Yargıtay Büyük Genel Kurul 1936/11 Esas 1936/28 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1936/11
Karar No: 1936/28
Karar Tarihi: 11.11.1936

(765 S. K. m. 29, 30, 73, 75, 76)

Bir gün hafif hapis cezası tayin olunan kabahat ile ağır hapis veya hapis cezasını müstelzim suçların içtimaı halinde günün kusuru hesaba katılmayacağı cihetle bir gün hapsin aynen infazı lazım gelip gelmeyeceği hususunda 1. Ceza Dairesi ile Ceza Umum Heyeti kararları arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli Başmüddeiumumulik yüksek makamından talep ve bu hususa ait ilam suretleri daireye verilmekle 8.7.1936 gününde toplanan Heyeti Umumiye'de söz alan 1. Ceza Dairesi reisi Halil İbrahim ; Ceza Kanunu'nun 29. maddesi hükmedilen bir cezanın nasıl arttırılıp eksiltileceğini gösteriyor. Arttırma ve eksiltmeyi mucip sebepler birleşirse evvela arttırmakla işe başlanır, ondan sonra eksiltilir, dedikten sonra maddenin son fıkrasında bir ceza arttırılıp eksiltilirken o ceza için kanunen muayyen olan hadde tecavüz edilemez. Hafif hapisler bir günden başlar, 2 seneye kadar devam eder. Şimdi bir günlük bir hafif hapis cezasile bir ağır hapis cezası veya bir hapis cezası birleştiği takdirde hafif hapis ile ağır hapis birleşirse hafif hapsin üçte biri hapse ilave edilmek lazımdır. Bir günlük hafif hapsin altıda veya üçte bir mevzuubahis olamayacağı için bir kararda hapis kaldırılmış ve yazılı emre binaen dairece verilen bir kararda da bir günlük hafif hapsin kaldırılması sebebile hüküm bozulmuştur. Şimdi bu kararlarda mevzuubahs olan içtima muameleleri cezanın eksiltilmesi keyfiyeti olduğunda şüphe edilemez. Çünkü esas itibarile bir adamın yaptığı muhtelif suçlardan dolayı kendisine verilmiş olan cezaların aynen çektirilmesi lazım gelir. Bunu fazla gören ve cezanın vaz'ı bir intikam esasına dayanmadığını mülahaza eden kanun vazileri birleşen cezaları muhtelif şekillerde birleştirmişlerdir. Mesela eski ceza kanunumuzda en büyük ceza infaz edilir, diğerleri ona tedahül ederdi. Yeni Ceza Kanunu'muzda ise muhtelif kaideler ve hükümler tahtında bu cezalar birleştirilmiştir. Ceza Kanunu'muzun 73. maddesinde mevzu kaideye göre bir günlük hafif hapsin bir ağır hapisle birleştirilmesi halinde hafif hapsin altıda bir düşünülmeyeceği ve 29. maddenin son fıkrasında cezalar arttırılıp eksiltilirken kanunen muayyen haddin tecavüz edilemiyeceği tasrih edilmiş olmasına göre tedahül etmesi imkanı olmayan bir günlük hafif hapsin aynen ağır hapis veya hapse ilavesi lazım gelir.

Dairenin noktai nazarı kanunun sarahatına müstenittir.

1. Reis; İçtima cezada kabul edilmiş olan 3 kaideden kanunumuzda hukuki içtima esasına müsteniden kısmen zam eski kanunun bel esasına muhalif olarak kabul edilmiştir. Kısmen zammın icrası kabil olmayan yerlerde bu kaideye muhalif olarak maddi içtimaın yani cezanın tamamının zammı caizmidir? Mahkumların aleyhlerine gidilmiş olur. 30. maddede küsuratın hesaba katılmıyacağı tasrih edilmiştir. Tam cezanın icrası, kabul edilen kaideye muhaliftir. Hadisede mani ve muktazi tearuz etmektedir. Lehe olan mani cihetin kabulü lazımdır.

Ferit; İçtima kaidesinde fiiller için muayyen cezadan daha hafif ceza verilmesi icabeder. 2 cezadan bir kısmının diğerine ilavesidir, tayyı lazımdır.

Mecdi; 21 yaşını ikmal etmeyen suçlu 1 gün hafif hapse mahkum olur. Yaşından dolayı tenzilat yapamayız. Bu içtimada da bir günün zammı lazımdır.

1. Reis; Bizim ihtilafımız içtimadadır. 29. madde içtimada ve bahse mevzu olan hadisede kabili tatbik değildir.

Osman Remzi: İfratla tefrit arasında bir nazariye vardır. Bir insanın bir çok cürümlerinden dolayı 100 sene hapse mahkum olması ihtimali vardır. Bu da şiarı insaniyete muhaliftir. Büsbütün kaldırmak da doğru değildir. Hakime böyle bir salahiyet verilmediğine göre hukuki bir kaide esasatı cezaiyeyi iptal edemez. Hukuki kaide insaniyete münafi olan halden dolayı kabul edilmiştir. Cezanın aynen ipkası lazımdır.

Fahrettin; Ceza Kanunları'nda cezaların tayini ve infazı esası bütün dünyaca kabul edilmiştir. Tadilatımız da bunu teyit eder. İçtima kaidesi tatbiki imkanı olan yerlerde tatbik edilir. İmkan yoksa da aynen hafif hapis cezasının infazı lazım gelir.

Akil: Kanunun sarahatına göre hareket etmek lazımdır. Heyeti Umumiye'ce yaştan dolayı tenzilatı kabul etmedik.

Başmüddeiumumi; Bir kaç cürümle beraber hafif hapsi müstelzim bir kabahatın içtimaında Ceza Kanunu'nun 73. maddesinin tatbiki hafif hapsin kabili inkisam bulunduğu hale masruftur, halbuki bir gün hafif hapis, cezanın haddi asgarisi olmak ve 30. madde mucibince kabili inkisam bulunduğu hale masruftur, halbuki bir gün hafif hapis cezanın haddi asgarisi olmak ve 30. madde mucibince kabili inkisam bulunmamak itibarile bu madde yani 73. madde tatbik edilemez. Şu halde meselenin halli için Kanunu cezanın ahkamı umumiyesinden ve Mahkemei Temyizce müesses olan içtihattan ve kanunumuzun aslından istiane etmek icabeder.

Kanunu cezamız kalbi ceza esasını değil, içtimaı mücazat esasını kabul etmiştir. Şu halde bir gün hafif hapis cezasının kabili inkisam olmadığı beyanile iskatı cihetine gitmek kalbi ceza demek olur ki kanunumuzun kabul eylediği içtimaı mücazat esasile kabili te'lif değildir. Binaenaleyh hafif hapis cezaları içtima halinde diğer cürümlerin müstelzim olduğu ceza nev'ine inkilap eylemesi lazimeden bulunmasına ve bir gün hafif hapsin ipkası lazimeendir ve bu neticei kanuniye min cihetin mahkumun lehine verilen bir ceza mahiyetinde telakki edilebilir. Eğer iki gün hafif hapis cezası hükmedilmiş olsaydı bu iki gün hafif hapis cezası hapse veya ağır hapse inkilap edeceği düşünülürse bir gün hafif hapsin ipkası mahkumün aleyhinde olmamakla beraber kanunumuzun mevzuuna göre iskattan daha muvafık ve mütenasip bir tatbiki irae etmektedir. İçtihat meselesine gelince, muhterem arkadaşımız Bay Mecdi ve Akilin de beyan buyurdukları veçhile sin meselesinden dolayı tenzilat ancak haddi asgari ile mahduttur.

Binaenaleyh ehliyeti cezaiye noktasından haddi asgari olan bir gün hafif hapsin tenzili mümkün olmadığı cihetle aynen ipkası cihetine gidilmesi mahkemi Temyiz'in bütün ceza dairelerinin ve Ceza Heyeti Umumiyesi'nin içtihadı cümlesindendir ve bu içtihada muhalif şimdiye kadar bir karar sadır olmamıştır.

Binaenaleyh, ehliyeti cezaiyeyi haiz olmamak gibi bir muafiyet meselesinde aynen ipkası cihetine gidilen bir gün hafif hapis cezasının ehliyeti cezaiyeyi tamamen haiz olan bir suçlu lehine büsbütün iskat edilmesinde asla isabet mülahaza edilemez.

Gerek ehliyeti cezaiye meselesinde ve gerek içtima halinde bir gün hafif hapis cezasının tenzili imkanı olmamak noktasında her iki hadise mümasil bir neticei kanuniye arzederken başka başka mülahaza ve mütalaarla başka başka hükümlere bağlanmasına mantıken dahi cevaz veremez.

Kanunumuzun aslı olan İtalya Ceza Kanunu'na gelince, bu kanunda haddi asgari olan 5 gün hafif hapis ile muayyen liret para cezası kabili inkisam ve tenzil addedilmemiş ve bu gibi inkisam ve tenzili müstelzim ahvalde İtalya Kanunu dahi cezanın iskatı cihetine gitmemiş ve fakat tevbihi adli cezası verilmesini terviç eylemiştir.

Netice; Gerek kanunumuzun esaslarına ve gerek Mahkemei Temyizin içtihadına ve gerek kanunumuzun aslına göre 1. Ceza Dairesinin noktai nazarı muvafık olduğu mütalaasındayım.

1. Reis; Sin dolayısıyle tenzilat bir suça ceza tertip ve tayindedir. İçtima kaidesinin tatbiki başkadır. TCK.'da maddi içtima esası kabul edilmemiştir. Binaenaleyh içtima eden suçun cezası tam olarak zam edilemez. Eğer kısmen zammı mümkün değilse aleyhe gitmek cezada ifrat olur. Bu da kasta muhalif ve faidesiz olur. Arkadaşlarımın dediği gibi burada ehliyeti cezaiye ve af meselesi de mevzuubahis değildir.

Başmüddeiumumi: Bendeniz de suçlunun lehinde olduğunu kabul ediyorum. Ağır hapis yerine hafif hapsin kabulü reyindeyim.

Re'ye konularak sülüsan ekseriyet hasıl olmamasına mebni 11.11.1936 gününde tekrar toplanan Heyeti Umumiye'de müzakeresine başlanarak söz alan Selim Nafiz; Tenzilatta vaz'ı kanunda muayyen hadler tecavüz edilemez.

Akil; Hafif hapis cezasını ağır ağır hapis cezasını hafif olarak infaza imkan yoktur.

İbrahim Etem ; Yeni kanun bunu da halletmiş değildir. Zam ve tenzil usulü caridir. Ceza Kanunu'nun 29. maddesine vereceğimiz mana bu işi halledecektir. Bu hadisede kanun tasrih etmemiştir. Tasrih hafif hapislere aittir.

1. Reis; 29. maddenin hadiseye şümulü yoktur. İçtimada nazara alınamaz.

Halil İbrahim; Kalp esası ortadan kalkamaz, bu kaidedir.

Aza Vehbi; Bendenizce 29. maddenin tatbik kabiliyeti yoktur. Cezanın zammı hakkında bir sarahat olmadığı surette aslı, prensip kalbi mücazat hafif bir cezanın muayyen bir nispette ağır cezaya zammı demek olduğuna göre kalbi mücataz alelıtlak tatbik edilebilirmi? 30. maddenin sarahatı tamamen halletmiştir.

Başmüddeiumumi; İçtimaı mücazat kalbi mücazat esaslarından kanunumuzda içtimaı mücazat vardır. Mevzuubahis olan meselede sarahat yoktur, diyoruz. Bazı ahkam kanunların sarahatından ve bazan dahi mevzu ve ruhundan istinbat olunur. İskat kanun ruhuna muhaliftir. Nitekim ehliyeti cezaiye meselesinde haddi asgari olan bir gün hafif hapsin tenzili mümkün olmamak noktasından ipkası cihetine gidilmesi kanunun mevzu ve ruhundan istinbat edilen bir içtihattır, yoksa bu bapta kanunda bir sarahat yoktur.

1. Reis; Zammı cezada kanunun kabul ettiği esasa muhalif olarak ve 30. madde sarahatı nazara alınmayarak sarahat karşısında delaletle hareket edilemez. Esasen büyük cezada küçük ceza dahil sayılacağı cihetle hadisede cezanın iskatı da mevzuu bahis olamaz.

İçtima kaidesinde bu yoktur.

Halil İbrahim; 29. madde ile 30. maddeyi te'lif etmek lazımdır.

İbrahim Etem; 29 ve 30. madde ile beraber mütalaa etmek lazımdır. 30. maddeyi bu hadisede karıştırmamak lazımdır.

Başmüddeiumumi; Arzeylediğim veçhile kalbi ceza esasını kabul etmemişizdir. 30. madde hükmü ise küsuratın tayyı mümkün olan ahvalde caridir ve iskatı cezayı mutazammın değildir. Vazııkanun içtimaı mücazat kaidesini vazederken bir gün hapsin kabili taksim olmamak noktasından iskatı lazım geleceğini kabul etmiş olsaydı bunu içtimaı mücazat kaidesine bir istisna olarak irae ederdi. Hüküm verirken kanun ibarelerine ve ruhuna ve mantıka isnita etmek lazımdır.

Müzakere kafidir.

Cezaların içtimaında tatbik olunan ve mevzuatta tearuz eden sistemlerden maddi içtima sistemi TCK.'da 75, 76. maddeler hükmü müstesna olmak üzere - kabul edilmeyerek içtima eden cezalardan ağırına, kanunda yazılı nispetler dairesinde hafif cezanın kısmen ilavesi esas olarak kabul edilmiş ve bir gün hapis cezasının kusuru tayin ve tertibi cezada hesaba katılamıyacağı Ceza Kanun'un 30. maddesinde tasrih kılınmış olmasına göre 73. maddede yazılı içtima vukubulup da suçlardan birine bir gün hafif hapis cezası tayin olunduğu takdirde günün kusurunun nazara alınmasına kanunun sarahatı mani ve tamamının icrası da cezaların içtimaında mevzu kaideye muhalif olmasından naşi mezkur maddenin tamamen tatbiki kabil olmayan yerlerde kanunun kabul ettiği esas hilafına olarak mahkumun aleyhine gidilmeyerek lehine olmak üzere bir gün hafif hapis cezasının ayrıca infaz edilmemesi olacağı ekseriyetle 11.11.1936 gününde takarrür etmiştir. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy