Yargıtay Büyük Genel Kurul 1938/39 Esas 1941/20 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1938/39
Karar No: 1941/20
Karar Tarihi: 28.05.1941

(2004 S. K. m. 42)

Dava:Tedavülden kaldırılan gümüş meskukatın icraen takibine karşı bunların evrakı nakdiye ile tutarı icra dairesince nazara alınmak üzere borçlunun itirazının ref'ine müteallik Bilecik İcra İşleri Tetkik Mercii'nden verilen 24/3/938 tarih ve 10/5 numaralı kararın temyizi üzerine, kanuna müstenit ilan ile tedavülden kaldırılmış olan sikkenin aynen tahsili mümkün olmadığı gibi bunun evrakı nakdiyeye tahvili de hükme muhtaç iken bu cihet nazara alınmadığından dolayı nakzına ve aynı cins meskukata müteallik diğer icrai takibe karşı vaki itirazın keza aynı tarzda ref'i hakkında adı geçen merciden verilmiş olan 25/4/938 tarih ve 11/8 numaralı kararın da tasdikine dair ve yekdiğerine mugayir bulunan Temyiz İcra ve İflas Dairesi'nin 13/8/938 tarih ve 3855/3742 ve 11/7/938 tarih ve 3514/3588 numaralı kararı suretlerinin rabtiyle bu husustaki içtihadın tevhidi mezkur daire reisliğinin 24/10/938 tarih ve 1215 numaralı müzekkeresiyle istenilmesine mebni 21 mayıs 941 tarihinde toplanan Heyeti Umumiye'ye 46 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur müzekkere ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kere de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan Sait; Asıl mesele zimmete terettüp ettiği kıymetimi yoksa icra takibi zamanındaki kıymetimi alınacaktır? Bunları takdir etmek mahkemeye aittir.

Fuat Hulusi; Para borcu ile teminata müteallik işler ilamsız takip edilir. Bu hadisede icraya müracaat edildiği gün para borcu değildir. Çünkü para olmaktan çıkmıştır. Nakit sayılmayan bir borç hakkında ilamsız takip mümkün değilse bunda da mahkemeye gitmek lazım ve ilamsız takip yapmak mümkün değildir. Binaenaleyh ikinci karar ki bozma kararı doğru olmaz lazımdır.

Abdullah; Tevhidi Meskukat Kanunu mucibince alacağın nevi tasrih edilmiş olmasına göre eda zamanında aynen vermeğe mecburdur. Olmazsa o günkü piyasadaki bedelini verir. Burada devletin tayin ettiği semen ayn'ın taalluk ettiği bir akçe olmuştur. Hükmü kanun budur.

Şefkati; Tedavülü men edilmiş bir şey'dir. Dedikleri gibi kabul edersek borç sakıt olmuştur.

Alacaklı gelip te bedelini isterse icra bakar. Fakat aynen istiyorum derse bunu icra dairesi halledemez, demeleriyle evvelemirde tevhidi içtihada lüzum olup olmadığı noktasından reye müracaat olunarak hadisede içtihadın tevhidi lüzumu ittifakla tezekkür edildikten ve bunların kıymetinin icraca da takdiri mümkün ve sühuleti müstelzim olacağı ve bu hususta hangi tarihin kıymete esas tutulacağının tayini hükme muhtaç bulunacağı yolunda serdolunan karşılılık mütalaat dinlendikten sonra yapılan müzakere sonunda:

Sonuç: 2004 numaralı İcra ve İflas Kanunu'nun ilamsız takip faslındaki 42. maddesi hükmü para ve teminat borçlarına mahsur olması ve adı geçen meskukat halen tedavülden kalkarak para vasfından tecerrüt etmiş bulunması itibariyle ilamsız takip mevzuu olamayacağından alacaklıların usulen ait olduğu mahkemeye müracaatla hüküm istihsal etmeleri lazım geleceğine evvelki celsede eseriyet nisabı hasıl olmamasına mebni mevcudun mutlak ekseriyetiyle 21/5/941 tarihinde karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy