Yargıtay Büyük Genel Kurul 1938/9 Esas 1939/25 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1938/9
Karar No: 1939/25
Karar Tarihi: 18.01.1939

(2644 S. K. m. 17)

Gediz nehri metrukatından olan ormandan ihyaen vücuda getirilen bağ yeri için idare heyetince takdir olunan bedeli misil aleyhine vukubulan itirazların adliye mahkemelerince tetkik edilip edilemeyeceği hususunda Temyiz Birinci Hukuk Dairesinin 8 mayıs 937 tarih ve 3539/879 numaralı ilamiyle Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin 30.3.937 tarih ve 848/764 numaralı ilamı arasında mübayenet husule geldiğinden mezkur mübayenetin tevhidi içtihat yoliyle halli lüzumu Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi Reisliğinin 9.12.937 tarih ve 349 numaralı müzekkeresiyle istenilmesine mebni 18.1.939 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye 45 zatın iştirak ettiği görüldükten ve mezkur müzekkere ile ilamlar okunduktan sonra hadisenin Birinci Hukuk azasından Ali Rıza tarafından izah edilmesi için sözü kendisine verdiğini Birinci Reis İhsan Ezgünün söylemesi üzerine söze iptida eden:

Ali Riza Kiper; Evvela yekdiğerine muhalif kararlar ittihazına sebep olan hadiseleri ve bunlar hakkında ittihaz edilen adlî ve idarî kararları izah edeceğim, ondan sonra esas hakkındaki mütalaamı arz edeceğim. Manisada Gediz nehrinin terk etmiş olduğu yerleri bazı kimseler bağ çubuğu dikerek işgal ve ihya ve tasarruf etmişlerdir. Hazinei Maliyenin müracaatı üzerine idare meclisi tahkikat yaparak şagillerinden alınmak üzere bu yerlerin bedeli misillerini tayin ve takdir ve buna dair 15.3.930 tarihinde bir karar ittihaz etmiştir. Şagil olanların bir kısmı bu karar aleyhine Devlet Şürasına ve bir kısmı da mahkemeye müracaat etmişlerdir. Bunlar arasında Dr. Fikri, meclisi idarece kendisinin bağ haline getirdiği mahal için takdir ettiği bedeli misilden bir kısmını Hazinei Maliyeye tediye ettikten sonra mukadder bedelin fahiş olduğundan bahsile mahkemece takdir olunacak tapuyu misil ile namına tescilini iddia etmiş ve berveçhi iddia verilen karar Temyiz Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesince, bu dava idare meclisi tarafından ittihaz olunan karara itiraz mahiyetinde olduğu cihetle tetkiki mahkemenin vazifesinden hariç olduğundan bahsile nakzedilmiştir. Bunlar arasında Ahmet isminde birisi de kendisinin bağ haline getirdiği yer hakkında meclîsi idarenin takdir ettiği bedelin fahiş olduğundan bahsile tenzili hakkında mahkemeye müracaat etmiş, mahkeme Tapu Kanununun 6 ncı maddesi mucibince bu mahallin meccanen verilmesi lazımdır, Hazinenin bedel talebine hakkı yoktur. Şu kadarki davacı meclisi idarece takdir olunan bedelin tenzilini istemiş ve erbabı vukuf ta beher dönüme 5 lira takdir etmiştir. Bu miktardan fazla hakkında Hazinenin mütalebeye hakkı yoktur, diye Hazinenin fazla mütalebesinin men'ine karar vermiş ve bu karar Temyiz Mahkemesi Dördüncü Hukuk Dairesince tasdik edilmiştir. Bu davanın niyeti esnasında davacı Ahmet Meclisi idarenin bu kararı aleyhine Devlet Şürasına müracaat ettiğini ve Devlet Şürasınca davanın vazife noktasından reddine karar verildiğini beyan ve filhakika Devlet Şürası İkinci Deavi Dairesinin bu şekilde bir kararını ibraz etmiştirki dosya meyanında sureti mevcuttur.

Yine bunlardan Hasan namında birisi kendisinin bağ haline ifrağ ettiği yer hakkında meclisi idarenin takdir ettiği bedelin fahiş olduğundan bahsile tenzili hakkında Devlet Şürası Birinci Deavi Dairesi nezdinde dava ikame etmiş ve Birinci Deavi Dairesi işbu davayı vazifesi dahilinde görerek tetkik ve davacının itirazatını varit görmeyerek 13.9.931 tarih ve 376 numaralı karariyle davayı ret etmiştirki bu karar sureti de dosyada mevcuttur. Görülüyorki Devlet Şürası Deavi Daireleri de ayni hadiseler hakkında yekdiğerine muhalif kararlar vermiştir.

Esasa gelince, Arazi Kanununun 55 nci maddesi (tapuyu misil) i (ol yerin dönümü ve hududunu ve hasbelmevki kuvvei nabitesine göre şeref ve itibarını bilir bi garez erbabı vukufun takdir ettikleri bedeli muayyen) diye tarif ediyor. Tapu Nizamnamesinin 16 ncı ve tapu talimatnamesinin 6 ncı maddelerinde yerin müstehakkı tapu olup olmadığının tahkiki ve bedeli mislin erbabı vukufa takdir ettirilmesi hususlarıyla ihaleyi ciheti mülkiyeye ve maliyeye tahmil ve bu baptaki mes'uliyeti o makamlara tevcih ediyor. Arazi Kanununun 123 ncü maddesi de nehir metrukünün bilmüzayede talebine ihale edileceğini ve bunun hakkında da sair erazii emiriye muamelesi yapılacağını gösteriyor. Zikrolunan kanun ve nizam ve talimatname ahkamı bu gibi yerin müstehakkı tapu olup olmadığının tahkiki ve tapuyu mislinin takdiri ve nihayet tapuyu misil ile tefvizi işlerini meclisi idareye vermiş olmasından naşi bu hadiselerde Gediz nehrinin terk ettiği yerlerin bedeli mislini yukarıda tarihi arzolunan kararla Manisa idare meclisi tahtı karara almış ve alakadarlar bu kararları kabul etmiyerek itiraz etmişlerdir. İdarî makamların ittihaz ettikleri bu kabil mukarreratın mercii tetkiki şüphe yokki mafevkleri yani Devlet Şûrasıdır ve nitekim yukarıda arzolunduğu üzere bu kararlardan birisini Devlet Şûrası kabul ve tetkik etmiştir dedi.

Fevzi Bozer: Filhakika Devlet Şûrası kararları muhaliftir, hasıl ettiğimiz kanaata ve Tapu Kanunundaki altıncı maddenin sarahatına göre hadisemizde bedeli misil takdiri icap etmediği de kabul edilmiş iken şekli davaya göre bizzarur mahkeme kararını vermiş tir. Bize geldi, bunu mahkemenin bakması lazımdır dedik.

Ali Riza Kiper: Dördüncü Hukuk Reisi 934 tarihli Tapu Kanununun 6 ncı maddesine istinat ediyorlar. Bu maddede, (Devletin hususî mülkinde olmayıp hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ammenin hizmetine tahsis olunmıyan sahipsiz ham toprağı açıp işgal edenlerden) bahistir. Halbuki burası sahipsiz ham toprak değildir. Bu hususa dair ilamlarda ve kararlarda gördüğümüz veçhile (Gediz nehri metrukatındandır). Tapu Kanununun 14 ncü maddesile sair mevaddı nehir metrukatı hakkında ahkamı mahsusa vazetmiş ve bunların (değer baha) ile verileceği musarrah bulunmuştur. Tapu Kanununun 17 nci maddesinde değer bahanın, (erbabı vukuf tarafından takdir edileceği ve değer bahaların ikinci derecede tastiki belediyelerce seçilecek iki zatın da iştirakile mahallî idare heyetlerine ait olduğu) yazılmıştır. Bundan anlaşılıyorki yeni kanunları (değer baha) ve eski kanunların (tapuyu misil) dedikleri bedelin takdiri idare meclislerine aittir, dedi.

Fevzi Bozer: Pırnallık ve ormanlık bir yer olduğunu mahkeme de kabul etmiştir.

Şemseddin Temizer: Hadiselerde tescil talebi olduğuna göre asliye mahkemelerine aittir. Bunun zımnında ecrimisil işine gelince, takdiri kıymette Devlet bunun ne kadar para edeceğini anlamış olmak için yapmıştır. Binaenaleyh asla teb'an bunun asliyede bakılması lazımdır.

Birinci Reis: Asıl dava kıymete itirazdır. Tescil ona fer'dir, demelerile neticede:

Hadise Gediz nehrinin terketmiş olduğu yerlere bağ çubuğunu dikerek ihya ve işgal eden kimselerden işgal ettikleri yerler için idare meclisince 15.3.930 tarihinde takdir ve karara rabtolunan bedeli misillere itiraz mahiyetinde olmasına ve idare meclislerinin kararlarına karşı yapılacak itirazların tetkiki mercii Devlet Şurası bulunduğuna ve tescil iddiası ihtilaflı olmayıp esas ihtilaf bedelde bulunduğuna göre tetkiki idare makamına ait ve mahkemenin vazifesinden hariç bulunduğuna 18.01.1939 tarihinde ekseriyetle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy