Yargıtay Büyük Genel Kurul 1933/10 Esas 1933/2 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1933/10
Karar No: 1933/2
Karar Tarihi: 12.04.1933

(1086 S.K. m. 1)

Dava: Sanat ve mesleğine ait kazanç vergisini verdikten sonra başkaca yaptığı ikraz muamelesinden dolayı Hazinece tahakkuk ettirilen kazanç vergisi üzerine mükellef tarafından mükerrer kazanç vergisi talep edildiğinden bahsile ikame edilen müdahalenin meni hakkındaki davaların rüyeti mehakimi adliyenin vazifesi haricinde olduğu Temyiz Mahkemesi Dördüncü Hukuk Dairesi'nce kabul edilmiş iken mümasil hadiselerde Üçüncü Hukuk Dairesi'nce adiye mahkemelerinin vazifeli olduğu kabul edilerek tetkikat yapılmak suretiyle hasıl olan içtihat ihtilafı üzerine bu baptaki ilam suretleri celp ve telhis ve nüshaları teksir edilerek Heyeti umumiyeye tevzi ve 29.3.933 tarihine müsadif çarşamba günü toplanılacağı bildirildi.

Tayin olunan günde Heyeti Umumiyeye kırk üç zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakuk ettikten sonra söz alan ali Himmet beyefendi; Hadise şudur; Maliye noter dairelerinde tetkikat yaparak bazı tüccar ve kimselerin şuna buna para ikraz ettiklerine muttali olmuş, komisyonu mahsusunca bu ikrazdan dolayı maa ceza vergi tarhedilmiş ve takibe başlanmıştır.

Bu meyanda olan müddei mahkemeye müracaatla bu talep mükerrer vergi talebi mahiyetinde oduğundan bahsile dava açmış, muhakemeten bu davanın rüşeti vazife harici olduğu iddia olunmuş ise de mahkemece mükerrer vergi talebile meni muaraza davası telakki edilerek vazife dahilinde olduğuna karar verilmiştir.

Biz evvelce alındığı beyan olunan verginin sebebi başka ve bu defa istenilen verginin sebebi başka, yani evvelki verginin sebebi ticaret, sonrakinin ikraz olması cihetiyle mükerrer vergi talebi mahiyetinde olmadığından bahsile verilen hükmü vazife noktasından nakzettik. Halbuki Üçüncü Hukuk Dairei aliyesi mümasil hadiselerde sadır olan hükümleri mahkemenin vazifesi dahilinde görerek tasdik buyurmuştur.

Heyeti celilece malumdur ki bazı kanunlarımızda arahat olmadığından bu kabil tahaddüs eden idari ihtilafların mercii hallini tayinde iştibah ve ihtilaf hasıl olmaktadır. İdare kanunlarında muharrer bazı hususatla bazı vergi meselelerinden mütevellit ihtilafların mahkemelerce mi, yoksa idari makamlarca mı bakılacağının tayini çok müşkül bir iştir. Yanız şu müttefikunaleyhtirki münazaanfih hususun halli için idari mercii itiraz ve temyiz tayin olunmuş ise bundan mütevellit ihtilafın halli mahkemelerin vazifesinden hariçtir. Zannedirim ki Üçüncü Hukuk Dairei aliyesinin içtihadı da bu merkezdedir.

Kazanç Kanununda kazanç vergileri hakkında itiraz ve temyiz mercileri gösterilmiştir. Filhakika mükerrer vergi talebi aleyhinde mahkemeye dava ikame edilebilirse de bu mahiyette olmayan ve kazanç vergisine taalluk eden davalar mahkemelerde ikame edilemez. Yukarıda arzettiğim veçhile hadisede maliyece talep olunan ikinci verginin sebebi evvelce alınan verginin sebebinden başka olmak itibariyle mükerrer vergi talebi mahiyetinde değil iken mahkemece bu mahiyette telakki yanlıştır. Çünkü Kazanç Vergisi Kanunu'nda ticaret başka, ikraz başka vergi sebebi olarak gösterilmiş ve her biri için mevzu şerait dairesinde beyanname itası mecburiyeti vaz edilmiştir. (Maddeler aynen okundu)

Belki bu kabil ikrazlar vergiye tabi değildir. Fakat bunu usulü dairesinde idari makamlara arz etmek ve oralarda hallettirmek icap eder.

Bu mülahaza iledir ki biz kararımızda isabet etmiş olduğumuza kaniiz. Şimdilik bu kadarla itifa ediyorum.

Sait Beyefendiyi dinledikten sonra icap ederse daha izah ederim.

Üçüncü Hukuk Reisi Sait Beyefendi;

Filhakika dairemiz hadisenin mehakimi adliyece rüyet edileceğini kabul etmiştir ve biz bu kararı verirken vaziyeti şu şekilde mütalaa ettik: Bize asıl olan bir tüccar veya esnafın bir de ticaretle iştigal etmesi ve bu sebeple de vergi vermesidir. İşte bu tüccar ve esnaf bu vergiyi verdikten sonra artık ayni şahıstan kazanç vergisi namıyla ikinci defa bir vergi istenemez.

Fuat Beyefendi; Hadisede şahıs taaddüt etmiyorsa da mameleler taaddüt etmiş olmasına göre ayrı ayrı vergiye tabidir ve bu gibi ihtilaflar taahhüdüsünde idari makamlarca halledilmesi lazımdır, demeleriyle müzakerenin kifayeti kabul edilerek reye vaz olundu:

Kazanç Kanununda idari itiraz ve temyiz mercileri gösterilmiş ve u cihetle kazanç vergisinden mütevellit ihtilafların halli adliye mahkemelerinin vazifesinden hariç bulunmuş olmasına göre kanunun üçüncü maddesinde muharrer hususattan biriyle mükellef olduları vergi borçlarını verenler tarafından başka bir sebeple tahakkuk ettirilen vergiye karşı yapılacak itirazların rüyet ve tetkiki mahkemelerin vazifesinden hariç olduğuna ekseriyetle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy