Yargıtay Büyük Genel Kurul 1984/123 Esas 1984/223 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1984/123
Karar No: 1984/223
Karar Tarihi: 19.06.1984

(1412 S. K. m. 322) (765 S. K. m. 482)

Dava: Hakaretten sanık (M.Ö.)'ın hükümlülüğüne dair Bayındır Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 9.6.1983 gün ve 441-300 saylı hüküm, C. Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince incelenerek, 8.2.1984 gün ve 490-1248 sayılı ilam ile onanmasına karar verilmiştir.

C. Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak öncelikle mahalli mahkeme hükmünü bozularak, bilahare düzeltilerek onanması istemini bildiren 2.3.1984 gün ve 40 ayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Hakaret suçnudan sanık (M.Ö.)'ın TCK. 482/1, 647 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca sonuç olarak 2200 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, davacı lehine manevi tazminat ve vekalet ücreti tayin ve takdirine dair Bayındır Sulh Ceza Mahkemesinden verilen hükmü C. Savcısını temyizi üzerine inceleyen Özel Daire;

"Hakaretamiz sözlerin söylenmesi sırasında tanık (K.D.)'nun orada olduğu ve bu sözleri duyduğu, diğer tanıklar (O.N.) ve (A.B.)'ın beyanları ile anlaşıldığı ve kararda bu husus tahlil edildiği cihetle (K.D.)'nun değişik şekilde beyanda bulunması ihtilaf unsurunun oluşmasını engellemeyeceğinden tebliğnamenin 2. bendindeki görüşe iştirak edilmemiş ve buna matuf temyiz itirazı varit bulunmamıştır.

Ancak;

Aşağı haddin üzerinde uygulama yapıldığına göre suç tarihi itibariyle TCK.nun 482/1. maddedeki ağır para cezasının 1000 lira olarak tayini gerektiği halde 1500 lira hükmedilmesi yasaya aykırı olup temyiz itirazı bu bakımdan yerinde ise de, yeniden yargılamaya gerek kalmadan düzeltilmesi mümkün bulunduğundan madde metnindeki ağır para cezasının 1750 liraya indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermiş,

Bu karara C. Başsavcılığınca özetle, mahalli mahkemece ağır para cezasının fazla tayini nedeniyle kararın önce bozulması, ondan sonra düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde onanmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu ileri sürülerek itiraz olunmuştur.

İncelenen dosyaya, delillere göre;

Davacı (O.N.), olay günü sanık (M.Ö.)'ın gıyabında köy kahvehanesi önünde, kendisi hakkında (namussuz, bozuk) sözlerini söylemek suretiyle hakarette bulunduğu iddia ederek davacı olmuş, dinlenen tanıkların beyanlarıyla bu iddia sabit addolunarak sanığın TCk.nun 482/1. maddesi uyarınca 7 gün hapis ve (2248 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gereğine) 1500 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 647 sayılı Kanunun 4/1. maddesi uyarınca günlüğü 200 liradan çevrilerek her iki para cezası toplanarak sonuçta 2200 lira ğır para cezasıyla cezalandırılmasına dair karar verilmiştir.

Oluş ve sübutta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığı yeniden yargılamanın yapılmasını gerektirmeyen kanuna muhalefet halinde Yargıtay'ın ne surette karar vereceği oluşturmaktadır.

Temyiz mahkemesince davanın amacına hükmedilecek haller ve karar tashihih başlığını taşıyan CMUK. 322. madde 1. fıkrası aynen "hükme esas olarak tespit edilen vakıalara tatbikinde kanuna muhalefet edilmesinden dolayı o hüküm bozulmuş ise Yargıtay aşağıda yazılı hallerde kendisine davanın esasına hükmeder" denildikten sonra bu hallerin neler olabileceğini ayrı bentler halinde göstermiştir.

Maddenin uygulanmasında müşterek unsurlardan biri mahalli mahkeme hükmünün bozulmuş olacağı söylenebilir. Öğretide (ıslah ettim) demenin eski kararı kaldırmak anlamına geleceği, bu nedenle bozmaya gerek bulunmadığı da savunulmaktadır. (Nurullah Kunter: Ceza Muhakemesi Hukuk Sayfa 718)

Ancak kaynak yasa olan Alman Ceza Muhakemeleri Usul Kanununun 354. maddesinde de (hükme esas olarak tespit edilen vakıalara tatbik edilirken kanunu ihlal edilmiş olması yüzünden hüküm kaldırılmış ise...) bölümünde düzenleme yapıldıı ve Dr. Otto Schwarz tarafından yazılıp Rıfat Taşkın taraından tercümesi yapılan şerhin 634 sahifesinde (Bir noksana müstenit olmayan ve fakat kanunun yanlış tatbik edilmiş olması yüzünden esası bozuk ve yanlış olan vakıalar temyiz mahkemesi tarafından kaldırılarak bizzat hükmolunur) ilkesinin benimsendiği açıklanmaktadır.

Alman Ceza Muhakemesi Usul Kanununda 1.1.1979 yılında yapılan son değişiklikleri ihtiva eden kanun Dr. Yeniay tarafından çevrilip Adalet bakanlığı tarafından yayınlanan eserin 152 sahifesinde 354. madde hemen hemen aynı içeriği taşımakta, ancak birinci tercümedeki "kaldırma" yerine bu kez "bozulmuşsa" sözcüğüne yer verildiği görülmektedir. Bu farklılık tercümeden ileri gelmese dahi, anlam bakımından ilk kararın kaldırılması veya bozulması gerekeceğinde duraksama gösterilmemelidir. Haddi zatında Yargıtay'ın hatalı gördüğü bir hükümde değişiklik yapılabilmesinin o hüküm bozulmadıkça kabil olabileceğinin düşünülmesi mümkün görülemez.

Yasanın bu emredici hükme karşısında, mahalli mahkemelerden verilen hükümleri temyizen inceleyen Ceza Daireleri, öncelikle tespit ettiği nedenden dolayı hükmün bozulmasına karar verdikten sonra, bozmaya neden olan hususlar yeniden yargılamayı getirmediği takdirde, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermesi gerekir.

Olayımızda, temyizen inceleme yapan Özel daire, hükmü bozmadan yazılı biçimde düzeltilerek onamış bulunduğundan itirazın kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Daire Başkanı ve Üyeleri; Özel Daire kararının uul ve yasaya uygun bulunduğunu ifade ile karşı görüş yönünde oy kullanmışlardır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire kararının kaldırılmasına ve sanığın eylemine uyan TCK.nun 482/1. maddesindeki ağır para cezasının aşağı haddi üzerinden uygulama yapıldığı anlaşıldığına göre suç tarihi itibariyle maddedeki ağır para cezasının 1000 lira olarak tayini gerektiği halde 1500 lira hükmolunması yasaya aykırı olduğundan mahalli mahkemenin 9.6.1983 gün ve 441/300 sayılı hükmünün bu nedenden bozulmasına. Ancak; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden TCK.nun 482/1. maddesi ile tayinolunan ağır para cezasının 1000 liraya ve hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilenle birlikte sonuç olarak tayin olunan 2200 liranın 1750 lira ağır para cezasına indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına, 18.6.184 gününde üçte ikiyi geçen oyçokluğuyla karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy