Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 2016/17092 Esas 2020/4277 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 14.Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17092
Karar No: 2020/4277
Karar Tarihi: 01.07.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02/04/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/07/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.

TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.

Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.

Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp TMK'nın 733/3. maddesi uyarınca noter ihtarının tebliği gerekir.

Noter ihtarı tebliğ edilmemiş ise iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir.

Somut olaya gelince; davacı dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 1512 ada 4 parselde paydaş bulunduğunu, davalı şirketin bu taşınmazdan 48/1519 payı 21/1/2014 tarihinde satın aldığını, kendilerine noter bildirimi yapılmadığını belirterek önalıma dayalı olarak payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

Davalı şirket davanın süresinde açılmadığını belirterek reddini talep etmiştir.

Yargılama devam ederken dava konusu pay, hissedarlardan davaya dahil edilen ...’a 25.000.TL’ye satılmıştır.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu olan ve davalı ... üzerine devredilen 48/1519 payın iptaline, davacı adına tesciline, ilk satış bedeli olan 24.000.TL ve satış masraflarının dahili davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

Hüküm, her iki davalı tarafından, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır, gerekçesiyle temyiz etmiştir. Davalıların temyiz talepleri çoğun içinde az da vardır kuralı çerçevesinde incelenmiştir.

Davaya konu pay ilk olarak 21/1/2014 tarihinde davalı şirket tarafından satın alınmış ve davacıya noter kanalıyla bildirimde bulunulmamıştır. Bu nedenle, 2/4/2014 tarihinde açılan dava iki yıllık süre içinde açılmıştır.

Dava konusu pay, diğer davalı ve aynı zamanda paydaş ...’e 12/5/2015 tarihinde satıldığından, bu paydaşın dava konusu paya yönelik önalım talebinde bulunduğu ve hatta bunu gerçekleştirdiği, ancak davacının da bu paya yönelik önalım talebinde bulunduğu ve bunun korunması gerektiği kabul edilerek, ...’in satın aldığı pay olan 48/1519 payın tamamı yerine, 24/1519 payın iptali ile davacı adına tesciline ve 24.000.TL satış bedeli ve satış masraflarının yarısının davacıdan alınarak davalı ...’e ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ...’e satılan payın tamamının iptaline karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

Full & Egal Universal Law Academy