Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 2/1969 Dava No / Karar Tarihi 24.03.1969
Numara: 2/1969
Dava No: /
Taraflar: Filiz Mustafa ile Mustafa Ömer
Konu: Zinadan
Dolayı Boşanma - Şerefsiz Hareketten Boşanma ) - Şiddetli
Geçimsizlikten Boşanma. - İspat
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 24.03.1969
- T.C.M İstinaf No.2/69
(Dava No.60/67)
TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEME-Sİ HUZURUNDA
İstinaf Eden : Filiz Mustafa, Lefkoşa (Davalı)
ile
Aleyhine istinaf edilen : Mustafa Ömer, Ortaköy (Davacı)
arasında
İstinaf eden namına - : Ahmet Mithat Berberoğlu
Aleyhine istinaf edilen
namına : Cahit Yılmazoğlu ve Cebbar Niyazi
---------------------------
Fasıl 339, Türk Aile (Evlenma-Boşanma) Kanunu, Madde 26 (a) Zinadan
Dolayı Boşanma - 26 (c) Şerefsiz Ha-reketten Boşanma 29 (f) - Şiddetli
Geçimsizlikten Boşanma. - Zinadan dolayı boşanmada, ileri sürülen iddia-
lar isbat edilmezse ııt.eydana gelen olaylar müŞterek hayatı çekilmez dere-
cede geçimsizlik meydana getirdiğinde geçimsizlikten boşanma emri veri--
lebilir.
İspat - Geçimsizlikten boşanma emri verilebilmesi için evlilik münasebet-
lerinin kökünden sarsıldığının ve bunun neticesi olarak müşterek ha-
yatın çekilmez olduğunun isbatı gerekir. Müşterek hayatın çekilmezliği yargıcın takdirine bırakılm-ıştır. 4.8.1967 tarihinde gece meydana gelen
olay uygunsuz bir olaydır ve esasen var olan geçimsizliği had safhaya
getirmiştir. Bu halde boşanma emri verilmesı gerekir.
Taraflâr 16.1.1959 tarihinde evlendiler. Bu evlilikten iki çocukları oldu. Taraflar ar-asında 1.5 seneden beri geçimsizlik vardır. Davacı 4.8.1967 gecesi saat 11.30'da vazifeden evine geldiğinde Davalıyı başka
bir şahısla zina halinde suçüstü yakaladığını artık bundan dolayı beraber yaşamanın imkânsız olduğunu iddia ederek boşanma talebi-nde bulunmuştur.
Türk Cemaat Mahkemesi tarafları dinledikten sonra Davalının zina
işlediğinin isbat edilmediğini, mamafih gece saat 11.15'de eve yabancı bir erkek aldığının ve bunu kocasından sakladığının sabit olduğuna göre uygunsuz harekette bulunduğuna -ve geçimsızliği had safhaya çıkardığına kanaat getirerek boşanmaya karar vermiştir.
Davalı bu karara karşı istinaf etmekle beraber Türk Cemaatı İstinaf
Mahkemesi istinafı reddetmiştir.
---------------------------
- HÜKÜM
Taraflar karı kocadırlar.16 Ocak 1959'da evlendiler: Bu evlilikten, dava açıldığı zaman 6 ve 1.5 yaşlarında olan, 2 çocukları vardır. Taraflar aile yuvasını Lefkoşa'da kurdular ve 4/8/67 tarihine kadar evlilik birliğini idame ettirdile-r. Davacı, 4/8/67 tarihinde ö.s.11.30 raddelerinde vazifeden eve döndüğünde davalıyı zina gibi gayetiyle şeref ve haysiyet kırıcı bir harekette bulunurken suçüstıi yakaladıjını ve 4/8/67'den evvel 1.5 sene zarfında taraflar arasındaki münsabetin epeyce ger-ginleştiğini, dolayısıyle birlikte yaşamanın imkânsız ve/veya tahammül edilmez bir duruma sürüklendiğini iddia ederek 8 Eylül 1967 de 60/67 numaralı davayı Lefkoşa Türk Cemaat Mahkemesinde davalının aleyhine açarak, diğer şeyler meyanında kendi leyhine bi-r boşanma emri taleb etti. Davalı 14 Ekim 1967 tarıhinde dosyaladığı müdafaa ve mukabil talebi ile, davacının ileri sürdüğü bütün iddia isnat ve ithamları ayrı ayrı ve kesin olarak red ve inkâr etti. Davalı ayrıca, davacının 4 Ağustos 1967 tarihinden beri -evlilik birliğini haksız olarak terkettiğini ve çocuklarının nafakası da dahil herhangi bir ailevi mükellefiyetini yerine getirmediğini iddia ederek davacının aile birliğine dönmesi içın emır verilmesini ve davacı aile birliğine dönünceye kadar ayda £ 15 =- nafaka ödemesi için bir emrin verilmesıni taleb etti.
Lefkoşa Türk Cemaat Mahkemesi tarafları ve şahitleri dinledikten sonra davalının zina işlediğine hükmedecek şahadetin mevcut olmadığı kanaatına vardı. Mamafih, davalının kusurundan mütevellit, tarafla-r arasında geçimsizlik olduğunu ve bu geçimsizlik davacı için müşterek hayatı imkânsız kıldığı kanaatına vararak diğer şeyler meyanında davacı leyhine boşanma emri verdi. Bu hususta Mahkemenin kararı aynen şöyledir:
"Bu durum muvacehesinde davacının zina -işlediğine hükmedecek şahadet mevcut değildir. (Burada davacı demekle Mahkeme herhalde davalıyı kastetmiştir çünkü davacının zina işlediğine dair herhangi bir iddia yapılmış değildir.) Davacı zinadan ayrı mezkûr hadiseden 6 ay evvelinden karısı ile araları-nda geçimsizlik olduğunu, davalının Özkan ile konuşmamasını davalıya söylediğini ve duyduğu bazi dedikodular neticesi içinde bir huzursuzluk olduğunu ve son hadiseden sonra da davalı ile aralarında müşterek hayatın imkansız olduğunu iddia etmiştir. Bu hus-ustaki şahadeti dosyada görülmektedir. Davalının zina işlediği
sabit olmamakla beraber taraflar arasında hadiseden evvel başlayıp devam eden bir geçimsizlik olduğu ve davalının gece 11.15 sularında eve yabancı bir erkek alması ve kocası eve geldiğinde -yabancı bir şahsın mevcudiyetini kocasından saklaması uygunsuz bir hareket olup aralarındaki geçimsizliği had safhaya getirmış ve davacı için müşterek hayatı imkânsız kılmıştır.
Taraflar arasındaki müşterek hayatın tamamen sarsılmış olduğu davalının dav-acıya göndermiş olduğu vadelil olarak ibraz olunan mektuplarda da görülmektedir.
Davalı, Mahkemenin vermiş olduğu boşanma emri aleyhine aşağıdaki sebeblerden dolayı istinaf eyledi:
1. Zina gibi bir hususi boşanma sebebi isbat edilemeyince, bu hususi
boş-anma sebebinin isbat gayesi ile ortaya atılan iddialarla umumi boşanma
sebebi olan geçimsizliğin ısbat edilmiş olduğunu kabul etmesi yanlıştır.
2. Geçimsizlik iddiasını isbat için Kanunda ön görüldüğü şekilde ve nisbette şahadet ibraz olunmamıştır. Davacı-nın şahadeti iddıa olunan
geçimsizliğin müşterek hayatı çekilmez veya imkânsız hale sokmadığını göstermektedir.
3. Hakim, tadilât talebi ile eklenmek istenilen hususi boşanma sebebini, eklenmiş farzederek ve onun tesiri altında kalarak hüküm vermiş olmakl-a hata etmiştir.
4. Hakim, geçimsizlik iddiasını Fasıl 339, madde 26(f) yerine madde 26 (c) olarak telâkki ederek ona göre hüküm vermekle hataya düşmüştür.
Davacı ise, mukabil bir istinaf ile İstinaf Mahkemesinin alt kademedeki Mahkemenin kararının istina-fa konu teşkil eden kısmını bozması halinde, aynı kararı, bu sefer, davalının zinası sebebiyle tasdikini taleb etti. Buna sebeb olarak da alt kademedeki Mahkemede verilen şahadet muvacehesinde Bidayet Hakiminin davalının zina fiilini işlediğini vakıa olara-k bulmamakla hata ettiğini ve delilleri değerlendirmekte esaslı surette yanıldığını ileri sürdü.
Şimdi, istinaf ihbarnamesinin 1'inci istinaf sebebini ele alalım. Bu istinaf sebebinde karar verilmesi icab eden husus şudur: Boşanma sebeblerinden biri olan -zinayı isbat için ileri sürülen iddia ve hususlar, zinayı isbata kâfi görülmediği takdirde müşterek hayatı çekilmez hale koyacak derecede geçimsizlik rrroydana getiriyorsa, geçimsizlik sebebi üzerinde boşanma emri verilebilir mi, verilemez mi?
Bu hususta -Sabri Erdem'in Aile Hukuku (1966) sayfa 138, para. 257'de şunlar yer almaktadır:
"Taraflar yek diğerine zina ve livata gibi fena isnatlarla boşanma talebinde bulunmuşlarsa da, duruşma neticesinde isnat olunan eylemler ger-
çekleşmemiştir. Yalnız, karı k-oca arasında şiddetli münaferet ve geçimsızlik olduğu sabit olmuş ve muayyen sebep sabıt olmadığı takdirde gayri muayyen sebeble hükmolunmasına kanuni engel bulunmamış olmasına göre boşanma kararı yerindedir."
Sayfa 140, para.270'de ise şunlar yer almakta-dır:-
"Zinadan dolayı açılan boşanma davasında, davalının bazı uygunsuz hareketleri yüzünden karı koca arasında aile hayatının devamını çekilnez bir hale koyacak derecede şiddetli geçimsızlik sabit görülüyorsa Medeni Kanununun 134'üncü maddesine ist-inaden boşanma kararı verilebilir. (Olayda zina iddiası sabit görülmemiştir.)"
Ve Dr.Ferit H.Saymen ile Dr.Halit D.Elbir Türk Medeni Hukuku, Cild 3 (1960) sayfa 255 ve 256'da şunlar yer almaktadır.
"Temyiz Mahkemesi çok enteresan bir kararında tekmil u-nsurlarıyle
sabit görülmeyen hakaret fena muamele, haysiyetsiz hayat ve zina boşanmaya kâfi değilse, fakat bu eksik-üç sebeb müşterek hayatı çekilmez hale koyacak derecede geçimsizlik meydan,a getiriyorsa, boşanmaya hükmedilmesi