Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/12426 Esas 2013/14192 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12426
Karar No: 2013/14192
Karar Tarihi: 03.10.2013

8. Hukuk Dairesi         2013/12426 E.  ,  2013/14192 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: Elatmanın önlenmesi

... ile Hazine aralarındaki elatmanın önlenilmesi davasında mahkemenin görevsizliğine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.07.2008 gün ve 219/172 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümü ve üzerindeki evin zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak, davalının ölçüm yaptırmak ve sürmek suretiyle elatmanın önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin bulunduğu gerekçesiyle görevsizliğe, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli bulunduğuna karar verilmesi üzerine; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nun 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile, zilyet zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz ve üzerinde hafif yapı niteliğinde olmayan yapının zilyedi olduğu iddiasıyla açılan davada, davacının arkasında barındırdığı hak nedeniyle, dava 6100 s. HMK. 4/c (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-3) maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Başka bir anlatımla dava, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 8/I.maddesi hükmüne göre, dava dilekçesinde belirtilen değer nedeniyle davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Ne var ki, hüküm tarihinden sonra dosya arasına konulan Kadastro Müdürlüğünün yazılarına göre kadastro çalışmalarının yapıldığı ve uyuşmazlık konusu taşınmazın 261 ada 1 parsel numarasıyla kadastro tutanağının düzenlendiği bildirilmiştir. 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 25.maddesinde Kadastro Mahkemeleri'nde bakılacak dava ve işler belirlenmiş olup, elatmanın önlenilmesi davaları söz konusu maddede belirtilen taşınmazın aynına ilişkin davalardandır. Mahkemece yapılacak iş, elatmanın önlenilmesine ilişkin uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına dahil bulunduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemelerce kendiliğinden gözönünde tutulur. Oluşan durum karşısında, davaya bakma görevi açıldığı tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait ise de, hüküm tarihinden sonra uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının düzenlendiği tespit edildiğine göre, öncelikle görev yönü gözönünde tutularak uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Kadastro Mahkemesi'ne devrine karar verilmesi gerekir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, yine 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440/III-3 maddeleri gereğince karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











Full & Egal Universal Law Academy