Yargıtay Büyük Genel Kurul 1936/14 Esas 1936/32 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1936/14
Karar No: 1936/32
Karar Tarihi: 13.11.1936

(765 S. K. m. 52, 450)

Dava: Öldürmeyi tasmim ettiği kimsenin yerine bir diğerini öldüren suçlular hakkında taammütten mütevellit teşdit sebebi nazara alınıp alınamayacağı hususunda Birinci Ceza Dairesinin iki kararı arasında hasıl olan içtihat ihtilafı üzerine 8.7.1936 gününde toplanan Heyeti Umumiyede keyfiyet müzakere olundu.

Bir suçu ceza verilebilmesi için muayyen unsurların mevcudiyeti yani kast ile elde edilen neticenin birbirine mutabakatı kaidesine istisna teşkil eden 52. maddede öldürülmesi tasavvur ve niyet edilen kimse yerine diğer bir şahsın ölümünün vukuu halinde suç öldürülmesi kast olunan şahsa karşı işlenmiş gibi telakki edilmekle beraber sübjektif unsurda dahil olan veya fiil ile birlikte elde edilen esbabı muhaffifeden failin istifadesi icap edip bilakis suçtan zarar gören kimsenin sıfatından neş'et eden ve cezayı şiddetlendiren esbabın faile tahmil edilmeyeceği tasrih edilmiş olmasına göre cezayı azaltıcı veya şiddetlendirici bütün hallerin kast ile birlikte intikali noktasına matuf bir kaidenin mütalaasına imkan görülmediğinden yalnız kastta dahil olan veya yapılan fiil neticesinde husule gelen müşeddit esbabın mevzuubahis olup olmayacağı düşünülebilir.

Öldürülmesi kast olunan kimsenin ölümü vukua gelmediği için haddi zatında kasta mukarin olmayan diğer bir şahsın öldürülmesi keyfiyetinde cürümden zarar gören kimsenin sıfatından doğan müşeddit sebeplerin faile tahmil edilmeyeceği kanunun sarahatı icabından olduğu cihetle kasten öldürmek suçunun Ceza Kanunu maddelerinde sayılan esbabı müşeddidesinden bir kısmının şu veçhile ve kanunun sarahatı ile halledilen mahiyetlerinden ayrı olarak yalnız ızrar kastının vüsatından ve muayyen bir şahıs aleyhine suç işlemek niyetinde sebat ve ısrardan doğan tamammüdün kastle birlikte intikali mümkün bulunup bulunmadığını düşünmek icabetmektedir. Yukarıda da beyan edildiği üzere fiilde bulunması zaruri olan anasırı müterekkibeden birinin noksanlığı sebebile haddi zatında tamam olmayan bir suçun istisnai şekilde kabul edilmesini zaruri kılan sebepler ve maddenin metnindeki kayıtlar nazarı mütalaaya alınırsa işlenen suçun kast olunan şahsa karşı işlenmiş gibi telakki edileceğine mütedair hükmü bütün vüs'at ve şümulile mütalaaya istisna zaruretinin müsait bulunmadığı tahakkuk eder.

Filhakika bu istisna bütün icaplarile tatbiki teemmül ve kabul edilseydi madde metninde olduğu gibi esbabı muhaffifeyi tasriha mahal kalmaksızın hükmünü mutlak olarak bırakmak iktiza eylerdi.

Suçlunun babasına tevcih ettiği darbenin herhangi bir arıza yüzünden hedefini şaşırarak bir şahsa isabeti halinde babanın öldürülmemiş olduğu cihetle ancak hasıl olan netice itibarile ceza tayini iktiza eyleyeceğine müteallik umumi kanaat ve zehabın, öldürülmesinde sebat ve ısrar edilen muayyen bir şahıs yerine başka birinin öldürülmesini takdirinde revaç bulunmamasını te'yit edecek makbul bir sebep ve mülahaza ileri sürülmeyeceğine ve 450. maddenin muhtelif bentlerinde şahsın sıfatı ve suçu vücuda getiren hadisedeki vaziyeti noktai nazarından cezayı şiddetlendirmeğe saik olan sebeplerin 52. maddenin tatbikini istilzam eden hallerde cayi kabul bulmadığına göre aynı veçhile failin niyetindeki şenaat sebebile taammmüt vasfı izafe edilen ve nihayet tezahüratı itibarile cezayı şiddetlendiren hususlarda da bir fark gözetmeğe ne ceza kaideleri ve nede kanun hükümleri noktai nazarından bir icap mülahaza edilemediğinden 52. maddenin tatbikini müstelzim ef'alde taammüt vasfının intikal etmeyeceğine ve ceza tahdidinde yalnız suçun kasten yapıldığı düşünülerek iddia olunan taammütten dolayı cezanın şiddetlendirilmesine mahal olmadığına 13.11.1936 gününde çoğunlukla karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy