Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2002/1-133 Esas 2002/262 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2002/1-133
Karar No: 2002/262
Karar Tarihi: 28.05.2002

(765 S. K. m. 450/9, 448) (5237 S. K. m. 82, 81)

Adam öldürmeye kalkışmak ve konut dokunulmazlığını bozmak suçlarından sanık Cihan Y'ın TCY.nın 448, 62, 2253 sayılı Yasanın 12/2, TCY.nın 59. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığını bozma suçundan davanın 4616 sayılı Yasa uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine ilişkin Siirt Ağır Ceza Mahkemesince 25.04.2000 gün ve 74/32 sayı ile verilen kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.02.2001 gün ve 3285/487 sayı ile; "Sanık müdafiinin temyizi nedeniyle adam öldürme ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarına hasren yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Cihan Y'ın adam öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle kısmen kabul kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin; bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.Ancak;

1- Sanığın, müdahilin bağırmasını engellemek ve gaspa yönelik başlayan zorla içeri girme gibi eylemlerinin açığa çıkmasını önlemek amacıyla mağduru öldürmeye teşebbüs ettiği belli olduğu halde TCK.nun 450/9, 62. maddeleri uyarınca tecziyesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,

2- ...........

3- ...........

4- ..........." isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ise 01.11.2001 gün ve 15/104 sayı ile (2,3 ve 4) nolu bozma nedenlerine uyarak gereğini yerine getirmiş, ancak (1) nolu bozma nedeni yönünden;

"Açıklanmayan iradeden sanığın sorumlu tutulması ceza yargılaması prensiplerine aykırıdır.TCY.nın 450/9. maddesinin unsuru olan bir başka suçu işlemeye yönelik eylemin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla mağdura yönelik adam öldürme suçlarını içermektedir. Olayımızda sanığın gasp suçunu işlediği hususunun tespit edilememesi nedeniyle sanığın gasp suçunu gizleme amacıyla adam öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılamayacağından, eylemini TCY.nın 450/9. maddesi kapsamında değerlendirmek mümkün değildir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 02.05.2002 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Olay günü sanığın, para temin etmek amacıyla katılan Nuran K'yi evine kadar izleyerek adres sorma bahanesiyle kapısını çaldığı, katılanın kapıyı açmaması üzerine apartman boşluğunda beklediği ve ekmek aldırmak için birisini çağırmak üzere kapısını açan katılanı içeriye iterek eliyle ağzını kapatıp, "seni öldürmeyeceğim sadece paranı istiyorum" dediği, ancak katılanın, elini ısırması ve bağırması üzerine paniğe kapılıp üzerinde taşıdığı bıçakla onu hayati tehlike geçirecek ve 45 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaraladığı ve olay yerinden kaçarken tanık Fereç D. tarafından yakalandığı sanığın savunması, katılanın aşamalarda değişmeyen tutarlı iddiası, Adli Tıp Kurumu raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Yukarıda ayrıntıları açıklanan somut olayda sanığın eyleminin sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki görüş ayrılığı, adam öldürmeye kalkışma eyleminin, gaspa yönelik olarak zorla konuta girme suçunun açığa çıkmasını önleme amacıyla işlenmiş olup olmadığı, diğer bir anlatımla suç niteliğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlık konusuyla ilgili yasa madde ve bentleri incelendiğinde, TCY.nın 450 nci maddesinin 8 inci bendinde, öldürmenin bir suçtan meydana gelecek faydayı elde etmek veya bu amaca erişmek için yapılan hazırlıkları gizlemek veya takip edilen amaca ulaşamamaktan kaynaklanan infial ile işlenmiş olması; 9 uncu bendinde ise, bir suçu gizlemek veya delil ve emarelerini ortadan kaldırmak veya kendisinin yahut başkasının cezadan kurtulmasını temin amacıyla işlenmesi gerekmektedir.

Yerleşmiş yargısal kararlar ile öğretide vurgulandığı üzere, kaynak yasada aynı ağırlatıcı neden olarak öngörülen bu hususlar TCY.sında Yasa Koyucu tarafından iki ayrı ağırlatıcı neden olarak düzenlenmiştir (ERMAN-ÖZEK, Ceza Hukuku Özel Bölüm, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, sh.50). 8 inci bentteki halde, aralarında fiili irtibat bulunan ve biri (amaç suç), diğeri (araç suç) olmak üzere ayrı ayrı iki suç söz konusudur. Araç suç olan adam öldürmek; a) Bir suçtan hasıl olacak faydayı elde etmek; b) Bu amaca ulaşmak için yapılan hazırlıkları saklamak; c) Güdülen amaca ulaşamamaktan doğan infial, olmak üzere üç nedenden birine dayalı olarak işlenmiş veya işlenmesine kalkışılmış bir amaç suç olmalı, failin de bu suçla asli veya fer'i fail olarak ilgisi bulunmalıdır.

9 uncu bentteki halde ise, failin iradesinin önceden işlediği suçu gizlemek, delil ve emarelerini ortadan kaldırmak, kendisini veya başka bir kimseyi cezadan kurtarmak amacına yönelmesi gerekir. Bu halde aralarında bağlantı bulunan iki bağımsız suç söz konusudur. Birinci suçun niteliğinin, kasti veya taksirli bir suç olmasının önemi yoktur, ancak bu suçun işlenmiş veya kalkışma derecesinde kalmış olması koşulu aranır. İkinci suç olan adam öldürme, bu ilk suçun gizlenmesi veya delil emarelerini ortadan kaldırılması veya kendisinin yahut başkasının bu ilk suç nedeniyle görülecek cezadan kurtulmasını sağlamak için gerçekleştirilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde;

Sanık, gasp amacıyla gündüz vakti zorla mağdurun evine girmiştir. Her ne kadar gasp suçundan hakkında beraat kararı verilmiş ve bu karar temyiz edilmediğinden kesinleşmişse de, konut dokunulmazlığını bozmak suçundan açılmış ve kesin hükme bağlanması ertelenmiş bir kamu davası vardır. Mağdurun bağırmaya başlaması üzerine sanığın bu suçların ortaya çıkmasını engellemek ve yakalanmamak için onu öldürmeye kalkıştığı açıktır. Nitekim, sanık aşamalardaki savunmalarında mağdurun bağırmaya başlaması üzerine belki susar düşüncesiyle üzerinde taşıdığı bıçağı çıkarttığını, bağırmaya devam edince paniğe kapıldığını, telaşlanıp bıçakla iki kez vurduğunu söylemiş ve bu amacını ortaya koymuştur. O halde sanık, önceden işlediği suçun ortaya çıkmasını engellemek ve cezadan kurtulmak amacıyla adam öldürmeye kalkışma suçunu işlediğinden TCY.nın 450 nci maddesinin 9 uncu bendi uyarınca cezalandırılmalıdır.

Yerel Mahkemece yukarıda açıklanan oluşa, kanıtlara ve dosya kapsamına uymayan gerekçelerle sanığın eyleminin niteliksiz kasten adam öldürme suçuna uyduğu kabul edilerek, TCY.nın 448 nci maddesi ile uygulama yapılması isabetsizdir.

Bu itibarla kararın yalnızca sanık müdafiince temyiz edilmesi nazara alınarak verilen ceza yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak koşuluyla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Kurul Üyelerinden N.Ünver ise, "Yerel Mahkemenin suç niteliğini belirlerken yanılgıya düşmesi nedeniyle direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesi yönündeki çoğunluk görüşü doğrudur, ancak sanığın gasp suçunu gerçekleştirememiş olmasından duyduğu infial ile mağduru öldürmeye kalkıştığı nazara alınıp TCY.nın 450 nci maddesinin 8 inci bendi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekir." görüşüyle gerekçe bakımından karşı oy kullanmıştır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, hükmün yalnızca sanık müdafiince temyiz edilmesi nedeniyle ceza yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 28.05.2002 tarihinde gerekçede oyçokluğu, sonuçta oybirliği ile tebliğnamedeki isteme uygun olarak karar verildi.



Full & Egal Universal Law Academy