Yargıtay Büyük Genel Kurul 1957/8 Esas 1958/1 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1957/8
Karar No: 1958/1
Karar Tarihi: 14.05.1958

(818 S. K. m. 96)

Temyiz Mahkemesi Ticaret Dairesi'nin 22.2.1955 tarih 954/7240 esas ve 1311 karar numaralı kararıyla aynı dairenin 12.6.1956 tarih 955/3859 esas ve 3429 karar sayılı kararları arasındaki mübayenetin halli gerekli görülmekle toplanan Tevhidi içtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde keyfiyet müzakere edildi:

Ticaret Dairesi'nin 22.2.1955 tarihli kararında Sümerbank tarafından işinden çıkarılan alım ve satım müessesesi müdür muavini tarafından Sümerbank aleyhine açılan tazminat davasında Sümerbank'ın işten çıkarma tasarruf unu alım ve satım müessesesine izafeten yapılmakta olduğu ve davacının maaşını adı geçen müesseseden aldığı mucip sebebiyle davada husumetin alım ve satım müessesesine tevcihi lazım, geldiği içtihat edilmiş olduğu halde 12.6.1956 tarihli kararda Sümerbank'a bağlı alım ve satım müessesesi müdürünün ve muavininin tayin ve işten çıkarma salahiyetinin doğrudan doğruya Sümerbank'a ait bir salahiyet olması itibariyle alım ve satım müessesesine husumet teveccüh etmeyeceği, husumetin Sümerbank'a tevcihi iktiza edeceği içtihat edilmiş olduğundan her iki karar arasında açık bir mübayenet mevcuttur.

Umumi Heyetçe bu kararlardan ikincisi kanuna daha uygun görülmüştür. Şöyle ki; 3.6.1933 tarih ve 2262 sayılı kanunla tesis olunan Sümerbank, sermayesinin tamamı devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan iktisadi devlet teşekküllerinin teşkilatıyla idare ve murakabeleri hakkındaki kanunun 50 inci maddesiyle mezkur kanun hükümlerine tabi tutulmuş olan bir iktisadi devlet teşekkülüdür. Alım satım müessesesi ise bu kanunun 26 inci ve İcra Vekilleri Heyeti'nin 29.6.1943 tarih ve 2/20187 sayılı kararnamesiyle kabul edilen 3460 sayılı kanunun tatbik şeklini gösteren nizamnamenin 39 uncu maddesine müsteniden kurulmuş olan mahdut mesuliyeti bir müessesedir. Müessesenin hükmi şahsiyeti mevcutsa da esas teşekkül olan Sümerbank'a bağlı bir müessesedir. Bu bağlılık 3460 sayılı kanunun 26ıncı maddesinde sarahaten ifade olunduğu gibi 35 inci maddede müessesenin Sümerbank'ın daimi teftiş ve murakabesine tabi olduğu tasrih edilmiştir. Kezalik icra Vekilleri Heyeti'nin 23.2.1944 tarih ve 2/17388 sayılı kararıyla kabul olunan nizamnamede de Sümerbank'ın kendine bağlı diğer müesseseler gibi alım ve satım müessesesini de hukuki, idari, iktisadi ve teknik bakımlardan daimi murakabe ve teftiş altında bulunduracağı geniş bir surette nizamlanmıştır.

Bütün bunlardan başka 3460 sayılı kanunun 33 üncü maddesiyle bu kanunun tatbik şeklini gösteren nizamnamenin 19 uncu maddesinin 20 numaralı bendine ve Sümerbank memur ve müstahdemler yönetmeliğinin 15 inci maddesi hükümlerine göre müessese müdür ve müdür muavinlerinin tayini Sümerbank Umum Müdürlüğü'nün inhası üzerine Sümerbank İdare Meclisine ait olduğu gibi nizamnamenin 19 uncu maddesinin 20 numaralı bendinde ve yönetmeliğin 76 inci maddesinde azil ile görevden çıkarma cezasının memuru tayin eden makama ait olduğu ve yönetmeliğin 74 üncü maddesinde de tayini Sümerbank idare Meclisine ait memurların kusurlu hallerinin Umum Müdürlük Memurlar Komisyonunca tetkik edilerek cezasının tayin olunacağı tasrih edilmiştir. Binaenaleyh Sümerbank'ın kendisine bağlı olan bir müesseseye salahiyeti dahilinde olarak tayin ettiği bir müdür veya müdür muavinini yine kanuni salahiyetine müsteniden işten çıkarması halinde Sümerbank bu tasarrufu müessese adına değil, bizzat kendi namına yapmış olur.

Sümerbank'ın kanunen haiz olduğu bir salahiyet kendi namına kullanmış olmayıp da kendisine bağlı ve tabi durumda olan müessese namına kullandığını kabul etmek bir faraziyenin kabulünden başka bir şey olmaz. Halbuki sarih kanun hükümleri muvacehesinde böyle bir faraziyeye istinaden hüküm tesis etmek hukuki esaslara uygun düşmez. Netice;

Sonuç: Sümerbank'ın; kendisine bağlı bulunan alım ve satım müessesesi müdürü ile müdür muavinini işten çıkarması halinde bu şahısların işten çıkarmanın kanuna ve aradaki münasebete aykırılığından bahisle açacakları tazminat davasında husumetin müesseseye değil, teşekküle, yani Sümerbank'a düşeceğine ve Ticaret Dairesi'nin bu yoldaki son İçtihadının kanuna uygun bulunduğuna, 14 Mayıs 1958 tarihinde yapılan ilk içtimada reylerin 2/3'yi geçen ekseriyetiyle karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞ

Recai Seçkin (4. HD. Bşk.)

Asıl olan bir kimsenin aylığını aldığı ve işini gördüğü hükmi şahsiyetin adamı sayılması ve o hükmi şahsiyetin salahiyetli uzuvları tarafından kendisiyle akit yapılması ve yine onlar tarafından hizmet akdinin bozulmasıdır. Fakat iktisadi Devlet Teşekkülleri ve devletle ilgili Denizcilik Bankası Anonim Şirketi gibi bazı hükmi şahsiyetlerin kuruluş kanunlarında bunların yüksek dereceli bazı memurlarının vekalet veya diğer bir iktisadi devlet teşekkülü tarafından işe alınması ve yine vekalet veya diğer bir iktisadi devlet teşekkülü tarafından işten çıkarılması istisnai olarak kabul edilmiştir. Fakat bu istisnai durum hiç bir zaman onları çalıştıkları müessesenin adamı olmak durumundan çıkarmaz; bu itibarla onlarla akit yapan ve onlarla olan akdi bozan vekalet veya müessese, her şeyden önce onları kullanan hükmi şahsiyet adına hareket etmiş bulunmaktadır ve bu bakımdan husumet, onları kullanan hükmi şahsiyete düşer. Bunun aksinin düşünülmesi, hükmi şahsiyetin kendi anlamına karşı mesuliyet davası açamaması gibi kabulü mümkün olmayan bir takım neticeler doğurur. Esasen istenilen tazminat aylık yerini tutacak bir teminattır ve bu itibarla da bunun aylığı ödeyen yani adamı kullanan hükmi şahsiyet tarafından ödenmesi gerektir. Bu sebeplerle ekseriyet kararına muhalifim. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy