Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1930/15
Karar No: 1930/24
Karar Tarihi: 12.11.1930
(765 S. K. m. 418)
Dava: Türk Ceza Kanunu'nun 418. maddesi ikinci ve üçüncü fıkralarının emri tatbikinde Birinci Ceza Dairesi Aliyesi'nin iki kararı arasında hasıl olan mübayenetin tevhidi Cumhuriyet Başmüddeiumumilik memuriyeti aliyesinin 2 Mart 1929 tarih ve 18 numaralı müzekkeresiyle talep ve bu babdaki ilam suretleri Birinci Riyaset Dairesine tevdi olunmakla, ihtilafı içtihadı mutazammın ilamatı mezkure suretleri telhis ve nüshaları teksiren Heyeti Umumiye'ye tevzi ve 2 Nisan 1930 Çarşamba günü içtima ve müzakeresi takarrür etmişti.
Yevmi mezkurda Birinci Reis Mehmet İhsan Beyin riyasetleri altında Başmüddeiumumi Yusuf Nihat Beyefendi de dahil olduğu halde birinci riyaset salonunda içtima eden Heyeti Umumiye'ye kırkdört zatın iştirak ettiği görüldükten ve nisabı müzakere hasıl olduğu tahakkuk ettikten sonra müzakereye başlanarak mezkur ilam suretleri okundu.
Birinci Ceza Dairesi'nin noktai nazarını izah etmek üzere söz alan Daire i müşarileyha azasından Ata Beyefendi, elyevm dairemizin içtihadı mayubiyetinden dolayı eğer fiil beş seneden aşağı müddetle hürriyetten mahrumiyeti müstelzim ise 418. maddenin ikinci fıkrası ve beş seneden fazla ise üçüncü fıkrası tatbik olunmaktadır.
Osman Remzi Beyefendi: 418. maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında haddizatında bir müsavatsızlık mevcuttur. O fasılda yedi sene mahkumiyeti müstelzim bir fiilden dolayı mayubuyet hasıl olduğu takdirde üçüncü fıkraya tevfikan nakzolan üç buçuk seneyi ilave ederek on buçuk sene hapse hükmedildiği halde bir sene ağır hapsi müstelzim bir fiilden dolayı beş seneden ekal olduğu için ikinci fıkra mucibince beş seneden ekal olmamak üzere bir ceza veriyoruz. Binaenaleyh yedi sene hapse üç buçuk sene ilave ettiğimiz halde bir sene hapse mahkum olan bir kimsenin cezasına dört sene ağır hapsin zammı lazımdır ki bu fıkralarda adalet yoktur. 418. madde kanunumuzun mehazı olan İtalyan Kanunu'nun da yoktur. Bu suretle kanunun ibareleri arasında ahengi hukuki ve cezaıyi ihlal eder hal vukuunda tabiidirki bunu hakim nazara almak zaruretindedir. Aynı sebeple keyfiyet ve kemiyette bir müsavat lazımdır.
Şu halde tezyit ve teşditte hakimin vaz ettiği cezayı nazarı itibare alacağız.
Birinci Reis İhsan Beyefendi: Eski ve yeni kanunlardaki esasat nazara alındığı takdirde 418. maddenin emri tatbikinde hükmolunan cezayı esas ittihaz etmek zaruridir. Cinayet cünha, kabahat taksimatına müstenit olan eski Ceza Kanunu'nda fiilin nevini tayin hususunda kanunen müstelzim olduğu cezanın nevi ve mahiyeti esas ittihaz edilmiş iken yeni kanunların ıstılahınca ağır ceza işlerini tayinde cezanın müddet ve miktarı nazarı itibare alınmak icabeder.
Evet, Remzi Beyefendi'nin buyurdukları gibi bu madde İtalya Kanunu'nda yoktur ve bu madde 341 senesinde yapılan tadilat neticesi ilave edilmiş bir maddedir. Eski kanunda cezası itibariyle cünha olan fiil mayubiyeti istilzam ettiği takdirde cinayet addolunur ve cinayet ise mayubiyetten dolayı ceza muayyen bir nisbet dahilinde tezyit olunurdu. Beş seneden aşağı hapsi müstelzim suçların cezasında zahiren bir nisbetsizlik görülmesi bu fıkranın ihmalini icap ettirmez. Binaenaleyh cürmün kanunen istil