Yargıtay Büyük Genel Kurulu 1932/31 Esas 1932/10 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 1932/ 31
Karar No: 1932 / 10
Karar Tarihi: 26.10.1932

(6762 S. K. m. 4, 5)

Dava: Demiryolu inşası için hükümetle yaptığı mukavelede inşaatta çalıştıracağı amelenin sıhhatı için lâzım gelen zeminlikleri inşa edeceğini kabul eden şirket aleyhine mukavele ahkâmını yapmaması yüzünden sakat kalan amele tarafından ikame edilen tazminat davasından dolayı Kalecik Hukuk Hâkimliğinden verilen 6.5.931 tarih ve 22/71 no'lu ilâmın, davanın Kanunu Medeni ve Borçlar Kanununa istinaden ikame edilmiş olmasına ve müddei ile müddei aleyh şirket arasında esasen ticarî bir akit ve muamele sebketmemesine ve neticei müddea şirketin sıhhî barakalar inşası hususuna nezaret emrinde mükellef olduğu vezaifi ifa etmemesi yüzünden hastalanması hasebiyle tazminat talebinden ibaret bulunmasına ve mümeyyizünbih hükmün Borçlar Kanununun kırk iki ve kırk dördüncü maddelerine istinaden sâdır olmasına binaen hükmü mezkûrun tetkiki vazife haricinde olduğuna dair Ticaret Dairesinden verilen 24.1.932 tarih ve 3389/112 numaralı kararı ile dava mukavelei ticariye mevcut ve müteferri bazı taahhüdün ifa edilmemesinden mütevellit ve hüküm de mezkur mukaveleye müstenit olmakla tetkiki vazife haricinde olduğuna dair Dördüncü Hukuk Dairesince ittihaz olunan 24.1.932 tarih ve 451/194 no'lu karar arasında hasıl olan selbi ihtilaf dolayısiyla bu babtaki dosya Temyiz Ticaret Dairesi yüksek reisliğinin 25.1.932 tarih ve 10 numaralı müzekkeresiyle Birinci Riyaset Dairesine tevdi olunmakla 26/10/932 tarihine müsadif çarşamba günü içtima eden Heyeti Umumiyeye kırk üç zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten sonra Ticaret Dairesinin noktai nazarını müdafaa ve izah için söz alan:

İkinci Hukuk Reisi Halil İbrahim Beyefendi;

Demiryolu inşaat şirketi hükümetle yaptığı mukavelede inşaatta istihdam edeceği amele için bazı tedabir ittihazını kabul etmiş iken buna riayet etmemesi yüzünden malul kalan amelenin ikame edeceği tazminat davasının mercii rüyeti hususunda Dördüncü Hukuk Dairei aliyesiyle aramızda ihtilafın mevcut olduğu anlaşılıyor. Dördüncü Hukuk Dairei aliyesince bu davanın mercii tetkikinin Ticaret Dairesi olduğuna karar verilmiştir.

Biz bu kararı kendi içtihadımızca doğru bulmadık. Çünkü inşaat şirketi hükümetle bir mukavele aktetmiştir. Bu mukavelenin mevzuu ise demiryolu yapmak. Bu meyadna istihdam edilecek amele için zeminlikler yapmak, çadır kurmak, bakkal dükkânı açmak keyfiyetlerinin asıl mevzu ile hiç bir alâka ve irtibatı yoktur. Hükümet şüphesizki şirkete bu tedabirin icrasını kabul ettirmekle mevzuu mukaveleden tamamen hariç olmak üzere amelenin sıhhatının muhafazasını istihdaf etmiştir ve amelenin sâyi de şirketin muamelesini teshile hadimdir, fakat amelenin muhafazai sıhhatının tarafeyni akidinden olan hükümet için mukavelenin mevzuu itibariyle yani demiryolunun inşa edilip edilmemesi noktasından bir tesiri yoktur. Bunu hükümet sırf velayeti ammesi itibariyle yapmıştır.

Şimdi eğer müteahhit olan şirket mukavelede münderiç taahhüdatını ifa etmez ve Ticaret Kanununun taahhüdatı ticariyeye müteallik faslında musarrah olduğu üzere hükümet şirkete usulen bir protesto çekerek ifayı taahhüde davet eder, yine yapmazsa mukavelenin feshi için mahkemeye müracaat edebilir. Mukavelede kabul edilen bu tedbirlerin yapılmamasından dolayı feshi mukaveleyi talep edecek kimse ancak âkit olandır, yoksa tarafeyni akidin arasında biri kalkıp ta mukavelenin feshini talep edemez. Hadisede amele tarafeyni akideyne nazaran üçüncü şahıstır. Muhafazai sıhhati için zeminlikler yapılmaması yüzünden malûl kalması veya kışın soba kurulmamasından dolayı donup ölmesi sebebiyle talep edilecek tazminat şüphesizki haksız bir fiilden mütevellit olmak itibariyle Ticaret Kanununu ve ticaret mahkemelerini alakadar edemez merci rü'yet hukuk mahkemesi olmak icap eder.

Dördüncü Hukuk Dairei aliyesinin noktai nazarını izah için sözalan mezkur daire azasından Ali Himmet Beyefendi; Bu meseleyi çok basit görüyorum. Tazminat davası müddeaaleyh şirketin taahhüdü ticarisini ifa etmemesine istinat ettiriliyor. Davacı ile müddeaaleyh arasındaki münasebet bu taahhütten mütevellittir. Mukavelenin müddei ile müddeaaleyh arasında olmaması yani müddeinin mukavelede taraflardan olmaması hadisede müessir değildir. Şirketin taahhüdü amele lehine olmasına ve eşhası sâlise lehine şart ve taahhüt muteber bulunmasına göre müddei âkitlerden bulunmadğından bahsile ileri sürülen mütalâa varit olamaz. Burada haksız fiil mevzuubahis olamayacağı gibi Borçlar Kanununa tevfikan karar verilmesi dahi davanın âdiyen görüldüğüne delâlet etmez. Bununiçin biz bir taahhüdü ticarinin yapılmaması sebebiyle ikame olunan davanın tetkiki dairemize ait olmayıp Ticaret Dairei aliyesine ait olduğu mütalâasında bulunduk ve o suretle karar verdik. Halen kararımızda musip olduğumuz kanaatındayız.

İcra ve İflâs Reisi Fuat Hulûsi Beyefendi;

Amele ile şirketin akti olmaması mevzuubahis olamaz. Şirketin devletle aktettiği mukavelede böyle bir mecburiyeti mevcut ise ikinci şahsın şirketle yaptığı mukaveleden mütevellit amelenin davası hükümetin amele namına şirketle akit yapmış olması gibidir. Ameleye göre hadise ticarî değilse de şirket için ticaridir.

Ziya Beyefendi;

Sonuç: Akit hükümetle şirket arasında değil, şirketle müteahhit arasındadır, demeleriyle müzakerenin kifayeti kabul edilerek keyfiyet reye vazolundukta:

Şirketin hükümetle aktettiği mukaveleye dayanan davanın tetkiki Ticaret Dairesinin vezaifine dahil olduğuna ekseriyetle karar verildi. 26.10.1932

KARŞI OY YAZISI

Birinci Hukuk Dairesi Reisi Vehbi : Hukuka aittir.

Dördüncü Ceza Dairesi Reisi Mecdi : Hukuka aittir.


İkinci Hukuk Dairesi Reisi Halil : Hukuka aittir.

Aza M. Sıtkı : Hukuka aittir.

Aza Tahir : Hukuka aittir.

Aza O. Remzi : Hukuka aittir.

Aza A.Asım : Hukuka aittir.

Aza Ali Rıza :Hukuka aittir.

Aza Y.Cemal : Hukuka aittir.

Aza Reşat : Hukuka aittir

Aza Ziya : Hukuka aittir.

Aza Cevdet : Hukuka aittir

Aza S. Nafiz : Hukuka aittir.

Aza Şefkati : Hukuka aittir.


Full & Egal Universal Law Academy