Yargıtay Büyük Genel Kurulu 1943/38 Esas 1946/10 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 1943/ 38
Karar No: 1946 / 10
Karar Tarihi: 29.05.1946

(765 S. K. m. 273, 276, 279, 480)

Dava: Vazifeden dolayı memur aleyhinde madde tayini suretiyle işlenen mevsuf hakaret suçlarından Türk Ceza Kanununun 273. maddesi delaletiyle 480. maddesiyle 266. maddesinin uygulanması hususunda Ceza Genel Kurulu'nun 18.12.1939 gün ve 4/116/233 sayılı ve Dördüncü Ceza Dairesi'nin 27.4.1940 gün ve 3483/3439 sayılı ve 28.12.1942 gün ve 11503/9404 sayılı kararları arasında hasıl olan aykırılıkların tevhidi içtihat yoluyla halli C. Başsavcılığının 11.11.1943 gün ve 3495 sayılı tezkereleriyle istenmesi üzerine toplanan Tevhidi İçtihat Genel Kurulu'nda olay incelenerek:

SONUÇTA:

Ceza Kanunu'muzda özellikle ikiye ayrılan hakaret ve tecavüzlerin 480. madde bahsolunan zem kısmını kanun (bir şahıs hakkında bir maddei mahsusa tayini suretiyle halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak yahut namus ve haysiyetine dokunacak bir fiil isnadı) diye tarif etmiş, bunun dışında kalan hakaretleri de 482. maddede "bir kimsenen namus veya şöhret veya vakar ve haysiyetine taarruz..." kelimeleriyle ifade eylemiştir.

482. maddenin bu ibare şekli, (resmi sıfatı haiz olanlar aleyhinde cürümler) başlıklı fasıldaki 266. ve 268. maddelerde de aynıyla yani 266. maddede "şeref ve şöhret veya vakar ve haysiyetine taarruz ve hakaret", 268. maddede "şeref ve haysiyetine veya vakarına tecavüz ve hakaret" kelimeleriyle ifade olunmuş, 268. madde ise "yukarıki maddede beyan olunan fiiller..." cümlesiyle 266. maddeye atfedilmiş olmasına göre kanunun bu maddelerde göz önüne aldığı hakaretlerin 480. maddede bahsolunan zem cürmünün vasıf ve unsurlarına giremeyen hakaretlerden ibaret olduğu yani 480. maddede bahsolunan maddei mahsusalı isnatların 266, 267 ve 268. maddelerdeki "ahkamı mahsusa ile tasrih olunmuş ahval" haricinde kaldığı anlaşılmaktadır.

Resmi memurun sıfat ve hizmetinden dolayı işlenmiş olup da o maddeler konusu dışında kalan hallerin mevzuubahis olduğu yerlerde ise işlenen cürüm için kanunda muayyen olan cezanın altıda biden üçte bire kadar artırılacağı aynı faslın 273. maddesinde açıkça gösterilmiştir. Diğer taraftan Ceza Kanunu'muz memur aleyhine "icrayı memuriyetine taalluk eyleyen bir fiil isnat etmeyi" 480. madde konusu dahilinde görülecek işlerden saydığı 481. maddenin birinci bendindeki:

"Tecavüz olunan şahıs bir memur bulunup da 266, 267 ve 268. maddelerde beyan olunan ahval müstesna olmak üzere isnat olunan fiil icrayı memuriyetine taalluk eylediği" ibaresiyle yazılı bulunan beyan şeklinden açıkça meydana çıkmaktadır.

Sonuç: Böyle olunca resmi sıfatı haiz olanlar aleyhine ve o sıfat ve hizmetten neş'et eden veya hizmet ve vazife esnasında vaki olan madde-i mahsusalı isnatlardan dolayı 480. ve 481. maddeler dairesinde uygulama yapılması ve ceza tatbiki lazım gelecek hallerde 480. maddeye göre verilecek cezanın 273. madde ile artırılması yolunda şimdiye kadar cereyan edegelen uygulamanın kanuna uygun bulunduğu 29.5.1946 gününde 1 ayrı oya karşı 60 oyla ve mevcudun üçte ikisinin ittifakiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy