Yargıtay Büyük Genel Kurulu 1944/8 Esas 1945/14 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 1944/ 8
Karar No: 1945 / 14
Karar Tarihi: 07.11.1945

(743 S. K. m. 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52) (818 S. K. m. 520) (6762 S. K. m. 485, 502, 1473) (1163 S. K. m. 98, 99, 100)

Kooperatif nevine dahil bulunan şirketlerin ticaret şirketlerinden madut bulunup bulunmadığı hakkında Yargıtay Ticaret Dairesinin yerleşmiş içtihadı ile Dördüncü Hukuk Dairesinin 17.7.942 tarih ve 2796/2061 sayılı ilamı arasında hasıl olan aykırılığın halli Yargıtay Ticaret Dairesi Başkanlığının 18.2.944 gün ve 27 sayılı tezkereleriyle istenilmesine mebni aykırılığın konusunu teşkil eden ilamlar çoğaltılarak Genel Kurul Üyelerine dağıtılmıştı.

Müzakere için tayin olunan 24.10.945 Çarşamba günü saat 9,30 da toplanan Genel Kurul Birinci Başkan Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlıyarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar hulasaten Birinci Başkan tarafından izah edildikten ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra 9 muhalif oya karşı kırk iki oyla tevhidi içtihada mahal olduğuna karar verilmekle esas hakkında söz alan:

Ticaret Dairesi Başkanı F. Hulusi Demirelli: Biz kooperatif şirkete konusu ticari ise ticari şirkettir diyoruz. Dördüncü Hukuk Dairesi aliyesi ise her kooperatif ticaret şirketidir kanaatında bulunuyor. Gerçi bazı yapı kooperatifleri ticaret şirketi sayılırsa da hepsi böyle değildir. Kooperatifin ticaret sicilline kaydedilmiş olması ticaret şirketi olarak addedilmesi için kafi değildir. Zaten bunların ticaret odalarına kaydedilmeleri de yanlış bir muameledir. Adi bir kooperatif hakkında Ticaret Kanununun bunlara ait hükümleri kıyasen tatbik olunabilir. Bunlar temettü vergisi vermezler, iflas etmezler. Yaptıkları gayrimenkul işidir. Eğer bir müteahhitle aralarında bir dava çıkacak olursa bundan dolayı tabii ticaret mahkemesine gideceklerdir. Fakat azalariyle aralarında çıkan davadan dolayı adi mahkemelere gitmeleri icap eder. Nizamnameleri okunduğu takdirde orada ticari maksada ait bir kayıt bulunamayacaktır zannederim.

Dördüncü Hukuk Dairesi, Başkanı F. Bozer: Küçük evler yapı kooperatifinin ticari şirketlerden olup olmadığı hakkında dairemizle Yüksek Ticaret Dairesi kararları arasında ihtilaf hasıl olmuştur. Ticaret Kanunun 121. maddesinde, ticaret şirketlerinin nelerden ibaret olduğu gösterilmiştir. Bu maddeye göre ticaret şirketleri kollektif, komandit, limitet, anonim ve kooperatif nevilerine ayrılmıştır. Maddenin ıtlakına göre kooperatif şirketlerinin maksadı teşkili ve yaptıkları işin nevi ve mahiyeti nazara alınmayarak ticari sayılmaları lazım gelir. Fakat zirai ihtiyaç ve muameleleri yapmak maksadiyle kurulmuş olan kooperatifin medeni şirketlerden olduğuna Yüksek Kurulunuzca karar verilmişti. Bu kararla bağlı olduğumuz takdirde dahi küçük evler yapı kooperatifi teşkil maksadına göre de ticari şirketlerden sayılmak lazım gelir. Çünkü 24/Haziran/937 tarihli mukavelenin birinci maddesinde, arsa satın alarak müteahhit marifetiyle bina yapmak ve gayrimenkullere tasarruf ve istikraz akdetmek üzere mahdut mesuliyetli bir yapı kooperatifi kurulduğu ve elli beş, altmış iki, altmış üç ve altmış beşinci maddelerinde de, esas mukavelede tadilat için çağrılacak umumi heyetin içtimaında Ticaret Kanununun 386. maddesindeki muayyen şartlar ve ekseriyet nisabı aranacağı ve müddeti bittiğinde ticaret kanununun sözü geçen maddesindeki muayyen şartlar ve ekseriyet nisabı aranacağı ve müddeti bittiğinde Ticaret Kanunun sözü geçen maddesindeki merasime riayet şartiyle temdit olunabileceği ve şirketin kazancı ve yedek akçesi gibi mevcut paraları ve paraya çevrilecek diğer bütün malları ile eşyasının ortaklara mütesaviyen dağıtılacağı ve şirket acze düşerse Ticaret Kanunu hükümlerine göre feshedileceği açıkça gösterilmiştir. Bu sebeplere binaen yapı kooperatifi ile ortakları arasında çıkan anlaşmazlığın ticaret mahkemelerinde tetkik ve halledilmesi lazım geleceği fikrindeyim.

Y. Kemal Arslansan: Kooperatif şirketlerini mevzuları bakımından ticari veya adi surette bir tasnife tabi tutmak mı veyahut mutlak surette ticari saymak mı icap edeceği hususu dairemizce de tartışma konusu olamaktadır. Ticaret Kanununun 121. maddesinde kooperatif şirketleri ticari şirketler arasında, gösterilmiş olmasına göre hükmi şahsiyeti haiz olan kooperatif şirketlerinin mutlak surette ticari saymak kanun hükmü icabından olduğu hakkında ekalliyette kalan görüş ve düşünüşün dayandığı mucip sebeplerini izah etmeyi ve kooperatif şirketleri hakkında toplu bir malumat vermeyi meselenin aydınlanması bakımından lüzumlu ve faydalı görüyorum.

İngiltere'de 1844 yılında mahdut bazı işçiler tarafından ihtiyaçlarını en ucuz bir surette temin ve tedarik eylemek gayesiyle kurulan ve umulan sonuçların elde edildiği görülmesi üzerine tedricen inkişaf ederek bugünkü mütekamil duruma gelen kooperatif şirketleri bir çok ileri memleketlere de kurulmuş ve ortaklarını ve içinde kuruldukları yerlerin iktisadiyatına büyük yararlıkları dokunmuştur.

Her türlü kooperatif şirketleri diğer ticari şirketlerde olduğu gibi esas gayesi ortaklarına kar temin ve tevzii olmayıp ortakların meslek, sanat ve maişetlerine ait ihtiyaçlarını elbirliğiyle ve karşılıklı muavenet esasları dairesinde temin ve tedarik etmek düşüncesiyle kurulur ve bu gayenin elde edilmesine ve tahakkuk ettirilmesine çalışılır. Ancak kooperatif şirketleri içtimai ve iktisadi gayelerini tahakkuk ettirebilmek için mali ve ticari işlemlerde bulunurlar.

Ticaret Kanununun yirmi birinci maddesinin akidin sıfat ve niyeti gözönünde tutulmayarak mutlak surette ticari saydığı işler arasında sekizinci fıkrada ticari şirketlerde sayılmış ve 121. maddesinde kooperatif şirketleri ticari şirketler arasında gösterilmiş olmasına göre kooperatif şirketler kanunumuzda ticari telakki olunmuş olmakla beraber 122. madde gereğince hükmi şahsiyet haiz olan kooperatif şirketlerinin Ticaret Kanununun ikinci babı nın altıncı faslının birinci kısmı hükümlerine göre sözleşmelerinin Ticaret Bakanlığınca incelendikten sonra Bakanlar Kurulunca teşkiline mezuniyet verilmesi ve ticaret siciline kayıt olunmalı ve defter tutmak ve defterin şirket merkezinin bağlı bulunduğu ticaret mahkemesine tasdik ettirilmesi gibi kayıt ve şartlarda bir nevi şirketleri Ticaret Kanunumuzun ticari, saydığını teyit eder açık delillerdir.

İhtilaf konusu olan küçük yapı kooperatifi şirketi de yukarıda arzeylediğim mucip sebeplere göre ticaridir. Bu nevi şirketler mali ve ticari işlemlerde bulunmadan içtimai ve iktisadi gayelerini tahakkuk ettirmeye imkan elvermez. Yapı kooperatif şirketi de mali ve ticari işlemlerde bulunarak gayesini tahakkuk ettirmeye çalışmaktadır. Kaldı ki Ticaret Kanunumuzun yirminci maddesi gereğince inşaat iltizam ve tekabbülü ticaridir. Kooperatif şirketlerinin ortaklarına karşı bedeli uzun vadeli tahsillerle ödenmek üzere ihtiyaçları teminen ev ve işyeri inşası taahhüdünde bulunmaları da ticaridir. Ticaret Kanununun 517. maddesi adi şirketten bahistir. İş bu maddenin ihtilafı konusu ile bir ilgisi yoktur. Kooperatif şirketlerinin iflas hükümlerine tabi olup olamayacağı keyfiyeti İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre çözülmek lazımdır. Kooperatif şirketlerini adi ve ticari olarak bir tasnife tabi tutmaya Ticaret Kanunu hükümleri müsait olmayıp kanunumuz mutlak surette ticari saymaktadır.

Ticaret Dairesi Başkanı F. Hulusi Demirelli: Sayın Bay Kemal Arslansan'ın okumuş oldukları parçalar tezlerim ispata kafi değildir. Ticaret Kanununun yirminci maddesinden bahsederek inşaat işleri alelıtlak ticaridir dediler. İnşaatın başka bir şahsa karşı iltizamı ticaridir. Bundan başka ticaret şirketi teşkili ticari bir muameledir dediler. Fakat 120. madde ticaret şirketi bir veya bir çok muamelei ticariye ile iştigal etmek için kurulur diyor. İktisadi gaye ticari gaye demek değildir. Ve bu tabirler müteradif değildirler. Aralarında umum-husus münasebeti vardır. İsviçre'de şu ticaret bu hukuk meselesidir diye mahkemeler arasında bir vazife ihtilafı doğması ihtimali yoktur. Zira orada ayrı bir ticaret mahkemesi mevcut değildir. Binaenaleyh bu konuda İsviçre'den başka yerlerin mevzuatına bakmak icap eder. Her iktisadi iş ticari değildir demiştim. İstihlak kooperatifi ticari iş görür; fakat yapı kooperatifi gayrimenkul işiyle uğraşır ki bu ticari olamaz. Kooperatif arsa alıp satmamakta, arsa üstüne ev yapmaktadır. Yüksek Kurulunuz zirai kredi kooperatiflerini adi addetmişti. Fakat o zaman zirai satış kooperatifi ticaridir denilmişti. Çünkü üçüncü şahıslara alış veriş yapmaktadır. Nizamnamesinde ticari gayeden bahseden kooperatif elbette ticari olacaktır. Fakat yapı kooperatiflerinde böyle bir gaye mevcut değildir.

Yüksek Dördüncü Hukuk Dairesi her kooperatifin ticaret şirketi olarak kabul ediyor. Ticaret Kanununun 121. maddesi ticaret şirketlerinin nevilerini sayar; fakat bu her kooperatif ticaret şirketidir demek değildir.

Y. Kemal Arslansan: İktisadi ve ticari mevzuları katiyyen birbirine karıştırmadım. Yalnız kooperatif şirketlerinin içtimai ve iktisadi gayelerini tahakkuk ettirebilmek için ticari mali işlemde bulunmak zaruridir. Mali ve ticari işlemde bulunmadan bu nevi şirketlerin gayelerini bu suretle tahakkuk ettirmeye imkan olmadığını belirtmeye çalıştım. Ticaret Kanununun yirmi bir ve 121. maddelerine göre kooperatif şirketlerinin mutlak surette ticari olduğu hakkındaki görüş ve düşünüşümü, Ankara Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Profesörü Ernest Hirşin eserlerine de dayanarak izaha çalıştım. Bu maruzatıma ilaveten yapı kooperatifi şirketlerinin ortaklarını ihtiyaçları için ev ve iş yeri yapmayı tekabbül ve iltizam etmemeleri de Ticaret Kanununun yirminci maddesi şumulüne giren ticari bir taahhüttür dedim. Çünkü yapı kooperatif şirketleri ortaklarının Ticaret Kanununun 484. maddesi gereğince en yukarı olarak koyacakları 500 liralık hisseye mukabil yirmi bir liralık bir ev ve sair bina yapıp teslim etmeleri imkanı maddeten yoktur. Şirketin hükmi şahsiyeti gayeyi elde edebilecek miktarda sermaye temin ve tedarik ederek bedeli mukassatan ödenmek ve ödenince ye kadar ipotek gösterilmek suretiyle ortaklarına ev ve sair bina yapmayı deruhte eylemleri inşaat tekabbül ve iltizamı mefhumuna giren ticari bir taahhütten başka bir suretle tavsif edilemez. Bu suretle her bakımdan yapı kooperatif şirketleri ve işlemler ticaridir.

Ticaret Dairesi Başkanı F. Hulusi Demirelli: Görüyorum ki; Sayın Bay Abdullah Aytemiz de Bay Kemal Arslansan gibi düşünüyor. Ticaret Kanununun 121. maddesi 120. maddesinden ayrılamaz. Ticaret Kanunu elbette ticaret şirketlerini ihtiva edecektir. Fakat ancak ticari muameleler yapan şirket ticaret şirketidir. Mezkur madde şirketi ticari farzettikten sonra envaını sayıyor. Her Kooperatif ticaret şirketidir demek değildir bu. Kooperatifin Ziraat Bankasının murakabesine tabi olması onun bir şubesi olarak addini icap ettirmez. Ziraat Bankasının tekaüt sandığı ticari midir? Hayır. Defter tutma mecburiyeti de adi muamele ile uğraşan bir kooperatife ticari vasfını veremez. Hiç bir kanunumuzda kooperatifler ticaret şirketleridir yolunda bir sarahat mevcut değildir. Yapı kooperatiflerinde inşaat tekabbul ve iltizamı yoktur. Azasına ev yapacaktır; fakat yapmazsa azaya tazminat mı verecektir? Hayır.

İkinci Hukuk Dairesi Başkanı H. Berki: Sayın Bay Fuat Hulusi Demirelli'nin kuvvetli bir delilleri var: Ticaret şirketleri ticaretle uğraşır ve kanunda da ticaret şirketlerinin nevileri gösterilmiştir. Kısım maksumda muhakkak surette dahil bulunmalıdır. Sayın Bay Abdullah Aytemiz ve Kemal Arslansan bu noktaya dokunmadılar; Şemsettin Temizer ise bu tarif eksiktir dediler. Kanunda noksan tarif olamaz. Ticaretle uğraşmayan bir şirket ticaret şirketi değildir. Kanunda kooperatif mutlak surette ticaret şirketidir diye bir sarahat mevcut olmadıkça bunlara ticaret şirket denilemez. Bir şirketin defter tutacağının, ticaret sicilline kaydedileceğinin tasrih edilmiş olması onun ticaret şirketi olmasını icap ettirmez.

Birinci Hukuk Dairesi Başkanı Ş. Temizer: Kanunda bir sarahat istediler. Borçlar Kanununa göre bir şirket ticaret kanunundaki şirket vasıflarını haiz değilse Borçlar Kanununa girer. Bu bir sarahattir. Kooperatiflerin Borçlar Kanununa gireceği hakkında bir sarahat mevcut değildir. Kooperatif bir küldür. Uğraştığı muameleler adiyse Borçlar Kanununa, ticari ise ticaret kanununa tabi olur yolunda bir tecezzi mümkün müdür?

Ticaret Dairesi Başkanı F. Hulusi Demirelli: Galiba ben sarahat denilen mefhumu kaybettim. Borçlar Kanununun 520. maddesi şöyle der (okudular) Ticaret Kanunu ticaret şirketini ticareti uğraşan şirket olarak tarif eder. Ticaretle uğraşmıyan kooperatif ticari değildir. Geçen günkü bir tevhidi içtihat toplantısında devlet tahvilleri hakkında anonim şirket eshamlarına ait hükümler kıyasen tatbik ettik. İşte kanundaki boşluklar böyle doldurulur. Rica ederim soruyorum: Bugün bazı memleketlerde bulunan cenaze kooperatifleri de ticaret şirketleri midir? Bizi İsviçre yanıltıyor. Halbuki İsviçre'de bir ayırma yoktur. Biz tıpkı devlet tahvileri hakkında yaptığımız gibi burada da kıyas yoluna sapmalıyız ve adi muamelelerle uğraşan kooperatifler hakkında Ticaret Kanununun ticari kooperatifler hakkındaki hükümlerini tatbik etmeliyiz. Fakat bundan dolayı o gibi adi işler için teşkil edilmiş olan kooperatifleri iflasa tabi tutmamalıyız. İcra ve İflas Kanununun 179. maddesinde de kooperatiflerden ticari olanları tahsis ve takyit yolu ile zikredilmiştir. Eğer her kooperatif ticari olsaydı o maddedeki "Ticari" kaydına lüzum görülmezdi.

Üçüncü Hukuk Dairesi Başkanı M. Ülgü: Ticaret Kanununun 120. maddesi bir prensip; koymuştur ki bu bütün maddelere hakim bir prensiptir. Diğer maddeler onun ışığı altında etüt edilmelidir. Orada, bir şirket ticaretle uğraşırsa ticaret şirketidir diyor; aksi halde adi şirkettir, ki madenci birleşip bir kollektif şirket kurduk diyorlar. Bunların muamelesi esas itibariyle gayri ticari olduğu halde şirketlerinin adı kollektiftir diye ortada bir ticaret şirketi vardır mı diyeceğiz?

Birinci Hukuk Dairesi Başkanı Ç. Temizer: Efendim ortada bir anlaşamamazlık var: Ticaret Kanunu ticaret şirketlerinin nevilerini bir maddede saydıktan sonra her birini ayrı ayrı faslı mahsusunda anlatmaktadır. Kooperatif şirketin mevzuunu metni madde yazıyor (okudular). Ben de bir soru sormak isterim: Sanat erbabı tacir midir? Mıhçı bir sanatkardır; bunlar toplanıp bir kooperatif kursalar bu ticaret şirketi olmayacak mı? Sanatkar ticari muamele yapmaz. Ticari sanat diye de bir tabir olur mu efendim?

Ticaret Dairesi Başkanı Fuat Hulusi Demirelli: Memurlar tacir değildir; bir istihlak kooperatifi kurmuşlardır ve burada istihlak zımnında ticaret yapılmaktadır. Azaların bizatihi tacir olmaları icap etmez. Yüksek Kurulunuz ve Ticaret Dairesi zirai istihlak kooperatiflerini ticari addetmişlerdir. Çünkü orada malları ucuzca mutavassıta kaptırmamak için azaların menfaat ve meslekleri icab bir birleşme vardır; yani ticari muamelelerden birini yapmak için kurulmuştur. Zirai kredi kooperatifi ticari değildir. Doktorlar bir istihlak kooperatifi teşkil etseler muamelei ticariye yapması sebebiyle bu da ticari olurdu.

120. madde amm, şamil ve hakim bir prensiptir. Bir muamelei ticariye yapmak için teşekkül eden kooperatif ticaridir. Yapı kooperatiflerinde ise inşaatı iltizam eden müteahhittir, kooperatif değil.

Birinci Başkan: Konumuz dünya ölçüsünde önemli bir meseledir ve bütün hukuki mevzuatla ilgilidir. Kararımız esaslı ve doğru olmalıdır. Tensip ederseniz yüksek kurulumuz için üzerinde biraz daha durmalıdır;

Demeleriyle görüşme gelecek oturuma bırakıldı. 24.10.945

- İkinci oturum: 31.10.945

Söz alan:

Ali Yiğit: Geçen celse müzakeresine başlanan ve bugün de devam eden Yapı Kooperatiflerinin muameleleri adi olduğu hakkındaki kararı veren hakim bendenizim. Bana bu kararı verdirmeye amil olan saiki anlatayım: Ticaret Kanununun ticari şirketlere ait olan faslında kooperatiflerin de mutlak surette ticari olarak vasıflandırıldığı görülüyor. Binaenaleyh ticari şirket addedilmeleri icap eder. Ancak kararıma tekaddüm eden zamanlarda Tevhidi İçtihat Genel Kurulu'nunun Zirai Kooperatifler adi mahiyettedir yolunda bir kararına rastladım. Ziraai Kooperatif adi olunca evsiz kimseleri bir mesken sahibi etmek için teşekkül eden yapı kooperatiflerinin de adi olması icap edeceğine kani oldum. Yapı kooperatiflerinin inşaatlarından azalar haricinde hiç kimse istifade edemez. Memurların da bir kooperatifleri vardır; bir ticarethane açmıştır ve buradan sadece azalar değil herkes alış veriş etmektedir. Yapı kooperatiflerinde ise hariçteki kimselerle böyle bir muamele yapılamamaktadır. Kooperatiflerin muamelatı mutlak olarak ticari addedilirse evvel emirde zirai kooperatifler hakkındaki tevhidi içtihat kararı kaldırılmalıdır kanaatındayım.

Birinci Başkan: Geçen celsede de izah etmiştim. O karar tevhidi içtihat mahiyetinde değil tayini merci mahiyetinde mutlak ekseriyetle verilmiş bir karardır.

Y. Kemal Arslansan: 943 yılında yayınlanan tanınmış Fransız iktisatçılarından "defosse" nin "istihlak kooperatif şirketleri" ünvanlı eserinden ve İsviçre Borçlar Kanununun ticari şirketler ve kıymetli evraka dair kısımlarında 937 tarihli kanun ile yapılan değişikliklerden ihtilaf konusu ile ilgili bulduğu bazı önemli noktaları hakkında yüksek kurulunuza izahat vermeyi münasip görüyorum.

"Defosse" eserinde Fransız mevzuatına göre kooperatif şirketlerini adi ve ticari olarak ikiye ayırıyor, fakat netice olarak kooperatif şirketleri ne bir sermaye ve ne de bir şahıs şirketi olmayıp üçüncü katagori bir şirket olduğunu belirtiyor.

1911 tarihli Borçlar Kanununda ticari şirketler arasında kooperatif şirketleri de gösterilmiş olduğu halde 937 tarihli kanun ile yapılan değişikliklerde faslın başında ticari şirketler ve kooperatif şirketleri demiştir ki bu ayırma ticari şirketlerle kooperatif şirketlerinin ayni mahiyette telakki edilmediğini açıkça göstermektedir.

Hakikat halde kooperatif şirketleri ile şahıs ve sermaye şirketleri arasında tam bir benzerlik yoktur. Bilakis esaslı farklar vardır. Mesela anonim şirketleri aksiyonerlerine koydukları sermaye nisbetinde her hesap yılı nihayetinde faiz ve temettü dağıtmayı gaye ittihaz ederler. Halbuki kooperatif şirketleri ortaklarına koydukları sermaye nispetinde bir temettü değil ancak yaptıkları alış veriş ve muameleler nispetinde yüzdeler üzerinden bir para -Risturnetevzi ederler. Bu suretle Ticaret şirketlerle kooperatif şirketler arasında bariz farklar bulunduğu halde Ticaret Kanunumuz mutlak surette ticari saymıştır.

Yapı kooperatiflerine gelince: Ticaret Bakanlığından buldurduğum statüsünde maksadın elde edilmesi için menkul ve gayrimenkul mallara tasarruf, para istikraz ve ev, iş yerleri inşası veya satın alınması için muktazi her türlü mali ve ticari işlerin görülmesi ve elindeki gayrimenkulleri zikir olunan maksatlar için ipotek suretiyle terhin hususlarında her türlü selahiyeti haiz oldukları gösterilmiş olmasına göre yapı kooperatifi şirketlerinin ticari olduğu açıktır.

Kararın yapı kooperatif şirketlerine hasrı muvafık olacağı düşüncesiyle yüksek 4. Hukuk Dairesinin kararı Ticaret kanunu hükümlerine ve sitatüye uygundur.

Birinci Hukuk Dairesi Başkanı Ş. Temizer; Geçen celsede kooperatif şirket adi midir yoksa ticari midir meselesini kanunumuza göre halletmeye başlamıştım. Ve bence başka bir delil aramaya ihtiyaç yoktur; çünkü kanundaki o tarif kooperatifin mahiyeti kanuniyesini tebellür ettirmektedir demiştim. Muhterem muarızlarım bu maruzatımı pek şayanı kabul görmediler; senedi sarahat yoktur dediler ve 120. maddeye müstenit bulunan itirazları daha da ileri götürdüler. Bu bahis üzerinde durmak isterim; Denildi ki, 120. maddeye göre şirketler ticari muamele yapmak için teşekkül eder ve 121. maddede sayılan şirketlerin ticari olabilmesi için gaye ve mevzularının ticari olması lazımdır. Ve yine denildi ki, gerçi bu maddelerde yekdiğerine aykırılık var gibi görünüyorsa da kanuna hata isnat olamaz.

Maalesef bu kaide bizim kanunlarımız için değildir; kanunlarımızda birbirine aykırı maddeler mevcuttur. Kanunda hata olmaz kaidesi belki de ilahi kanun için doğrudur. Kanunlarımız beşer eseridir ve hatadan salim değildir. Bu arada Ticaret Kanununda da mütebayin hükümler mevcuttur; biz bu aykırılıkları gidermeye mecburuz. İşte şimdi de 120 ve 121. maddeler arasındaki aykırılığı halletmek mecburiyetinde bulunuyoruz. 120. maddeyi: Bir veya bir çok ticari muamele yapmak için teşekkül eden şirketler ticari olduğu gibi aşağıda sayılan şirketler de ticaridir diye anlamaktan başka çare yoktur. Bendenize göre ticaret şirketlerinden kollektif ve komandit şirketlerin muameleleri muhakkak surette ticari olmalıdır Fakat anonim, limitet, kooperatif şirketlerin mevzuunun mutlaka ticari olması esasını kanunumuz kastetmiş değildir. Ticaret Kanununun bu tadadı da hasri değildir. Çünkü bunlardan başka kanunlarımızda hususi şirketler ve evvela adi olup da sonradan ticari olan şirketler de vardır.

Sadede gelelim: Kanun kollektif ve komandit şirketleri şöyle tarif ediyor: (okudular)

Görülüyor ki, bu iki tarifte de "icrayı ticaret kastiyle" tabiri mevcuttur. Halbuki yine ayni kanun, limitet anonim ve kooperatif şirketleri tarif ederken bu kaydı kullanmamaktadır. Kanunumuzun bu noktadaki kastını aramalıdır. Malumu devletleridir ki. Ticaret Kanunumuz kendine mahsus bir tarz ve prensip takip eder. Bazı muamelatı, yapanın maksat ve niyetine bakmaksızın doğrudan doğruya mevaddı ticariyeden addeder ki bunlardan biri de ticaret şirketlerinin teşkilidir. Denildi ki ticari muamele kasti ticari ile yapılır, şayet kastı ticari yoksa o alanda ticari ahkam cari olmaz. Bendenizce bir kere ticari muamele ile tacir sıfatını ve ticari kelimesini ayırmalıdır. Kanunun ticari muamele diye tavsif ettiği şeylerden bazısında ticaret kastı hiç de bulunmıyabilir. Mesela poliçe, çek emre muharrer senet tanzimi gibi. Bundan başka bir kimsenin tenezzüh için bir yat alıp kullanması ticari bir muameledir. Deniz ticareti kanunu bu hususta sarihtir. İmdi hal böyle olunca Ticaret Kanunun birinci ve ikinci maddelerini gözönüne alalım (okudular) Görülüyor ki burada Medeni Kanun ahkamı en geri safa konulmuştur. Çünkü Ticaret Kanununu meydana getirmek için teşekkül eden komisyonun azalan işe başladıkları zaman önlerinde Mecelleyi görüyorlardı ki onun ahkamı ile ticari muameleleri pek telif edemeyeceklerinden bu şekilde harekete mecbur kaldılar. Komisyonun çalışmalarının sonlarına doğru Medeni Kanun çıktı. Bu komisyon muamelatı ticariyeyi bir kitaba almak ve Mecelle'nin taarruzundan kurtarmak için ticarete bir parça irtibatı olan muameleleri de bu kitaba koydu. Onun için bu kitaba ticari muameleler gibi ticari olmıyan muameleler de girdi.

Bu mukaddemeden ve kooperatif şirketin tarifini de gözonüne aldıktan sonra diyebiliriz ki kooperatif ticari veya gayri ticari bir maksatla teşekkül etsin, her iki halde de o ticaret şirketlerindendir. Zaten Ticaret Kanununun prensibi budur. Kanun kollektif ve komandit şirketten gayrisade ticari maksattan bahsetmemektedir. Maahaza kanunda buna ait bulunan ayrıca bir sarahat arzedeceğim: Limitet şirket bir ticari şirkettir. Limitet şirket hakkında 504 maddede şöyle bir sarahat mevcuttur: (okudular). Kanun burada "maksadı teşekkülü ne olursa olsun" demektedir. Bu ne demektir? Bu madde ile, husule gelecek iltibasları bertaraf etmek gayesi güdülmüştür. Bir de (dahi) tabirin dikkat buyrulmasını istirham edeceğim. Görülüyor ki kanun bunların gayesini araştırmadan ticaret şirketi olduklarını kabul etmiş kastı ticari aramamıştır.

Ticaret Dairesi Başkanı Fuat Hulusi Demirelli: yüksek kurulunuzun vereceği kararın memleket için büyük önemi vardır. Geçen celse müzakerenin talik edilmiş olması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Sayın Bay Kemal Aslansan da adi kooperatifler bulunduğunu kabul ediyorlar. Fransız Kanun ve müellifleri şirketleri başka noktai nazardan tasnif ederler. Orada kooperatif hakkında bir kelime yoktur. Zira bunlar ne şahıs, ne mal ve ne de esham şirketleri değildir. Evet bir limitet şirket teşekkül etse ve muameleleri ticari olmasa bile o ticaret şirketidir. Çünkü kanunda bu hususta sarahat vardır. Fransız Kanununda kollektif şirketler için de böyle bir sarahat vardır. Fakat bizim kanunumuzda limited şirket hakkında sarahat olduğu halde kooperatifler hakkında bir sarahat mevcut değildir. Böyle bir sarahat pekala konabilirdi.

Evet istihlak kooperatifleri ticaret şirketidir. Yapı kooperatif şirketlerine gelince: Bunların nizamnamelerinde kooperatif için ticari sayılacak bir madde mevcut değildir. Banka ile yapılan istikraz muamelesi banka için ticari olan bir muameledir; kooperatif için adidir. Tıpkı ev yaptırmak için bankadan para alan adi bir şahsın yaptığı muamele gibi. Yapı kooperatifi araziye tasarruf edermiş. Bu ticari bir muamele midir? O araziyi karla satmak için almamıştır. Azası taahhüdünü yerine getirmezse onu ihraç hakkı varmış. Bu hak cemiyetlerde de vardır. İşler bitince mevcudunu elbette taksim edecektir. Bunu cemiyet de, ticari şirket de, adi kooperatif şirketde yapar. İflas mevzuubahis değildir; iflas etmezler. Mirasın reddi halinde mahkemeler nasıl iflas gibi hareket ederlerse burada da durum budur. Satmamak için arsa almak hukuki bir muameledir. Kooperatiflerin ticari şirketlerden farkı öyle aşikardır ki bir anonim şirkette meclisi idare hakkı huzur alır kooperatifte ise beş para bile almazlar. Gaye yardımlaşmadır. Hakiki bir şahıs da evini müteahhide yaptırır. Yapı kooperatifleri temettü vergisi vermezler; çünkü temettü yapmaz. Mesken zarureti yüzünden çırpınan vatandaş neden ticaret odasına vergi versin? Ticaret odası onlara ne hizmette bulunmuştur? Tarifte kusur olabilir diyorlar. Kanunun ruhuna uygun olan tefsir ticari olmayan şirketi ticari addetmek midir? Kanunun ruhunu neden 120. maddede aramıyoruz?

Ş. Özkutlu: Efendim ben sözüme tüccardan başlıyacağım: Tüccar kime denir? Kanun bunu tarif eder (Dokuzuncu maddeyi okudular) Ticaret şirketi dahi muamelatı ticariyeden birini sanatı mutade ittihaz eden şahıstır. Bu tarifte eksik olan bir nokta kazanç kastı ve menfaattir. Taciri harekete getiren amil menfaattir. Belediyenin ahaliye satmak için kömür getirmesi ticaret değildir; gerçi ticari muamele yapar, fakat tacir değildir. Fukara için bir malı alıp dağıtan şahsın durumu da budur. Ticaret şirketleri hakkında da böyle söylenebilir. Tacir olmayan şirket var mıdır? Evet: Adi şirketler gibi. Bizim kanunlarımızda ticaretle uğraşmıyan şahıs ticaret şirketi teşkil edemez diye bir kayıt mevcut değildir. Bilakis Medeni Kanunun kırk beş-elli ikinci maddeleri adi bir iş görmek için teşekkül eden şirketlere de hükmi şahsiyet tanınacağından bahsetmektedir. Acaba bir şirketin şekline bakarak ticaret şirketleri arasına mı koymalı, yoksa uğraştığı muameleye bakarak adi mi addetmelidir? Ticaret Kanununda adi muamelelerle uğraşan şirketler ticaret şirketidir diye umumi bir hükme tesadüf etmiyoruz. Yalnız limitet şirket hakkında olduğu gibi hususi bir hüküm vardır. Limitet şirketin iştigali ne olursa olsun ona ticaret şirketi demeye mecburuz. Aksine 120. maddede de bir veya müteaddi ticari muamele ifası için teşekkül eden şirketlere ticaret şirketi denir diye yazılı. Buna göre ticari muamele ile uğraşmayan şirket ticaret şirketi dışında kalıyor. Bir şirket adi muameleler ifası için dahi kurulsa madem ki, ticaret şirketi şeklinde teşekkül ediyor o halde ticaret şirketidir demek için elimizde bir dayanak yoktur. Kanunlarımızda mukavele serbestisi vardır. Adi bir şirketin ticaret şirket şeklinde teşkili menedilmemiştir. Adi muamelelerle iştigal etmek için kurulan böyle bir kollektif şirketin hükmi şahsiyeti de olur. Bu takdirde Borçlar K. da bir hüküm yoktur. Durumu Ticaret K. göre halletmek zorundayız. Bu dahi işin ticaret mahkemesinde görülmesini icap ettirmez. Ticaret K.nun 517. maddesinde adi şirketler sermayesi eshama munkasim ticari şirket şekline inkilap edebilir, deniyor. Yani bunlar iflasa tabi değildir ve ihtilafları hukuk mahkemesinde halledilir; fakat hukuk mahkemesi burada Ticaret Kanunu hükümlerini tatbik edecektir. Pro. Hirş de Ticaret Hukuki adlı eserinin ikinci cildinin yedinci sahifesinde böyle diyor (okudular) kanunumuza göre adi bir şirket ticaret şirketine çevrilmek istenirse sadece anonim şirket şekline inkilap edebilir; madem ki bu sonradan mümkündür, o halde bidayette de yapılabilir. Bunlar iflas tabi olmazlar ve ihtilaflarının halli ticaret mahkemelerine ait değildir.

Efendim hakikatte bizi bugün ihtilaflar karşısında bırakan husus kanunun insicamsız hükümleri muhtevi olmasıdır. Ticaret K. nun dokuzuncu maddesindeki tacir tarifini biraz evvel okumuştum; bu da kafi gelmemiş ve 120. maddede bir veya müteaddit ticari muamele ile iştigal etmek için kurulan şirket ticaret şirketidir denilmiş. 121. maddenin beşinci fıkrasında da şöyle deniyor (okudular) Kooperatif şirketin bu tarifinde yukarıdaki tarif unutularak objektif bir tarif yapılmıştır. Şayet Ticaret Kanunu hükümleri gözönünde bulundurulsa idi tarifin bu şekilde olmaması icap ederdi.

Üçüncü Hukuk Dairesi Başkanı M. Ülgü: Heyeti celilede serdedilen mütalaaları tekrar etmiyeceğim; sadece ecnebi kanunlarda durumun nasıl olduğunu belirtmek istiyorum: Kooperatif fikri İngiltere'de doğmuş. Ve buradan diğer memleketlere yayılmıştır. Gaye müstehlik bakımından satıcıyı; amele bakımından patronu ve kredi işlerinde de bankayı yani mutavassıtı bertaraf etmekti. Evvela Fransa'da adına kooperatif denmekten çekinilen ve "Sermayesi mütefaavvil şirket" denilen kooperatifler için 24/Temmuz/1867 de bir kanun çıkarıldı. Sonra bu kanunlaşma hareketi diğer memleketlere geçti. Bu kanunların tetkikinde iki sistem göze çarpar:

1- Fransa ve İtalya'da olduğu gibi kooperatif şirket bir tip şirket addedilmez. Mevzuuna göre ya ticari ya gayri ticaridir. Ticari olanlar mevcut kollektif, anonim şirketlerin bir şekli mahsusudur. Kooperatiflerin mevzuu ister ticari ister medeni olsun hükmi şahsiyeti haizdirler ve kendilerini idare edenler tarafından üçüncü şahıslara karşı mahkemelerde temsil edilirler.

2- Belçika'ya gelince: (Ticaret Kanunumuzun o kısmı Belçika'dan alınmıştır). Belçika'da çıkan 18/Mayıs/1873 tarihli bir kanunda kooperatif bir nevi ticari şirket olarak kabul edilmiştir. Bu sistemin hukuken doğru olmadığını İtalyan ve Fransız hukukçuları ileri sürmektedir. Bunlara rağmen Belçika'da adi bir iş için kooperatif kurulamayacağı da kabul edilmiştir.

Ticaret Kanunumuz Belçikadan mülhem olarak az farklarla meri bulunan hükümlerini koymuştur. 120. maddenin başında bir prensip mevcuttur (okudular) Bu prensipten sonra da şirketleri nevileri sayılmaktadır ki Belçika'da da durum budur; yalnız orada bir nevi daha ilave edilmiştir. Kanunumuz her şirkete ait tarifleri de hemen müteakip maddeye koymuştur. Bu meyanda kooperatifi de tarif etmişse de bu tarifte hiç bir ahenk yoktur. Çünkü Mesela bir tanesini mukayese edelim: Kollektif şirketin tarifi şudur. (okudular) Görülüyor ki tarif mesuliyet esası üzerine yapılmiştir. Komandit, anonim, limited şirketlerin tarifi de bu esasa dayanır. Kooperatifte ise mesuliyette hiç bahis yoktur; onun hakkında hukuki olmaktan ziyade iktisadi ve umumi bir tarif yapılmıştır Acaba bunu neden böyle yaptılar? Bir maksadı mahsus var mıdır? Yoksa bir zühul eseri midir? Bu sorulan cevaplandırmak mümkün değildir. Belçika kanununda da kooperatifin tarifi vardır ama bizimki gibi değil. Orada 115. maddede şürekanın sayısı ve koydukları sermaye tahavvül edebilen ve hisselerinin devri temliki mümkün olmıyan şirket kooperatif şirkettir denilmiştir; orada adi birmevzu ile iştigal için kooperatif teşkil edilemediğini de söylemiştim. Bize gelince: 121. maddede kooperatif tarif edilmiştir diye faslı mahsusunda ayrı bir tarif konmamıştır; işte tartışmanın sebebi budur. Bazı arkadaşlarımız kooperatifte şekil esasa galiptir; gayeleri adi de ticari de olabilir. Bunların inkişafını isteyen vazukanun bu esası bilhassa koymuştur diyorlar. Acaba bu olabilir mi? Eğer olursa hükmi şahsiyetleri bulunacak mıdır?

Bu soruların cevaplandırılması icap eder. Bu soruların cevabı Fransa ve İtalya'da "evet" tir. Belçika'da ise Fredrik dö Mark gayri ticari bir mevzu üzerine kooperatif teşkil olunamaz demiştir. Bizde de böyledir; çünkü 120. madde ticari mevzuu esas alıyor. Kooperatif hakkındaki ahkam da bunu gösteriyor. Fakat muarızlarımız kooperatifin tarifinde böyle bir kayıt yoktur, o mutlaktır diyorlar. Biz ise gayri ticari bir iş kooperatife konu olmaz; bu mevzu üzerine bir kooperatif kurmamak icap eder. Nitekim gayri ticari bir mevzu üzerine kollektif, komandit anonim şirket de kurulamaz diyoruz. Eğer kurulmuşsa bu kontrolün zayıflığı yüzündendir. Anonim şirkette mevzu ticari değilse kuruluşu ticaret mahkemesi, limitet de ise Bakanlık tasdik etmez; şayet tasdik edilmişse bir hata var demektir. Şayet gayri, ticari bir mevzu üzerine kooperatif kurulmuşsa bu takdirde iki yol vardır:

a) Adi bir cemiyet telakki etmek. Hükmi şahsiyeti yoktur; idare organları üçüncü şahıslara karşı onu temsil edemezler. Bu ağır bir neticedir ve kooperatiflerin inkişafını haleldar edici bir neticedir.

b) Mevzuu gayri ticari olup da şekli ticariye inkilap eden şirketler var ya, işte bunlara kıyasen gayri ticari bir esas üzerine kurulan kooperatifi de kıyasen ticari addedip ticaret kanunu hükümlerini ona uygulamak ikinci yoldur.

Mesele nazariyet itibariyle bu olunca gayri ticari kooperatif bu hükümler dairesinde halledilmelidir. Mahiyeten değil hükmen ve kıyasen ticari addedilebilir (salahiyet meselesi hariç tabii)

Birinci Hukuk Dairesi Başkanı Ş. Temizer: Efendim geçen oturumdaki şiddetli itirazların bu oturumda hafiflediği görülüyor. Çünkü yapılan tetkikler neticesinde o kanaatların zayıfladığı beliriyor. Geçen celsede muhterem muarızlarımız, 120. maddede ticari gayeden bahsediliyor; binaenaleyh ticaret şirketlerinin mevzuu iştigali bu olmalıdır diyorlardı. Fakat artık sayın muarızlar bendenizin bulduğum yolu daha müsabaha ile karşılamaktadırlar. Limitet şirket hakkında gösterdiğim sarahat itiraz götüremez. Kanun kollektif ve komandit şirketlerin tarifinde icrayı ticaretten bahsettiği halde diğerlerinin tarifinde bundan bahsetmemektedir. Bu şirketlerin mukavelelerine bakalım: (146. maddeyi okudular). Kollektif ve komandit şirketlerin mukavelelerinde şirketin merkezi ticaretinden bahsedilmektedir. Anonim şirket mukavelesine ait maddede ise sadece "merkez" denilmiştir. Gelelim kooperatiflere: Buna ait mukaveleye temas eden maddede de "şirketin isminin kooperatif olduğu ve merkezi" deniyor. Kanunun diğer tabirlerine dikkat buyuran zevatı kiram bu tabirleri de ihmal etmemelidir. Limitet şirkette de durum ayrıca gösterilmiştir. Bendeniz ecnebi kanunlardan bahsetmeyi bizim kanunlarımız muvacehesinde bilüzum addederim. Çünkü onlar bizim sistemimizden ayrılırlar ve o nevi tetkikler zihinlerimizi karıştırır. Büyük Gazi'nin bir sözünü hatırlıyalım: Biz bize benzeriz.

Ticaret Kanunumuz bir yamalı bohça gibidir ve kanun zaten mukaddemesinde hattı hareketini, kendisi tayin etmiştir.

Buyurdular ki kooperatif şirketin tarifinde bir zühul eseri vardır; olabilir. Biz limitet şirketin, vs. nin tarifine bakarak kooperatif şirkete bir ticaret şirketidir diyoruz. Muarızlarımız kooperatif şirket sebebiyle doğan ihtilaflara Ticaret Kanununun tatbik edileceğini kabul ediyorlar. Bu vaziyette ihtilafı adi mahkemeler halledemez. Ticaret kanununun birinci ve ikinci maddeleri buna külliyen setçekmektedir.

Sayın muarızlarımız kooperatif şirketin gayesi adi ise yani herhangi bir zümre kendi ihtiyaçlarını gidermek için teşekkül etmiş ise vergi vermez diyorlar. Ticaret kanunda yazılı kooperatif şirketleri dahi mahsus maddeye göre bunlar azalar arasında muaveneti mütekabile esasına göre teşekkül ettiğinden kanun bunları damga resimi ve rüsumu saireden muaf tutmuştur. Sekizinci faslın birinci maddesi ki bu fasıl tek bir maddeden ibarettir. Bu madde buraya nereden sıkışmıştır diye insanı düşündüren ve pişmiş aşa soğuk su katmak kabilinden bir maddedir. Bu maddede salahiyet tabii var. Selahiyet bir kanuni ısitılahtır. Vazife de bir kanuni ıstılahtır. Arkadaşlarım vazife salahiyete müsavidir diyorlar. Salahiyet denince ikametgah mahkemesi hatırımıza gelir. Vazife denince ise bir ihtilafın zatı maslahat itibariyle ait olduğu mahkeme hatırlanır. Tacir başka mevaddı ticariye başka şeylerdir demiştim. Şefkati beyfendi ticaretle uğraşan şahıs tacirdir diyorlar: Elbette. Fakat bir de mevadı ticariye vardır.

Adi bir mevzu ile iştigal için bir kollektif şirket kurulması ihtimalinden bahsettiler. Bu olamaz. Çünkü ticaret kanununa göre kollektif şirket muhakkak surette ticari bir maksatla kurulacaktır. Şeklin tamamlanması için sicilli ticarete kayıt şarttır. Kayıt esnasında kollektif şirketin zirai bir iş için teşekkül ettiği anlaşılırsa tescil edilmez ve teşekkül de edemez. Kanun limitet şirkette tasrih ile kollektifte ise tarifi ile bunların adi muameleler yapabileceklerini göstermiştir. Bendenizce iddiamız o kadar sarihtir ki tereddüde dahi yer vermez.

Ticaret Dairesi Başkanı Fuat Hulusi Demirelli: Sayın arkadaşlarım Ticaret K.nun 517. maddesine son siper olarak dayanıyorlar. Bu madde sermayesi eshama munkasım bir anonim şirketin ticaret kanunda anonim şirketler hakkındaki hükümlere tabi olduğunu söylerken de iflas ve salahiyet yani vazife bakımından açık istisna kabul etmiştir. Adi bir iş için kollektif şirket kurulabilir mi meselesinde Fransa ve Belçika kanunları arasında fark olabilir. Leon Kan'a göre adi bir iş için kollektif şirket kurulursa şekle tebean bu ticaret şirketidir; çünkü Fransız Kanunu bu ciheti tasrih etmektedir. Belçika Kanunu ise ticari olmayan bir mevzu üzerine kollektif şirket kurulabileceğini kabul etmemektedir; fakat kooperatif hakkında böyle bir şey koymamıştır. Bizde İsviçre Kanununda olduğu gibi hükmi şahıs teşkili serbesttir. Medeni kanunumuz bu hususta tıpkı İsviçre'nin ki gibidir. Bendeniz bu konuda 517 nci maddeyi nazara almaya lüzum bile görmem. Fakat üzerinde durmak icap ederse derim ki orada (salahiyet) tabiriyle ikametgah mahkemesi kastedilmiş değildir. Aslında bunun karşılığı (Competence)dır ki vazifeyi de tenavül eder. Burada mesele ikametgah meselesi değildir; ticaret kanunu usul kanunu değildir. Bu maddedeki salahiyet mekan itibariyle değil, işin mahiyeti bakımından salahiyet yani vazife dir.

Sayın Bay Şemsettin Temizer ifrata gidiyorlar: maddeyi ticariye: müsavi tüccardır diyorlar. Hayır. Sonra tanezzüh yatı deniz ticareti hükümlerine tabidir diyorlar; o halde yat sahibi iflasa da mı tabi olacak? Hayır efendim; rica ederim şirketi ticariye ile maddei ticariyeyi ayırsınlar.

Şimdi Belçika'da dahi kooperatifler için ayrı bir kanun yapılmış olacaktır. Öyle sanıyorum ve orada da adi bir kooperatif yapılabileceği kabul edilmiştir. Dünyada kooperatif büyük bir ihtiyacı karşılamaktadır. Devlet onlara hükmi şahsiyet tanıyor, ticaret kanunu müsait değilse hususi kanunlar yapıyor. Kanunumuz limitet şirket hakkında sarahat koyduğu halde kooperatif için koymamıştır. Bunun bir manası vardır.

Sayın Bay Memduh Ülgü kooperatifler hakkında kanunumuzda hata vardır, bunu sevaba irca etmelidir dediler ki ben böyle bir hata görmüyorum. Zirai de olsa bir limitet ticari şirkettir. Çünkü 504. maddede böyle sarahat vardır. Zirai anonim ve mesela yapı kooperatifi böyle değildir. Bunlar ticari olan anonim ticari olan kooperatifler için Ticaret kanununda tabiatıyla lüzumlu görülüp o bakımdan konulmuş olan hükümler hilafı başka kanunda bulunmamak şartiyle tabidir. Fakat bunlar ticari şirketler değildir. İflas ettirilmez ve şirketle azalan arasındaki davalar ticaret mahkemelerinde görülmez.

İcra ve İflas Dairesi Başkanı Abdullah Aytemiz; Tarım kredi kooperatifleri de dahil olduğu halde bu ünvanı altında teşekkül etmiş bulunan bütün kooperatiflerin kanuni vasfıyle ticari şirketlerden madut olduğu hakkındaki mutaalamın delillerini sırasıyla arzedeyim.

Akitlerin sıfat ve niyetleri aranmaksızın ticari sayılan hususlar arasında ticaret şirketleri de vardır. Nasıl ki emre muharrer bir senedi veren kimse tacir ve muamelesi de ticari olmadığı halde böyle bir senet emre muharrer olduğundan dolayı ticari sayılmaktadır. Ve yine çiftçilere ödünç para ve tohumluk veren Ziraat Bankasının bu muameleleri adi iken adı Banka olduğundan naşi ticari muamelelerden addolunmuştur. Meşgalesi ziraate müteallik işlerden ibaret olan Tarım Kredi Kooperatiflerinin de bu adı taşımaları hasebiyle ticari şirketlerden sayılması zaruridir.

Bir tacir ticari alım ve satımından doğan bir uyuşmazlıktan dolayı ticaret mahkemesine ve evinin ihtiyacını temin için de yaptığı bir bağıttan çıkan anlaşmazlıktan naşi de hukuk mahkemesine baş vurması lazım iken Ziraat Bankasının yaptığı işlerin mahiyetine göre böyle bir tasnif ve tefrik yapılmamış ve topu birden her nevi muameleleri ticari sayılmıştır.

Ticaret K.nun 121. maddesinde kooperatifler mutlak surette ticari şirketler arasından sayıldığından mutlakın ıtlakı üzere cari olması bir kaidedir. Her ne kadar bu kanunun 120. maddesinde bir veya müteadit muamelei ticariyeyi icra maksadiyle teşekkül eden şirketlerdir diye bir tarif yapılmış ve bunun zımnında bir kaide konulmuş ise de, böyle bir zabıta şaz kabilinden muamelesi adi olan kooperatiflerin ticari sayılmasına engel teşkil etmez. Ve böyle istisnai bir hükmü kanun vazu kabul ederek mutlak surette kooperatifleri ticari şirketlerden bir kısım saymıştır. Ticari şirketlerin meşgalelerinin ticari olması şarttır. Yani ekseri ahvalde böyledir demektir. Hususi bir hadisenin kaide harici kalması o kaidenin kaideliğine halel vermez. Geçen toplantıda Sayın Ali Himmet Berki'nin maksimi ağaç olan kısımlar arasında bir de taş getirtilmesi kabilinden akıl ve mantığın kabul edemeyeceği bir garibe karşısında kalınacağı yolundaki misallerine müsaadeleriyle cevap vereceğim.

Yumuşaklıkta ağaca benzediği için lügat ehlinin ağaç adını verdikleri bir taşın da ağaç fasilesinden sayılması yani maddesi taş amma adı ağaç olan bir şeyin taşlar arasında değil ağaçlar meyanında gösterilmesi pek tabiidir.

Ticari şirketler de dahil olduğu halde yirmi birinci maddede beyan olunan şeyler konusu ve meşgalesi gözetilmeksizin mutlak surette ticari muamelelerden sayıldığından mezkur 121. maddede yazılı olduğu üzere kooperatiflerin de ticari şirketlerden sayılması iktiza eder.

Bunun böyle olduğuna en kuvvetli delilim Tarım Kredi Kooperatifleri Kanununun yirmi üçüncü maddesinin son fıkrasıdır. Kanun vazu bu fıkra ile Tarım Kredi Kooperatiflerini ticari şirketlerde cari olan defter tutma mükellefiyetine tabi tutmuş ve kooperatifin tutacağı defterlerin Ticaret Kanunu mucibince tacirlerle kooperatif şirketlerinin tanzim edeceği defterler makamına kaim olacağını tansis etmiştir. Bundan anlaşılıyor ki, kooperatifler de ticari şirketlerden biridir. Çünkü; adi bir şirket olsa da defter tutmak külfeti yükletilmezdi.

Sözlerime son verirken geçen toplantıda Sayın Şefkatinin getirdiği misale de Ticaret K.nun 479. maddesiyle cevap vermek isterim. Dediler ki, iki adam aralarında adi bir iş üzerinde ortaklık kurup da ünvanımız da kooperatif olsun derlerse bu da mı ticaridir. Böyle bir teşekkülün kooperatif bir şirket olması mutasavver mi? Kooperatif bir şirketin vücut bulması için noterlikçe tanzim olunacak mukavelenamenin Ticaret Vekaletine tevdi olunarak şirketin kurulması hakkında İcra Vekilleri Heyetinden izin almak şarttır. Kanun dairesinde teşkil olunan kooperatifler bahse mevzu teşkil ettiğinden böyle bir misalin yeri ve manası yoktur.

Birinci Başkan Halil Özyörük: Fasıl (1)

Ticaret kanunu madde. 1- Kavanini ticariye ahkamı, bilcümle mevaddı ticariye hakkında caridir. Bu fasıl üç maddeyi ihtiva eder. Birinci maddenin sarih müeddasına göre ticaret kanunu hükümlerini ancak mevaddı ticariye hakkında tatbik edebileceğiz. Mevat ve muamelatı ticariye tabirleri muteradiftir.

- (İkinci Fasıl)

Ehliyeti ticariye ve ticarete ait hükümleri muhtevidir.

Bu fasılda dahil olan dokuzuncu maddede:

Ticaret şirketleri tacir addolunur.

- (Üçüncü Fasıl)

Muamelatı ticariyeden bahistir.

On beşinci maddeden yirmi beşinci maddeye kadar olan hükümlerde akidin niyet ve sıfatına ve nefsi muameleye göre ticari muameleden sayılan muameleler, akidin niyet ve sıfatı nazara alınmaksızın binefsihi ticari muamelelerden madut muamelelerin neler olduğu gösterildikten sonra yirmi dördüncü maddede tacir olan ve olmayan eşhasın bu fasılda musarrah muamelata mahiyeten makis olan muamelatı sairesinden mütevellit borçlarının Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu beyan edilmiş ve bu fasılda sayılan muamelata murtabit olan veya bunların icrasını kolaylaştıran muamelatın dahi ticari muamelelerden sayılacağı tesbit edilmiştir.

Şu üç faslın tazammun eylediği hükümler itibariyle görülüyor ki ticaret şirketleri Ticaret Kanunu nazarında tacirdir. Ve ticaret şirketleri teşkili akitlerin kast ve niyetleri aramaksızın bizatihi ticari bir muameledir. Burada hakim olan nokta, Ticaret K.nun koyduğu hükümler ve bunlarda kabul ettiği prensiplerdir.

Münakaşa mevzuu olan meseleyi şu suretle vazeyledikten ve hareket mebdeini böylece tesbit ettikten sonra ticaret şirketlerine ait hükümler gözden geçirilirse bunlarda da ele alınacak prensiplerin evvelce taknin edilmiş olan esasların ikmal ve itmamından ibaret olduğu görülür. Kanunun ikinci babını teşkil eden ticaret şirketlerine ait bölümlerden birinci faslın konusunu meydana getiren umumi hükümlere müteallik 120. madde, ticaret şirketlerini umumi bir beyan şekliyle tarife hasredilmiş ve bu maddede (Ticaret şirketleri bir veya müteaddit muamelei ticariye icrası maksadiyle teşekkül eden şirketlerdir) diye tarif ve izah kılınmıştır.

Geçen bütün celsemizi işgal eden bu maddede kanaatımca bunu takibeden 121. madde ile ondan sonra gelen maddeler arasında ve bilhassa biraz evvel bahsettiğim muamelatı ticariyenin nelerden ibaret olduğunu gösteren birinci babın üçüncü faslı hükümleri arasında hiç bir aykırılık yoktur. Fikirleri teşviş eden nokta, bu 120. maddede bir şirketin ticaret şirketi hüviyetini kazanabilmesi için bir veya müteaddit muamelei ticariye icrası maksadiyle teşekkül etmiş bulunmasını gösteren tarif tarzıdır.

Aynı fasılda yani muamelei ticariyeden bahis olan üçüncü faslı incelediğimiz zaman gördük ki bir muamelenin ticari olması demek, behemehal bir menkulü alıp satması demek değildir. Bunun içersinde nefisi muamele itibariyle ticari sayılanlar bulunduğu gibi akıdin niyet ve sıfatı bakımından ticari olanlar da vardır. (Burada emre muaherrer senetle kooperatif mukayese edilecek).

Hadise, 121. maddede sayılmış bulunan kooperatif nevinden bir şirketin ticari addedilip edilmeyeceğidir. 121. madde: Aynen (Ticaret şirketleri, Kollektif, Komandit, Limited Anonim ve Kooperatif nevilerine taksim edilmiştir).

Demek ki kooperatif bir şirket, maddede sayılan nevilerden biridir. Ve bu itibarla ticari bir şirkettir. Yukarıda istinat ettiğimiz maddeleri birbirine ekleyerek mütalaa edersek şu neticeye varmak kabil olur.

Ticari şirketler teşkili bizatihi ticari bir muameledir. Kooperatif ismini taşıyan bir şirket ise 121. maddenin mevzuunu dahil olan bir şirkettir. Binaenaleyh kooperatif şirketi, ticari bir şirket olarak sayılmak ve öylece telakki edilmek iktiza eder.

Kaldı ki, yine 121. maddede nevileri zikredilmiş olan bu şirketlerin tarifi yapılırken, kollektifle komandite ait bir ve iki numara tahtında ki bentlerde (bir ünvan tahtında icrayı ticaret maksadiyle teşekkül eden) diye o şirketlerin yani Kollektifle Komandit'in iştigal mevzuuna taaluk eden kayıtlar, tahsisen ve ihtirazen böylece zikredildiği halde Limited, Anonim ve Kooperatifleri izah eden üç, dört ve beşinci bentlerde bu (icrayı ticaret) kaydı mevcut değildir.

Üçüncü bentte (Bir ünvan tahtından müteşekkil, sermayesi eshama gayri munkasem ve her şerikin mesuliyeti, şirkete koyduğu sermaye ile mahdut ise (Limited) dir) denilerek ne icrayı ticaret kastından, ne de mevzuun ticari muamele olmasından hiç bir bahis bulunmadığı gibi.

Anonime ait dördüncü bentte de yine böyle bir kayıt mevzu bulunmamış ve betahsis Kooperatifi tarif eden beşinci bentte Kollektifle Komanditte ilavesine lüzum görülen (icrayı ticaret maksadiyle müteşekkil) ibaresi yerine (meslek, sanat veya maişetlerine ait ihtiyaç ve muamelelerini muavenet ve kefaleti mütekabile sayesinde tedarik ve ifa etmek maksadiyle teşkil edilen şirket, kooperatiftir) diye gayet vazıh ve açık bir ifade ve beyan tarzı ihtiyar edilmiştir.

İşte münakaşa mevzuumuza giren küçük evler veya tasarruf evleri, aydınlık evler, bahçeli evler, güven evleri ve saire gibi ünvanlarla teşekkül eden bütün bu şirketlerde akitlerin güttükleri maksat, karşılıklı yardım ve kefaletle muhtaç, oldukları birer mesken tedariki keyfiyetidir. Mesken tedariki hususu, herkes için bir ihtiyaç ve zarurettir. Nasıl ki yiyecek içecek ve giyecek şeylerde bir insan için bir ihtiyaç ise mesken bulabilmek ve orada çoluk çocuğuyla huzur ve rahat içinde yaşamak da en esaslı bir zarurettir.

Binaenaleyh 120. maddenin umumi bir hüküm olarak sevkedilmiş bulunduğu zehabını doğuran ibaresini 121. madde ile gayri kabili telif bir tezat halinde görmek doğru olamaz. Anlaşılıyor ki kanun vazu bulunduğu yalnız Kollektif ve Komandit için yapmıştır. Veyahut kastı yirmi birinci maddede akidin niyet ve sıfatı nazara alınmaksızın binefsihi ticari muameleler arasında sayılan ticaret şirketleri teşkili hususunun yine bu mahiyette bir teyidinden ibarettir.

Bunlardan başka her ne maksatla teşekkül ederse etsin biliyorsunuz ki, bütün kooperatiflerin organize edilmeleri, behemahal ve sureti mutlaka da Ticaret Kanunu hükümlerinin yerine getirilmesiyle kabili husuldur. Aynı zamanda metod keyfiyeti de yine Ticaret Kanununda zikr ve tasrih edilen şekildir, usuldür. Bundan gayri kooperatiflerin teşekkül ve taazzuvunda tatbik edilecek hiç bir esas mevcut olmadığı gibi ortaklar arasındaki münasebet ve muamelatı mütekabile ve şirketin meydana gelmesinde, yürütülmesinde, nihayet bulmasında tevessül ve tatbik edilecek hükümleri yine ancak Ticaret Kanununda bulabiliriz. Ve onları tatbik etmek mecburiyetindeyiz. Zaten Borçlar K.nun Adi şirketten bahseden 520. maddesi de bu esası böylece tesbit etmektedir.

520. madde gerçi (Şirket, bir akittir ki onunla iki veya ziyade kimseler, sailerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeyi iltizam ederler) diye bir tarife sevkediyor. Bu tarifi objektif bakımdan münakaşamızın konusunu teşkil eden ve ortakların birer mesken temin ve tedariki zımmında ortaya para koyarak bir şirket vücuda getirmiş olmalarından ibaret olan kooperatifin şekline uygun gibi görünürse de, maddenin ikinci fıkrası, ihtiva eylediği açık kayıtlar ve hükümlerle bu iltibası ortadan kaldırıyor.

520. maddenin, adi şirketin tarifini takibeden birinci fıkrasından sonraki fıkrasında (bir şirket Ticaret Kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değilse bu bap ahkamına tabi adi şirket sayılır) mümeyyiz vasıfların ne olduğunu anlamak için bittabi Ticaret Kanunu hükümlerine bakacağız.

Ticaret K.nun münakaşa konumuzu meydana getiren ve ünvanı kooperatif olan şirket hakkındaki tarifi teşekkül tarzı, acaba hangisine uygundur. Adi şirkete mi yoksa ticaret şirketine mi?

Adi şirket olsaydı, ne kooperatif ünvanını taşırdı ne de şirketin vücut bulabilmesi için Ticaret Kanununda mevzu hükümlere müteallik formalitelere lüzum ve icap vardı. Birkaç kişi bir araya gelir muayyen bir parayı ortaya koyar ve onunla ortak adedine göre ev yaptırarak aralarından taksim ederlerdi. Hadisemizde tasarruf evleri kooperatif şirketi ünvanını alan şirket böyle mi teşekkül etmiştir? Asla! Şirket vücut bulmak için Ticaret Kanununda konulmuş olan bütün hükümleri yerine getirmiş ve bu kanunda nevileri sayılan şirketlerden kooperatif ismini almıştır. Bununla bir adi şirket sayılabilmesi ihtimalini kendisi ortadan kaldırmış ve bir ticaret şirketi olduğunu ilan etmiştir.

Burada gözden kaçırılmaması icap eden bir nokta var. Adi olsun ticari olsun şirket dediğimiz ve birden fazla kimselerin bir kazanç veya muayyen bir gayeyi istihsal etmek maksadiyle bir araya gelmelerinden doğan teşekkülün başlıca vasıfları arasında daima bir iştirak ve benzeyiş vardır. Her ticari şirkette adi şirketin mevcut vasıf ve gayeleri vardır. Fakat her adi şirkette ticari şirketlerin vasıfları bulunamaz.

Bu bakımdan hiç bir formaliteye riayet etmeden her hangi bir şirketin kooperatif şirketi ünvanını aldığı vaki değildir.

Burada belki bir itiraz ile karşılaşmak mümkündür. Zirai Kredi Kooperatiflerinde maksat, yardıma muhtaç olan ortaklara para ikraz etmek ve bütün istihsalatı bir araya getirerek ondan müteneffi olmaktır. Halbuki bir çiftçinin mahsul yetiştirmesi ve satması ticari muamele sayılmamıştır, denebilir. Lakin bu şirketlerde de onların istihsal muamelelerini tamamlayan ikinci bir kooperatif şirketi vardır ki onun da ismi zirai satış kooperatifidir. Her kredi kooperatifinde aza olan çiftçi aynı zamanda satış kooperatifinin de azasıdır. Ve birinin muamelesini diğeri müstakilen müteşekkil mevcudiyetle tamamlamaktadır. Maahaza bunlar hakkında hususi ahkam da vardır.

Bununla beraber teşekküllerinde tatbik edilen formalite ve diğer ahkamı itibariyle Ticaret Kanununda mevcut hükümlere mutabık muamelelerin tatbik edilmekte olduğu da inkar edilmez bir hakikattir.

Yüksek heyeti tenvir değil de maruzatımı tayit zımmında Ankara Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ordinaryüs Profösörü Doktor Hirş'in henüz yayınlanmamış olan ticaret hukuku eserinin beş numaralı parağrafını aynen okuyorum. Bay Hirş Ticaret hukuku alanında memleketimiz için bir otorite sayılmaktadır. Eserinde şöyle diyor. (......)

Profesör Hirş'le bu hususdaki müşahedelerimiz birbirinin aynıdır. Ve Ticaret Kanunu hükümlerine uygundur.

Heyeti celilelerimizin çok rana malumdur ki, dünya umumi ahvalince esaslı bir huzur ve istikrar hasıl olduktan sonra insanların mevcut ve ferdi teşebbüsle elde edilmesi mümkün olmayan ihtiyacatını sağlamaya yarayacak hususatı temin bakımından kooperatiflerin çok mühim ve esaslı rolü olacak ve bugünkü durum çok inkişaf edecektir. Hiç şüphe ki bu ihtiyaçlar ticari gayeye matuf olmaktan ziyade ferdin hayat ve sıhhatini ilgilendiren hususlardır.

Meselemizin, bütün medeni milletler hukuk alanında görülen kımıldanışlarla sıkı rabıta ve alakasını görmemek kabil değildir.

Bu itibarla vereceğimiz kararın şümul ve tesirini azımsamamak gerekir.

Anlaşmazlığın konusunu, kooperatif şirketlerinin mutlak surette yani şirketin iştigal mevzuuna giren muamelelere bakılmaksizin ticari şirketlerden olup olmadığı meselesi teşkil etmektedir.

Memleketimizde tarım satış ve tarım kredi, zirai kredi, memurlar, demirtepe ve yapı kooperatifleri gibi çeşitli kooperatif şirketleri vardır ki, bunlar daha ziyade ortakların iktisadi faaliyetlerini himaye, ihtiyaçlarını müşterek ve mütekabil yardımlaşma ile sağlamak maksadıyla kurulmuşlardır.

Zirai kredi kooperatifi ile azası arasında çıkan davaya dair asliye mahkemesinden verilen bir kararın temyizen tetkik merciini tayin için toplanan İçtihadı Birleştirme Kurulunun 16/Mayıs/1934 tarihli oturumunda, zirai kredi kooperatifinin iştigal mevzuuna giren muamelelerin mahiyeti nazara alınarak sözü geçen kararın incelenmesi Yargıtay Ticaret Dairesinin görevi dışında olduğuna karar verilmiş ise de, kurulumuz, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesiyle Ticaret Dairesinin görevini tayin eden ve mücerret merci tayini maksadiyle ve salt çoklukla verilmiş olan bu kararla bağlı olmayarak meselenin yeniden müzekeresini faydalı bulmuş ve bu konu çevresinde uzun uzadıya yapılan tartışmalar sonucunda; kooperatif şirketlerinin mutlak surette ticari şirketlerden olduğu esasını kabul ve tesbit etmiştir.

Çünkü; Ticaret Kanununun dokuzuncu maddesinde (Ticaret şirketlerinin ve ehliyeti ticariyeyi haiz olup da kendi namına muamelatı ticariyeden biri ile iştigali sanatı mutade ittihaz eden her şahsın tacir addolunacağı) ve yirmi birinci maddenin sekizinci fıkrasında (Ticaret şirketleri teşkilinin mutlak surette ticari muamelelerden olduğu) ve 121. maddede dahi (Ticaret şirketlerinin kollektif, komandit, limited, anonim, ve kooperatif) nevilerine münkasem bulunduğu, yazılı bulunmasına göre gerçek kişilerin kanunen tacir sayılabilmeleri için ticari ehliyet, kendi adına ticaret yapmak ve ticareti kendisi için mutat sanat edinmek gibi bazı vasıfları haiz olmalarının meşrut bulunmasına rağmen tüzel kişilerin tacir telakki edilebilmeleri için bu şartların mevcudiyeti müketazi olmayıp sadece 121. maddede sayılı beş çeşit ticaret şirketleri şekillerinden birisine uygun olarak kurulmaları kafi bulunmaktadır. Bunlardan birine uygun olarak kurulan her şirket; başka bir şart aranmaksızın mutlak surette tacir vasfını ihraz etmiş ve ticaret şirketleri nevine girmiş olur.

Her ne kadar ticaret şirketlerini (bir veya müteaddit muamelei ticariye icrası maksadıyla teşekkül eden şirketlerdir) diye tarifeden 120. maddenin yazılış tarzı, bir şirketin ticari şirketlerden olabilmesi için bir veya müteaddit ticari muamele yapmak için kurulmuş olması şart olduğu zanını vermekte ise de, bu yolda bir düşünce yukarıda geçen maddelerle vazolunan esaslı hükümlere aykırı olmakla beraber Ticaret Kanunumuz, 120. maddenin tarifi ile iktifa etmeyerek bunu takibeden 121. maddede bütün ticaret şirketlerini ayrı ayrı tarif ve bu maddenin birinci ve ikinci numalarında "Kollektif ve Komandit şirketleri; icrayi ticaret maksadiyle müteşekkil şirketlerdir" diye tavsif eylemiş olduğu halde üçüncü, dördüncü ve beşinci numaralarında "Limited, Anonim ve Kooperatif şirketlerini bu kayıt ve vasıftan mücerret olarak tarif eylemiş olduğuna göre 120. maddede beyan olunan tarifin bütün ticaret şirketleri efradını kapsayan bir tarif olarak değil de yalnız Kollektif ve komandit şirketlerini istihdaf etmekte olduğunu kabul ve telakki daha doğru olur. Hususiyle münakaşaya konu Kooperatif şirketlerinin gayesi, bir veya müteaddit ticari muamele ile iştigalden ziyade ortakların iktisadi ve içtimai zaruret ve ihtiyaçlarını, karşılıklı yardımla sağlamaktan ibaret ve bu maksatla kurulan şirketin Kooperatif olacağı 121. maddenin beş numaralı fıkrasında tasrih edilmiş olduğu cihetle Kooperatif şirketlerinin ticari şirketlerden sayılması için "icrai ticaret" maksadiyle kurulmuş olmaları şartını aramaya hacet kalmaksızın yalnız adına ve ortakların iktisadi ve içtimai zaruretlerini zincirleme kefalet ve karşılıklı yardım sayesinde tedarik ve ifa maksadiyle kurulup kurulmadığına bakmak ve bu maksatla kurulduğu takdirde başka şart aranmaksızın ticari şirketlerden saymak lazım gelir.

Ticaret hukuku bakımından böyle olduğu gibi borçlar hukuku bakımından da kooperatif şirketlerini, ticari şirketlerden saymak icap eder. Zira: 520. maddenin ikinci numarasında "bir şirket ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değilse bu bap ahkamına tabi adi şirket sayılır" denilmiştir. Şu halde adi şirket, ticaret kanununda tayin olunan şekillerden birine uygun olmayarak kurulan şirkettir diye tarif olunabilir. Ticaret şirketlerini, adi şirketlerden ayırteden vasıfların başlıcası Tesis, Tescil ve İlan, İdare salahiyeti Sermaye konması, Kar paylaştırılması, Defter tutmak, Ticaret ünvanı, Ortakların hak ve borçları, murakabe ve tasfiye gibi vasıflardan ibarettir. Kooperatif şirketlerinin ticaret şirketlerine mahsus bütün vasıfları haiz olacağı hakkında özel kanunlarında ve statülerinde müstakil olarak veya Ticaret Kanununa atıf suretiyle hususi hükümler vardır. Sarahat olmıyan hallerde ise Ticaret Kanununa müracaat olunur.

Kooperatif şirketlerin teşekküllerinden bahis olan Ticaret kanununun 478. maddesinde "Bu şirketlerin ünvanı mevcut olmayıp bir ismi mahsus ile tavsif edilecekleri" hakkındaki beyana gelince: Tecimel addan (Ünvanı ticaret) bir farkı olmayan bu ifadenin de Fransız dilinde bu mevzu üzerindeki terim karşılıklarının türkçemi ze geçmiş izlerinden başka bir şey olmadığı açıktır.

Binaenaleyh Ticaret kanununda, mutlak surette tacir addolunacağı ve Ticaret şirketleri nevinden olduğu tasrih olunan ve ticaret şirketlerinin bütün mümeyyiz vasıflarını haiz bulunan kooperatif şirketlerini, muameleleri bakımından Medeni veya Ticari diye ayırt etmeğe kanun hükümleri müsait olmadığından bu şirketleri ortaklarının sıfatı ve muamelelerinin vasfı ne olursa olsun sadece ortaklığın hukuki şekline göre ticari şirketlerden madut olduğuna ve şirket azası arasında çıkan davanın Ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekli bulunduğuna 7.Kasım.1945 gününde üçte iki çoklukla karar verildi.




Full & Egal Universal Law Academy