Yargıtay Büyük Genel Kurul 1939/2 Esas 1940/77 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1939/2
Karar No: 1940/77
Karar Tarihi: 10.07.1940

(818 S. K. m. 81)

Dava: Haricen satılıp bilahara açılan dava üzerine tahliyesine ve satış bedelinin iadesine karar verilen gayrimenkulü müşterinin satış bedelini dava ettiği tarihten sonra işgal etmesinde hüsnüniyet mevcut olamıyacağından ecrimisil lazım geleceği yolunda dairece karar verilegelmiş ve bu yolda içtihat takarrür etmiş iken ahiren mümasil hadisede satış bedeli müşteriye iade edilmemiş olması sebebiyle müşterinin bedeli alıncaya kadar satılan şeyi hapis ve tevkile salahiyettar olduğu ve bu suretle vaki işgalinden dolayı ecrimisil itasiyle mükellef olmadığı şeklinde eski karar ve içtihada muhalif bir ekseriyet tahassül edeceği anlaşılmış olduğundan bahsile keyfiyetin tevhidi içtihat suretiyle halli Temyiz Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Reisliğinin 30 kanunuevvel 938 tarih ve 3069/264 numaralı müzekkeresiyle istenilmesine mebni 10 temmuz 940 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye 42 zatın iştirek ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur müzekkere okunduktan ve hadise bir kerre de 1. Reis ihsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan;

Fevzi; Hakkı hapis başka hakkı intifa başkadır. Merhunun bütün zevaidi mal sahibine aittir. bedele ait faizi istemeğe hakkı vardır.

Şemseddin; Haricen gayrimenkul satışı ilzami bir akit olmadığı derkardır. Şu halde her iki taraf her zaman iadeye mecbur edilirler. Diremiz evvelce ne vakit bayi malı ver, der de müşteri vermezse müşteride suiniyet hasıl olur. Ve binaenaleyh bu tarihten sonra ecrimisil lazım gelir diye karar veriyormuş. Heyeti Umumiyei Hukukiyede dahi bunun hilafına olarak müşteriye parası verilmedikçe suiniyetten bahsedilemez, dendi ve doğrusu da budur. Çünkü ver malı deyince ve paramı deyen zilyet tabiidirki suiniyet sahibi olamaz. Eski bir tevhidi içtihat kararıyla noter senediyle gayrimenkul satışı muteber tutulmamış ve ahiren çıkan Tapu Kanunu da bu hususu tasrih etmiş olduğu için bu ihtilaflar meydana çıkmıştır. Satış muteber değil amma ortada rızaya makrun muameleler vardır. Müşteri parasını vermiş, bayi de gayrimenkulü müşteriye al mal senindir, diyerek istediği gibi kullanmasına zini ve muvafakat vermiştir. Bu muameleleri bir asla irca etmek ve ona göre hüküm tesis eylemek icap eder. Bu kabil satışlardan her zaman tarafların caymak hakkıdır. Cayıncaya ve taraflar aldıklarını yekdiğerine iade edinceye kadar bayi aldığı parayı ve müşteri de gayrimenkulü kullanmak hakkını haizdir. bu itibarla bunda bir ariet akti kabili tasavvurdur. Şu halde müşterinin temerrüdü sabit olmak için bayiin ver malımı demesi kafi değildir. aldığı parayı iade etmeli yani kendisine düşen vecibeyi ifa etmeli ki ondan sonra müşteriyi ifayı vecibeye davet edebilsin. Müşterinin suiniyeti ancak bundan sonra başlar. Bay Fevzi, parayı alıncaya kadar rehin hakkı var amma kullanmak hakkı yoktur, buyuruyorlar. Bir zrehin hakkı bilhükmilkanundur, müşterinin kullanma salahiyeti de bayiin izin ve muvafakatı icabıdır, diyoruz. Bu izin müşteriye parası verilinceye kadar devam eder.

Fevzi; Sahibi mülkün muvakatiyle intifa eden müşteriden bir tazminat istenemez. çünkü kullanmak için verilmiştir. ver deyip de verilmezse artık temerrüt vardır. Parasını ver diyor diye suiniyet aranırmı? O da intifa etmesin.

Şefkati; Para verilmeden suiniyetli mevkie düşürülemez.

Fuat Hulusi; Tevhidi içtihat kararına göre akit tapu memuru huzuruna gidildiği zamandan itibaren mevcuttur. kanunen sahih olmayan bir şeye malikim denemez. Binaenaleyh ilzamı bir akit dahi yoktur. Sahih olmayan bir akitte nasıl ariyet mevzuubahis edilebilir?

İki tarafın vaziyetini nazara almazsak adeletsizlik olur. Müşteri suiniyet sahibi bir adam gibidir. Akit sahih değildir. Şekli mahsusa tabi tutularak tapu memuruna gidilmesini kabul etmişizdir. Binaenaleyh semereler toplanamaz, iade ve tazmin etmek lazımdır.

Kazım; Birrıza kendisine teslim edilip intifa eden müşteri, satış bedelinin tamamının verilmesi ve aksi takdirde gayrimenkulün teslimi bayi tarafından talep edildiği dakikadan itibaren ziyedin hüsnüniyetinden bahsedilemez. temerrüt tarihinden itibaren intifa ettiği şeyleri iade ile mükelleftir.

Şefkati; Kanunen bu akit batıldır. Fakat bu o demek değildir ki zilyetilğini nakledemez, demek değildir. Ben diyebilirimki git şu tarlamı şöyle yap böyle yap sonra da sana satarım, derse bunu deyemezsin, demeğe imkanı hukuki bahşedemez. Parayı iade eder de gayrimenkulü isterse bunda haklıdır. Aksi takdirde parayı vermez, gayrimenkulü isterse gayrimenkulün ademi tesliminde hüsnüniyet yoktur, denilemez.

Ali Rıza; Gerek para ve grek mal istenip te teslim edilmezse o dakikadan itibaren suiniyet başlar. Ve zarar ve ziyan ve faiz lazımdır.

Şemseddin; Birrıza yapılan bir iştir. hangi kanun beni bu hakkımı kullanmaktan men edebilir?

Fevzi; Parası verilmeden iadeyi kabul buyuruyorlar.

Fuat Hulusi; Kanunca muteber olan bu akdi, ariyettir, şudur budur diye hilafına hareket edemeyiz. İstihsal edilen semereler mahsub edilmek lazımdır.

Fevzi; Para sahibinin parasını alamaması endişeleri üzerinde fazla durulduğunu görüyorum. Para sahibinin hukuku müemmendir. Haciz yapmak suretiyle bunu temin edebilir. Daima mülk sahibi mutazarrırdır.

Fuat Hulusi; Bayi ile müşterinin vaziyetini tefrik edeceklermi? demeleriyle neticede;

4. Hukuk dairesi içtihadının tebdilinde akalliyette kalan zaın noktai nazarı:

Haricen gayrimenkul satışında mülk sahibinin muvafakatiyle müşteri gayrimenkulden intifa etmekte bulunmuş olduğundan bu muvafakat devam ettikçe müteriden bir tazminat talebine mülk sahibinin hakkı yoksa da gayri menkulün istardadını talep eylediği tarihten itibaren istimal ve intifaa muvafakatı kalmayacağından bu tarihten sonra müşterinin temerrüdü ve suiniyeti başlayacağı cihetle verdiği bedeli alamamış olması gayrimenkul üzerinde hapis hakkı verirse de intifa hakkını başhetmeyeceğinden temerrüt tarihinden itibaren ecrimisl ile mükellef tutulması lazım geleceği merkezinde olduğu ve dairede ekseriyeti teşkil edenlerse haricen satılıp teslim edilmiş olan gayrimenkulü müşterinin istimali mülk sahibinin izin ve icazetine makrun olup bedel mülk sahibi tarafından kendisine verilinceye kadar müşterinin onu yedinde tutmak ve kullanmak hakkının edvam etmesi Borçlar Kanunu icabından olduğu ve sahibi mülk vecibesini ifa etmedikçe diğer tarafı iadeye icbar ve intifadan men edemeyeceği ve bu itibarla müşteriye verdiği parası iade olunancaya kadar suiniyet ve temerrüt atfolunamıyacağı cihetle intifa ettiği emereleri tazmin ve ecrimisil ile mükelef tutulamayacağı reyinde oldukları anlaşıldıktan sonra yapılan müzakere neticesinde:

Haricen gayrimenkul satılıp ta bedeli satana ve gayrimenkul de alana teslim ve bu suretle gayrimenkul alanın intifaına terk edildiği ve ahiren bunlardan biri ferağdan veya teferruğdan imtina ettiği takdirde muteber olmayan bu satış zamnında her iki tarafın verdiği istirnada hakkı mevcut ve satın aldığı parayı ve müşteri de gayrimenkulü iade vecibeleriyle mükellef bulunmuşlar ise de bir taraf vecibesini ifa etmedikçe diğer tarafı ifayı vecibeye davet edemeyeceğine binaen aldığı bedeli iade etmeyen tarafın diğer tarafı gayrimenulü iadeye icbar ve intifadan men edemeyeceğine ve para iade oluncaya kadar gayrimenkulden intifaa izin mevcut addedileceğine ve bu vaziyette yani verdiği bedel kendisine iade edilmeyen tarafın mütemerrit addine imkan bulunmadığına ve parası iade edilinceye kadar da intifa ettiğimerelerin tazminiyle ve ecrimisil itasiyle mükellef tutulamıyacağına müzekere nisabı mevcudunun üçte ikisinin ittifakiyle 10.7.1940 karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy