Yargıtay Büyük Genel Kurul 1945/21 Esas 1948/5 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1945/21
Karar No: 1948/5
Karar Tarihi: 27.10.1948

(743 S.K. m. 165)

Dava: Evlenme ile vücut bulan aile birliğinin saadet ve salametinin devamlı bir surette masun kalmasını temin maksat ve gayesini istihdaf eden Medeni Kanunun evlenmenin devamı müddetince ve kanunen muayyen ehval haricinde karı ve koca arasında cebri icar caiz olamıyacağı hakkındaki 165 inci maddesi hükmü dairece mutlak yani kayıtsız ve şartsız tatbik olunmakta iken son zamanlarda böyle bir hadisenin tetkiki sırasında boşanma davası açıldıktan sonra birbirinden fiilen ayrılarak yaşayan ve şu suretle aralarına soğukluk ve hatta düşmanlık giren karı koca beynindeki aile ittihat ve ahengi esasen bozulmuş ve icrai takip ve tazyikle ortada ihlal olunacak bir şey kalmayıp medeni haklarını istimale ehil olan karı ve kocanın kendi mal ve mülklerinde istediği gibi tasarruf hak ve salahiyetlerini takyit eden sebep ve amil de tamamen zail olmuş olmasına göre bu gibi hallerde karı ve kocanın yekdiğeri aleyhine cebri icra yoluna müracaat edebilmeleri hukuki, içtimai, ahlaki bakımından hakkaniyet ve maslahat icaplarına muvafık olacağı düşüncesiyle evvelki içtihat yoluyla halli Yargıtay İcra ve İflas Dairesi Başkanlığının 27.4.1944 tarih ve 336 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni mezkur yazı örnekleri çoğaltılarak 27.10.1948 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 9.30 da müzakerenin başlıyacağı Genel Kurul Üyelerine bildirilmişti.

Bugün toplanan kurula (ellialtı) zatın iştirak ettiği görülerek müzakere nisabının tahakkuk ettiği anlaşılmakla Birinci Başkan Halil Özyörük'ün Başkanlığında müzakereye başlanarak uyuşmazlık konusu kağıtlar birinci Başkan tarafından okunduktan ve olayın özeti anlatıldıktan sonra söz alan;

İcra ve İflas Dairesi Üyesi Necati Ünlügil; Yüksek malumları olduğu üzere Medeni Kanunun 165 inci maddesi mucibince evlilik birliği devam ederken karı koca arasında cebri icra mümkün değildir ve hüküm mutlaktır. Yalnız hatırladığıma göre şuyunun giderilmesine, taksime mütallik bir ilamı daire bu hükümden istisna etmişti. Hadiseye gelince; Bir kadın ayrı yaşadığı koca aleyhinde bir eşya teslimi hükmü almış ve icraya koymuş, karı kocalık devam ettiği anlaşılınca Kanunu Medeninin bu maddesi evlilik birliğinin huzur ve sükununu teminat masruf olmasına, halbuki bunlar fiilen ayrı yaşamalarına göre okunan tezkere bu hususta hasıl olan tereddüdün mahsulü olacaktır. Binaenaleyh dairece bu zeminde verilmiş mütebayin kararlar yoktur, tevhidi içtihat mevzuu da yoktur dedi.

Sabir Erbil; Tevhidi içtihat konusunun tesrii intacı dileğini muhtevi olan ve okunan istida sahibine nasıl cevap verilecektir dedi,

Necati Ünlügil; Bahsolunan müracaatcı kadın yine hatırladığıma göre ahiren riyaset makamına kesinleşmiş bir boşanma ilamı ibraz etmiş ve bu suretle mesele kalmamış fakat bu tezkere burada kalmış, demeleriyle;

Sonuç: Daire adına verilen izahata nazaran halen tevhidi içtihadı mucip bir ihtilafın mevcut olmadığına 27.10.1948 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy