Yargıtay Ceza Genel Kurulu 1981/9-137 Esas 1981/203 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1981/9-137
Karar No: 1981/203
Karar Tarihi: 27.04.1981

(765 S. K. m. 10)

Dava: 1710 ve 6136 Sayılı Kanunlara muhalefet suçlarından sanık Müflih Kabasakal'ın hükümlülüğüne dair Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 20.5.1980 gün ve 100/124 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.

İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 20.1.1981 gün ve 192/7 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşuluda yerine getirilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının hükmün Bozulması istemini bildiren 17.4.1981 gün ve 9/1164 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

1710 ve 6136 Sayılı Yasalara muhalefet suçundan sanık Müflih Kabasakal'ın mahkumiyetine ilişkin hükmü, Özel Daire: (Sanığa isnat edilen fiil, tarlasında zirai maksatla kazı ve çalışma yaparken bulduğu 1710 sayılı kanunun 1. maddesi kapsamına giren sikkeleri aynı Kanunun 4. maddesinde belirtilen süre içinde yetkili mercilere götürüp teslim etmemekten ibarettir. Dava konusu sikkeler, sanığın evinde başka bir nedenle yapılan aramada ele geçmiştir. Dosya içeriğinden sanığın eski eser aramak amacı ile kazı ve araştırma yaptığı, ele geçen sikkeleri ticari amaçla başkalarından satın aldığı veya satmaya tevessül ettiği hususunda herhangi bir iddia ve delelin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirlenen duruma ve dosya kapsamına göre ele geçen sikkelerin tasnif ve tescile tabi olması keyfiyeti suç vasfını değiştirmeyeceği, kısacası olayda 1710 sayılı Kanunun 51. maddesinin uygulama imkanı bulunmadığı cihetle tebliğnamedeki mahkemenin görevi ile ilgili düşünceye iştirak edilmemiştir. Sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak 1710 Sayılı Kanunun 4. maddesi eski eserleri yeniden bulanlara, bunları belirlenen mercilere bildirmeleri için 10 günlük bir süre tanınmıştır. Dava konusu sikkeler sanığın evinde 8.6.1976 günü başka bir nedenle yapılan aramada ele geçmiştir. Sanığın eski eser ticareti yaptığına dair herhangi bir ihbar ve delil mevcut değildir. Sanık sikkeleri tarlasında zirai maksatla yaptığı kazı ve çalışma sırasında bulduğunu beyan etmektedir. Bu yolda gösterdiği tanıklar savunmaya doğrulamış, bulduğunu beyan etmektedir. Bu yolda gösterdiği tanıklar savunmayı doğrulamış, sikkelerin aramadan bir gün önce bulunduğunu açıklamışlardır. Soruşturmanın başlangıcında suçun yasal unsurları gözönünde tutularak bir araştırma ve tespit yapılmamıştır. Sanığın jandarmaya verdiği ifadesinde yer alan "kazıda buldum ve biriktirdim" yolundaki sözlerin, asıl savunmadan soyutlanarak 10 günlük yasal süreyi aşan faaliyeti kapanmayacağı şeklinde değerlendirilip yorumlanması, yerinde olamaz. Şu hale göre sanığın değişmeyen savunması ve bunun doğrulayan savunma tanıklarının beyanları karar yerinde olamaz. Şu hale göre sanığın değişmeyen savunması ve bunun doğrulayan savunma tanıklarının beyanları karar yerinde inandırıcı şekilde red ve talil edilmeden, suç konusu sikkelerin yetkili mercilere bildirmesine ilişkin 10 günlük yasal sürenin geçirilmiş bulunduğuna dair mahkumiyete yeter kesin sübut delillerinin neler olduğu gösterilip açıklanmadan 1710 sayılı 4. maddesi delaletiyle 49. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması isabetsizliğinden bozmuş; yerel mahkeme ise: (Sanığın hemen olayın akabinde zabıtaca alınan 6.8.1976 tarihli ifadesinde "dava konusu sikkeleri tarlada bulup biriktirdiğini" bildirmesine, "biriktirme" kelimesinin uzun bir zamanı kapsamasına, zabıt münzii ve olay tarihinde ilçe J.Bölük Komutanı Halil Baysal'ın ifadesinde açıkça "suç konusu sikkeleri ele geçirdiklerinde ve kontrol ettiklerinde topraktan yeni çıkarıldığına dair herhangi bir iz veya emare olmadığını, olay tarihinden bir süre önce elde edildiklerini, üzerlerinde toprak bulunmadığını, paslı ve kullanılmamış olduklarını" beyan etmiş bulunmasına göre, sanığın suç konusu sikkeleri 10 günlük yasal süreyi bilerek biriktirdiği kanısına varılmış, sanık vekili tarafından gösterilen ve sanığın köylüsü, yakın komşuları ve eşi olan tanıkların beyanları samimi kabul edilmemiştir.) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir. Dosyaya, olaya ve mevcut delillere göre: Hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Alaaddin Kabasakal'ın sanığın evinde saklandığının ihbar edilmesi üzerine yapılan aramada, sanığın yatak odasındaki büfede, on üç adet yabancı menşeli mermi ve elli bir adet (bir kımı 1710 sayılı Yasanın 1. maddesinde tarifi yapılan eski eserlerden, bilirkişilere göre tanesinin 15-30 TL. arasında) bronz sikke ele geçirilmiştir.

Dava konusu sikkeler, sanığın evinde başka bir nedenle yapılan aramada ele geçmiştir. Sanığın eski eser aramak amacı ile kazı ve araştırma yaptığı veya bu çeşit eserlerin alımı ve satımıyla meşgul olduğuna dair herhangi bir delil ve iddia mevcut değildir. Bilirkişi Abdulvahit Eriş, 6.8.1976 tarihli inceleme tutanağında: (Samandağında hemen bir yerde tarla) açıklamaktadır.

Tanıklar Hasan Tokmak, Muti Küçük, Celil Karaca, Yusuf Arslan ve Sevim Kabasakal, uyum gösteren ifadelerinde: (suç konusu sikkelerin olaydan bir gün önce sanık tarafından bulunduğunu) söylemişlerdir.

Tanık jandarma Bölük Komutanı Halil Baysal: (sikkeleri kontrol ettiğimizde, üzerlerinde topraktan yeni çıkarıldığına dair herhangi bir iz, emare, toprak yoktu. Ancak paslı idi. Kullanılmış olduğu anlaşılıyordu) demekde ise de; adı geçen tanığın beyanları diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde ve tarlasında eski devirlere ait para bulan bir kimsenin bu paraları, yıkayıp temizleyerek mahiyetlerini anlamaya çalışmasının normal bir davranış olacağıda gözönünde tutulduğunda, köy yerinde yaşıyan sanığın hazırlık tahkikatı sırasında alınan ifadesinde; (Ben bu paraları arazide buldum ve biriktirdim) şeklindeki beyanının o günlük yasal süreyi aşan bir faaliyeti kapsayacağı şeklinde yorumlanıp değerlendirilmesine olanak bulunmadığından, sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedelerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün, BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine 25.04.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy