Yargıtay Büyük Genel Kurul 1956/11 Esas 1957/9 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1956/11
Karar No: 1957/9
Karar Tarihi: 15.05.1957

(743 S. K. m. 648, 650)

Dava: Tapulama sırasında Kanunu Medeninin 650. maddesiyle alakalı bir nizaın tahaddüsü halinde gezici arazi kadastrosu mahkemelerince bu nizaın bahsi geçen maddelerin tatbiki suretiyle halledilip edilemeyeceği diğer bir ifade ile başkasının arsasına kendi levazımı ile bina inşa eden veya kendi fidanını başkasının tarlasına diken levazım veya fidan sahibi, diğer şartların mevcudiyetini ileri sürerek muhik tazminat mukabilinde gaylrimenkul tamamının kendisine temlikini talep ettiği takdirde bu talebin tetkik ve halli gezici arazi kadastrosu mahkemesinin vazifesi dahilinde bulunup bulunmadığı hususunda Temyiz Mahkemesi Yedinci Dairesi'nin 19.5.1955 tarih 8672/5319 sayılı ilamı ile Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 29.2.1956 tarih ve 969/1240 sayılı ilamı arasında husule gelen içtihat ihtilafının halli Konya Gezici Arazi Kadastrosu Hakimliği tarafından istenmiş, Temyiz Mahkemesi Birinci Reisliği'nce bahsi geçen ilamlar ve daire reislerinin mütalaaları Tevhidi İçtihat hukuk Kısmı Umum Heyetine tevdi edilmiş olmakla keyfiyet tetkik ve müzakere olundu.

Asliye hukuk mahkemesine levazım sahibi tarafından ikame edilen bir davada Kanunu Medeni'nin 650. maddesinde yazılı şartların mevcudiyeti ileri sürülerek arsanın muhik tazminat mukabilinde kendisine temliki ve sicil kaydının o suretle tashihi istenmiş, gayrimenkulün bulunduğu mahalde 5602 sayılı Tapulama Kanunu'nun tatbikine başlandığı tespit edilerek asliye mahkemesince dava evrakı gezici arazi kadastrosu mahkemesine devredilmiş, bu mahkemece de Kanunu Medeninin 648 ve müteakip maddelerinden mütevellit ihtilafların halli gezici arazi kadastrosu mahkemesinin vazifesi haricinde olduğu mütalaa edilerek vazifesizlik kararı verilmiş, bu son karar alakalı tarafından temyiz edilmiş, Temyiz Yedinci Hukuk Dairesi'nin bahsi geçen ilamiyla (Dava ve talep Medeni Kanunun 650. maddesine istinat ettirilmiş olmasına, gezici arazi kadastrosu mahkemesi tapulama tapulama tarihinde mevcut hukuki durum üzerindeki ihtilafları hal ile vazifeli bulunduğuna, bu mahkemelerin ihdasi mahiyette karar vermek salahiyetleri bulunmadığına göre gezici arazi kadastrosu mahkemesinin vazifesizlik kararı doğru) görülmüştür.

Aynı davada asliye hukuk mahkemesiyle gezici arazi kadastrosu mahkemesinin vazifesizlik kararları kesinleşmiş ve bu suretle husule gelen selbi vazife ihtilafının merci tayini suretiyle halli alakalı tarafından Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi'nden istenmiştir. Yüksek daire bahsi geçen ilamiyla: (Davanın mahiyetine ve kadastro mahkemesinin halen faaliyette bulunmasına göre kadastro mahkemesinin vazifesizlik kararının kaldırılmasına ve bu davanın rüyeti için adı geçen mahkemenin merci tayinine) karar vermiştir.

Her iki daire ilamı arasında Kanunu Medeninin 650. maddesiyle alakalı ihtilafların gezici arazi kadastrosu mahkemesince tetkik ve halledilebilip edilemeyeceği hususunda içtihat ihtilafı mevcuttur.

5602 Sayılı Tapulama Kanununun 34. maddesinde kadastro hakiminin verasete, mülkiyet ve mülkiyetin gayri ayni haklara, sınır anlaşmazlıklarına ve benzeri arazi kadastrosunu ilgilendiren bütün davalara bakacağı belirtilmiştir.

Arazi kadastrosu işleri; tapulama tarihinde mevcut mülkiyet ve sair ayni hakların tayin ve tespitini, tapu sicillerinin yeniden tesisini, hak sahiplerine tapu verilmesini, tapulu olanlara ait kayıtların yenilenmesini, planların vücuda getirilmesini istihdaf etmektedir.

Mülkiyet veya mülkiyetin gayri ayni bir hakkın tapulama tarihinden önce iktisap edilmiş olup olmadığı, yani o tarihte böyle bir hakkın mevcut bulunup bulunmadığı hususunda bir ihtilaf tahaddüs ederse arazi kadastrosunu ilgilendiren bir davadan bahsolunabilir. Kanunu Medeninin 650. maddesinin tatbikinden mütevellit davalarda böyle bir hal mevcut değildir. Arsanın davalıya, levazımın davacıya aidiyetinde bir ihtilaf tahaddüs etmemiştir. Davacı; arsa mülkiyetinin davalıya aidiyetini kabul etmekte ancak 650. madde şartlarının mevcudiyetini ileri sürerek muhik tazminat mukabilinde tamamının kendisine temlikini istemektedir. Hakimden talep edilen karar tapu tarihindeki hukuki durumu izhar eden bir karar olmayacaktır. Belki mülkiyeti tefviz eden ihdasi mahiyette bir karar olacaktır. Davacı ancak hakimin kararıyla mülkiyeti iktisap edecektir. Gezici arazi kadastrosu mahkemelerinin ihdasi mahiyette karar vermek salahiyetleri yoktur. Tapulama Kanununun 1,4,12, 13, 15, 32 ve 34. maddelerinin birlikte mütalaası bu neticeyi vermektedir. Arsanın veya levazımın aidiyetinde bir ihtilfa tehaddüs ederse bunun kadastro hakimi tarafından halledileceğinde şüphe yoktur. Kadastro hakimi tahkikatını yapar, arsanın ve levazımın kime ait olduğunu tespit eder, gayrimenkulün arsa sahibi adına tesciline, levazım durumunun beyanlar hanesinde belirtilmesine karar vermekle iktifa eder. Alakalılar aralarındaki hukuki durumun Kanunu Medeninin 648 ve müteakip maddeleri uyarınca tasfiyesinde anlaşmazlarsa umumi hükümler dairesinde açılacak dava ile bu cihet hal olunur.

Sonuç: Bu sebeplere binaen: Kanunu Medeninin 650. maddesinin tatbikinden mütevellit ihtilafların tetkik ve halli, gezici arazi kadastrosu mahkemelerinin vazifsi dışında ve umumi mahkemelere ait olduğuna ve Yedinci Hukuk Dairesi içtihadının isabetli bulunduğuna 15.5.1957 tarihinde mevcudun üçte ikisini geçen ekseriyetle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy