Yargıtay Büyük Genel Kurulu 1935/18 Esas 1936/30 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 1935/ 18
Karar No: 1936 / 30
Karar Tarihi: 25.11.1936

1331 sayılı Temlik Kanununun yedinci maddesinin tatbiki hususunda Hukuk Heyeti Umumiyesiyle Birinci Hukuk Dairesi kararları arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli Birinci Hukuk Dairesinden talep edilmesi üzerine 25.11. 936 gününde toplanan Heyeti Umumiyede muhalif ilamlar okunduktan sonra söz alan Birinci Hukuk azasından Ali Rıza; 1331 numaralı Temlik Kanununun yedinci maddesiyle bu maddenin Büyük Millet Meclisi tarafından vuku bulan tefsirinde gerek işbu Temlik Kanununun neşrinden evvel ve gerek sonra hükmen tahakkuk etmiş veya edecek müstahaklarına aynen iadesine cevaz olmadığı ve ancak ashabına veya hükmen tahakkuk eden veya edecek olan müstahaklarına bu emvalin 1331 senesi iptidasındaki kıymeti mukayyedelerinin verileceği tasrih ve tefsiri müfesserde münderiç olan hükmü beyandan ibaret olup makabline şümulü derkar bulunmuş olmasına ve Hukuk Heyeti Umumiyesince muhalif karar ittihazına sebep olan hadiselerde Hazinece vaziyet olunan gayrimenkuller hakkında 13 Eylül 331 ve 15 Nisan 339 tarihli kanunların tatbiki aleyhine Şurayı Devletçe bir bir hüküm de verilmemiş bulunduğuna mebni çok sarih olan bu kanun hükümlerine göre ayınlarının iadesine taalluk eden bu kabil hükümlerin ancak Şurayı Devletten bir karar ittihazına talikan infaz edilemeyeceği ve infaz edilmiş ise icranın iadesi lazım geleceği mütalaasındayım. Mahaza bu işe müteallik kanunlarla tefsirleri de okuyayım, dediler ve okudular.

Reis Vehbi; İcra ve İflas Kanununun o maddesi sarih olduğu kadar Teşkilatı Esasiye Kanunu da müsait değildir, demeleriyle neticede:

28 Mayıs 928 tarih ve 1331 numaralı Temlik Kanununun yedinci maddesinin tefsirine dair Büyük Millet Meclisinden verilen 2 Haziran 929 tarih ve 146 numaralı kararda, (13 Eylül 1331 ve 15 nisan 1339 tarihli kanunlara tevfikan vaziyet olunan veya edilecek olan emvali gayrimenkule Hazine namına kaydedilmiş hükmünde olduğu ve ashabının ancak 1331 senesi iptidasındaki kıymeti mukayyedeleri üzerinden hakları mahfuz tutulduğu cihetle bu emvalin bilahare ister muhtelif kanunlar mucibince tahsis ve tefviz edilmiş, ister satılmış veya Hazine uhdesinde muhafaza edilmiş olsun 13 eylül 1331 ve 15 nisan 1339 tarihli kanunların tatbiki aleyhine Şurayı Devletçe bir hüküm verilmedikçe ashabına aynen iadesine imkanı kanunî olmadığı gibi 28 mayıs 1928 tarihli kanunun gerek neşrinden evvel ve gerek neşrinden sonra hükmen tahakkuk etmiş veya edecek müstahaklarına da aynen iadesine cevaz verilmeyerek ancak ashabına veya hükmen tahakkuk eden veya edecek olan müstahaklarına bu emvalin 15 nisan 1341 tarihli kanuna tevfikan 1331 senesi iptidasındaki kıymeti mukayyedelerinin verilmesi ve bunda da 15 nisan 1341 tarih ve 622 numaralı kanun ahkamının nazara alınması maksuttur) denildiğine göre zikri geçen 1331 ve 15 nisan 1339 tarihli kanunlara istinaden Hazinece vaziyet olunan emvali gayrimenkulenin sahipleri ve vefat etmişlerse mirasçıları tarafından firar ve tagayyüp etmediklerinden ve binaenaleyh mezkur kanunların tatbiki lazım gelmediğinden bahsile gayrimenkul mallarının aynen istirdadına dair açılan davanın mahkemelerce kabul ve niyeti, tefsirin birinci fıkrası medlûlünce aynen iadesi dava olunan emval hakkında mezkur kanunların tatbiki lazım gelmeyeceğine dair Devlet Şürasından bir karar suduruna mütevakkıf olduğu ve Devlet Şûrasınca böyle bir karar verilmemişse emvali mezkürenin aynine taalluk eden bu gibi davaların niyeti mahkemelerin vazifesi haricinde bulunduğu müttefikunaleyh olup takarrür eden temyiz içtihatları da bu merkezdedir.

28 Mayıs 928 tarihli kanunun neşrinden evvel veya sonra 13 eylül 1331 ve 15 nisan 1339 tarihli kanunların ademi tatbikine Devlet Şûrasından karar verilmeksizin bahse mevzu emvalin aynen istirdadına dair mahkemelerden sudur eden hükümlerin infaz ve ademi infazı meselesine gelince: Mahkemelerden sudur ve kesbi katiyet eden şahsî haklara müteallik hükümlerin icrasını istemek alakadarların hakkı ve icra etmek de Hükümetin mütehattim vazifesi olup bu hak ve vazife esasî ve fer'i mevzu kanunların sarahat ve delaletleriyle temin ve teyit edilmiş olmasına karşı tefsirin ikinci fıkrasından kaziyenin hilafına mülabis bir mana istinbatı caiz ve mümkün olamayacağına ve mümasil bir hadise dolayisiyle Büyük Millet Meclisi Adliye Encümeninden tanzim ve müşarünileyh Meclisçe 1 teşrinievvel 935 tarihli kararla tamamen kabul ve tasvip olunan mazbata muhteviyatı dahi bu hakikati müeyyit bulunmasına mebni Hazinece salifüzzikir emvali metruke kanunlarına tevfikan vaziyet edildiği halde Devlet Şûrasınca bu kanunların tatbiki aleyhine bir karar verilmeksizin Hazineden aynen istirdadına hükmolunan emvali gayrimenkuleye sahip ve müstahik olanların 1331 senesi iptidasındaki kıymeti mukayyetlerini istemeğe mecbur tutulamayacağı ve bu bapta verilen ve kesbi katiyet eden hükümlerin tenfizi lazım geleceği dört muhalif reye karşı otuz dokuz reyi ekseriyetle takarrür etmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy