Yargıtay Büyük Genel Kurul 1945/1 Esas 1945/6 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1945/1
Karar No: 1945/6
Karar Tarihi: 04.04.1945

(765 S. K. m. 230, 279)

Dava: 3460 sayılı kanuna tabi İktisadi Devlet Teşekkülleri memur ve müstahdemlerinin vazifeyi ihmal suçlarının adı geçen kanunun 43. maddesi şümulüne dahil olup olmadığı ve binnetice bu memur ve müstahdemlerin Memurn Muhakemat Kanununa tabi bulunup bulunmadıkları hususunda Yargıtay Birinci Ceza Dairesi'nin 18.1.1945 tarih ve 510/456 sayılı ilamiyla Dördüncü Ceza Dairesi'nin 9.2.1944 tarih ve 10768/1235 sayılı ilamı arasında hasıl olan aykırılığın halli Adalet Bakanlığı'nın 25.11.1944 gün ve 1705/1121 sayılı yazılarıyla istenilmiş olduğundan Tevhidi İçtihat Genel Kurulu'nca incelenerek sonuçta

Devlet İktisadi Teşekkülleri özel hukuk prensiplerine tabi olmak üzere kurulmuş müesseselerdir. Bu müesseselerin hukuk hayatında görülen sair teşekküllerden farkı, sermayelerinin Devlet'e ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinde mevcut hususiyetten ibarettir, denebilir. Kanunlar, bu teşekküllerin özel hukuk teşebbüsleri yanında ayrıcalıklar malik olmalarını arzu etmemiştir. Gerekçeler iktisadi devlet kurumlarının fertler aleyhine faaliyetlerde bulunacak birer uzviyet haline gelmeyeceklerini açıkça göstermektedir.

Gerçi bu teşekküllerin görecekleri vazifelerden bir kısmı devlet ekonomik politikasıyla ilgili işlerdir. Ancak, bu keyfiyet İktisadi Devlet Teşekkülleri'ne kamu hukuku müessesesi vasfını vermeyip sadece kurucunun Devlet oluşundan ve kuruluşunun bir kanuna dayanmakta bulunmasından ileri gelmektedir. Bu itibarla da Devlet hak, mal ve menfaatlarına tanınan ayrı statü, sermayenin devlete ait oluşu bakımından İktisadi Devlet Teşekkülleri'nden dahi görülür. Bu hak, mal ve menfaatlere el koymuş bulunan çalışma elemanları eylem ve hareketlerinde Devlete ait değerler üzerinde işlemlerde bulunan kişiler durumundadırlar. Bu yönden Devlet malı ile temas halinde bulunan birer faaliyet unsurudurlar. Şayet bu faaliyetleri sırasında müesese sermayesine zarar verebilecek bir eylemde bulunacak olursa kanuna göre, Devlet memurlarının görecekleri cezayı görürler.

Bu kimselerin memurların görevlerine dokunur hallerden ötürü kovuşturmaları şekline ve usulüne dair ayrı esaslar koymuş bulunan "Memurin Muhakemetı Kanunu'na göre muamele görep görmeyecekleri meselesine gelince,

"Memurin Muhakematı Kanunu" kişi itibariye sadece Devlet memurlarına uygulanan hükümler taşıyan bir kanundur. Binaenaleyh, Devlet İktisadi Teşekkülleri mensupları (memur) statüsüne gören kimseler iseler kovuşturma bakımından bu kanuna tabi tutulabilirler. İmdi,

1 - Memurin Kanunu memuru tarif ederken bilhassa bunların ücretlerinin ödenmekte bulunduğu kaynağı gözönünde tutmuştur. Bu kıstas şekli bir kıstastır. Devlet, Hazineden para alanların belli bir sorumluluk esasına göre kendisine bağlı olmalarını arzu eder. Bu kıstasın haricinde ve kamu hukukunun genel prensibine uygun olarak memurun bir kamu hizmeti görmekte olması lazımdır. Ancak, bu prensibin asi her zaman varit değildir. Çünkü, kamu hizmeti görmekle beraber bir kimsenin memur olmaması mümkündür. Bu takdirde şekli kıstasa müracaat etmek zarureti vardır.

Devlet İktisadi Teşekkülleri müstakil sermayelerle kurulmuş mali ve ticari müesseseler olduklarından Devlet bütçesiyle bir ilgileri yoktur. Bunların kendi bilançoları ve hesap usulleri vardır. Çalıştırdıkları elamanların ücretleri de Hazine'den ödenmez. Binaenaleyh şekil kıstasa bu kimselerde rastlamak mümkün değildir.

2 - 3460 sayılı kanunda devlet iktisadi teşekkülleri mensuplarına Devlet memurlarına verilen cezaların verileceğinin yazılmış bulunması bunların Devlet memuru sayılmamış olduklarına delil teşkil eder. Kanun kendilerini Devlet memuru telakki etmiş olsaydı "Devlet memurları hakkında tatbik edilen cezayı görürler" şeklinde bir hüküm sevketmek lüzumunu duymazdı. Nitekim, 3460 sayılı kanun 43. maddesinin son fıkrasında Devlet memurları için tayin edilmiş bulunan cezalara çarptırılacak olan teşekkül ve müesseseler memurlarının bir daha bu teşekküllerde ve "Devlet hizmetlerinde" çalışmaktan mahrum edilebilecekleri ayrıca yazılmıştır ki, bu suretle gözetilmiş olan ayırma dahi mevzuubahis şahısların Devlet memurları statüsüne sahip olmadıklarını gösterir.

Bu kimselerin ne gibi eylemlerden ötürü memurların görecekleri cezalara çarptırılacaklarını tayin için yine yukarıda sözü geçen 43. maddeye bakmak lazımdır. Kanun bu maddesinde para, kıymetli evrak, vesika, defter ve bilançolar ile mallardan bahsediyor. Bunlar üzerindeki suçların suçlularına verilecek cezayı kastediyor. Bu hüküm karşısında, işletmesi muhtemel suçların ancak taalluk ettikleri eşyaya ve kıymetlere bakılmalıdır. Suçlunun psikolojik bakımından kasıtla hareket etmiş olması şartı tahakkuk etmekle beraber kanun hükmü uygulanmak icap eder. Binaenaleyh mevzuubahis eşyaya ve kıymetlere dokunan ve genel Ceza Kanunu'nca suç sayılmış bulunan hallerde bunların eylemli bi şekilde mi, yoksa bir ihmal sonunda mı işlenmiş bulunduklarını araştırmağa mahal yoktur. Zira bir suçun şu veya bu şekilde işlemiş olması keyfiyeti genel ceza prensiplerine dokunmakta olup Devlet İktisadi Teşekkülleri mensupları hakkında bu prensiplerden ayrılmayı gerektirecek özel ve açık bir ayrıltı konmuş değildir.

3 - Bir kimsenin, sıfatı her ne olursa olsun genel mahkemeler önünde yargılanmaması ancak açık bir kanun emriyle mümkün olabilir. Usul kanunları ile tespit olunan kurallar vatandaşları için birer teminattır. Devlet memurlarının ayrı yargılama usullerine bağlı tutulmaları kamu menfaatları yönünden ve Devlet idaresinin genel yönetimi bakımından korunmasında fayda bulunan bazı prensiplerin varlığından ileri gelmiştir. Genel devlet idaresi sisteminin dışında kalan müesseseler ve cihazlar hakkında istisnai mahiyette olan hüküm ve esasların uygulanması düşünülmemelidir. Zira, Anayasa prensiplerinin bozulması gibi bir tehlike ile karşılaşılabilir. Hiç kimse kanunla bağlı olduğu mahkemeden başka bir yargılama yerine yollanamaz.

Bu sebeplerden ötürü:

1 - Devlet İktisadi Teşekküleri'nin faaliyet ve çalışan elemanlarının Devlet memuru sıfatını haiz olamayacaklarına, ancak,

2 - 3460 sayılı kanun 43. maddesinde yazılı suçlarla beraber müesseseyi ızrara müntehi olan kasta makrun ihmal suçlarından dolayı Delvet memurları hakkında tatbik edilen cezayı göreceklerine ve,

3 - Memurin Muhakemet Kanunu hükümlerinin kendilerine uygulanmasına imkan bulunmadığına 28.3.1945 tarihinde karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy