Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2020/5636 Esas 2020/11911 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 9.Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5636
Karar No: 2020/11911
Karar Tarihi: 14.10.2020


(6100 S. K. m. 26)

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Davacı İsteminin Özeti:

 

Davacı vekili, müvekkilinin 2001 yılından emekli olduğu 2012 yılının 3. ayına kadar davalı ... Bakanlığına bağlı olarak diğer şirketler bünyesinde çalıştığını, davalı Kurum ile diğer davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, kıdem tazminatı dahil hak kazandığı işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

 

Davalı Cevabının Özeti:

 

Davalı Bakanlık vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.

 

Davalı ... A.Ş. vekili, davacının 2001-2003 yılları arasında müvekkili iş yerinde çalıştığını, daha sonra ihale yoluyla firma değiştiğinden feshe bağlı haklarını müvekkili iş yerinden talep edemeyeceğini, yine de müvekkil şirketin davacıya sanki geçerli bir fesih yapılmışcasına kıdem tazminatı ödediğini, buna ilişkin bordronun dilekçenin ekinde bulunduğunu, diğer alacaklar yönünden ise zamanaşımının söz konusu olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

 

Mahkeme Kararının Özeti:

 

Mahkemece, bozma öncesi yapılan ilk yargılamada toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararının süresi içerisinde davalılardan... Ltd Şti. vekili, ... Genel Müdürlüğü vekili ve ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarih, 2018/11891 esas ve 2018/23780 karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

 

Yerel mahkemece bozmaya uyulmakla, bozma sonrası yapılan yargılamada, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Temyiz:

 

Karar süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Gerekçe:

 

1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

 

2-Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.

 

Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)

 

Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 tarih, 2006/4-519 esas, 2006/527 karar, 03/12/2008 tarih, 2008/10-730 esas., 2008/732 karar.)

 

Somut olayda, mahkemece bozma öncesi yapılan ilk yargılamada, 20.03.2014 tarihli ek rapora göre, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı kabul edilerek; ancak her bir alt işveren nezdindeki çalışma süresi ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle toplam 166 gün yıllık izin süresi karşılığı olmak üzere 3.630,14 TL yıllık izin ücreti alacaklısı olduğunun hesaplandığı ve davacı tarafça ibraz edilen 20.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep edilen 1.500,00 TL yıllık izin ücretinin 3.630,14 TL’ye arttırıldığı, yerel mahkemece bozma öncesi yapılan ilk yargılamada da yıllık izin ücreti alacağının 3.630,14 TL hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarihli, 2018/11891 esas ve 2018/23780 karar sayılı ilamı ile davacının çalıştığı dönem boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının beyanı alındıktan sonra ve dosyada yer alan 2010 yılına ait davacının 10 günlük yıllık izin kullandığına ilişkin ücretli izin formu dahil bütün deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle yıllık izin ücreti alacağı bakımından yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş ise de; bozmaya uyan yerel mahkemece, davacının beyanı alındıktan sonra yapılan değerlendirmede, davacının 10 tam yıl kıdemine karşılık 168 gün yıllık izin hak ettiği ve bunun sadece 10 gününü kullandığı, kullanılmayan günler yönünden ise ispat yükü üzerinde olan davalı işverenlerce dosyaya somut delil mahiyetinde herhangi bir izin defteri veya eşdeğer belge sunulmadığı görüldüğünden davacının almaya hak kazandığı 158 güne karşılık yıllık izin ücretinin 4.668,90 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak bozma öncesi ilk karar birkısım davalılar tarafından temyiz edilmiş olup; bu durum usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturmuştur. Bahse konu 20.03.2014 tarihli ek rapora davacı tarafın bir itirazı olmadığı halde, hesaplamanın daha yüksek olduğu bozma sonrası bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesi bu hakkın ihlalidir.

 

Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca da, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak, davacının dava ve ıslah dilekçesindeki yıllık izin ücreti alacağından fazlasına karar verilmesi de usule aykırıdır. Bu bakımdan yıllık izin ücreti alacağı bozma kararı öncesi gibi hüküm altına alınmalıdır. Hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy