Yargıtay Büyük Genel Kurul 1955/8 Esas 1955/15 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1955/8
Karar No: 1955/15
Karar Tarihi: 06.07.1955

(5917 S. K. m. 7)

Dava: 5917 Sayılı Kanun ahkamına tevfikan; tecavüzü menedildiği gayrimenkul üzerinde hissesi bulunan şahsın o gayrimenkule yeniden vaki tecavüzünün suç teşkil edip etmiyeceği hususunda Dördüncü Ceza Dairesinin 14.7.1952 tarih, 7345/7504 ve 3.10.1954 tarih, 10980/ 10696 sayılı ve Ceza Umumi Heyetinin 3.2.1953 tarih, 60/45 sayılı ve 5.4.1954 tarih ve 7/4-4 sayılı kararları arasında husule gelen içtihat ayrılığının halli Başreisliğin 4.4.1955 tarihli yazısiyle istenilmesi üzerine toplanan Tevhidi İçtihat Heyetinde keyfiyet müzakere olundu:

Karar: 5917 sayılı kanunla istihdaf olunan gaye, gayrimenkul emval ve bilhassa arazi mülkiyetine müteallik çeşitli ihtilaflar yüzünden meydana gelen tecavüz ve müdahale hadiselerinin ekseriya bâis olduğu vahim münazaaları önlemek ve mahalli emniyet ve asayişi temin, iade ve idame etmek maksadiyle idari bir tedbir ittihazından ibaret bulunmaktadır.

Nitekim kanunun metni, hakiki veya hükmi şahısların yedlerinde bulundurdukları gayrimenkule başkası tarafından tecavüz ve müdahale edildiği takdirde vaki talep üzerine idari mercilere tecavüz ve müdahalenin defi ve gayrimenkulun zilyedine teslim ve mütecaviz, tercihe şayan bir hakkı olduğunu iddia etse dahi ait olduğu mahkemeye müracaatı lüzumunun kendisine tebliğ edileceğini ve tecavüzü defedilen kimsenin mahkemeden lehine bir karar almaksızın o gayrimenkule yeniden tecavüz ettiği takdirde ceza göreceğini tasrih eylemiş ve Meclis müzakeratiyle de müeyyet gerekçesi, bu kanun ile tecavüz neticesinde vukuu muhtemel hadiselerin, cinayetlerin önüne geçilmesi hedef tutulduğunu; alınan idari karar münhasıran bir asayiş ve inzibati tedbir mahiyetinde olduğundan taraflara mülkiyet bakımından hiç bir hak bahşetmediğini ve bir hata yapılmış olsa bile bunun kaza mercilerince ıslah ve telafisi daima mümkün olacağını açıkça belirtmiştir.

Bu itibarla kanun, gayrimenkul mülkiyeti bakımından haklıyı haksızdan tefrik eden bir maksadı derpiş etmediği gibi suçluluk, gayrimenkul üzerinde tercihe şayan bir hakkı olmadığı halde o gayrimenkule tecavüz eyleyen kimsenin fiil ve hareketinden değil, vukuu muhtemel bir nizayı bertaraf etmek maksadiyle idarece alınmış olan ve ancak önleyici bir tedbir mahiyetinde kalan bir emre karşı gelmekten ve bu baptaki karara ademi itaattan neşet etmektedir.

Binaenaleyh suç, mülkiyet ihtilafının nihai ve kati hal mercii olan mahkemelerin vazifesine taalluk eden hususla ilgili olmayan ve anasırını, asayiş esasına müstenit idari bir tasarruftan alan hareketlerde tekevvün eyler.

Şu halde, bir gayrimenkule hissedar olan kimsenin tecavüzünün, diğerlerinin tecavüzünden farklı olarak mütalaasına, suçluluğun menşei, suçun mesnedi kanunisi ve anasırı teşekküliyesi bakımından imkan bulunmamaktadır ve kanun, esasen bu ve bu kabil iddialarla yapılan tecavüzleri durdurmak, ihtilafi olduğu yerde tutmak, hudusu muhtemel vekayii önlemek maksadını hedef tutmaktadır. Netice olarak;

5917 Sayılı Kanun ahkâmına tevfikan tecavüzün menedildiği gayrimenkul üzerine her hangi racih bir hakka malik ve ezcümle Hissedar olduğunu iddia eyleyen veya böyle bir hakka filhakika sahip bulunan şahsın mahkeme kararı ile kendisine teslim edilmeden, o gayrimenkule yeniden vaki tecavüzü, mezkur kanunun 7 nci maddesini muhil bir fiil ve hareket olup suç teşkil ettiğine 29 Haziran 1955 tarihinde mevcudun mutlak ekseriyetiyle karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞ

Bedri Köker (Birinci Başkan):

Müşterek mülkte hissedarlar gayrimenkulun her şeyi cüzüne zilyettir. Hissedarlardan yalnız biri dahi gayrimenkulun tamamına vaki müdahaleyi mene salahiyetlidir. Bu itibarla hissedarlardan birinin gayrimenkulu elinde bulundurması müstakillen kendisinin zilyetliğine delalet etmeyip diğer onlar namına da zilyetliği tazammun eder. İş böyle olunca bilasale ve bilavekale zilyet olan şahsın kendisine vekalet eylediği ortağı tasarruftan mene salahiyeti olmamak lazım gelir.

Bu itibarla ekseriyetin kararına muhalifim. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy