Yargıtay Büyük Genel Kurul 1959/3 Esas 1959/18 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1959/3
Karar No: 1959/18
Karar Tarihi: 11.03.1959

(818 S. K. m. 32) (2762 S. K. m. 23, 40)

DAVA ve Karar: Mehmet Nasrullah Vakfı mütevellisi Taceddin ile İbrahim arasındaki tescil davasından dolayı Kayseri Birinci Asliye Hukuk Hakimliğince davanın esastan reddine dair verilen 24/9/1956 tarihli hükmün Temyiz Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesince; gayrimenkulun vakfı adına tesciline karar verilmesi lüzumundan bahisle ve Evkaf İdaresinin davacı mütevelliye iltihak lazım geldiği hususuna işaret edilmeksizin 21/10/1957 tarihli kararla bozulması üzerine eski hükümde ısrarı mutazammın mezkur mahkemeden bu kerre verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmesine mebni Hukuk Umumi Heyetince mezkür hükmün tetkiki sırasında;

Dava, Mehmet Nasrullah Efendi Vakfı mütevellisi tarafından münferiden açılmış bulunmakta olup vakıf mütevellisinin münferiden dava ikame etmek yetkisini haiz bulunduğu, ancak vakıf aleyhine tevcih olunacak davalarda mütevelli ile Vakıflar İdaresinin birlikte hasım gösterilmesi icap ettiği 2762 sayılı kanunun 40. maddesi ile Nizamnamenin 46. maddesi ve 47. maddesinin C fıkrasının da bu görüşü teyit eylediği yolunda Umumi Heyetin ekseriyetince yeni bir içtihadın tebellür ettiği anlaşılmış ve bu içtihat Hukuk Umumi Heyetinin 6/11/1957 tarih ve 6/55 esas sayılı kararına mübayin bulunmuş olduğundan işbu mübayenetin tevhidi içtihat yoluyla halli zımnında işin Tevhidi içtihat Büyük Heyetine sevkine ve esas hakkındaki müzakerenin tevhidi içtihat neticesine değin bekletilmesine 14/1/1959 tarihinde karar verilmiş olduğundan keyfiyet Tevhidi içtihat Büyük Heyetince bilmüzakere Hukuk Umumi Heyetinde beliren son içtihadın, evvelki içtihada mübayin olduğu kararlaştırıldıktan sonra işin esası hakkında açılan müzakere neticesinde aşağıda "yazılı karar ittihaz olunmuştur :

Mülhak Vakıflar hükmi şahsiyeti haiz olup mütevellileri tarafından idare ve temsil olunurlar. (Vakıflar Kanunu madde - 23) Temsil yetkisini kanundan alan mütevellinin temsil ettiği ve vakıf namına lüzumunda münferiden dava ikame etmesi ve aleyhine ikame olunacak davalarda bizzat bulunması mümessilin vasfı hukukisinin bir icabıdır. Vakıflar Nizamnamesinin 46. maddesiyle, 47. maddesinin C fıkrası bu ciheti teyit eylemektedir. Ancak mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda mütevelli herhangi bir emrivaki karşısında kalarak vakfa zarar verecek bir ikrar veya halde bulunması ihtimalini mülahaza eden kanunvazıı, Vakıfla kanununun 49. maddesiyle mülhak vakıf aleyhinde ikame edilecek davalarda mütevellilerle Vakıflar idaresinin hasım tutulması lüzumunu emretmiştir. Maddede hasım tutulmak tabiri kullanılmıştır, Bu hüküm mütevelli aleyhine dava ikamesi haline mahsus ve münhasır bulunduğunu mütevelliler tarafından herhangi bir husus hakkında vakıf namına dava ikamesi haline şümulü olmadığını göstermektedir. Kanunun kabul ettiği bu hali genişleterek maddenin metni hilafına mütevellilerin temsil ettiği vakıf namına açacakları davalara da teşmili hem madde metnine ve hem de kanunvazının maksadına aykırı düşer. Mülhak vakıflarda esasen Vakıflar idaresinin bir murakabe ve nezaret hakkı varsa da bu hakkın hudut ve şümulü kanun ve nizamla sınırlandırılmıştır. Mütevellinin açacağı her davanın safahatı hakkında Vakıflar idaresinin malumat isteyebilmesine kanunen bir mani bulunmadığı gibi, mütevelliler de açtıkları veya açacakları davaların ehemmiyetine göre malumat ve liyakatlarını vakfın hukukunu müdafaaya kafi görmezlerse nizamnamenin 46. maddesi gereğince Vakıflar idaresinden yardım: isteyebilirler. Netice;

Mülhak vakıflar mütevellisinin, kemali (ettiği vakıf namına münferiden dava ikame etmesi yetkisine sahip olduğuna, ancak vakıf aleyhine tevcih olunacak davalarda mütevelli ile Vakıflar idaresinin birlikte hasım tutulması icap etmekte bulunmasına, ilk müzakerede mevcudun üçte ikiden fazlaya baliğ ekseriyetiyle 4/3/1959 tarihinde karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞLER

H. Genya :

Vakıflar Kanununun 40. maddesine göre.

A. H. Gündüz :

Mütevellinin davacı olduğu hallerde de tatbiki reyindeyim.



Full & Egal Universal Law Academy