Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/28274 Esas 2015/16724 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/ 28274
Karar No: 2015 / 16724
Karar Tarihi: 28.09.2015

Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi

(İş Mahkemesi Sıfatıyla)

Dava Türü : Alacak



Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Davacı vekili, müvekkilinin, davalı işyerinde yetkili sendika olan ...'ndan istifa ederek ...'na üye olduğunu, durumu öğrenen davalı işveren ve beraber hareket ettiği ... temsilcileri tarafından müvekkiline (ve ...na üye olan diğer işçilere) sendikadan istifa ederek tekrar ...'na üye olmalarını, aksi takdirde işten atılacakları, haklarının zayi olacağı, eksik ödemelerle karşılacaklarını söyleyerek tehdit ettiklerini, daha sonra ...'na üye olan 42 kişinin işinin değiştirilip baskılar kurularak ve çeşitli bahanelerle iş sözleşmelerinin feshedildiğini, yaklaşık 200 üyenin de istifası alınarak ...'na üye yapıldığını, ayrıca davalı işverenin müvekkilinin 05.10.2012-04.10.2014 yürürlük tarihli TİS'den dayanışma aidatı ödeyerek faydalanmasına rağmen TİS'nin 53. maddesi gereği ödenmesi gereken Kasım 2014 ikramiyesini ... üyelerine tam olarak, davacıya ise 1/3'ünü ödediğini, bu şekilde eşitlik ilkesine de aykırı davrandığını iddia ederek TİS.'nin 53. maddesi gereği ödenmesi gerekirken ödenmeyen ikramiye alacağından şimdilik 300,00 TL'sının 25.10.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte; ayrıca 6356 sayılı Yasa'nın 25. maddesi uyarınca davacının 1 yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, öncelikle alacakların miktarının davacı tarafça kolaylıkla hesaplanabilir nitelikte olması nedeni ile kısmi dava açılamayacağını, hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini; esas açısından ise, davacının da yetkili sendika olan ...'ndan istifa ederek ...'na üye olduğunda kendisinin işten çıkarılmayıp dayanışma aidatı ödeyerek TİS'den yaralandırıldığını, davacıya (ve diğer işçilere) özel bir işlem ve sendikaya üyelik veya istifa hususunda baskı-ayrımcılık yapılmadığını, 05.10.2012-04.10.2014 yürürlük tarihli TİS gereği ödenmesi gereken ikramiyelerin tamamının ödendiğini, 04.10.2014 tarihinde ise TİS sona erdiğinden (davacı gibi) dayanışma aidatı ödeyen işçilerin bu tarihten yeni sözleşme imzalanıncaya kadar olan dönem içinde TİS olmadığından sona eren TİS'e dayalı ikramiye ve benzeri sosyal haklardan faydalanamayacağını, TİS'nin sona ermesinden sonra yenisi imzalanıncaya kadar hizmet akdi olarak devam etmesinin de sadece yetkili sendika üyeleri açısından olabileceğini, ödenen 1/3 ikramiyenin de yanlışlıkla ödendiğini savunmuş davanın reddini istemiştir.

Mahkemece dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacı işçi açısından süresi sona eren TİS'nin hizmet akdine ilişkin hükümlerinin “Toplu İş Sözleşmesinin Ard Etkisi” nedeni ile uygulanması gerektiği, bu bakımdan 2014 Kasım ayında ödenmesi gereken ikramiyenin de tam olarak ödenmesi yerine 1/3'nün ödenmesinin doğru olmadığı, bakiye ikramiye alacağının bulunduğu, sendikal tazminat açısından ise usulünce harcı yatırılarak açılan bir dava olmadığından karar verilmesine gerek olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı şirkete ait işyerinde uygulanan 05.10.2012-04.10.2014 dönemini kapsayan TİS'nin 53.maddesine göre “sendika üyesi olan işçilere 30'ar günlük brüt ücretleri tutarında 4 ikramiye verilir. İkramiyelerin ödemeleri her sözleşme döneminde Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarının 25.gününe kadar ödenir.”

Davacı vekili davacının 2014 Kasım ayında ödenmesi gereken ikramiyesinin ödenmediği iddia etmiş, mahkeme de Kasım ayında ödenmesi gereken ikrameyi hüküm altına almıştır. Hal böyle olunca Toplu İş Sözleşmesinin 53.maddesine göre 2014 yılı Kasım ayında ödenmesi gereken ikramiye açısından temerrüt tarihi 25.11.2014 tarihi olduğu halde yanılgılı değerlendirme ile ikramiye alacağına 25.10.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “25.10.2014” tarihinin çıkarılarak yerine, “25.11.2014” tarihinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy