından daha geniş bir kavram olduğuna dikkat çekilmiştir. Gerçekten de Kanun’un 4.
maddesi anlamında bir anlaşmanın varlığı için teşebbüsler arasında aynı yönde bir irade
uyuşmasının bulunması yeterlidir.
(23) Bu genel açıklamaların çerçevesinde; soruşturmaya taraf teşebbüslerin 4054 sayılı
Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmedikleri aşağıda değerlendirilmiştir.
(24) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan incelemede “15.07.2009 Dershane Temsilcileri
Toplantı Tutanağı Kararlarıdır” başlıklı bir belgeye (Belge 1) ulaşılmıştır. Belge 1’in
içeriğinden; Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren dershanelerin 15.07.2009 tarihinde
yapılan toplantıda, Tokat’ta uygulanacak sınıf bazında taban dershane ücretleri ile peşin
ücretler hakkında anlaştıkları görülmektedir. Belgede ayrıca “Her ne şekilde olursa olsun bu
ücretlerin altında öğrenci alınmayacaktır.” ve indirimlerin 1.850 TL olan resmi rakam
üzerinden yapılacağı ifadeleri yer almaktadır.
(25) Belge 1’de Bilim-Pi Dershanesi adına (…..), Bilgi Dershanesi adına (…..), Tokat Sınav
Dershanesi adına (…..), Final Dergisi Dershanesi adına (…..) ile (…..) ve Selçuk Fen
Dershanesi adına (…..) imzası yer almaktadır.
(26) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan yerinde incelemede elde edilen diğer bir belge
“Dershane Toplantı Tutanağı” başlıklı belgedir (Belge 2). Belge 2’in içeriğinden;
dershanelerin 12.08.2009 tarihinde yapılan toplantıda hafta içi kursları için 1.500 TL’lik taban
14-27/556-239
6/29
ücret belirlediği anlaşılmaktadır. Belge 2’de Bilim Dershanesi adına (…..), Bilgi Dershanesi
adına (…..), Tokat Sınav Dershanesi adına (…..), Final Dergisi Dershanesi adına (…..) ve
Selçuk Fen Dershanesi adına (…..) imzası yer almaktadır.
(27) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan incelemede elde edilen “Tokat Özel Dershaneler 2009-
2010 Hafta İçi Grubu Öğrencilerine Uygulanacak İndirim Oranları” başlıklı belgede (Belge
3); 2009-2010 öğretim yılına yönelik olarak hafta içi kurs ücreti 1.850 TL olarak belirlendiği
ve öğrencilerin sınavda alacakları puanlara göre öğrencilere kurs ücreti üzerinden
uygulanacak indirim oranlarının saptandığı anlaşılmaktadır. Belge 3’te Bilim Analitik
Dershanesi adına (…..), Bilgi Dershanesi adına (…..), Tokat Sınav Dershanesi adına (…..),
Final Dergisi Dershanesi adına (…..) ile (…..) ve Selçuk Fen Dershanesi adına (…..) ile
imzası yer almaktadır.
(28) Aynı yerde yapılan incelemede ayrıca, “Tokat Dershaneler Birliği Toplantı Tutanağı
(09.04.2010)” başlıklı bir belgeye de (Belge 4) ulaşılmıştır. Belge 4’ün içeriğinden;
dershanelerin 09.04.2010 tarihinde yapılan toplantıda 4, 5 ve 9. sınıflara uygulanacak kurs
ücretlerini belirlediği görülmektedir. Ayrıca söz konusu belgede 9. sınıf öğrencilerine
uygulanacak indirim oranının öğrencilerin 8. Sınıf SBS sınavındaki sıralamasına göre
belirleneceği yer almaktadır. Belge 4’te (…..),(…..),(…..),(…..),(…..) ve (…..) imzası yer
almaktadır.
(29) Dosya kapsamında Bilgi Dershanesi’nde yapılan yerinde incelemede “Dershaneler Birliği
Ortak Sınav Uygulama Yönergesi ve Toplantı Tutanakları” başlıklı belge elde edilmiştir.
Tutanakta toplantının amacının dershaneler tarafından öğrencilere uygulanan indirim
miktarlarının adil dağıtılması olduğu belirtilmektedir. Tutanağın içeriğinden, söz konusu
toplantının 2010-2011 eğitim-öğretim yılı öncesinde yapıldığı ve toplantıda dershaneler
tarafından yapılması planlanan ortak sınava ilişkin esasların belirlendiği anlaşılmaktadır.
(30) Söz konusu tutanakların C-SINAV SONRASI KAYIT İŞLEMLERİ başlıklı bölümünde
aşağıdaki ifadelere yer verildiği görülmektedir:
2. Hiçbir dershane bu indirim sınavları haricinde sınav veya başka bir kritere göre kayıt
yapmayacaktır.
3. Sınıflara göre Fiyat ve İndirim Listesi ekte olup tüm dershanelerin imzalayacağı bu
fiyatlarla kayıt alınacaktır.
6. Kardeş kayıtlarında her bir kardeşten hak ettiği indirim miktarı üzerinden %10 indirim
yapılacaktır.
7. Sadece nakit kayıt rakamlarında(o an ödeme yapılırsa) %8 indirim uygulanacaktır.
8. Toplu kayıt indirimi yapılmayacak olup, … Liselerinden gelen öğrencilere 100 tl yol
indirimi yapılacaktır.
(31) Söz konusu tutanakların D- REKLAM VE PROMOSYON başlıklı bölümünde ise, aşağıdaki
ifadelere yer verildiği görülmektedir:
1. Dershaneler kayıt öncesi ve sonrası öğrencilerine kesinlikle kitap ve promosyon
vermeyecektir.
(32) Söz konusu tutanağın devamında yer alan “2010-2011 Ücret Tablosu” ve “2010-2011 SBS
Grubu Ücret Listesi” başlıklı belgelerde (Belge 5), dershaneler tarafından yapılacak ortak
sınavdaki derecelerine göre öğrencilere uygulanacak kurs ücretlerinin belirlendiği
görülmektedir. Belge 5’te Bilim Dershanesi adına (…..), Bilgi Dershanesi adına (…..), Tokat
Sınav Dershanesi adına (…..), Final Dergisi Dershanesi adına (…..), Selçuk Anafen
Dershanesi adına (…..) ve Selçuk Fen Dershanesi adına (…..) imzası yer almaktadır.
14-27/556-239
7/29
(33) Bilgi Dershanesi’nde yapılan yerinde incelemede “2010-2011 Ücret Tablosu H.S. Grubu”
başlıklı belge (Belge 6) elde edilmiştir. Belge 6’nın içeriğinden; dershanelerin, 10 ve 11.
sınıf hafta sonu grubu öğrencilerine, sınavdaki sıralamalarına göre uygulanacak ücretlerin
belirlendiği görülmektedir.
(34) Belge 6’da Bilim Dershanesi adına (…..), Bilgi Dershanesi adına (…..), Tokat Sınav
Dershanesi adına (…..), Final Dergisi Dershanesi adına (…..), Selçuk Anafen Dershanesi
adına (…..) ve Selçuk Fen Dershanesi adına (…..) imzası yer almaktadır.
(35) Dosya kapsamında yapılan yerinde incelemelerde, yukarıda sunulan belgeler ek olarak
dershane temsilcilerinin katıldığı toplantılara ilişkin imzalı tutanaklara ve ücret listelerine de
ulaşılmıştır.
(36) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan incelemede elde edilen belgelerde; 25.08.2009 tarihli
Tutanak’ta hafta içi kayıtlarda (fiyat istikrarına) büyük oranda uyulduğu, fiyat istikrarının
korunmaya çalışılacağı belirtilmekte, 16.09.2009 tarihli Tutanak’ta hafta içi kayıtlarda taban
fiyata büyük ölçüde uyulduğunun ifade edildiği ve KPSS kurslarının ücretleri ve indirim
miktarının belirlendiği görülmekte, 02.04.2010 tarihli Tutanak’ta dershanelerin ilçelerden
gelecek öğrencilere uygulayacağı indirim miktarı hakkında anlaştıkları görülmekte ve
21.04.2010 tarihinde yapılan toplantıda dershanelerin dershane ücretleri ve kardeş indirim
oranı, 11.06.2010 tarihinde yapılan toplantıda öğrenci ve dershane adı belirtilerek indirim
uygulanacak öğrencilerin dershane ücretleri hakkında anlaştıkları, 20.08.2010 tarihinde
yapılan toplantıda ise dershanelerin hafta içi kurs alan öğrencilerin ücretsiz veya indirimli
hizmet almaya yönelik dilekçelerinin kuraya tabi olması ve özel yurtlarda kalan mezun
öğrencilere uygulanacak indirim miktarı hakkında anlaştıkları görülmektedir.
(37) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan yerinde incelemede elde edilen belgelerde, Selçuk
Fen Anafen Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi, Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat
Sınav Dershanesi ve belgelerin elde edildiği Final Dergisi Dershanesi başlıkları altında
öğrencilerin adı ve soyadı ile öğrenim durumları, hafta içi /hafta sonu ayrımı ve kurs ücretleri
yer almaktadır. Belgelerin bazılarında dershane adlarının yanında “İndirimli Dilekçeli Kayıt
Örneği” ifadesi ve öğrencilerin isimlerinin yanında ise “Kayıt olmak istiyorum” ifadesi yer
almaktadır.
(38) Final Dergisi Dershanesi’nde yapılan yerinde incelemede elde edilen “11.06.2010 Tarihinde
Tokat Dershanelerine Dilekçe İle Başvuran İndirimli Okumak İsteyen Öğrencilerin Durumları
İle İlgili Toplantı ve Karar Tutanağıdır” başlıklı belgede, 28 öğrencinin adı soyadı,
başvurduğu dershane, sınıfı, kayıt yaptıracağı dershane ve kayıt ücretinin bulunduğu bir
liste yer almaktadır. Söz konusu belgede ayrıca 11.06.2010 tarihinden sonra dershanelere
başvuran öğrencilerin tamamının kura ile dershanelere paylaştırılacağı belirtilmektedir.
Belgede; Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi ve Tokat Sınav Dershanesi yetkililerinin
imzaları yer almaktadır.
(39) Final Dergisi Dershanesi’nde elde edilen 28.04.2010 tarihli “Tokat Dershaneleri Toplantı
Tutanağı”nda “indirimli öğrencilerin listeleme düzeni”ne yer verilmektedir.
(40) Yukarıda yer verilen belgelerde imzası bulunan kişiler ve teşebbüsler aşağıdaki tabloda
gösterilmektedir:
14-27/556-239
8/29
Tablo 1: Teşebbüs Yetkililerinin İmzalarının Yer Aldığı Belgeler
Kişi/
Teşebbüs
15.07.
2009
Tarihli
Tutanak
12.08.
2009
Tarihli
Tutanak
25.08.
2009
Tarihli
Tutanak
16.09.
2009
Tarihli
Tutanak
02.04.
2010
Tarihli
Tutanak
09.04.
2010
Tarihli
Tutanak
21.04.
2010
Tarihli
Tutanak
11.06.
2010
Tarihli
Tutanak
20.08.
2010
Tarihli
Tutanak
2009-
2010
İndirim
Oranları
2010-
2011
SBS
Grubu
Ücret
Tablosu
2010-
2011
Ücret
Tablosu
(Hafta
Sonu)
(…..)
(Bilim)
X X X X X X X X X X X X
(…..)
(Bilgi)
X X X X X X X X X X
(…..)
(Bilgi)
X
(…..)
(Bilgi)
X X
(…..)
(Sınav)
X X X X X X X X X X X
(…..)
(Sınav)
X X
(…..)
(Final
Dergisi)
X X X X X X X X X X X
(…..)
(Final
Dergisi)
X X X X X
(…..)
(Selçuk
Fen)
X X X X X X X X X
(…..)
(Selçuk
Fen)
X
(…..)
(Selçuk
Anafen)
X X X X X
(…..)
(Final)
X X
(41) Yukarıda yer verilen 15.07.2009 (Belge 1) ve 12.08.2009 (Belge 2) tarihli tutanakların
incelenmesi sonucunda; Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final
Dergisi Dershanesi ve Selçuk Fen Dershanesi yetkililerinin söz konusu tarihlerde yaptıkları
toplantılarda, hafta içi öğrencilerine yönelik uygulanacak dershane ücretlerine ilişkin taban
belirlenmesi hususunda anlaştıkları sonucuna ulaşılmıştır. 25.08.2009 ve 16.09.2009 tarihli
toplantı tutanaklarında yer alan “Hafta içi kayıtlarında büyük oranda uyulmuş fiyat istikrarı
korunmaya devam edilecektir.” ve “Hafta içi kayıtlarında 1500 TL taban fiyatına büyük
ölçüde uyuluyor” ifadelerinden dershanelerin 15.07.2009 ve 12.08.2009 tarihinde yapılan
toplantılarda belirlenen kurs ücretlerine uyduğu anlaşılmaktadır.
(42) Yukarıda yer verilen 2009-2010 Hafta İçi Grubu Öğrencilerine Uygulanacak İndirim Oranları
başlıklı belgenin (Belge 3) incelenmesi sonucunda; Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi,
Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi ve Selçuk Fen Dershanesi yetkililerinin
2009-2010 eğitim ve öğretim yılında elde ettikleri puanlara göre öğrencilere uygulanacak
indirim oranlarını birlikte belirledikleri sonucuna ulaşılmıştır.
(43) Önaraştırma sürecinde elde edilen 09.04.2010 (Belge 4) ve 21.04.2010 tarihli tutanakların
incelenmesi sonucunda; Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final
14-27/556-239
9/29
Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi ve Selçuk Fen Anafen Dershanesi yetkililerinin
2010 yılında da bir araya gelerek dershane ücretlerini ve indirim oranlarını birlikte
belirledikleri sonucuna ulaşılmıştır.
(44) “Dershaneler Birliği Ortak Sınav Uygulama Yönergesi ve Toplantı Tutanakları” başlıklı belge
ve devamında yer alan Belge 5’in incelenmesi sonucunda Bilim Dershanesi, Bilgi
Dershanesi, Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi ve Selçuk
Fen Anafen Dershanesi yetkililerinin 2010-2011 eğitim ve öğretim yılı öncesinde bir araya
gelerek, öğrencilerin seviyelerinin belirlenmesine yönelik ortak bir sınav yapmak konusunda
anlaştıkları, kurs ücretleri ve öğrencilere ortak sınavdaki başarılarına göre uygulanacak
indirimleri birlikte belirledikleri sonucunda ulaşılmıştır. Söz konusu tutanağın içeriğinden,
dershanelerin kardeş kayıtlarında yapılacak indirim miktarı (100 TL), toplu kayıtlarda indirim
yapılmaması ve öğrencilere kayıt öncesinde ve sonrasında kitap ve promosyon verilmemesi
konularında anlaştıkları görülmektedir.
(45) Yukarıda yer verilen Belge 6’nın incelenmesi sonucunda; Bilim Dershanesi, Bilgi
Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi ve
Selçuk Fen Anafen Dershanesi yetkililerinin 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında hafta
sonunda eğitim alacak öğrencilere ortak sınavdaki başarılarına göre uygulanacak indirimleri
birlikte belirledikleri anlaşılmıştır. Final Dergisi Dershanesi’nde elde edilen ve 15.09.2010 ve
02.10.2010 tarihli listelerin de yer aldığı belgeler, dershanelerin diğer dershanelere kayıt
yaptıran öğrencilerin ücretleri hakkında bilgi sahibi olduğunu göstermektedir. Benzer şekilde
11.06.2010 tarihli belge de öğrencilerin kayıt yaptırdıkları dershane ile dershane ücretlerine
ilişkin bilgilerin, dershane yetkililerinin yaptıkları toplantılarda tutanağa kaydedildiğini
göstermektedir.
(46) Dosya kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler ile yukarıda sunulan değerlendirmeler
çerçevesinde; Tokat il merkezinde faaliyet gösteren Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi,
Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi (Tokat Fem
Dershanesi) ve Selçuk Fen Anafen Dershanesi’nin 2009-2010 yıllarında yapılan
toplantılarda alınan kararlar ile öğrencilere uygulanacak dershane ücretleri, yapılacak
sınavlarda öğrencilerin alacakları puan veya sıralamalarına göre uygulanacak indirim
oranlarını/miktarlarını belirledikleri anlaşılmaktadır. Söz konusu teşebbüslerin 2009-2010
yıllarına ilişkin anılan eylemlerinin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin “mal veya hizmetlerin
alım ya da satım fiyatının fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut
satım şartlarının tespit edilmesi” şeklindeki (a) fıkrası kapsamında rekabeti bozucu bir
anlaşma niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
(47) Teşebbüsler arasında yapılan söz konusu rekabeti bozucu anlaşmanın, 15.07.2009 tarihli
toplantıda Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi
Dershanesi ve Selçuk Fen Dershanesi yetkililerinin hafta içi öğrencilere yönelik dershane
ücretlerine ilişkin taban belirlenmesi hususunda anlaşmaları (Belge 1) ile başladığı
anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen diğer belgelerde, söz konusu teşebbüs yetkililerinin
15.07.2009 tarihi sonrasında da toplantılar yaptığı ve farklı sınıflarda eğitim gören
öğrencilerin kurs ücretleri ile ücretlere uygulanacak indirim oranı ve miktarlarını belirlediği
görülmektedir. Yapılan incelemelerde edilen 20.08.2010 tarihli toplantı tutanağından; Bilim
Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi ve Selçuk
Fen Dershanesi yetkililerinin dershanelerin hafta içi kurs alan öğrencilerin ücretsiz veya
indirimli hizmet almaya yönelik dilekçelerinin kuraya tabi olması ve özel yurtlarda kalan
mezun öğrencilere uygulanacak indirim miktarı hakkında anlaştıkları görülmektedir. Dosya
kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda, haklarında
soruşturma açılan teşebbüslerin, 15.07.2009 ile 20.08.2010 tarihleri arasında yapılan
toplantılarda 2009-2010 ve 2010-2011 eğitim ve öğretim dönemlerine ilişkin dershane
ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını belirlemelerinin teşebbüsler arasında devam eden
14-27/556-239
10/29
tek bir anlaşmanın parçası olduğu ve teşebbüslerin tamamının 15.07.2009 ile 2010-2011
eğitim ve öğretim döneminin sonu olan 2011 yılı Haziran ayı arasında söz konusu
anlaşmanın tarafı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
I.4.2. Teşebbüslerin Savunmalarına Yönelik Değerlendirmeler
I.4.2.1. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yetkililerinin de Katılımıyla Yapılan Toplantılarda
Ağırlıklı Olarak Sektörel Hususların Görüşüldüğü ve Alınan Fiyata İlişkin Kararların
Makul Gerekçelere Dayandığı Yönündeki Savunmaların Değerlendirilmesi
(48) Final Dergisi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi
ve Bilim Dershanesi tarafından yapılan yazılı savunmalarda; Tokat ili genelindeki
dershanelerin 5580 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik gereği fiyat belirledikleri, kurumlar
arasındaki uygulama farklılıklarından dolayı sorunlar ortaya çıktığı, Tokat ilindeki
dershanelerin sorumlu olduğu Bakanlık ve diğer idarelere karşı sorumluluklarını
aksatmadan yerine getirmek ve sektördeki gelişmelerin takibi amacıyla bilgi paylaşımında
bulunulduğu, bu bilgi paylaşımlarında rekabeti kısıtlayıcı veya engelleyici bir anlayış içinde
asla bulunulmadığı, dershane ücretlerinin teşebbüslerin maliyetlerini karşılayamaz düzeye
düşmesi nedeniyle ilgili dershanelerin piyasada fiyat istikrarını sağlamaktan çok varlıklarını
sürdürmeye çabaladıkları ifade edilmektedir. Savunmalarda ayrıca söz konusu toplantıların;
kaliteli ve sürdürülebilir bir dershanecilik hizmeti sunmak, dershane bazında ayrı olarak
yapılması durumunda zaman ve mekan israfına yol açan deneme sınavlarını öğrencilerin
merkezi sınavlara daha verimli hazırlanmasını da sağlayacak şekilde ortak sınav olarak
yapmaya ilişkin istişarede bulunmak, okul-dershane ve öğrenci-veli-öğretmen işbirliğini tesis
etmek, Bakanlıkça belirlenen müfredatta dershaneler arası etkileşim ve koordinasyonu
sağlamak amacıyla yapıldığı, yapılan anlaşmaların rekabeti bozma amaçlı olmayıp haksız
rekabeti ortadan kaldırmak ve kaliteli bir eğitim verilmesinin sağlanmasına yönelik olduğu
ileri sürülmektedir.
(49) Yukarıdaki hususlara ek olarak, Tokat Sınav Dershanesi ve Bilgi Dershanesi yazılı
savunmalarında; sözü edilen toplantıların bazılarına Tokat İl Milli Eğitim Müdürünün bizzat
yahut görevlendirdiği müdür yardımcısının başkanlık ettiği, toplantılarda gündeme gelen
ortak sınav uygulamasına adı geçen yetkililer tarafından da cevaz verildiği, ayrıca Tokat’taki
eğitim hayatı için kilit rol oynayan dershanelerin bir araya geldiği platformlarda ilgili
Bakanlığın bu şekilde katılım göstermesinin doğal olduğu beyanlarına yer vermişlerdir.
(50) Bilgi Dershanesi ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan yönerge ve
yönetmelikleri yorumlamak ve uygulamalarda uyumu sağlamak için dershaneler olarak bir
araya gelerek ortak kararlar alma yönünde zorunluluk hissettikleri ifadelerinde bulunmuştur.
(51) 4054 sayılı Kanun’un “Amaç” başlıklı birinci maddesinde yer verildiği üzere, Kanun’un
amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma,
karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye
kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin
korunmasını sağlamaktır. Teşebbüsler arasında rekabetin hâkim olduğu bir piyasa
ekonomisinde, başta fiyatlar olmak üzere mal veya hizmetlerin her türlü alım ve satım
koşulunun teşebbüslerce bağımsız olarak belirlenmesi esastır. Teşebbüsler arasındaki
rekabetin yerini mal veya hizmetlerin arz koşullarına ilişkin bir anlaşma veya uyumlu eylemin
alması halinde ise genellikle mal veya hizmetlerin fiyatlarının rakip teşebbüslerin mutabık
kaldığı sınırlar içerisinde seyretmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
(52) Kararın, teşebbüs eylemlerinin değerlendirildiği bölümünde ayrıntılı olarak belirtildiği üzere,
soruşturmaya taraf teşebbüsler tarafından yapılan anlaşmanın esas amacı teşebbüsler
arasındaki fiyat rekabetinin ortadan kaldırılmasıdır.
(53) Dosya kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde; hakkında soruşturma açılan
teşebbüslerin 2009-2010 yıllarında yapılan toplantılarda öğrencilere uygulanacak dershane
14-27/556-239
11/29
ücretleri, yapılacak sınavlarda öğrencilerin alacakları puan veya sıralamalarına göre
uygulanacak indirim oranlarını/miktarlarını birlikte belirleyip belirlemedikleri değerlendirilmiş
olup, söz konusu teşebbüslerin birlikte ve/veya İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ile ortak
sınav düzenlenmesi konusunda görüşmeleri, ortak sınav düzenlemeleri veya mevzuata
uyum için çalışma yapmalarına yönelik olarak 4054 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir
değerlendirme veya ihlal tespiti yapılmamıştır.
(54) Teşebbüslerin, fiyat belirlemeye yönelik olarak yaptıkları anlaşmaya gerekçe olarak sektörel
sorunlar, dershaneler ile ilgili mevzuata uyum sağlanması, sektördeki gelişmelerin takibi
amacıyla bilgi paylaşımında bulunulması ve kaliteli bir eğitim verilmesinin sağlanmasını
mazeret olarak sunmaları, 4054 sayılı Kanun kapsamındaki sorumluluklarını ortadan
kaldırmamaktadır.
(55) Ayrıca belirtilmelidir ki, 5580 sayılı Kanunu ile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliği ücretlere ilişkin olarak özel öğretim kurumlarının, işletme giderlerine göre
ücretlerini tespit etmeleri, belirli dönemlerde söz konusu ücretleri ilan etmeleri ile ücretsiz
hizmet verilecek öğrenci oranlarına ilişkin düzenlemeler içermekte olup, dershanelerin
ücretlerini birlikte belirlemelerinin nedeni olarak kabul edilemez.
I.4.2.2. Toplantıda Alınan Kararların Bağlayıcı Nitelik Taşımayıp Tavsiye Niteliğinde
Olduğu, Kararların Uygulanmadığı ve Fiyat Birlikteliğini Sağlamanın Fiilen Mümkün
Olmadığı Yönündeki Savunmaların Değerlendirilmesi
(56) Final Dergisi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi
ve Bilim Dershanesi tarafından yapılan yazılı savunmalarda; toplantıda belirlenen fiyatlara
ilişkin kararlardan hiçbirinin toplantı sonrasında uygulanmadığı, kaldı ki, bahsi geçen
toplantıların istişari nitelik taşıdığı ve alınan kararları uygulamaya zorlama noktasında
dershanelere yönelik denetim veya yaptırım mekanizmasının söz konusu olmadığı, her bir
dershanenin fiyat ve ödeme koşullarının pratikte farklı olduğu ve söz konusu farklılaşmanın
savunma eklerinde sunulan ücret ilanlarından teyit edilebileceği ifade edilmektedir.
(57) Ayrıca, Final Dergisi Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi ve Bilim Dershanesi yazılı
savunmalarında; fiziki mekan, ekonomik güç, idari yapılanma, kayıt sırasında tamamen
dershanenin özel inisiyatifindeki pazarlık etme uygulamaları gibi faktörler bakımından büyük
ölçüde birbirinden farklılaşan dershanelerin, ilgili pazarda her anlamda rekabet içinde
olduklarını ve ilgili pazarda fiyat birlikteliğini sağlamanın zaten fiilen mümkün olmadığını
iddia etmişlerdir.
(58) Savunmasının, fiyat birlikteliğinin olmadığına dair bölümünde ders saati ücretleri örneğine
de yer verdiği görülen Bilgi Dershanesi, anılan ücretlerin personel, ek kaynak gibi gider
kalemleri dikkate alınmak suretiyle dershane bazında ve farklı olarak belirlendiğini öne
sürmüştür.
(59) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde düzenlenen ihlalin tespiti açısından, rakip teşebbüsler
arasında yapılan anlaşmada rekabeti bozucu amacın bulunması yeterli olup söz konusu
amacın tespit edilmesi halinde ayrıca rekabeti bozucu etkinin ve dolayısıyla zararın ortaya
konulmasına gerek bulunmamaktadır.
(60) Kararın, teşebbüs eylemlerinin değerlendirildiği bir önceki bölümünde, soruşturmaya taraf
teşebbüsler tarafından yapılan anlaşmanın amacının fiyat rekabetini ortadan kaldırmak
olduğu açıkça ortaya konulmuştur. Dolayısıyla bir an için soruşturmaya konu anlaşmaların
uygulanmadığı kabul edilse bile, bu durum, ihlali ve teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun
kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
(61) Rakip teşebbüsler arasında rekabeti bozucu anlaşmanın bağlayıcı olmaması veya
belirlenen fiyatların tavsiye niteliğinde olması da anlaşmanın ihlal niteliğini ortadan
kaldırmamaktadır. Zira söz konusu anlaşmaların yapılmasıyla birlikte serbest rekabet
14-27/556-239
12/29
ortamının en önemli unsurlarından biri olan teşebbüslerin ticari kararlarına ilişkin geleceğe
yönelik belirsizlik kısmen de olsa ortadan kaldırılmaktadır.
I.4.2.3. Soruşturma Dönemi İtibarıyla Teşebbüsün Faaliyet Göstermediği Yönündeki
Savunmanın Değerlendirilmesi
(62) Bilim Dershanesi tarafından yapılan savunmada, kurumlarının 2011-2012 eğitim-öğretim yılı
için öğrenci kaydı almamak suretiyle faaliyetlerine fiilen son verildiği ve bahse konu
soruşturmadan yaklaşık 10 ay önce (Ocak 2013) Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile resmen
kapandığı ifade edilerek, soruşturmaya konu 29.04.2013 tarihli şikayetin kendileriyle ilgisinin
olamayacağı belirtilmiştir.
(63) Yukarıda da yer verildiği üzere, Bilim Dershanesi’nin de aralarında bulunduğu teşebbüsler
2009-2010 yıllarında yaptıkları anlaşmalar ile öğrencilere uygulanacak kurs ücretleri ile
indirim oranları ve miktarlarını belirlemişlerdir. Bilim Dershanesi’nin faaliyetlerine 2011-2012
öğretim yılında fiilen, 2013 yılında ise resmen son vermesinin söz konusu dershanenin
2009-2010 yıllarında tarafı olduğu rekabeti bozucu anlaşma kapsamındaki sorumluluğunu
ortadan kaldırmamaktadır.
I.4.2.4. Tokat’taki Dershanelerin Dershaneler Birliği veya Başka Herhangi Bir Tüzel
Kişilik Yapılanması İçinde Olmadıklarına İlişkin Savunmaların Değerlendirilmesi
(64) Bilim Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi ve Bilgi Dershanesi tarafından yapılan yazılı
savunmalarda, Tokat’ta faaliyet gösteren dershanelerin aralarında iddia edildiği gibi bir
Dershaneler Birliği veya başka bir tüzel kişilik yapılanmasının bulunmadığı belirtilmiştir.
Bahsi geçen ifadelere ilaveten Bilim Dershanesi tarafından gönderilen savunmada,
yürütülen soruşturmaya esas olan belgelerdeki toplantı tutanaklarının, Dershaneler Birliği
adı altında imzalanmamış olduğu, söz konusu tutanaklarda yalnızca imzalayan
dershanelerin adlarının yer aldığı öne sürülmüştür.
(65) Dosya kapsamında haklarında soruşturma açılan teşebbüslere yönelik değerlendirmeler,
Tokat il merkezinde faaliyet gösteren dershanelerin 2009-2010 yıllarında yaptıkları
anlaşmalar ile öğrencilere uygulanacak kurs ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını
belirlemelerine ilişkindir. Haklarında soruşturma açılan teşebbüslerin Dershaneler Birliği
veya başka bir tüzel kişilik oluşturmamaları ve tutanakların Dershaneler Birliği adı altında
imzalanmamış olmasının, söz konusu teşebbüslerin 2009-2010 yıllarında yaptıkları
anlaşmaların 4054 sayılı Kanun kapsamında ihlal oluşturup oluşturmadığına ilişkin
yapılacak değerlendirme açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
I.4.2.5. Tokat’ta Faaliyet Gösteren ve Yapılan Toplantılara Katılmayan Dershanelerin
Öğrenciler İçin Alternatif Oluşturduğuna İlişkin Savunmaların Değerlendirilmesi
(66) Bilim Dershanesi ve Final Dergisi Dershanesi tarafından yapılan yazılı savunmalarda,
Tokat’ta, dosya kapsamında yapıldığı iddia edilen toplantılara katılmayan dershaneler
bulunduğu, söz konusu dershanelerin öğrenciler için alternatif oluşturduğu ve bu nedenle
fiyat birlikteliğinin oluşmasının ve rekabetin engellenmesinin mümkün olmadığı ifade
edilmektedir.
(67) Yukarıda da belirtildiği gibi, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde düzenlenen ihlalin tespiti
açısından, rakip teşebbüsler arasında yapılan anlaşmada rekabeti bozucu amacın
bulunması yeterli olup, söz konusu anlaşmanın uygulanması sonucunda anlaşmaya taraf
teşebbüslerin fiyatlarının birbirleriyle aynı olduğunun ortaya konulmasına gerek
bulunmamaktadır. Ayrıca mezkur Kanun maddesi kapsamında bir anlaşmanın varlığı için
ilgili pazardaki tüm teşebbüslerin söz konusu anlaşmaya taraf olmaları gerekli bir koşul
olarak aranmamaktadır.
14-27/556-239
13/29
I.4.2.6. Toplantılarda Alınan Kararların Amacının Rekabeti Bozmak ve Tekelleşmek
Olmadığı, Yapısal Olarak da Kartel Oluşturmanın Mümkün Olmadığı, Piyasa Şartlarına
Karşı Söz Konusu Kararların Alınma İhtiyacının Duyulduğu Yönündeki Savunmaların
Değerlendirilmesi
(68) Bilim Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Bilgi Dershanesi ve Final Dergisi Dershanesi
yazılı savunmalarında, dershanelerin bir araya geldiği toplantılarda aldıkları kararların
amacının kartel oluşturmak suretiyle rekabeti bozmak ve tüketiciye zarar vermek olmadığı;
daha verimli, daha kaliteli, planlı ve programlı çalışmayı tesis etmek, öğrenciler arasında
ücret adaletini sağlamak, kamu hizmetini yaygınlaştırmak, ihtiyaç sahiplerinin çocuklarına
dershane imkanı sağlamak, haksız rekabete son vermek, eğitimde fırsat eşitliği yaratmak ve
dershanelerin sunduğu eğitimin kalitesini artırmak olduğu iddia edilmektedir.
(69) Yukarıdaki ifadelere ilaveten Bilgi Dershanesi savunmasında, bir araya gelen mevcut
dershanelerin kartelleşme (tekelleşme) ve bir birlik kurma amacının olamayacağı; zira
mevcut dershanelerden Final, Sınav, Fem Dershanelerinin ulusal dershanelerin Tokat
şubeleri olmaları hasebiyle böyle bir yapılanmaya uygun olmayıp şubeleri ve merkezlerinin
koordineli bir şekilde çalıştığı, Bilgi Dershanesi’nin ise Tokat merkezden başka yerde
şubesinin bulunmadığı, ayrıca bu toplantılara katılmayıp faaliyetlerini sürdüren başkaca
dershanelerin mevcut olduğu hususlarını ifade etmiştir.
(70) Savunmasının devamında Bilgi Dershanesi, tutanaklarda geçen “toplantılarda fiyat istikrarı
mümkün mertebe sağlanmıştır” ifadesinin aslında öğrenciler arasında anormal ücret
açıklığını daraltmakla birlikte, daha önce ekonomik durumları düşük olup da dershaneye
gidemeyen, kardeş olan, yurtta kalan, ilçelerden gelen, başarılı olan öğrencilere belli
indirimler ve ödeme kolaylıkları getirmek suretiyle eğitimde fırsat eşitliği sağlama amacı
yönünde kullanıldığını, 3. kişileri zarara sokmak yerine menfaatlerinin korunmasını
sağlamak amacı taşıdığını ileri sürmektedir.
(71) Keza Final Dershanesi de benzer şekilde kartel yapılanmasının toplantı tutanaklarında
imzası olan dershaneler için mümkün olmadığı; zira fiziki donanım ve öğretmen kalitesi
özelinde sundukları eğitim, danışmanlık ve sosyal aktivite hizmetlerinin kalite farklılıkları
nedeniyle tekel fiyatı belirlemeye müsait olmadığı, aksi durumun hizmetin mantığına aykırılık
teşkil edeceği yönünde ifadelerde bulunmuştur.
(72) Final Dershanesi ayrıca; faaliyet gösterdikleri alanın hizmet sunmaya dönük olması, bir
başka deyişle mal alım satımı yapmıyor olmaları nedeniyle tekelci fiyatlandırmanın söz
konusu olamayacağını; kaldı ki, hizmetin farklı kalitede olacağı gerçeğinin farklı kurumları
tercih etmeyi beraberinde getirdiği ve dolayısıyla farklı fiyatların oluşacağının kesin bir ticari
gereklilik olarak ortaya çıktığını, bu nedenle de tekelleşmeyi sağlayarak rekabeti önlemenin
ihtimal dahi oluşturmadığını dile getirmiştir.
(73) Bilim Dershanesi tarafından yapılan savunmada yukarıda özetlenen beyanların yanı sıra;
öğrenci sayısının sınırlı olması, Tokat'ın küçük bir pazar oluşturması, mevcut dershanelerle
birlikte okullarda açılan kursların etüt merkezlerinin çokluğu aşırı promosyon reklam vs. ve
dershaneler arası haksız rekabetin getirdiği olumsuz etkilerin faaliyet alanlarını daralttığını,
bu nedenle de soruşturmaya taraf olan diğer dershaneler ile bir araya gelerek pansuman
niteliğindeki tedbirler alma yoluna gittiklerini; ancak bir neticeye ulaşamadıklarını ileri
sürmüştür.
(74) Final Dershanesi de yazılı savunmasında, yaptıkları istişare toplantılarına sadece bir
cepheden yaklaşarak tekelleşme isteği, rekabeti önleme mantığıyla bakılmasını kabul
etmediklerini belirterek, söz konusu toplantıların yoğun emekler sarf ederek sundukları ilmi
hizmete ilaveten elektrik, su, telefon, kira, stopaj, vergi, SGK, maaş gibi mali yükümlülüklerin
altında kalmama çabası olarak değerlendirilmesini talep etmiştir.
14-27/556-239
14/29
(75) Yukarıda da belirtildiği üzere 4054 sayılı Kanun’un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki
rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya
hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için
gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.
Teşebbüsler arasında rekabetin hâkim olduğu bir piyasa ekonomisinde, başta fiyatlar olmak
üzere mal veya hizmetlerin her türlü alım ve satım koşulunun teşebbüslerce bağımsız olarak
belirlenmesi esastır. Teşebbüsler arasındaki rekabetin yerini mal veya hizmetlerin arz
koşullarına ilişkin bir anlaşma veya uyumlu eylemin alması halinde ise genellikle mal veya
hizmetlerin fiyatlarının rakip teşebbüslerin mutabık kaldığı sınırlar içerisinde seyretmesi
sağlanmaya çalışılmaktadır. Kararın, teşebbüs eylemlerinin değerlendirildiği bölümünde
ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, soruşturmaya taraf teşebbüslerin katılımıyla yapılan
toplantılarda alınan kararların esas amacı teşebbüsler arasındaki fiyat rekabetinin ortadan
kaldırılmasıdır.
(76) Teşebbüslerin rekabeti bozucu uygulamalarına, sektörel birtakım sorunları veya eğitim
kalitesinin artırılmasını mazeret olarak sunmaları, 4054 sayılı Kanun kapsamındaki
sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.
(77) Diğer taraftan, Ceza Yönetmeliği’nin 3/1-ç maddesinde kartel kavramı, “Fiyat tespiti,
müşterilerin, sağlayıcıların, bölgelerin ya da ticari kanalların paylaşılması, arz miktarının
kısıtlanması veya kotalar konulması, ihalelerde danışıklı hareket konularında, rakipler
arasında gerçekleşen, rekabeti bozucu anlaşma ve/veya uyumlu eylemler” şeklinde
tanımlanmıştır. Tanımdan da anlaşıldığı üzere, ilgili koşulları taşıyan bir rekabeti bozucu
anlaşmanın kartel olarak nitelendirilmesi için ilgili pazardaki tüm teşebbüsleri kapsaması
(tekelleşmeyi beraberinde getirmesi) veya teşebbüsler tarafından sunulan hizmetin aynı
nitelikte olması gerekmemektedir. Soruşturmaya taraf teşebbüsler arasında alındığı tespit
edilen rekabeti bozucu kararların, rakip teşebbüsler arasında fiyat tespitini içermesi
nedeniyle rekabet hukuku bağlamında kartel olarak nitelendirilebileceği açıktır.
I.4.2.7. Ücret İlanlarının MEB Mevzuatı Çerçevesinde Yapıldığı, Dershaneler Arası
Ortak Sınavların MEB Bilgisi Dahilinde Gerçekleştirildiği Yönündeki Savunmaların
Değerlendirilmesi
(78) Bilim Dershanesi sunduğu yazılı savunmada, faaliyette bulunduğu süreler içinde 5580 sayılı
Kanun ve MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki şartlara uygun olarak hareket
ettiğini ve ücret bildirimlerinde bulunduğunu, kanun ve yönetmelik ihlali yapmadığını
belirtmiştir.
(79) Tokat Fem Dershanesi yazılı savunmasında, dershanelerin bir araya gelerek yaptıkları ortak
sınavların Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisi dahilinde olduğu, söz konusu ortak sınavların
öğrencilerin başarısını görmek amacıyla düzenlendiği belirtilmiştir.
(80) Soruşturma kapsamında, ilgili teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun’u ihlal edip etmedikleri
değerlendirilmekte olup, 5580 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik çerçevesinde herhangi bir
değerlendirme yapılmamıştır. Benzer şekilde, soruşturma raporunda dershanelerin ortak
sınav yapmasına ilişkin herhangi bir değerlendirmeye veya ihlal tespitine yer verilmemiştir.
Kaldı ki, savunma konusu mevzuat maddeleri incelendiğinde teşebbüslerin bir araya gelerek
fiyatları belirlemesine yahut gelir/müşteri paylaşımına ilişkin hükümler içermediği
görülmektedir.
I.4.2.8. Dershanelerin Bilgi ve Hizmet Sunan Kuruluşlar Olduğunun Dikkate Alınması
Gerektiği Yönündeki Savunmaların Değerlendirilmesi
(81) Bilgi Dershanesi yazılı savunmasında; dershanelerin mal piyasasında değil hizmet
sektöründe faaliyet gösteren eğitim kuruluşları olduğunu ifade ederek, hizmet piyasasındaki
iki veya daha fazla teşebbüs arasındaki bir anlaşma ile mal piyasasında oyuncu olan
14-27/556-239
15/29
teşebbüsler arasındaki bir anlaşmanın farklı ele alınması gerektiğini, zira anılan iki durumun
hukuki anlamda farklı neticelere yol açacağı gerçeğinin bunu gerektirdiğini iddia etmiştir.
(82) Final Dergisi Dershanesi de savunmasında, faaliyet gösterdikleri alanının hizmet sunmaya
dönük olması, bir başka deyişle mal alım satımı yapmıyor olmaları nedeniyle tekelci
fiyatlandırmanın söz konusu olamayacağını, ayrıca dershanelerin sundukları hizmetin kamu
hizmeti karakteri taşıması hasebiyle zaten ön planda fiyat karlılığı amacı gütmediklerinin de
göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etmiştir.
(83) 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesinde teşebbüs, “Piyasada mal veya hizmet üreten,
pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan
bir bütün teşkil eden birim” olarak tanımlanmış ve 4. maddesinde “Belirli bir mal veya hizmet
piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama
amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası
anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı
ve yasak” olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü gibi, 4054 sayılı Kanun’da, teşebbüs kavramının
tanımlanması veya bu Kanun’un 4. maddesi çerçevesinde incelenecek anlaşma, uyumlu
eylem veya teşebbüs birliği kararları açısından ilgili teşebbüslerin mal üretmeleri ile hizmet
sunmaları arasında herhangi bir ayrıma gidilmemiştir.
(84) 4054 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından kamu teşebbüsleri veya özel teşebbüsler
arasında da bir ayrım bulunmamaktadır. Kaldı ki, ülkemizde faaliyet gösteren dershaneler
eğitim alanında hizmet sunmuş olsalar da 5580 sayılı Kanun çerçevesinde faaliyet gösteren
özel ticari kuruluşlardır.
I.4.2.9. Teşebbüsün Uyumlu Eylemde Bulunmadığı ve 4054 sayılı Kanun’un 5. Maddesi
Hükmünden Yararlandırılması Yönündeki Savunmanın Değerlendirilmesi
(85) Bilgi Dershanesi tarafından yapılan yazılı savunmada, dershaneler arasındaki anlaşmalarda
fiyat birlikteliği gibi algılanan hafta içi ve hafta sonu bütün sınıflara ait ücret bildirimlerinin hiç
birine kendileri tarafından uyulmadığı, bu durumun cevabi yazılarının ekinde
belgelendirdikleri öğrenci dosyalarından anlaşılacağı, bu bakımdan teşebbüsün uyumlu
eylemde bulunmadığı, 4054 sayılı Kanun’un 4/3. maddesi uyarınca ekonomik ve rasyonel
gerekçelerinin de bulunduğu ifade edilmiş; ayrıca aynı Kanun’un 5. maddesindeki muafiyet
şartlarını taşıdıklarının kabulü talebinde bulunulmuştur.
(86) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında bir ihlalin, teşebbüsler arasındaki bir anlaşma,
uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararı şeklinde ortaya çıkması mümkündür. Mevcut
dosyada teşebbüsler arasında rekabeti bozucu bir anlaşmanın varlığı açıkça ortaya
konulduğundan, ihlalin tespiti açısından uyumlu eylemin bulunup bulunmadığına yönelik
herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Dolayısıyla teşebbüsün bu yöndeki savunmasının
kabul edilebilir nitelikte olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
(87) Bilgi Dershanesi tarafından yapılan savunmada, haklarında soruşturma açılan teşebbüslerin
bir araya gelerek dershane ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını belirlemelerinin, 4054
sayılı Kanun’un 5. maddesinde belirtilen şartları nasıl sağladığına ilişkin herhangi bir
açıklamaya yer verilmemiştir.
(88) Teşebbüslerin bir araya gelerek dershane ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını
belirlemelerinin, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde belirtilen “mal veya hizmetlerin üretim
veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik
veya teknik gelişmenin sağlanması” şartını sağlamaması, soruşturmaya konu eylemler
sonucu ortaya çıkan faydanın tamamen kartel üyeleri lehine etki doğurması ve başta
soruşturmaya taraf teşebbüslerin müşterileri olmak üzere, toplumun bu uygulamalardan
büyük oranda zarar görmesi nedenleriyle, söz konusu anlaşmaya muafiyet tanınamayacağı
sonucuna ulaşılmıştır.
14-27/556-239
16/29
I.4.2.10. Sınav Dershanesi’nin Anayasa, Kabahatler Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun
ilgili Hükümleri Bakımından Getirdiği Savunmaların Değerlendirilmesi
(89) Tokat Sınav Dershanesi tarafından sunulan yazılı savunmada, Anayasa Mahkemesi’nin
15/03/2012 tarih ve E: 2011/05; K: 2012/381 sayılı kararında "Anayasanın 38. maddesinde
idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede
öngörülen ilkelere tabidir." denildiği belirtilerek, teşebbüsün savunmasında ceza hukukuna
ait düzenlemelerin esas alınacağı ifade edilmiştir. Mezkur savunma yazısının devamında
“hareketsiz suç bir başka ifadeyle kabahat olmaz ilkesi ceza ve dolayısıyla kabahatler
hukukunun temel ilkesidir.” denildikten sonra bir şahsın cezalandırılması için kural olarak
"taksir veya kasıtla" işlenen bir hareketin olması gerektiği, bir kabahatin işlenmesi için de
bazı aşamaların kaydedilmesinin zorunlu olduğu, bu safhaların ilkinin "hazırlık yani
teşebbüs” aşaması olduğu, kabahate ilişkin hazırlık hareketlerinin kural olarak
cezalandırılamayacağı ilkesinin istisnasının Kabahatler Kanunu’nun 13. maddesinde
belirtildiği üzere kabahate teşebbüs için müeyyide öngörülen hallerle sınırlı olduğu, bu
noktada da işbu soruşturma kapsamında ihlal/kabahat addedilen dershaneler tarafından
toplantılarda alınan kararların nitelik olarak bir hazırlık hareketi yani teşebbüs özelliği
taşıdığı, ancak 4054 sayılı Kanun’da kabahatte teşebbüsü idari yaptırıma bağlayan bir
hükmün bulunmadığı, kaldı ki, rekabet hukukuna ilişkin düzenlemeleri bilmemeleri nedeniyle
ihlale ilişkin kast ve taksirlerinin de bulunmadığı göz önüne alındığında, kabahatin de aslında
oluşmamış olduğu ifade edilerek, haklarında idari para cezası uygulanmaması talep
edilmiştir.
(90) Bilgi Dershanesi’nin savunmasında ise, dershaneler tarafından yapılan istişari toplantıların
dar yorumlanmayarak bahsi geçen toplantılarda alınan kararların suç olarak
değerlendirilmesinin anlaşılamadığı; ceza davalarında dahi düşünce suç olmaz iken söz
konusu kararların suç addedildiği ifadelerine yer verilmiştir.
(91) Anayasanın 38. maddesinde, kanunilik ilkesi, masumiyet karinesi ve kanuna aykırı elde
edilen bilgi ve belgelerin delil olarak kullanılamaması gibi suç ve cezalara hakim olan genel
ilkelerine yer verilmiştir. 4054 sayılı Kanun doğrultusunda Rekabet Kurulu tarafından verilen
idari para cezaları açısından Anayasa’nın 38. maddesinde öngörülen ilkelerin ihlalinin söz
konusu olmadığı değerlendirilmiştir.
(92) 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun Genel kanun niteliği başlıklı 3/1-b. maddesinde, “Bu
Kanunun… Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi
yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle
4054 sayılı Kanun kapsamında verilecek idari para cezaları 5326 sayılı Kabahatler
Kanunu’na tabidir.
(93) Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını
öngördüğü tüm haksızlıkların kabahat olarak kabul edileceği belirtilmiş, aynı Kanun’un Kast
ve Taksir başlıklı 9. maddesinde ise kabahatlerin, kanunda açıkça hüküm bulunmayan
hallerde hem kasten hem de taksirle işlenebileceği düzenlenmiştir. Buna göre 4054 sayılı
Kanun’da yasaklanan ihlallerin hem kasten hem de taksirle işlenmesi mümkündür. Mevcut
dosyada ise haklarında soruşturma açılan teşebbüsler, 15.07.2009 ile 20.08.2010 tarihleri
1Savunmada atıf yapılan Anayasa Mahkemesi kararı; davacı tarafından çocuklarının nüfus cüzdanlarının
kaybolması nedeniyle kendisine verilen idari para cezalarının kaldırılması istemiyle yapılan itirazın yerel
mahkeme tarafından uygun bulunarak Anayasa Mahkemesine taşınması suretiyle alınmıştır. Söz konusu
karara konu itiraz, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 11. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Fiili işlediği
sırada on beş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idari para cezası uygulanmaz” hükmünün Anayasanın 38.
maddesindeki cezanın şahsiliği ilkesiyle çeliştiği iddiası ile yapılmıştır. Teşebbüsün savunmasında atıf yapılan
Anayasa Mahkemesi’nin tespiti de bu itirazın incelenmesinde idari ve adli yaptırımlar arasında Anayasanın 38.
maddesi bakımından bir ayrım olmadığının kabulü altında yapılacağının ve anılan maddedeki evrensel ilkelerin
kabahatler için de geçerli olduğunun kabulüne ilişkindir.
14-27/556-239
17/29
arasında yaptıkları çok sayıda toplantıda dershane ücretleri ile indirim oranları ve
miktarlarını belirlemişlerdir. Bu hususlar teşebbüslerin rekabeti bozma amaçlı eylemi bilerek
ve isteyerek gerçekleştirdiğinin açık bir kanıtıdır. Dolayısıyla teşebbüsün ilgili dosyada kastın
bulunmadığı yönündeki savunmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı kanaatine
ulaşılmıştır.
(94) Ayrıca 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde düzenlenen ihlalin tespiti açısından, rakip
teşebbüsler arasında yapılan anlaşmada rekabeti bozucu amacın bulunması yeterli olup,
söz konusu amacın tespit edilmesi halinde ayrıca rekabeti bozucu etkinin ve dolayısıyla
zararın ortaya konulmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle somut olayda kabahate
teşebbüs değil, haklarında soruşturma açılan teşebbüslerin birlikte fiyat tespiti yaparak 4054
sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal etmeleri söz konusudur.
I.4.3. Ceza Miktarının Takdirine İlişkin Değerlendirme
(95) 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bu Kanun’un 4, 6 ve 7 nci
maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs
birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya
bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan
ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para
cezası verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Ceza Yönetmeliği’nin 1. maddesinde ise
Yönetmeliğin amacı, “4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı
maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunan teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu
birliklerin üyeleri ile bunların yönetici ve çalışanlarına, aynı Kanunun 16 ncı maddesi
gereğince verilecek para cezasının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemek” şeklinde
belirlenmiştir.
(96) Bu bağlamda işbu kararın önceki bölümlerinde yer verilen bilgi, bulgu ve değerlendirmeler
çerçevesinde; Tokat ili Merkez ilçede faaliyet gösteren Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi,
Tokat Sınav Dershanesi, Final Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi (Tokat Fem
Dershanesi) ve Selçuk Fen Anafen Dershanesi’nin öğrencilere uygulanacak kurs ücretleri
ile indirim oranları ve miktarlarını belirlemeye yönelik anlaşma yapmak suretiyle 4054 sayılı
Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği sonucuna ulaşıldığından, söz konusu teşebbüslere 4054
sayılı Kanun’un 16. maddesi ve ilgili Ceza Yönetmeliği hükümleri uyarınca idari para cezası
uygulanması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
(97) Ceza Yönetmeliği uyarınca nihai para cezası miktarı belirlenirken, öncelikle temel para
cezası belirlenmekte ve ardından varsa ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurlar uygulanarak nihai
para cezası tespit edilmektedir. Anılan Yönetmelik’in 5. maddesinde temel para cezasının
hesaplanması bakımından karteller ve diğer ihlaller şeklinde bir ayrım yapıldığı
görülmektedir. Buna göre Bilim Dershanesi, Bilgi Dershanesi, Tokat Sınav Dershanesi, Final
Dergisi Dershanesi, Selçuk Fen Dershanesi (Tokat Fem Dershanesi) ve Selçuk Fen Anafen
Dershanesi’nin öğrencilere uygulanacak kurs ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını
belirlemeye yönelik anlaşma yapmak suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal
etmesi, kartel ihlalleri kategorisinde nitelendirilmiş ve Yönetmelik’in 5. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi çerçevesinde, ilgili teşebbüslerden; Bilim Dershanesine, 2013 yılı
itibarıyla resmen kapatılmış olması nedeniyle 2012 yılı; diğer teşebbüslere ise 2013 mali yılı
sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde ikisi oranında temel para cezası verilmesi
uygun görülmüştür.
(98) Ceza Yönetmeliği’nin 5. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, bir yıldan uzun beş
yıldan kısa süren ihlallerde temel para cezasının yarısı oranında; beş yıldan uzun süren
ihlaller ise bir katı oranında arttırılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan teşebbüslerin kartele
katılımının bir yıldan uzun beş yıldan kısa sürmesi nedeniyle söz konusu teşebbüsler
14-27/556-239
18/29
bakımından belirlenecek temel para cezasının, Ceza Yönetmeliği’nin ilgili hükmü uyarınca
yarısı oranında arttırılmasına karar verilmiştir.
(99) Ceza Yönetmeliği’nin 6. maddesi kapsamında ise, temel para cezasının artırılmasını
gerektiren herhangi bir unsurun mevcut dosya bakımından bulunmadığı tespit edilmiştir.
(100) Diğer taraftan, Ceza Yönetmeliği’nin 7. maddesinin birinci fıkrasında, “Temel para cezası,
yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi haricinde incelemeye yardımcı olunması, ihlalde
kamu otoritelerinin teşvikinin veya diğer teşebbüslerin zorlamasının bulunması, zarar
görenlere gönüllü olarak tazminat ödenmesi, diğer ihlallere son verilmesi, ihlal konusu
faaliyetlerin yıllık gayri safi gelirler içerisindeki payının çok düşük olması gibi haller ilgili
teşebbüs veya teşebbüs birliği tarafından ispatlanırsa, dörtte bir ile beşte üç arasında
indirilebilir.” hükmü yer almaktadır.
(101) Teşebbüslerin yazılı savunmalarının ve teşebbüs temsilcilerinin, yerinde yapılan
incelemelerde elde edilen belgelere yönelik açıklamalarının, dershaneler arasında yapılan
rekabeti bozucu anlaşmanın ortaya konulmasına yardımcı olması nedeniyle, teşebbüs
yetkililerinin söz konusu açıklamalarının yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi haricinde
incelemeye yardımcı olunması kapsamında değerlendirilmiş ve söz konusu teşebbüsler
bakımından belirlenecek temel para cezasının, Ceza Yönetmeliği’nin 7. maddesinin birinci
fıkrası uyarınca üçte bir oranında indirilmesine karar verilmiştir.
J. SONUÇ
(102) 21.08.2013 tarih, 13-48/674-M sayılı Kurul kararı uyarınca yürütülen soruşturma ile ilgili
olarak düzenlenen Rapor’a ve Ek Görüş’e, toplanan delillere, yazılı savunmalara, sözlü
savunma toplantısında yapılan açıklamalara ve incelenen dosya kapsamına göre;
(1)
- Beka Mob. Kır. Öz. Eğ. Hiz. Teks. Gı. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Final Dergisi
Dershaneleri),
- Özderhan Eğit. Öğrt. Hiz. Tic. Ltd. Şti. (Tokat Sınav Dershanesi),
- Özel Obin Eğt. Öğrt. Hiz. Tic. Ltd. Şti. (Bilgi Dershanesi),
- Özel Tokat Bilim Eğt. Öğr. Hiz. Basın Yayın İnş. Turizm San. Ltd. Şti. (Bilim
Dershanesi),
- Selçuklu Özel Eğitim Merkezi A.Ş. (Selçuk Fen Dershanesi, Selçuk Fen Anafen
Dershanesi ve Tokat Fem Dershanesi)’nin
öğrencilere uygulanacak kurs ücretleri ile indirim oranları ve miktarlarını belirlemeye
yönelik anlaşma yapmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un
4. maddesini ihlal ettiklerine OYBİRLİĞİ ile,
(2) Bu nedenle 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti
Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması
Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in 5. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi ve ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 7. maddesinin birinci fıkrası
hükümleri uyarınca;
a) 2013 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi
gelirlerinin takdiren %2 oranında olmak üzere,
- Beka Mob. Kır. Öz. Eğt. Teks. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. (Final Dergisi
Dershaneleri)’ye 4.082,77 TL,
- Özderhan Eğt. Öğr. Hiz. Tic. Ltd. Şti. (Tokat Sınav Dershanesi)’ye 11.740,58 TL,
- Özel Obin Eğt. Öğr. Hiz. Tic. Ltd. Şti. (Bilgi Dershanesi)’ye 29.475,77 TL ve
14-27/556-239
19/29
- Selçuklu Özel Eğitim Merkezi A.Ş. (Selçuk Fen Dershanesi, Selçuk Fen Anafen
Dershanesi, Tokat Fem Dershanesi)’ye 63.323,36 TL
b) 2012 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi
gelirlerinin takdiren %2 oranında olmak üzere,
- Özel Tokat Bilim Eğt. Öğr. Hiz. Basın Yayın İnş. Turizm San. Ltd. Şti. (Bilim
Dershanesi)’ye 3.213,60 TL
idari para cezası verilmesine Kurul Üyesi Reşit GÜRPINAR’ın farklı gerekçesi ve
OYBİRLİĞİ ile,
Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Başkan
Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
İkinci Başkan
Kenan TÜRK
(izinli)
Dr. Murat ÇETİNKAYA
Reşit GÜRPINAR
(2. maddeye farklı gerekçe)
(izinli)
Fevzi ÖZKAN Dr. Metin ARSLAN
Doç. Dr. Tahir SARAÇ
14-27/556-239
20/29
Rekabet Kurulu’nun 11.08.2014 Tarih ve 14-27/556-239 Sayılı Kararına
FARKLI GEREKÇE
Kurulumuz mezkur Kararıyla, 4054 Sayılı Kanun’un 16. Maddesinin 3. ve 5. fıkrası ile
“Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye
Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in 5. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi ve ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 7. maddesinin birinci fıkrası
hükümleri uyarınca; 2012 ve 2013 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen
gelirlerinin takdiren % 2 (Dört) oranında olmak üzere; Tokat ilinde faaliyette bulunan 5
dershaneye çeşitli miktarlarda idari para cezası verilmesine karar vermiş bulunmaktadır.
Anılan bu idari para cezası belirlenirken, 4054 sayılı yasanın 16.maddesi ile birlikte,
yukarıda belirtilen Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim
Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmeliğin ilgili
hükümlerinin uygulanmasıyla, temel para cezaları baz alınarak ceza verilmiş olup, ceza
miktarına sonuç olarak katılmakla birlikte gerekçe yönünden, anılan yönetmeliğin 4054
Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırı olduğu inancıyla, aşağıda belirteceğim
nedenlerle kararın ceza oran ve miktarlarını belirleyen 2.fıkrasına farklı gerekçe ile
katılıyorum.
Farklı gerekçemiz, “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim
Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in
5.maddesi ile getirilen kabahat tipleri ve bu kabahat tiplerine verilecek idari para cezalarına
alt ve üst sınır konulması suretiyle kanuna aykırı yönetmelik hükümlerinin uygulanması
noktasından doğmaktadır.
1-Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye
Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin yönetmelik 4054 Sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırıdır.
Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye
Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in; “Temel Para Cezası’’
başlığı altındaki 5.maddesinde;
(1)Temel para cezası hesaplanırken, Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddelerinde yasaklanmış
davranışlarda bulunan teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin, nihai
karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa
nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan
yıllık gayri safi gelirlerinin;
a) Karteller için, yüzde ikisi ile yüzde dördü,
b) Diğer ihlaller için, binde beşi ile yüzde üçü,
arasında bir oran esas alınır.
(2) Birinci fıkrada yazılı oranların belirlenmesinde, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin
piyasadaki gücü, ihlal neticesinde gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın
ağırlığı gibi hususlar dikkate alınır.
(3) Birinci fıkraya göre belirlenen para cezası miktarı;
a) Bir yıldan uzun, beş yıldan kısa süren ihlallerde yarısı oranında,
b) Beş yıldan uzun süren ihlallerde bir katı oranında,
arttırılır.’’ denilmiş, yine 6.maddesinde Ağırlaştırıcı Unsurlar ve 7.maddesinde de Hafifletici
Unsurlar ayrı ayrı sayılmıştır.
Aşağıda geniş olarak açıklanacağı üzere Yasa Koyucu 16.maddeye göre verilecek
cezalarda; alt sınır koymayıp, sadece üst sınırı belirleyerek cezaların yüzde ona kadar
verileceğini hükme bağlamasına ve Rekabet Kurulu’na aşağıda geniş olarak
açıklayacağımız gibi, yetki aşımı nedeniyle yönetmelikle düzenlenmesi mümkün olmayan
bir konuda, yönetmelikle düzenleme yapılarak belli suçlar için, belirli cezalar getirilmiş, yine
yönetmelikte, Kanunda olmayan bir kural konularak alt sınır ve yasada öngörülmeyen bir
14-27/556-239
21/29
üst sınır belirlenmiş ve karteller için yüzde iki ile dört arası, diğer ihlaller içinse binde beş ile
yüzde üçü oranında şeklinde ceza verilmesi öngörülmüştür.
Anayasamızın 13.maddesinde;“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin
ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmü bulunmakta,
Anayasamızın madde 38.maddesinde ise; “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan
kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman
kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” ……hükmü yer
almıştır. Bu hükümler kişilere maddi yaptırımlarında kapsamına girdiği, kişilerin temel hak
ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının ancak yasa ile söz konusu olabileceğini, yine yasa hükmü
ile belirlenen bir cezadan daha ağır bir cezanın verilemeyeceğini belirlemiştir. Aşağıda
ayrıntılı olarak açıklayacağımız gibi, yukarıda hükmü açıklanan anılan yönetmelik hükmü
ile bu hükme aykırı maddi ceza hükümleri getirilerek, anayasal kurallar göz ardı edilmiştir.
Hiyerarşik normlar sistemine dayalı olan hukuk düzenimizde, alt düzeydeki normların
dayanaklarını ve yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı kuşkusuzdur. Normlar
hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta, daha sonra gelen
kanunlar dayanağını ve yürürlüğünü Anayasa’dan, tüzükler dayanağını ve yürürlüğünü
kanundan, yönetmelikler ise dayanağını ve yürürlüğünü kanun ve tüzükten almaktadır. Bir
normun kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını teşkil eden bir norma aykırı
ve bunu değiştirici veya ihmal edici nitelikte bir hükmü hukuk alemine getirmesi olanaklı
bulunmamaktadır.
Hukuk devletinde yönetimin işlem ve eylemlerine uygulanacak hukuki kurallarının şeffaf ve
anlaşılabilir bir şekilde belirlenmesi kadar söz konusu normların normlar hiyerarşisine
uygunluğu da, bu kuralların sağlığı için büyük bir önem taşımaktadır. Normlar hiyerarşisine
aykırı düzenlenen bir norm, denetim aşamasını da etkilemekte ve denetime esas kararlarda
çoğu zaman normlar hiyerarşisinden sapmalar hukuka aykırılık nedeni olarak kabul
edilmektedir. Bu konuda onlarca Danıştay kararı bulunmaktadır.(1)
Bu nedenlerle, hukuk sistemimizde öngörülen hukuk hiyerarşisi kavramının sağlıklı
işleyebilmesi için; gerek düzenleme yapıcıların, uygulayıcıların ve gerekse, yargısal
denetimi yapan mercilerin anayasal ve yasal sınırlar içerisinde hareket etmeleri gerekli ve
hatta zorunludur. Çünkü bu gereklilik ve zorunluluk Anayasa’mızın 2.maddesinde öngörülen
devletin temel niteliklerinden en önemlisi olan “hukuk devleti ilkesinin’’ olmazsa
olmazlarındandır.
Yasama yetkisi asli bir yetkidir. Yasama yetkisinin kullanımı şeklinde ortaya çıkan yasa
yapımı yasa koyucunun istediği alanda düzenleme yapmasına cevaz vermektedir. Bir konu
Anayasa da düzenlenmese bile yasa koyucu bu konuda yasa çıkarabilir. Bu nedenle
Anayasa’ya dayanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, yasa yapılırken uyacağı mutlak
kural, yapılan yasanın Anayasa’ya aykırı olmamasıdır. Buna karşılık idare, daha önce
yasama organı tarafından yasa ile düzenlenmemiş bir alanda doğrudan doğruya bir
düzenleme yapamaz. Bu nedenle idarenin bu düzenleme yetkisi yasadan kaynaklanan,
yasayı izleyen (secundum legem) bir yetkidir. Başka bir deyişle idarenin tüm düzenleyici
işlemleri yasaya dayanmak, yasayla düzenlenmiş bir alan içerinde olmak zorunda olan,
onun altında ve ona bağımlı bir yetkidir. Bu yetki idareye bir anlamda tam insiyatif vermeyen
ve yasayla düzenlenmiş alanla sınırlı bir yetkidir.
14-27/556-239
22/29
Öte yandan, idarenin düzenleyici işlemler yönünden uyacağı bir diğer kural yasalara aykırı
düzenleme yapamayacağıdır. İdarenin düzenleyici işlemlerinin dayandığı yasaya uygun
olması ve bu yasanın çizdiği sınırların dışına çıkmaması zorunludur. İdarenin düzenleyici
işlemlerinin yasaya aykırı (contra legem) olması olanaklı değildir. İdarenin düzenleyici
işlemlerinin yasaya uygun olması, ve yasanın çizdiği sınırlar içerisinde kalması (intra legem)
düzenleyici işlemelerin asli şartlarının en önemlilerinden birisidir.(2)
Anayasa’mızın “Yönetmelikler” başlığı altındaki 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar
ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler
çıkarabileceği ve hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağının kanunda
belirtileceği Anayasa Koyucu tarafından vaz edilmiştir.
Yönetmelikler, Kamu Kuruluşlarının kendi görev alanlarına giren konularda yasa ve tüzük
uygulanmasına yönelik yönetsel anlamdaki hukuk kurallarıdır. Yukarıda hükmü alınan
Anayasanın 124.maddesine göre Başbakanlık, Bakanlıklar ve Kamu Kuruluşları görev
alanları ile ilgili yasa ve tüzüklerin uygulanmasını belirleyen yönetmelik çıkarabilir.
Anayasa’mızın 11.maddesinin 2.fıkrasına göre Kanunlar Anayasa’ya aykırı olamayacağı
gibi, bu kuraldan hareketle hukukun genel ilkelerine göre; yönetmelikler normlar hiyerarşisi
kurallarının bir tekrarı niteliğinde olan anılan 124.madde hükmüne göre de yasa ve
tüzüklere aykırı olamayacağı gibi üst hukuk kurallarına da aykırı olamaz. Yönetmelikler
yasanın açıkça yetki vermediği bir konuda yeni bir düzenleme yapamayacağı gibi, Yasa ile
öngörülen kuralı sınırlayamaz, genişletemez ve yeni bir hüküm koyamaz.
4054 Sayılı “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16.maddesinin 3.fıkrasında; “Bu
Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek
teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl
sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın
mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin
yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir.” hükmü getirilmiş, 5.fıkrasında da; “Kurul,
üçüncü fıkraya göre idarî para cezasına karar verirken, 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ihlalin tekerrürü, süresi,
teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici
etkisi, verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması,
gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır.’’
denilmiş, son fıkrasında da; “Bu maddeye göre verilecek idarî para cezalarının tespitinde
dikkate alınan hususlar, işbirliği halinde para cezasından bağışıklık veya indirim şartları,
işbirliğine ilişkin usul ve esaslar Kurulca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.’’ hükmü ihdas
edilmiştir.
Yukarıda hükmü açıklanan 16.maddenin 5.fıkrasının yollamada bulunduğu, Kabahatler
Kanununun 17.maddesinin 2.fıkrasında ise; “ İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı
gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken
işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde
bulundurulur. ’’ hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümleri yorumlamaya çalışırsak; Yasa Koyucu, maddenin 3.fıkrası ile verilecek
cezalarda alt sınır (asgari had) koymayıp, sadece üst sınırı (azami haddi) belirleyerek,
cezaların nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması
mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından
(2) Kemal Gözler, “ Yönetmelikler ” /yönetmelikler.htm erişim tarihi 14.07.2013
14-27/556-239
23/29
saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar verilebileceğini hükme
bağlamış, son fıkrasında ise sadece “cezanın tespitinde dikkate alınan hususlar” kavramını
getirerek, Rekabet Kurulu’na sadece cezanın tespitinde dikkate alınacak hususların
belirlenmesine ilişkin yönetmelik çıkarma konusunda sınırlı yetki vermiştir. Cezanın
tespitinde dikkate alınacak hususlar derken yasa koyucu neyi kastetmektedir? Burada
kastedilen hangi fiillere, ne miktarda ceza vereceğini tespit et demek anlamında değil,
16.madde ile verilen ceza sınırları içerisinde ( % 10 ‘a kadar) ceza takdir ederken hangi
unsurlara göre veya hangi şartların varlığı halinde cezayı ağırlaştıracaksın veya
hafifleteceksin, bir başka deyişle yasada öngörülen sınırlar içerinde ceza tayin ederken,
takdir yetkini kullanma adına hangi unsurları dikkate alarak ceza tesis edeceksin
anlamındadır. Yasa koyucu Rekabet Kurulu’na, Yönetmelik yaparken hangi fiillere ne
oranda ceza verileceğini tespit etme yolunda bir yetki verseydi o zaman yasaya; “Bu
maddeye göre verilecek idarî para cezalarının tespiti ve maddeye göre verilecek idarî para
cezalarının tespitinde dikkate alınan hususlar” kavramını ayrı ayrı yazarak birlikte getirirdi.
Yasa koyucu bu görüşümüzü teyit eder mahiyette olmak üzere, anılan 16.maddenin
5.fıkrasında, verilecek cezanın üst sınıra kadar olmak koşuluyla tespit edilirken, bir başka
deyişle Rekabet Kurulu takdir yetkisini kullanırken ihlalin tekerrürü, süresi, teşebbüs veya
teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen
taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya
gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alacağını işaret ederek
Yönetmelik koyucuya, “idarî para cezalarının tespitinde dikkate alınan hususlar”ın nelerden
ibaret olabileceğini söylemiş ve adeta bir anlamda Rekabet Kuruluna yol göstermiştir. Hatta
bir adım daha giderek “GİBİ HUSUSLAR” kavramını getirerek bu hususların tahdidi değil
tadadı olduğunu, bu unsurların çoğaltılabileceğini belirtmiştir. Yasa koyucu bir anlamda, son
fıkrada belirtilen idarî para cezalarının tespitinde dikkate alınan hususlar kavramının ne
olduğunu 5.fıkra ile önceden açıklamış ve bu kavramı son fıkrada yine tekrar ederek, bu
ilkelere göre yönetmelik çıkarılabileceğini söylemiştir.
Amaçsal yorum (gai yorum) ilkelerinden hareketle yasa koyucunun gerçek amacını
anlamaya çalışırsak, bizce yasa koyucu, yollamada bulunduğu, yukarıda hükmü açıklanan
Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ceza verilirken öncelikle
dikkate alınacağını belirterek, bu hükümde yer alan kanunlarca alt ve üst sınırı belirlenen
idari para cezalarında kullanılacak takdir yetkisinin etkenlerini hatırlatarak ve adeta
yönetmelik koyucuya da, bu şekilde yasalarda cezaların alt ve üst sınırı belirlenebilir, sen
yönetmelikle alt ve üst sınır koyamazsın, sadece bu sınırlar içerisinde karar verirken bazı
unsurları dikkate alınabileceği hususlarını düzenleyebilirsin anlamında yol göstermiştir.
Olayımızda 4054 sayılı yasanın 16.maddesi ile konulan kural, anılan yönetmelikle bir
anlamda değiştirilmekte ve Kurulun hareket alanı daraltılmaktadır. Yasa ile getirilmeyen ve
Yönetmelik Koyucuya ceza miktarlarını ve ceza sınırlarını saptama konusunda verilmiş bir
yetki olmamasına rağmen, belirli suçlara verilecek cezaların saptanması, para cezasına yeni
bir alt sınır ve yeni bir üst sınır konulması 4054 sayılı yasanın 16.maddesine aykırıdır. Öte
yandan 5/1-a bendinde; karteller için yüzde ikisi ile yüzde dördü, (b) bendinde; karteller
dışında kalan diğer ihlaller için, binde beşi ile yüzde üçü oranında bir ceza öngörülmesi,
Yasanın 16/son maddesinde Kurulca çıkarılması için verilen yönetmelik yetkisini
aşmaktadır. Onu contra legem hale getirmektedir. Zira yönetmelik ile temel ceza tespiti
mümkün değildir. Bu nedenle yasaya aykırı bulunan Yönetmelik hükümlerine göre ceza
belirlenmesinin olanaklı olmadığı, hukuken sakat olduğu açıktır. Öte yandan bu karşı oy
sahibinin 4054 sayılı yasa ile kendisine verilmiş bulunan yüzde on sınırları içerisinde kalmak
kaydıyla, ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurları dikkate alarak ceza miktarını tespit etme
yolundaki takdir yetkisi, daha önce görev yapan ve aynı seviyede olan üyelerin çıkardığı bir
14-27/556-239
24/29
düzenleme ile ipotek altına alınmakta, adeta onların düşünce ve kararlarını devam ettirme
zorunluluğu gibi ve yasaya dayalı olarak özgürce karar vermesini engelleyecek şekilde asla
kabulü mümkün olmayan hukukla bağdaşmayacak bir durum ortaya çıkarmaktadır.
Bu görüşe karşı bir sav getirilebilir. “Yönetmelik Danıştay’ca iptal edilmediğine göre hukuken
geçerlidir ve zaten verilen cezada yönetmeliğin 6. ve 7. maddeleri uygulanarak sonuç olarak
cezanın, yasanın öngördüğü alt ve üst sınırlara ulaşmaktadır.’’ Hukukun genel ilkeleri,
hafifletici ve ağırlaştırıcı unsurların bulunmadığı olayda Rekabet Kurulu’nun anılan
yönetmeliğe göre alt ve üst sınır belirleme yönünden bağlı olması karşısında bu savın bir
geçerliliği olamaz.
Öte yandan 2577 sayılı İ.Y.U.K nun 7.maddesinin 4.fıkrasında “Düzenleyici işlemin iptal
edilmemiş olması, bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olamayacağı hükmü
karşısında, açık olarak hukuka aykırı olduğuna inandığımız yönetmelik hükmünün
tarafımızdan da uygulanmasının zorunlu olmadığına inanıyoruz. Bu hükme göre,
Kurul’umuzca tesis edilen kararın İdare Mahkemesi ve Danıştay’ca yapılacak olası bir
yargısal denetiminde de dikkate alınacağı kanısındayız.
26.9.2004 gün ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun “Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi” başlığı
altındaki 2.maddesinde; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez
ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden
başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza
içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” hükmü getirilmiştir.
Yine 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun “Kanunilik İlkesi” başlıklı
4.maddesinde; “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi;
kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel
ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.
Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.’’
hükmü bulunmaktadır.
Kabahatler kanunun anılan maddesinin, gerekçesinde; ……….. suçta kanunilik ilkesine
nazaran, kabahatler açısından daha esnek bir sistem kabul edilmiştir. Buna karşılık, ikinci
fıkrada, idari yaptırımlar açısından, cezada kanunilik ilkesine paralel bir hükme yer
verilmiştir……..denilmiş(3), idari ceza hukuku ile ceza hukuku arasındaki kanunilik
ilkesindeki ayrım gösterilmiştir. Ancak her iki hukuktaki kanunilik ilkesinin değişmez kuralı
ceza hukukunda suç ile cezanın, idari ceza hukukunda yaptırımın türü, süresi ve miktarının
kanunla belirleneceği kuralıdır. Ayrıca, Anayasamıza göre yasama görevi, devredilmesi
mümkün olmayan bir yetkidir. Bireyin maddî ve manevî varlığı üzerinde derin etkiler doğuran
suç ve cezaların, ancak ulusal iradeyi temsil eden organ tarafından yapılacak kanunla
düzenlenebilmesi, kişi hak ve özgürlüklerine sağlanan en önemli anayasal garantilerden
birini oluşturur.
(3)Kabahatler Kanunu Hükümet Tasarısı ve Adalet Komisyonu madde gerekçesi
14-27/556-239
25/29
Rekabet Kurulu, Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim
Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in;
5.maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun 2.maddesinin 2.fıkrasına ve Kabahatler Kanunu’nun
4.maddesinin 2.fıkrasına aykırı olarak 4054 sayılı yasa ile yüzde ona kadar idari para cezası
verilebilmesi hükmünü daraltarak, belli kabahatlere, yeni ceza oranları belirleyerek adeta
kendisini Yasa Koyucu yerine koymuştur.
2-Yönetmeliğin Yasaya Aykırı Hükümlerinin Açılacak Olası Bir Davada İptal
Edilebileceği Kanısını Taşıyoruz.
İdare hukuku kurallarına göre Yönetmelik gibi düzenleyici işlemlere karşı iptal davaları iki
halde açılabilmektedir. Yönetmeliklerin yayımlanması üzerine ilgililer tarafından yasal süre
içerisinde iptali için dava açılabileceği gibi, bu düzenlemenin bir idari işleme dayanak olarak
alınıp uygulanması ile menfaatleri haleldar olan kişiler tarafından da işlemle birlikte,
yönetmeliğin ilgili hükümlerinin de iptali yolunda işlemin tabi olduğu dava açma süresi dava
açılabileceği bilinmektedir. Bu nedenlerle ve yukarıda açıklamaya çalıştığım gerekçelerle,
Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye
Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in; 4054 sayılı yasaya
aykırı bulunan ilgili hükümlerinin iptal davasına konu olması halinde iptal edilebileceği
kanısını taşımaktayım.
3-4054 Sayılı Kanunun 16.Maddesinin İrdelenmesi, Anayasa’ya Aykırılık Sorunu ve
Maddenin Yeniden Düzenlenmesi Gereği.
Yukarıda geniş olarak hükmünü açıkladığımız 4054 Sayılı “Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun’un 16.maddesinin 3.fıkrasında; “Bu Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerinde
yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya
bu birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun
hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve
Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para
cezası verilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümle Yasa Koyucu anılan 4054 sayılı Kanunun
4, 6 ve 7.madde de belirtilen rekabet ihlali olarak nitelendirilen kabahatler hakkında verilecek
idari para cezalarında Rekabet Kuruluna geniş bir takdir yetkisi alanı bırakmış ve % 0-10
oranı arasında ceza takdir edebilmesi konusunda yetki vermiştir.
Yukarıda da, açıkladığımız gibi, cezanın takdirinde dikkate alınacak hususlar konusunda,
anılan yasanın 16/5 fıkrası ile, Kabahatler Kanununun 17/2 fıkrasına yaptığı yollamayla
birlikte (işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu) ihlalin
tekerrürü, süresi, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin
gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye
yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi
kavramları getirmiş, yine yukarıda açıkladığımız, 16/son fıkrası ile “gibi” kavramı ile tadadı
olarak bu unsurların çoğaltılması adına “cezanın tespitinde dikkate alınan hususlar”
konusunda yönetmelik çıkarma yetkisi vermiştir. Yönetmeliğin çeşitli hükümleri ile, cezanın
ağırlaştırıcı unsurları olarak; İhlalin süresi, soruşturma kararının tebliğinden sonra kartele
devam edilmesi, İncelemeye yardımcı olunmaması hali, diğer teşebbüslerin ihlale
zorlanması gibi davranışlar, cezanın hafifletilmesi unsurları olarak ise, yasal yükümlülüklerin
yerine getirilmesi haricinde incelemeye yardımcı olunması, ihlalde kamu otoritelerinin
teşvikinin veya diğer teşebbüslerin zorlamasının bulunması, zarar görenlere gönüllü olarak
tazminat ödenmesi, diğer ihlallere son verilmesi, ihlal konusu faaliyetlerin yıllık gayri safi
gelirler içerisindeki payının çok düşük olması gibi haller olarak belirlenmiştir.
14-27/556-239
26/29
Sonuç olarak; Rekabet Kurulu Rekabet ihlalleri için vereceği nispi idari para cezasını tespit
ederken % 0-10 oranı arasında kalmak koşulu ile, yukarıda yasa hükmü ile belirtilen ve yine
Yönetmelik hükmü ile yasa koyucunun işareti ile çoğaltılan unsurları dikkate alarak takdir
yetkisini kullanacaktır.
Hukuk devleti ilkesi, vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, devletin fiil ve
işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi ifade eder. Hukukî güvenlik ilkesi,
herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutumunu ve davranışlarını buna
göre güvenle düzene sokabilmesi anlamına gelir. Bu güvenliğin sağlanabilmesi her şeyden
önce, devletin kendi koyduğu hukuk kurallarına kendisinin de uyması bağlıdır. Hukuk
devletinin ön şartlarından biri olan hukuk güvenliği ilkesi ile bireylerin hukuki güvenliğinin
sağlanması amaçlanmaktadır.
Hukuk güvenliğinin unsurları, hukuki belirlilik ilkesi, öngörülebilirlik ilkesi, eşitlik ilkesi ve
cezaların yasallığı ile hukuksal güvenlik ilkeleridir. Bunun dışında konumuzla doğrudan ilgisi
olmayan kazanılmış hak ilkesi ile geriye yürümezlik ilkeleri de Hukuk güvenliğini sağlayan
diğer en önemli ilkelerdir.
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik” tir.
Yasal düzenlemelerin nesnel olması, hukuk devletinde yasadan doğan sorumluluğunun
eylem ve olgu, hukuksal sonuç, hak süjesi yönlerinden herhangi bir duraksamaya ve
kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, belli, anlaşılabilir olması en temel ilkedir. Bu
nedenlerledir ki hukuksal güvenliğinin var olduğunun algılandığı otoritenin keyfilikten uzak
olduğunun düşünüldüğü ortamda bireyde davranışlarını hukuka uyarlayabilecek ve kendine
düşen ödevi yerine sorunsuz getirebilecek kamu düzeni ve hukuk devleti ilkesinin
yerleşmesine katkı ile gereksiz uyuşmazlıkların oluşmasının önüne geçilmiş olabilecektir.
Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde,
hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını,
bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir.
Hukuki belirlilik ilkesi gereği olarak Yasa Koyucu tarafından getirilen kuralın, kuralın
muhatabı kişilerin olağan şartlar altında belirli işlem ve eylemlerin hangi sonuçlar
doğurabileceğini öngörmelerini sağlayacak nitelikte düzenlenmesini gerektirir. Bu ilke ile
kuralın, muhatap kişi bu kuraldaki takdir yetkisinin kapsamını, kendisi tarafından
öngörülemez keyfi tutum ve davranışlardan koruyacak düzeyde açıklıkla anlayacak şekilde
düzenlenmelidir. Bir başka deyişle kuralın hukuki öngörülebilirliği olmalıdır.
Yasa ile getirilen kural, Anayasamızın 10.maddesinde belirlenen eşitlik ilkesine uygun
olmalıdır. Şöyle ki; alt ve üst sınır arasında idareye bırakılan takdir alanı geniş, sınırsız ve
ölçüsüz olmamalı, cezanın belirlenmesinin alt ve üst sınır arasında çok büyük oranda
açılmış bir makas şeklinde makul ve ölçülü olmayan şekilde genişliği, uygulamada, yorum
ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak eşitsizliğe, haksızlığa ve keyfiliğe yol
açabilecek nitelikte düzenlenmemelidir.
Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi eylemlerin
suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı
konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, cezaların yasallığı ve hukuksal güvenlik
ilkelerinin gereği olarak, farklı ve keyfi uygulamalara neden olmamak için, kabahatler
hukukuna uygun geçerli sebepler ve objektif ölçütleri yasada göstermesi gerekir.
14-27/556-239
27/29
Anayasa Mahkemesi, 17.04.2008 gün ve E.2005/5, K.2008/93 sayılı kararıyla, 3.5.1985
günlü, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesini iptal etmiştir.
İptale konu 42.madde de “Ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar
mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının yapı sahibine ve müteahhidine, istisnalar dışında
özel parselasyon ile hisse karşılığı belirli bir yer satan ve alana 500 000 TL. den 25 000 000
liraya kadar para cezası verilir. Ayrıca fenni mesule bu cezaların 1/5’i uygulanır.
Birinci fıkrada belirtilen fiiller dışında bu Kanunun 28, 33, 34, 39 ve 40 ıncı maddeleri ile 36
ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen mal sahibine,
fenni mesule ve müteahhide 500 000 TL.den 10 000 000 liraya kadar para cezası verilir.
Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir katı artırılarak
verilir………………………………………………hükmü bulunmaktaydı.
Anayasa Mahkemesi, yasa ile getirilen kuralın hukuk devleti ilkelerinden olan hukuki
belirlilik, öngörülebilirlik ilkesi ve cezaların yasallığı ile hukuksal güvenlik ilkelerine aykırı
olduğundan bahisle anılan kuralı iptal etmiştir. Anayasa mahkemesi mezkur kararında;
“3194 sayılı Yasa’nın 42. maddesinde düzenlenen idari para cezaları, imar ve kamu
düzenine aykırı davranışların önlenmesi amacıyla, araya yargısal bir karar girmeden,
idarenin doğrudan işlemiyle idare hukukuna özgü usullerle kesilen ve uygulanan
yaptırımlardır. Maddenin birinci fıkrasındaki idari yaptırım, idarenin ruhsat alınmadan, ruhsat
veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapının yapıldığı yönündeki tespiti ve bu
konudaki değerlendirmesine bağlı olarak idarece uygulanmaktadır. Başka bir deyişle hem
cezayı gerektiren eylemin işlendiğini saptamak hem de Yasa’da gösterilen alt ve üst sınırlar
arasında cezanın tutarını belirlemek tamamıyla idari makamların, belediyeler veya en büyük
mülki amirlerin kararlarıyla oluşmaktadır. İtiraz halinde yargının vereceği karar, onun bu
niteliğini değiştirmemektedir. Sonuçları belli ölçüde genel para cezalarına benzese de
tümüyle idari işleme dayanan bir yaptırımdır. Yargı organlarının müdahalesi olmadan
idarece kararlaştırılmakta ve uygulanmaktadır.
İdari makamların Yasa’nın belirlediği sınırlar arasında cezanın takdirinde esas alacakları
objektif ölçütler Yasa’da gösterilmemiştir. Yasa’yla imar para cezasının alt ve üst sınırları
gösterilmiş, bu alan içinde cezayı uygulama yetkisi idareye bırakılmıştır. İdarelerin hangi
ölçütleri esas alacakları açık, belirgin ve somut olarak Yasa’da yer almamıştır. Yasa kuralı
bu anlamda belirli ve öngörülebilir değildir.
Alt ve üst sınır arasında idareye bırakılan takdir alanı geniş, sınırsız ve ölçüsüzdür. Cezanın
belirlenmesinin alt ve üst sınır arasında elli kat gibi makul ve ölçülü olmayan şekilde genişliği,
uygulamada, yorum ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak eşitsizliğe, haksızlığa ve
keyfiliğe yol açabilecek niteliktedir.
Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi eylemlerin
suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı
konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, cezaların yasallığı ve hukuksal güvenlik
ilkelerinin gereği olarak, farklı ve keyfi uygulamalara neden olmamak için, imar hukukuna
uygun geçerli sebepler ve objektif ölçütleri yasada göstermesi gerekir.
Cezanın Yasa’da gösterilen sınırlar arasında idarece belirlenmesinde, yapının, taşkın,
heyelan, kaya düşmesi gibi afet alanlarında bulunan, sıhhi ve jeolojik mahsurları olan veya
bunlar gibi tehlikeli durumlar göstermesi nedeniyle imar planlarına veya ilgili idarelerce
14-27/556-239
28/29
hazırlanmış, onaylanmış raporlara göre yapılması yasak olan alanlara, imar planlarında
umumi hizmet alanlarına, kamu tesis alanlarına ve yapı sahibine ait olmayan alanlara
yapılması; hangi amaçla yapıldığı, büyüklüğü ve konut, ticari, sanayi, otel, akaryakıt
istasyonu gibi niteliği; fen ve sağlık kurallarına aykırılık taşıması; içinde oturacak veya
çalışacak kişiler için tehlike oluşturması; çevresinde ya da aynı bölgede emsal yapılar için
uygulanan imar para cezaları; kente ve çevreye etkisi; bitmiş ve kullanılır durumda olması
gibi ölçütlere yer verilmemiştir.
Bu tür idari işlemlere karşı yargı yolu açık olmakla birlikte, bu güvencenin uygulama
aşamasından sonra ve ancak itiraz yoluyla ortaya çıkacağı göz önünde bulundurulduğunda,
yasa kurallarının yürürlükte olduğu sürece keyfiliği ortadan kaldırmaya yeterli olduğu
söylenemez. Hukuk kuralları, yargının yorumuna ihtiyaç göstermeyecek ve uygulayıcılar
tarafından anlaşılabilecek şekilde açık ve belirgin olmak, uygulayıcılara güvence vermek
zorundadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural iptal edilmiş olduğundan ayrıca Anayasa’nın 10. maddesi yönünden incelenmesine
gerek görülmemiştir.
demiştir.(4)
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız, ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer nitelikteki kararı
ışığında 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 16.maddesinin ilgili fıkralarını
irdelediğimizde; Yasa Koyucunun bu maddede de, Hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik,
eşitlik ilkesi ve cezaların yasallığı ile hukuksal güvenlik ilkelerine tam uyduğunu söylemek
mümkün değildir. Yasa koyucu, bu hükümle cezanın alt ve üst sınırı arasında Rekabet
Kuruluna büyük bir takdir yetkisi bırakmıştır. Yukarıda açıklanan, iptale konu 42.madde de
alt üst sınır cezanın parasal miktarı konularak 50 kat şeklinde olmasına rağmen, 16.madde
de nispi ceza oranı belirlenmiş olmakla bu fark şimdiye kadar ki uygulamalara göre 10.000
kat şeklindedir ve hatta Rekabet Kurulu bu katı daha fazla arttırabilme olanağına sahiptir.
Öte yandan, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Rekabet Kuruluna bu alt ve üst sınırlar arasında
idari para cezasını tespit ederken dikkate alacağı hususlar gerek 4054 sayılı yasa, gerek
Kabahatler Yasası ve gerekse Yasa Koyucunun verdiği yönetmelik yetkisi ile belirlenmiştir.
Gerçekten belirlenen unsurlar, alt ve üst sınır arasında bu kadar büyük bir orandaki farklılık
içinde hukuka ve adalete uygun bir şekilde idari para cezasını tespit etmeye yeterli midir?
Biz bu konuda tam yeterlidir diyemiyoruz. Bu durumun, bir başka deyişle bu maddenin
Anayasa Mahkemesi’nin önüne götürülmesi halinde iptal edilebileceği kuşkusunu
taşımaktayım.
Bilindiği gibi, Rekabet Hukuku 1900 lü yıllarda Sherman yasası ile ilk A.B.D de doğmuş,
1950 li yıllarda da Avrupa Devletleri bu hukuku kabul etmiştir. Ülkemizde ise 1994 yılında
çıkarılan 4054 sayılı yasaya göre Rekabet Kurumu 1997 yılında faaliyetine başlamıştır.
Dünyada epeyce yol alan Rekabet Hukuku, teorik anlamda
(4)
612&content=
14-27/556-239
29/29
dahil olmak ülkemizde, Rekabet Kurumu ile pratik alanda da belirli ve üst bir seviyeye gelmiş
bulunmaktadır. Artık Rekabet Hukukunda da, rekabete aykırı fiiller arasında ayrım yapılarak
kabahat tiplerinin belirlenerek bir ayrıma gidilmesi olanaklıdır. Öte yandan Anayasamızın
13.maddesinde vücut bulan ceza muhakemesi hukuku işleminin yapılması ile sağlanması
beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dâhilinde bulunan zarar arasında makul bir oranın
bulunmasını, oransızlık durumunda işlemin yapılmamasını ifade eden ölçülülük ilkesi
dikkate alınarak ceza miktarlarının belirlenmesi mümkündür.
Belirtilen nedenlerle, hukuki belirlilik, öngörülebilirlik ve eşitlik ilkeleri bağlamında, Yasa
Koyucunun gelişen Rekabet hukuku ilkelerini dikkate alıp, kabahat tiplerinde bir ayrıma
giderek, cezada ölçülülük ilkelerini de göz ardı etmeksizin 16.maddeyi yeniden düzenlemesi
gerektiği inancındayım.
4-Sonuç
Yukarıda geniş olarak açıklanan nedenlerle, Kurulumuzca verilen; 4054 Sayılı Kanun’un 16.
maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile
Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”
in 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve ikinci fıkrası , üçüncü fıkrasının (a) bendi, 7.
maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca; 2012 ve 2013 mali yılı sonunda oluşan ve
Kurul tarafından belirlenen gelirlerinin takdiren % 2 (Dört)oranındaki, kanuna aykırılığı
yukarıda ileri sürülen ilgili hükümlerinin uygulanarak temel para cezaları baz alınarak verilen
idari para cezalarına, anılan bu idari para cezaları belirlenirken 4054 sayılı yasa ile birlikte,
uygulanan Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun
Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in 4054 Sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırı olmasından dolayı uygulanmasının mümkün
olmadığı düşüncesiyle kararın sonuç ceza oran ve miktarına katılmakla birlikte, gerekçe
yönünden katılmıyorum.
Reşit GÜRPINAR
Kurul Üyesi
Full & Egal Universal Law Academy