Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 2/1970 Dava No / Karar Tarihi 29.12.1970
Numara: 2/1970
Dava No: /
Taraflar: Ali İsmail ile Ünal Ali İsmail
Konu: Şiddetli
geçimsizlik nedeniyle boşanma -Nafaka -Kocanın karıya nafaka vermesi emri
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 29.12.1970
-
T.C.M. Istinaf No. 2/70
(Dava No. 7/70)
TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ- HUZURUNDA
M.N.Münir, Başkan, Ü.Emin ve A.İzzet, Üye
İstinaf Eden : Ali İsmail, Mağusa (Davaci)
ile
Aleyhine İstinaf Edilen : Ünal Ali İsmail, Lefkoşa (Davalı)
- arasında
Istinaf Eden Namına : Taner Erginel
Aleyhine İstinaf Edilen
Namına : Menteş Aziz
---------------------------
Fasıl 339, Türk Aile (Evlenme-Boşanma) Kanunıı, M-adde 26 (f) Şiddetli
geçimsizlik nedeniyle boşanma - Geçimsizı'ikten boşanma emri verilebilmesi için evlilik müııasebetlerinin kökünden .sar.sıldığınııı ve neticede müşterek hayatın çekilmez hal aldığının isbatı gerekir.
Nafaka - F'asıl 339 - Madde 34 (1)- (c) - Kocanın karıya nafaka vermesi emri
- Madde 37 (I) Koca evlilik birliğinin reisidir- Madde 37 (2) karı, kocanın aile ismini alır ve gücü yettiğince evin infak ve iaşesini teminde kocasına yardımcı olur - 39 (1) Karı ve kocadan herbiri hayatı-n devamında sıhhati, şöhreti ve işi zarara uğrarsa zararın devam ettiği süre ayrı yaşa yabilirler.- 39 (2) Mahkeme tarafların ayrı yaşamalarına makul sebepler
varsa masum tarafın infak ve işesi için diğer tarafa münasip bir miktar ödemesine e-mir verebilir.- 34 (3) Nafaka miktarının İstinaf Mahkemesi'nce düşürülmesi.
Türk Medeni Kanununun 152. ve 153. maddesine göre Yargıtay'ın içtihat kararına göre karının çalışıp para kazanması kocayı nafaka ödemekten kurtarmaz. Kıbrı.s Türk Aile (Evlenme Bo-şanma) Kanunu Fasıl 339, Madde 34 (3) e göre Mahkeme daha önce verdiği nafaka emrini tadil veya iptal edebilir. Mahkeme bunu yaparken tarafların sosyal ve mali durumlarını nazarı itibare alır.
Taraflar karı kocadırlar. 18.9.1969'da Lefkoşa'da evlendiler.- Ancak
evlilik birliği kurmadılar. Aralarında cinsi münasebet oldu. Davacı nikâhtan
önce Davalının aile yuvasının tesisinde gerekli cihaz eşyasını tamamladıktan sonra evlilik birliğinin tesisi hususunda mutabakata varıldığı halde bunun yerine getirilmediğ-inden evlenemeyeceklerini, aynca Davalının asabi ve anlayışsız olduğunu ve bu yüzden geçimsizlikten boşanma talebinde bulundu.
Davalı ise bıı iddiaları kabul etmedi ve Davacının aile birliğini kurup
kendisini davet etmesini ve bu emre uyana kadar da ayda- £ 15.- nafaica
ödemesini istedi.
Bidayet Mahkemesi tarafları dinledikten sonra, aralarında evlilik mü-
nasebetini kökünden sarsacak mahiyette geçimsizlik olmadığına kanaat
getirerek Davacının boşanma talebini reddetti. Diğer taraftan Davalının
nafaka alma-ya hakkı olduğıına kanaat getirerek ve Davacının üç ay zarfında evlilik yuvasını kurup Davalıyı eve davet etmesine, emre uyana kadar da ayda £ 7.500 mil nafaka ödemesine emir verdi. Davacı verilen karar karşı istinaf etti.
İstinaf Mahkemesi,1'nci istinaf s-ebebiyle ilgili olarak Bidayet Mahkemesinin takdir hakkını kullanarak müşterek hayatın imkânsız ve çekilmez bir hale gelmediğini bulmakla hata etmediğine, ikinci istinafla ilgili olarak ise koca, karısının nafakasını temin etmekle mükellef olduğuna,
ancak -kesilecek nafaka miktarının karının kazancının da nazarı itıbare alınmasından sonra tesbiti gerektiğine kanaat getirerek nafaka miktarını
£ 4.-'ya indirdi.
---------------------------
HÜKÜM
Taraflar karı koca olup,18.5.1969'da Lefkoşa'da nikah- olup evlendiler. Evlilik birliği tesis etmemekle beraber aralarında cinsi münasebet olmuş ve son zamanlara kadar bu devam etmiştir. Davacı 14 Ocak 1970 de Mağusa Türk Cemaat Mahkemesinde dosyaladığı 7/70 numaralı dava ile davalının aleyhine aşağıda göster-ilen sebepleri ileri sürerek Mahkemeden bir boşanma emri talep etti.
1. Nikâh merasiminin icrasından önce davalının aile yuvasının tesisinde gerekli her türlü cehiz ve sair eşyasını bilcümle tamamladıktan sonra evlilik birliğinin tesis edileceği hususunda- taraflar arasında mutabakata varıldığı halde nikahtan sonra davalı babasının cehiz ve sair eşyayı yapamayacağını, bundan dolayı davacının mezkûr cehiz ve eşyanın yapılmasına madden finanse etmemesi halinde davalının davacı ile evlenemeyeceği ve boşanmak i-çin Mahkemeye müracaat edeceğini davalı davacıya beyan etti;
2. Davalı asabi ve anlayışsız bir kadın huylarına kendini kaptırmış olup davacıyı dava tarihinden son 3 ay zarfında huzursuz yapacak her türlü hareketi tatbikte sakınca hissetmemış ve davacı il-e normal geçimini ağır bir şekilde zedelemiştir;
3. Davalı geçimsiz hareketleri ile asabi buhranlar geçirerek 9 Ocak 1970 de veya o tarihlerde Mağusa'da bulunduğu bir sırada denizde intihara kalkışmış ve hayatı zoraki kurtarılmıştır.
4. Davalının yukarıd-a zikredilen kusur ve kabahatlarından mütevellit
ve/veya karakterlerinin bağdaşmaması neticesi olarak imtizaçsızlık dolayısıyla bir arada aile yuvası tesis edip yaşamaları imkânı yoktur.
5. Yukarıda belirtilen husus ve vakıalar muvacehesinde davalının kus-ur ve kabahatları sebebi ile taraflar arasında müşterek hayatın çekilmez bir hale gelmesini mucip olacak derecede şiddetli geçimsizlik mevcuttur.
Davalı 6 Şubat 1970 tarihinde dosyaladığı müdafaa takriri ve mukabil talep ile davacının iddia ettiği gibi ar-ada bir geçimsizlik olduğunu kabul etmedi ve mukabil talep ile davacının aile ocağını kurarak davalıyı kuracağı evlilik birliğine davet etmesi davacının böyle bir emre riayet edene kadar da ayda £ 15.- nafaka ödemesini talep etti.
Bidayet Mahkemesi her ik-i tarafı ve şahitleri dinledikten sonra davacının şahadeti hususunda hükmünde şunları söyledi:
"Davacı ise şahadetinde 18.5.1969'da evlendiklerini fakat evlilik birliği tesis etmediklerini ve aralarında cinsi münasebet olduğunu ve son zamanlara kadar deva-m ettiğini; evlendikten sonra ve evvel aralarında davalının arabasından dolayı babasına olan borcu ve cihaz hususunda anlaşmazlıkları olduğu ve bu hususta muhtelif münakaşalar olduğunu; 2.1.1970 tarihinde davalının Mağusa'da davacı ile kalmaya geldiğini ve- 11.1.70 tarihinde veya o tarihlerde yıne aynı mevzularda olan bir münakaşada davalının (davacının iddiasına göre) deniz kenarında intihar etmek niyeti ile denize girdiğini ve bu hadiseden sonra davacının davalıyı Lefkoşa'da ailesinin yanına götürdüğü ve o- gece davalının boşanmak istediğini beyan etmesi üzerine de bu davayı açtığını ve o tarihten beri ayrı olduklarını ifade etmiştir. Davacı ayrıca Dumlupınar T.S. Kulübü'nde oynadığını ve mezkûr kulübün idare h