Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1955/6
Karar No: 1955/9
Karar Tarihi: 06.05.1955
(431 S. K. m. 1)
Sabık Şehzade Salahaddin mirascıları vekilleri tarafından verilen iki kıta dilekçede; Murisleri Salahaddin'den intikalen müvekkilleri uhdelerinde bulunan Kadıköy'ünde Hasan Paşa Mahallesi'nin Kasrı Ali Caddesi'nde kain eski 7, mükerrer 7 ve yeni 9, 9-1 ve en yeni 9 kapı ve 143 pafta 61 ada ve 4 parsel sayılı gayrimenkul hissesinin 431 sayılı kanun hükmünce millete intikal edip etmediğine dair Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin 1538/26 sayılı ve 13.1.1951 günlü ilamiyle Temyiz Birinci Hukuk Dairesinin 3662/320-30 sayılı ve 2.11.1954 günlü ilamının yekdiğerine mübayin kararları ihtiva ettiği ileri sürülerek vaki ihtilafın tevhidi içtihat suretiyle izalesi talebedilmiş olduğundan tevhidi içtihat hukuk kısmı umumi heyetince sözü geçen kararlar arasında tevhidi içtihatı istilzam edecek bir mübayenetin mevcut olup olmadığı hususunda gerekli müzakere bilicra icabı düşünüldü:
Sabık Şehzade Salahaddin mirascıları vekilleri tarafından Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemelerine ikame edilen iki davadan biri murisleri Salahaddin'den müvekkillerine irsen intikal eden Kadıköy'ünde kain mevki ve hududu belli Köşk ile müştemilatının ciheti askeriyece işgali sırasında yangın çıkarılmak suretiyle kısmen harap olmasına sebebiyet verilmesinden dolayı hazineden yirmibin lira tazminat talebine; diğeri de, işbu gayrimenkulün hazinece tesciline teşebbüs edilmesi sebebiyle hazinenin müdahalesinin meni istemine taalluk eylemekte olup, tazminat davasına müteallik mahalli mahkeme kararının Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesince usuli bazı sebeplerden dolayı bozulması üzerine hazine vekilinin mesbuk tashihi karar talebi tetkik olunarak, ibraz edilmiş olan tasarruf vesikalarına göre 431 sayılı kanunun neşrinden evvel Beşinci Sultan Murad'ın oğlu sabık Şehzade Salahaddin namına gayrimenkulün nısıf hissesinin tapuda intikali icra olunmuş bulunduğu ve böylece davacıların vaziyeti 431 sayılı kanun hakkındaki 27 Mayıs 1929 tarihli ve 245 sayılı tefsirin şümulü haricinde kaldığı cihetle gayrimenkulün hissedarı bulunan davacıların dava hakları mevcut olduğundan bilbahis hazine vekilinin tashihi karar talebinin reddine 13.1.1951 tarihli ilamla karar verildiği ve meni müdahale davasının cereyan eden muhakemesi neticesinde, mahalli mahkemece ihtilaf konusu olan gayrimenkul her ne kadar 245 sayılı tefsir kararının şümulü haricinde ise de; işbu gayrimenkulün 20 Nisan 1325 tarihli irade ile Hazineye devrolunduğu mevcut resmi belge ile tahakkuk ettiğinden ve Emlaki Hakaniye namı altında olup da evvelce hazineye devrolunan gayrimenkullerin millete intikal eylediği 431 sayılı kanunun onuncu maddesinde tasrih edildiğinden ve mülga Hilafet ve münderis Osmanlı Hanedanının Padişahlar sulbünden olan erkek Azası ve bunların erkek furuu hariç olmak üzere diğer Hanedan mensubunun Türkiye'ye gelebilmelerine ve Vekiller Heyeti karariyle vatandaşlığa kabul olunabilmelerine mütedair olan 431 sayılı kanuna ek 5958 sayılı ve 16.6.1952 tarihli kanunla, bu müsaadeden istifade edecek kimselerin millete intikal eden menkul ve gayrimenkuller hakkında olduğu gibi 1 Eylül 1324 ve 20 Nisan 1325 tarihli iradelerle hazineye devrolunan gayrimenkuller üzerinde de irs sebebiyle veya herhangi bir sebeple hak iddia edemeyecekleri tansis kılındığından bahisle davanın reddine karar verildiği ve bu kararın indettemyiz, Birinci Hukuk Dairesince 3662/320-30 sayılı ve 2.11.1954 günlü ilamla, davacıların murisine gayrimenkul Beşinci Murad'dan irsen intikal etmiş olup 5958 sayılı kanun mucibince Salahaddin mirascılarının bu kabil mallar üzerinde irs hakları mevcut olmadığından ihtilaf mevzuu gayrimenkulün Hazineye intikal etmesi icap edeceği gerekçesiyle tastik olunduğu ilgili ilam suretleri münderecatından anlaşılmıştır.
Görülüyor ki, Temyiz Birinci Hukuk Dairesinin kararına zikri geçen irade ile bunu teyit eden 5958 sayılı kanun mesnet teşkil etmiş olduğu halde Dördüncü Hukuk Dairesince, gayrimenkulün 20 Nisan 1325 tarihli irade ile Hazineye devrolunup olunmadığı keyfiyeti tetkik mevzuu edilmemiş ve mücerret gayrimenkulün 245 sayılı tefsir kararının şümulü dışında bulunduğu sebebine istinat olunmuştur. Esasen Birinci Hukuk Dairesi kararında bahsedilen 5958 sayılı kanun Dördüncü Hukuk Dairesince müttehaz karardan sonra meriyet mevkiine girmiş bulunmaktadır. Bundan başka gayrimenkulün 245 sayılı tefsirin şümulü içine girmediği Hususi Daireler arasında muhtelefünfih de değildir.
Binaenaleyh; Temyiz Birinci ve Dördüncü Hukuk Dairelerine intikal eden davalar aynı mahiyette olmamakla beraber her iki daire kararının ayrı ayrı hukuki sebeplere istinat eylemesi hasebiyle bu kararlar arasında tevhidi içtihatı gerekli kılacak bir mübayenet mevcut görülmediğinden müstedilerin tevhidi içtihat taleplerinin reddine 20.04.1955 günlü oturumda mevcudun mutlak ekseriyetiyle karar verildi. (¤¤)
Full & Egal Universal Law Academy