Yargıtay Büyük Genel Kurul 1935/125 Esas 1936/10 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1935/125
Karar No: 1936/10
Karar Tarihi: 07.02.1936

(765 S. K. m. 36)

Dava: Buğdayı Koruma Karşılığı Kanunu'na aykırı hareketlerden dolayı İdari Merciler'ce verilmesi lazımgelen vergi zamlarından başka bu malların müsaderesine karar vermek salahiyetinin mahakimi adliyeye mi yoksa idari Mercilere mi ait olduğu hususunda hasıl olan içtihat ihtilafı üzerine keyfiyetin tevhidi içtihat suretile halli için Temyiz Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nden gönderilen müzekkere üzerine 13.1.1936 gününde toplanan Heyeti Umumiye'de 3. Ceza Dairesi'nin aşağıda yazılı müzekkeresi okundu :

2466 no'lu Buğdayı Koruma Vergisi Kanunu'nun 2643 no'lu kanun ile değişen 9. maddesi (B) bendinin 4. fıkrasında kurşun mühürsüz veya pulsuz olarak fabrikadan mal çıkaran ve çıkartanlar hakkında bir aydan bir seneye kadar hapis cezası hükmolunmakla beraber kaçak malların da Ceza Kanunu'nun 36. maddesinin son fıkrası hükmüne göre müsadere olunacağı gösterilmekte ve bu fıkradan sonra gelen fıkralarda bu malları kurşun mühürsüz veya pulsuz veya paketsiz satanlardan malın vergisi 3 veya 5 kat olarak def'aten tahsil olunmakla beraber mallar da 4. fıkra hükmüne göre müsadere olunacağı bildirilmekte ve vergi zamlarını ihtiva eden diğer bazı maddelerinde dahi bu zamların def'aten tahsil olunmakla beraber malların yine Ceza Kanunu'nun 6. maddesinin son fıkrası hükmünce müsadere olunacağı beyan olunmaktadır.

Re'sen takdir hallerinde ve bunlara karşı yapılacak itiraz ve temyiz taleplerinde 2430 no'lu Muamele Vergisi Kanunu'nun hükümleri cari olacağı da sözü geçen 9. maddenin son fıkrasında yazılı bulunmaktadır.

Bu fıkranın atfettiği Muamele Vergisi Kanunu'nda ise vergi zamlarının tahakkuk dairelerince takdir ve tayin ile ilgiliye tebliğ olunacağı ve buna itiraz halinde maliye itiraz komisyonlarına ve bu komisyonunu kararına karşı da yine mali temyiz komisyonuna başvurulacağı gösterilmektedir.

İmdi sözü geçen 9. madde (B) bendinin 4. fıkrasında olduğu gibi işin esası hapis cezasını gereklendiren yerlerde hapis ile beraber müsaderenin de mahkemelerce hükmü lazım geleceği tabii ise de; ayni maddenin öteki fıkralarında veya kanunun diğer maddelerinde gösterilen vergi zamlarile birlikte tatbiki lazım gelen yerlerde müsadere muamelesinin mahkemelerce mi yoksa vergi zamlarını tayin ve tatbik edecek olan mali mercilerce mi yapılması icap eylediğinin tespiti sadedinde bundan önce dairemizce yapılan incelemeler sonunda :

Sözü geçen 9. madde (B) bendinin 4. fıkrasında yazılı müsadere hükmü mesnetsiz ve mutlak bir hüküm olmayıp Buğdayı Koruma Karşılığı Kanunu layihası hazırlandığı sırada Ceza Kanunu'nun 2 fıkradan ibaret bulunan 36. maddesinin son fıkrasına dayanmakta olması ve o fıkra ise yapılması, taşınması, satılması ve sairesi suç teşkil eden şeylerin bir ceza mahkumiyeti olmasa bile mutlaka zabıt ve müsadere olunacağını göstermekte olup (ceza mahkumiyeti olmasa bile) kaydı umumi mahkemelerde açılmış olan bir ceza davası beraetle neticelence bile manasını ifade ettiği gibi ceza mahkemelerinde bir dava açılmamış olsa bile manasına da şamil bulunması ve hususile sözü geçen koruma kanununun vergi zamları ile birlikte müsadereden bahseden diğer madde ve fıkralarındaki müsaderelerin hangi mercilerce yapılacağı hakkında açık bir hüküm mevcut değilse de 9. madde son fıkrasında re'sen takdir hallerinde ve bunlara karşı yapılacak itiraz ve temyiz taleplerinde işi tetkik ve halletmek vazifesinin mali mercilere aidiyeti açıkça gösterilmiş ve (re'sen takdir hallerinde) tabiri bir hadisede tazammun ettiği gibi böyle bir hadisede müsadere lazım gelip gelmeyeceğinin dahi takdirini tazammun edeceği itibarile işbu müsaderelerin takdir ve tatbik mercii de bu suretle kanunun mahsusunda gösterilmiş olması ve diğer taraftan bir işin esasını görmeğe hangi merci kanunen salahiyeti ise o iş zımnında yapılacak olan müsadere muamelesinin de o mercice yapılması ceza usulümüzünün müsadere faslı icabından bulunması delaletile bir işin esası mahkemelere ait bulunmadıkça ona fer olacak müsaderelerin de mahkemelerce yapılmasına ceza usul ve esasının müsait bulunmaması ve nihayet, hususi kanunlarda yazılı müsaderelerin tatbiki mutlaka mahkeme hükmüne muhtaç bulunmayıp kanunun sarahat veya delaletile tayin ettiği yerlerde bu muamelenin umumi mahkemelerden başka mercilerce de yapıla geldiğine, ezcümle yine Vergi Kanunu'nun cezai mevzuunu teşkil eden kaçakçılık suçlarına taalluk eden gümrük ve inhisar kanunlarının benzer hükümlerinde delil bulunması mülahazaları bu yoldaki müsaderelerin de mali mercilere aidiyetine bir mesnet teşkil ettiğine binaen sözü geçen Buğday Vergisi Kanunu 9. maddesi (B) bendinin hapis hükmünü de tazammun eden 4. fıkrasında yazılı müsadere müstesna olmak üzere ayni maddenin diğer fıkralarile kanunun diğer maddelerinde yazılı müsaderelerin tatbiki mahkemelerin vazifesi dışında bulunduğu sonucuna varılmış ve şimdiye kadar buna benzer işler bu bakım noktasından görülüp karara bağlanmakta bulunmuş idi.

Bu kararların ittihazı zamanında me'zun bulunan azadan Bay İbrahim'in dahi iştirakile ahiren bunlara benzer bir iş münasebetile yapılan müzakerede 20 Haziren 1933 tarihine kadar 2 fıkradan ibaret bulunan Ceza Kanun'nun 36. maddesinin o tarihte ilave olunan fıkra 1 ile 3 fıkradan mürekkep bir madde haline gelmiş olması ve Buğday Vergisi Kanunun Ceza Kanunun bu değişmesinden sonra çıkan kanunlardan olduğu halde müsaderenin tatbikini istilzam eylediği yerlerde bu muameleyi sözü geçen 36. maddenin 2. fıkrasına değil, son fıkrasına istinat ettirmekte bulunması ve her ne kadar o son fıkra yasak olmayan silahların ruhsatsız taşınması halinde müsaderesine hükmolunacağını göstermek itibariyle hadiseye esas bakımından temas etmediği aşikar ise de fıkra metni hüküm kelimesini ihtiva etmesinden dolayı bu bakımdan Buğday Kanunu tatbikatında da büsbütün imal olunamıyacak şekilde bulunmaması ve kanunun bir hükmü sarih ve açık bulundukça hatası zahir olsa bile o hatayı tefsir ile ıslaha mahkemelerin salahiyeti olmaması sebeplerinden dolayı buğday vergisi kanunu hükmünce esas mahkemelere ait olmayan vergi zamlar ile müterafik bulunan hallerde dahi müsadere muamelesinin tatbiki mahkemelerin hükmüne muhtaç bulunduğu re'yi ileri sürülmüş ve dairemizin iki muhalif re'ye karşı ekseriyeti de bu re'ye iştirak ve iltihak etmekle dairemizce birbirine benzer hadiselerde birbirine uymayan kararlar verecek vaziyet hasıl olmuştur.

Şu hale göre işin Temyiz Umum Heyeti'nce kesin bir hal suretine bağlanması yüksek tasvibinize arz olunur.

Ceza Kanunu'nun 36. maddesi ile hususi kanunlar hükümlerine göre muayyen eşyanın müsaderesi caiz olan hallerde müstakilen veya esas davaya tebean müsadere kararı itasının asıl davayı görmeğe selahiyetli olan mercie aidiyeti Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun müsadere usulüne müteallik mahsus faslı ile konulan esas ve kaide icabından olmasına ve 2643 sayılı kanun hükmünce hapis veya ağır para cezasını müstelzim olmaksızın yalnız 3 veya 5 kat vergi zamlarını gereklendiren hallerde bu vergi zamlarının tatbiki o kanunun 9. maddesi son fıkrasının matufu olan 2430 sayılı kanun hükmünce mali mercilere raci bulunmasına göre esası, mahkemelerin vazifesinden hariç ve esas davadan ayrı ve müstakil olarak mahkemelerce hüküm ve tatbikine de ceza usulü mani bulunan bu hallerde müsadere muamelesinin de vergi zamları ile birlikte tatbiki mali mercilere ait bulunduğuna evvelki celsede ekseriyet hasıl olmamasına mebni bu kere 7.2.1936 gününde çoğunlukla karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy