Yargıtay Büyük Genel Kurul 1942/41 Esas 1942/23 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1942/41
Karar No: 1942/23
Karar Tarihi: 02.12.1942

(1086 S. K. m. 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 445, 446, 447, 448, 449, 450, 451, 452, 453, 454) (YİBK. 31.03.1937 T. 1937/1 E. 1937/13 K.)

Dava: Mahalli mahkemelerince verilen kararlar aleyhine vukubulan temyiz taleplerinin müruru müddetten dolayı reddi hakkındaki temyiz kararlarına karşı iadei muhakeme talep olunup olunamıyacağı hususunda Temyiz Birinci Hukuk Dairesinin 11/09/1942 tarih ve 2711/2035 ve Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin 10/11/1942 tarih ve 40 numaralı ilamları arasında husule gelen içtihat ihtilafının halli Dördüncü Hukuk Dairesi Reisliğinin 13/11/1942 - 199 numaralı yazısiyle istenilmesine mebni 25/11/1942 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye kırkyedi zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur yazı ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kerre de Birinci Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan:

Fuat Hulusi: Temyize karşı iadei muhakeme talepleri hakkında temyiz faslında bir şey yoktur. Kabul edemeyiz.

(Rücu) ayni daireye maksurdur. Bu hal ile tevhidi içtihada lüzum yoktur.

Reis Fevzi: Biz Temyizin bir dairesinin bu hususta bir kararı bulunduğunu biliyoruz. Onun için de Birinci Hukuk Dairei Aliyesinden bu kararı rica ettik ve tenevvür ettik. Bu karar hilafına bir içtihat tebellür etti. Biz de teşkilat kanunumuza göre işi Yüksek Heyete getirdik.

Cevat: Dördüncü Hukukun kararı yoktur. Muallaktadır. Tevhidi içtihat suretiyle halline ekseriyetle karar verildikten sonra hadise Fevzi Bozer tarafından izah edildi.

Fuat Hulusi: Bu fikir mahkemenin düşüneceği bir şey değildir. Bazı hataları derpiş eden vazııkanun düşünür. Vazııkanunumuz hiçbir yerde olmayan tashihi kararı kabul etmiştir. Avrupada tashihi karar da yoktur. Tazminat yolu vardır. Eski Usulü Muhakemei Hukukiyenin tadilatındaki hükümden bahis buyurdular ve istidlal ettiler. Ben kabul etmiyorum, İadei muhakeme, esas mahkemelerine konmuş bir teminattır. Temyiz Mahkemesi esas mahkemesi değildir.

İadei muhakeme faslını okudular. Bütün faslın bidayet mahkemesini kastettiği meydandadır.

Cevat: Devir ve teselsülü icap ettirir. Bunun için de Avrupada bu usul kabul edilmemiştir.

Usulün 145 inci maddesi ile hali sabıka irca maddesine bakalım. Fakat iadei muhakeme yoluna gidilemez.

Şemsettin: 145 inci maddeye temyize geldikten sonra istinat edilemez. Hali sabıka irca'ın da hadisede mümkün olmadığını görüyoruz. Temyizde iadei muhakeme cari olurmu? Kanunumuzda bir sarahat yoktur. Fakat temyizin asliye mahkemesinden olduğu mevkiler vardır (Madde 575).

Kazım: Hali sabıka irca mümkündür. Temyiz Mahkemesi de bunu kabul eder.

Şefkati: 169 uncu maddeye müracaat edecekti. Yoksa iadei muhakeme yolu kapalıdır. Temyize bu yol ile gelinemez, demeleriyle neticede:

Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun iadei muhakemeye mütedair faslındaki maddelerin metin ve ruhundan mezkur fasılda ancak davanın esası hakkındaki kararların yeniden muhakeme yapılmak suretiyle iptal veya tadil edilebilmesi bahis mevzuu olduğu yoksa Temyiz Mahkemesince esasa müteallik bir hükmün tetkiki neticesinde verilen tasdik, nakız yahut temyiz istidasının reddi gibi kararların bu mevzu haricinde kaldığı açıkça anlaşılmakta olup temyiz yoliyle verilen o gibi mukarrerata karşı yalnız tashihi karar usulü vaz' ve kabul edilmiş bulunmasına ve esası halletmeyen Temyiz mukarreratına karşı muhakemenin iadesi istenebilmek için emsali muhakeme usullerinde mevcut olmayan bu hususa dair kanunda bir sarahat bulunmak lazım gelip mezkur usul kanunu ise aslın hilafı olan bir sarahati ihtiva etmemesine ve esas hakkındaki hükümlere mahsus olan bir yolun temyizen tetkik neticesinde verilen mukarreta karşı kıyas yoliyle kabul ve tatbiki cihetine gidilemiyeceğine ve içtihadın tevhidi müzakeresine mevzu teşkil eden hadiselere benzer hallerde zarar görenler Temyiz Mahkemesinden eski hale getirme talebinde bulunmak yahut Temyiz kararına mesnet teşkil eden vesikada yapılan sahtelikten dolayı suçlu olan kimselerle suç ortakları aleyhine tazminat davası açmak hususlarında muhtar bulunmalarına göre o gibi kararlara karşı Temyiz Mahkemesinden iadei muhakeme istenemeyeceği oyların üçte ikisini geçen çoğunluğu ile karar altına alındı. 25/11/1942

Full & Egal Universal Law Academy