Yargıtay Büyük Genel Kurul 1930/4 Esas 1930/22 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1930/4
Karar No: 1930/22
Karar Tarihi: 29.01.1930

(1412 S. K. m. 308) (765 S. K. m. 108)

Tütün inhisar idaresince zürra namına mukayyet zimmetin noksan teslimi veya hiç teslim olunmaması hallerinde mehakimi asliye nezdinde ikame olunan davalar üzerine bir misli cezai nakti ile mahkumiyete ve cezanın beş misline iblağı talebinin reddine mütedair sadır olup temyiz olunan kararlardan bazılarının tetkikatı temyiziye neticesinde ya zimmet noksanının tahakkuku veya derambar müddetinin inkızası tarihinden Ceza Kanunu'nun mer'iyetinden sonraya müsadif olan ikamei dava tarihine kadar mezkur kanunun 108. maddesinde muharrer altı aydan fazla zamanlar geçtiği görülmekte ve gerçi takibat icrası şahsi dava ikamesine bağlı olan hallerde cürmiyet veya ıttıla tarihinden itibaren altı ay zarfında ikame olunmayan davaların istimaına salifüzzikr 108. madde hükmü mani bulunmakta ise de, bahsolunan işlerde temyizi davanın münhasıran hakkı şahsi sahibi bulunan inhisar idaresi tarafından vaki ve noktai temyizin de beş misline iblağı talebinin reddi cihetine maksur bulunması Üçüncü Ceza Dairesi'nce tetkikatı temyiziyenin temyiz olunmayan cihete teşmiline mani görülmesinden dolayı ahvali mümasilede yalnız bu cihetler bilizah temyizen meşrut itirazının reddi ile iktifa olunmakta iken işbu kararlarından bazılarına Mahkemei Temyiz Başmüddeiumumiliği memuriyeti aliyesinden vuku bulan itirazata mebni evvela Ceza Kısmı Heyeti Umumiyesi'nde ve ekseriyet hasıl olamamasından dolayı saniyen Temyiz Heyeti Umumiyesi' nde durudıraz icra kılınan müzakeret neticesinde cezada müruruzamanın hukuku ammeden olması ve tütüne müteallik işlerde müddeiumumilerin resen tevessülatı temyiziyeden kanunu mahsusiyle memnu bulunması temyiz olunan tütün işlerinde mümeyyizin davadaki sıfat ve mevkii ne olursa olsun hukuku ammeye müteallik nukatı esasiyenin de temyizen nazara alınması icabeylediği reyi ekseriyet ihraz etmiş ve binaenaleyh Üçüncü Ceza Dairesi aliyesince de bu kabil hallerde 108. madde hükmüne istinaden esas hükmün nakzı cihetine gidilmek suretiyle içtihadı mukarrerin tebdiline ihtiyaç hasıl olmuş ve bu takdirde ise tereccüh eden içtihadın mümasil işlerde mabihülimtisal olabilmesi için tevhidi içtihat şekil ve usuliyle tesbiti Üçüncü Ceza Dairesi aliyesinin 25 mayıs 1928 tarih ve 203 numaralı tahriratiyle talep olunmuştur. Temyiz Mahkemesi Teşkilatı'na dair 1221 numaralı kanunun 8. maddesine tevfikan içtimaa davet olunan Heyeti Umumiye'ye Cumhuriyet Başmüddeiumumisi Yusuf Nihat Beyefendi dahi dahil olduğu halde kırkyedi zatın iştirak ettiği görüldükten ve nisabı müzakere tahakkuk ettikten sonra söz alan:

Üçüncü Ceza Reisi Fahrettin Beyefendi: Bu hususta mukaddema Ceza Heyeti Umumiyesi'nde müzakere cereyan etmiş ise de nisabı ekseriyet hasıl olamadığından Büyük Heyeti Umumiye'ce icra kılınan müzakerede bir kararı kanuniye rabtedilmiş ise de bu karar hadisatı mümasilede mabehülimtisal olamayacağından tevhidi içtihat tarikiyle halledilerek emsali kazaya da muteber olması için tekrar müzakere edilmesini talep ederim.

Birinci Reis İhsan Beyefendi: İdarei İnhisariye'nin temyiz ettiği nokta, cezai nakdinin beş misline iblağına mütedair mesbuk talebin reddedilmesidir. Tetkikat icra eden dairei hususiye, deranbar müddetinin inkızası ile dava arzuhalinin kayıt tarihleri arasında muayyen olan müddetin mürur ettiğini görüp bu ciheti kararında zikretmekle iktifa ederek mahkumualeyh tarafından temyiz edilmemekle kesbi katiyet eden bu cihetin müstedii temyiz aleyhine sebebi nakız ittihazına mahal olmadığına karar verilmesi üzerine Başmüddeiumumilik makamından itiraz edilmiş, icra kılınan tetkikat neticesinde İnhisarı Duhan Kanunu'yla nizamnamei mahsus ahkamına muhalif her günü ef'al ve harekat ve bilcümle kaçakçılık fiilleri cünha addolunup bunların takip ve muhakemesinde ve muamelatı icraiyelerinde esas itibariyle ceraimi adiyeye mahsus ahkamı kanuniye tatbik olunmakla beraber takibat ve muhakematın icrası ve hüküm ve kararların aleyhine turuku kanuniyeye müracaat hakkı idarei hususiyenin istidasına taalluk ve terk edilmiş ve mahkumunbih cezai nakdi olmakla hukuku hususiyeden addi ve idarei inhisariyenin sıfatının sırf müddei şahsi olarak kabulü ahkamı usuliye ve mahsusaya nazaran gayri caiz olduğundan idarei inhisariyenin temyizi davası üzerine de hukuku umumiyeden olan müruruzamanın nazarı dikkate alınması zaruri olduğuna karar verilmiştir.

Fahrettin Beyefendi: Yeni Ceza Usulü Muhakemeleri şahsi davalarda müddeiumumilerin müdahalesini kabul etmemekle beraber münhasıran şahsa taalluk eden davalarda hukuku umumiyeye taalluk eden hususatın takibine müddeiumumileri salahiyettar kılmıştır.

İbrahim Etem Beyefendi:

Müddeiumumilerin hakkı temyizi olup olmadığı müzakere edilecek midir?

Bahri Beyefendi: Yeni ceza usulüne nazaran tevhidi içtihada mahal yoktur.

Başmüddeiumumi Yusuf Nihat Beyefendi: Dairei hususiyenin kararları iki ciheti ihtiva etmektedir. Biri müstedii temyiz aleyhine karar verilip verilmemesi ve diğeri de layihada yazılmayan hususatın re'sen nazara alınıp alınmaması meselesidir.

1 - Reji davaları cünha nevinden addedildiği halde re'sen müddeiumumilere hakkı takip verilmemiştir. Bu salahiyet rejiye aittir. Rejinin vukubulan müracatı, hukuku umumiyeyi tahrik mahiyetindedir. Aksi iddia edilemez. Bu itibarla temyiz eden reji aleyhine nakza gidilebilir mi? Müddeiumumilerin temyizi davası üzerine tetkikatı temyiziyede nasıl mahkumun eski kanuna göre lehine gidilebildiği gibi yeni Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre de aleyhde olsa da lehe gidilebilir. Müddeiumumilerin mümessili vaziyetinde olan reji idaresinin temyizi üzerine aynı esaslar dairesinde karar verilemeyeceğini söylemek esasatı cezaiyeye muhaliftir. Bahusus müddei şahsi tarafından temyizi davada mahkumun lehine gidilebileceğine dair sarahati kanuniye nazarı dikkate alınır. Bu babda asla tereddüt edilemez. Binaenaleyh Üçüncü Ceza Dairesi'nin bu noktada içtihadı muvafık mütalaa edilemez.

2 - Tetkikatı temyiziye layihalara münhasır ise Üçüncü Ceza Dairei aliyesinin reyi doğru olabilir. Halbuki ceza davalarında ve hatta hukukta bile layihada olmayan ve esasa müessir bulunan bir sebebin temyizen ve re'sen nazara alınması ahkamı kanuniye iktizasındandır. Hadisemiz müruruzamandır. Resen nazara alınmak lazım gelir. Binaenaleyh inhisar idaresi tarafından vaki temyizi davada müruruzaman olduğu halde Üçüncü Ceza Dairesi aliyesi tarafından nazarı itibare alınması ahkamı mevzuaya mutabık addedilemez. Nitekim Heyeti Umumiye kararı da bu merkezdedir. Ve şu suretle halli mesele edilmesi lazım gelir.

İbrahim Etem Beyefendi: İnhisarı Duhan Kanunu'nun 43. maddesi sarihtir. Yolsuzluk gerek esasa ve gerek usule ait olsun reji davalarında müddeiumumilerin hakkı temyizi yoktur.

Birinci Reis Beyefendi: Büyük Heyeti Umumiye'den mukaddema verilen karar emsali kazaya da mutad olmak için tevhidi içtihat suretiyle heyeti celilenin teyid etmesi icap eder ise de yeni usul, şahsa taalluk eden hususatta da müddeiumumilere hakkı temyiz vermiş olmasına göre hadisede tevhidi içtihada mahal kalmamış idiği beyan eylemeleriyle müzakerenin kifayeti kabul edildikten sonra,

Neticede:

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu serahetine nazaran hadisede tevhidi içtihada mahal olmadığı 22.01.1930 tarihinde karargir oldu. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy