Yargıtay 1.Hukuk Dairesi2021/9144 Esas 2021/7230 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay-25.11.2021
Dairesi: 1.Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9144
Karar No: 2021/7230
Karar Tarihi: 25.11.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL



Taraflar arasında görülen dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

Davacı, ... Köyü hudutlarında bulunan iki adet taşınmaz malının 766 sayılı tapulama kanunu hükümlerine göre 1976 yılında yapılan kadastro çalışmalarında havzai fahmiye sınırları içerisinde kalması ve eski tapusu bulunmadığı gerekçesi ile ayrıca senetsizden bu alanda kalan taşınmaz malların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığından ... ve ... parsel olarak sınırlandırılması yapıldığını ve tapulama harici bırakıldığını, bu taşınmazların tamamının ... oğlu 1928 doğumlu ...'in1975 yıllarında annesi ...'e haricen sattığını, annesinin de bu taşınmazların tapulama harici kalması nedeni ile ... 1. noterliğince hazırlanan beyan zaptı ile anneannesine sattığını ve ona ait olduğunu onayladığını zilyetliğini annesine devir ettiğini, annesinin de yine noterlikce düzenlenen vasiyetname ile kendisine vasiyet ettiğini ve annesinin ölümü üzerine vasiyetnamenin okunduğunu, kararın kesinleştiğini beyanla tapulama harici bırakılan ... Köyün ... ve ... nolu parsellerin adına tescilini talep ve dava etmiştir.

Davaya konu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar 15.06.1978 tarihinde yapılan tespit ile ... ve müşterekleri adına payları oranında tespit edilmiş daha sonra komisyon kararı ile havza-i fahmiye sınırları içerisinde kaldığından tescil harici bırakılmalarına karar verilmiştir. ... mirasçılarının ... ve müştereklerini hasım gösterilerek komisyon kararına itirazları üzerine Kadastro Mahkemesinde görülen dava, tescil harici bırakılan taşınmazlarda husumetin Hazine yerine gerçek kişilere husumet yöneltilmiş olması sebebiyle 30.11.2005 tarihinde reddedilmiş, karar temyiz incelemesi sonucu 09.06.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Ne var ki davanın reddine dair olan hükme tarihi anlaşılamayan bir zamanda el yazısı ile "tespit gibi tescile" sözleri eklenmiş ve mahkeme mühürü ile mühürlenip, paraflanmıştır. Hal böyle iken 28.12.2010 tarihinde taşınmazların tapu kayıtlarının malik haneleri her nasılsa sadece ... adına doldurulmuş bilahare ... ada ...(eski ... p) ve ... ada ... ( eski ... p) sayılı taşınmazların 01.06.2015 tarihinde tespit dışı bırakılarak sicilden terkin edildikleri anlaşılmıştır.

Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 03/12/2015 tarih 2015/11423 esas 2015/14753 karar sayılı ilamı ile " 28.12.2010 tarihinde taşınmazların tapu kayıtlarının malik haneleri her nasılsa sadece ... adına doldurulduğu,bu durumda davanın ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline yönelik olarak tapu iptali ve tescili davasına dönüştüğünün kabulünün gerekeceği belirtilerek davacıya, tapu maliki ... mirasçılarına husumet yöneltilmesi için süre ve imkan tanınması, davacının ... mirasçısı olup olmadığının taraf koşulu sağlanırken dikkate alınması, taraf koşulunun sağlanması halinde tüm tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili deliller toplanıp, birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde,davanın kabulüne, ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşüldü.

Ne var ki; dava ve cevap dilekçelerinin özeti, toplanan deliller ve Dairenin bozma kararına yer verilmesi dışında verilen kararın gerekçe içerdiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Anayasanın 141. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve 6100 sayılı HMK.'nun 186. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 297. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 6100 sayılı HMK'nun 294. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Hükmün sonuç bölümünde de istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve hakların birer birer açıkça şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılması zorunludur.

Somut olayda, mahkemece, kurulan hükmün Anayasa ve Usul Yasasının değinilen hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olup, davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy