Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/220 Esas 2020/515 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/220
Karar No: 2020/515
Karar Tarihi: 10.12.2020

Ceza Genel Kurulu         2019/220 E.  ,  2020/515 K.
"İçtihat Metni"


Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 246-265


Sanıklar ... ve ... (...) hakkında maktul ...'e yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanıkların eylemlerinin kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanıkların TCK'nın 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun'un 81/1, 29, 62, 53, 63 ve 54/4. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mahsuba ve müsadereye, sanık ... yönünden ayrıca TCK'nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.09.2014 tarihli ve 123-162 sayılı, karar tarihi itibarıyla hükmedilen ceza miktarları yönünden resen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.09.2017 tarih, 1395-2918 sayı ve oy çokluğuyla;
“...A- Sanıklar... ve ...'un suç işleme kararını önceden verdiği, karar ile fiilin icrası arasında makul sürenin geçtiği, sebat ve ısrarla kararından dönmediği anlaşılmakla, tasarlayarak kasten öldürme suçunun koşullarının bulunduğu gözetilmeksizin, sanıkların TCK'nın 82/1-a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK'nın 81/1. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi,
B- 24.11.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 19.12.2017 tarih ve 246-265 sayı ile sanıklar ... ve ... (...)'in maktul ...'e yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK'nın 82/1-a, 29, 62, 53 ve 54/4. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mahsuba ve müsadereye, sanık ... hakkında ayrıca TCK'nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
Hükmedilen ceza miktarları bakımından resen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar ve katılan tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.09.2018 tarih, 2291-3683 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri M. N. Öztürk ve O. Erdim;
“Sanık ..., maktul tarafından şiddete maruz kalmasının verdiği etki altında kardeşi sanık ... ile birlikte hareket ederek maktulü öldürmeye karar vermiştir. Ancak bu karar vermenin tam olarak ne zaman gerçekleştiği ve aradan soğukkanlı olarak düşünebilecek kadar zaman geçtiği tespit edilemediğinden, sanıkların eylemlerinin kasten öldürme suçunu oluşturacağı," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 31.01.2019 tarih ve 17463 sayı ile;
"...Sanık ... ve kardeşi ..., ...'un maktul tarafından şiddete maruz kalmasının verdiği etki altında birlikte hareket ederek maktulü öldürmeye karar vermişlerdir. Ancak bu karar vermenin tam olarak ne zaman gerçekleştiği ve aradan soğukkanlı olarak düşünebilecek kadar zaman geçtiği tespit edilememiş, böylece sanıkların eylemleri kasten öldürme suçunu oluşturmuştur. Olayda tasarlamanın varlığını ispat edecek nitelikte, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmamaktadır.
Bu itibarla, somut olayda tasarlamanın varlığı için aranan şartların gerçekleşmediği nazara alınarak Yerel Mahkemece, sanıkların kasten öldürme suçundan cezalandırılmaları yerine, tasarlayarak öldürme suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmesi gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 03.04.2019 tarih, 641-2035 sayı ve oy çokluğuyla; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında katılanlar... ... ve ... ...’a yönelik kasten yaralama ve katılan... ...’ya yönelik mala zarar verme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri, sanık ... (...) hakkında katılanlar... ... ve ... ...’a yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve katılan... ...’ya yönelik mala zarar verme suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanık ... ... hakkında maktul ...’e yönelik tasarlayarak kasten öldürme, katılanlar... ... ve ... ...’a yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve katılan... ...’ya yönelik mala zarar verme suçlarından verilen beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... (...) hakkında tasarlayarak kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı suçun tasarlayarak kasten öldürme suçunu mu yoksa kasten öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
01.08.2012 tarihinde 06.30’da tutulan tutanakta; 01.08.2012 tarihinde saat 02.30 sıralarında ..., Trabzon Ekmek Fırını önünde bir ticari taksi içerisinde silahla vurulmuş şahıs olduğunun bildirilmesi üzerine ekiplerin bahse konu yere intikal ettikleri, belirtilen yerde aracın olmadığının tespit edildiği, tekrar yapılan görüşmede Edirne Caddesi, 117 sayılı yerde Habaş Gaz Dolum Tesisleri önünde bir aracın bulunduğunun anons edilmesi üzerine, söz konusu yerde ... plaka sayılı sarı renkli ticari taksinin görüldüğü, aracın yanına gidildiğinde ... ... ve... ...'nun aracın yanında oldukları, aracın arka sağ koltuğunda bulunan, başından yara almış ve kanlar içerisinde olan ve isminin sonradan ... olduğu öğrenilen şahıs için acil ambulans istendiği, olay yeri inceleme ekiplerine haber verildiği, nöbetçi Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği, gelen ambulans ile yaralı şahsın Çorlu Devlet Hastanesine intikal ettirildiği, olay yerinin muhafaza altına alındığı, aracın yanında bulunan iki şahısla ön görüşme yapıldığı, şahıslarla yapılan bu görüşmede yaralı ...’in "İpsala ilçesinden geldiğini, Çorlu merkezde bulunan eşini almak üzere birlikte geldiklerini, otogar karşısı Kiler Marketin arkasında kimliğini bilmedikleri ve tanımadıkları bir kişi tarafından araçlarına silahla ateş edildiğini, ...’in başından ağır yaralandığını, kendilerinin de hafif bir şekilde yaralandıklarını, olayın şoku ile en son bulundukları yere kadar geldiklerini, Habaş Gazın bekçisinden yardım istediklerini, daha sonra da 155 Polis İmdat hattını arayıp yardım istediklerini" beyan ettikleri, şahısların hafif yaralı olmaları sebebiyle Önleyici Hizmetlere bağlı ekip vasıtası ile Çorlu Devlet Hastanesine gönderildikleri, araç üzerinde ve çevrede yapılan incelemede; aracın kapılarının açık, ön camının tamamen çatlak olduğu, ancak cam parçalarının düşmediği, buzlanma şeklinde kırık, arka camın ve sağ arka kapı camının tamamen kırık, cam parçalarının araç içerisinde olduğu, sağ arka kapı üst kısmında yaklaşık 4 cm çapında saçma izi neticesi sacın içine çökmüş, ön sağ yolcu koltuğunun üst kısmının delik, ve araç içi arka koltukların kanlı olduğunun ifade edildiği,
01.08.2012 tarihinde saat 07.30’da tutulan tutanakta; 01.08.2012 tarihinde saat 02.30 sıralarında Sağlık Mahallesi, Edirne Caddesi Marmaracık çıkışı, Habaş Gaz isimli iş yerinin önünde ticari taksi içerisinde bir şahsın silahla yaralanmış olduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine intikal edildiği, bahse konu yerde ... plaka sayılı Fiat Albea marka ticari aracın ilçe merkezine doğru park hâlinde olduğu, aracın ön camında çok sayıda çatlak olduğu, sağ arka kapı üst sacında yaklaşık 3-4 cm çapında delik olduğu, kapı ve arka camlarının kırılmış olduğu, araç içerisinde arka koltuğun sağ tarafından oturur vaziyette, baş kısmından ateşli silahla yaralı, bilinci kapalı bir erkek şahsın olduğunun görülmesi üzerine olay yerine 112 Acil Servis ekiplerinin istendiği, olay yeri ve çevresinin muhafaza altına alındığı, olay yerinde panik hâlinde bulunan ve ticari taksinin sürücüsü olan... ... isimli şahsın sağ elinden ateşli silah (saçma) ile ve yine aracın yanında panik hâlinde bulunan ... ... isimli şahsın baş arka kısmından ateşli silahla (saçma) yaralanmış olduğu, ilk müdahalenin 112 ekiplerince araç içerisinde yapıldığı, daha sonra ekip araçları ile şahısların tedavileri için Çorlu Devlet Hastanesine intikal ettirildiklerinin belirtildiği,
Devlet Hastanesinde başından yaralı şahsın... olduğunun tespit edildiği, araç sürücüsü... ... ve ...’in arkadaşı olduğu öğrenilen ... ... ile yapılan mülakat sonrası tutulan tutanakta; “01.08.2012 tarihinde saat 02.00 sıralarında İpsala ilçesinden Çorlu’ya beraber geldiklerini, ...’in daha önce nikâhsız yaşadığı bayanı, taksici olan... ...’nun telefonundan aradığını, daha sonra ...’in yolu tarif ederek aracı Çorlu Otogarı'na yakın bir sokağa getirdiğini, burada kendilerine ’Benim eşimin burada bir yerde çanta içerisinde eşyaları olacak o eşyaları ve eşimi buradan alarak gideceğiz' dediğini, daha sonra ismini bilmedikleri bir sokağa girdiklerini ve park hâlinde bulunan bir kamyonun önünde iki poşet olduğunu gördüklerini, poşetin yanına araç ile yaklaştıkları esnada 25-26 yaşlarında uzun boylu, iri yapılı esmer tenli üzerinde siyah renkli tişört ve kot pantolon bulunan bir erkek şahsın, elinde av tüfeği ile ara bir sokaktan çıkarak hızla araca doğru geldiğini, arka koltukta oturan ...’e yaklaşarak sağ arka kapı tarafından bir iki el ateş ettiğini, bunun üzerine korkarak aracı hızla sokağın alt kısmına doğru sürdüklerini, aynı şahsın aracın arkasından 3-4 defa daha ateş ettiğini, korkarak olay yerinden ayrıldıklarını, Edirne istikametine doğru gittiklerini, Çorlu çıkışına doğru seyir hâlinde iken 155’i aradıklarını, ... Yılmaz’ın silahla yaralandığını söylediklerini, 155’te görevli polislerin yönlendirmesi ile aracı ilçe merkezi istikametine çevirerek park ettiklerini, olayı gerçekleştiren şahsı tanımadıklarını” içeren ifadelerin bulunduğu,
Bahse konu yaralama olayının hemen ardından Haber Merkezinin Hıdırağa Mahallesi, M. ...'ta 4-5 el silah sesi duyulduğunu ve bir şahsın sokakta bulunan ikametin bahçesine av tüfeği atarak uzaklaştığının anons edilmesi üzerine, ekiplerin M. Pehlivan Sokak'a intikal ettiği, 16 numaralı tek katlı müstakil ikametin bahçesinde bulunan kömürlüğün giriş kısmında 1 adet Saka Pointer ibareli 11-79993 seri numaralı otomatik av tüfeğinin olduğu, M. ... ile Yoğurtçu Sokak'ın kesiştiği yerde park hâlindeki kamyonun yan kısmında iki adet büyük poşet içerisinde kıyafet olduğu, park hâlindeki kamyonun ön kısmında bulunan direğin dibinde 7 adet boş av tüfeği kartuşu ve sokakların kesiştiği meydanlık alanda çok sayıda cam kırıklarının olduğu, tüfeğin bulunduğu yer ile birlikte inceleme yapılmak üzere muhafaza altına alındığı, ... plaka sayılı araçta yapılan gerekli inceleme sonrasında Emniyet Müdürlüğü bahçesine getirildiği, ayrıca aracın bulunduğu yerin arka kısmına yaklaşık 15 metre mesafede Edirne Caddesi'nin 2-3 metre yanında yerde toprak zeminde 1 adet Nokia N8 marka siyah renkli ekran kısmı kırık ve çalışmayan cep telefonu bulunduğu, yaralı ...’e ait olduğu düşünülen cep telefonun muhafaza altına alındığı, olayla ilgili çevrede yapılan araştırmalar neticesinde...’ın telefonda "Eşim" diyerek hitap ettiği ve telefonda konuştuğu kadının ... ve... kızı 1990 Çorlu doğumlu ... ... isimli kadın olduğunun tespit edildiği, şahsın ikameti olan ... Daire: 1 sayılı adrese gidildiği, ... ... ve annesi ...’in ikametlerinin önünde beklediklerinin görüldüğü, şahıslara konu hakkında bilgi verilerek yapılan görüşme sonrası tutulan tutanakta; “... isimli bayanın, ... ile 3 yıl önce tanıştığını, şahıs ile nikâhsız yaşadıklarını, son dönemde aralarında anlaşmazlık olduğunu, ...’ün iki defa zorla kendisinin yaşadığı İpsala’ya götürerek darbettiğini, bu konu ile ilgili İpsala Emniyet Müdürlüğüne müracaatlarının olduğunu, dün yani 31.07.2012 tarihinde saat 16.00 sıralarında İstanbul'da ikamet eden üvey ağabeyi ...’in Çorlu’ya geldiğini, telefonda ...'le konuştuğu esnada ...’in telefonu aldığını, ... ile telefonda tartıştıklarını, telefonu alarak ikametten ayrıldığını, aynı gün saat 23.30 sıralarında ...’in tekrar ikametlerine geldiğini, kendisine hitaben ‘Al şu telefonu şerefsiz’ diyerek telefonu fırlatıp evden çıktığını, 01.08.2012 tarihinde saat 03.30 sıralarında ikametlerine polis ekiplerinin geldiğini, ...’in silah ile yaralandığını söylediklerini, üvey abisi ...’in nerede olduğunu sorduklarını, bilmediklerini beyan ederek davet ile Emniyet Müdürlüğüne geldikleri,” şeklinde beyanların yer aldığı,
İlçe Emniyet Müdürlüğünde ...’in üvey annesi ... ile yapılan görüşmede "...’in nerede olabileceğinin" sorulması üzerine ilgili şahsın; "Çorlu Çerkezköy yolu üzerinde Yulaflı köyü kavşağına yakın bir çiftlik evinde olabileceğini” söylediği, bunun üzerine ... refakate alınarak Yulaflı köyü kavşağına yakın bir yere gidildiği, içeriye girmeden şahsa seslenildiği, eşkâle uyan ve ...’in üvey oğlum dediği ... isimli şahsın saat 05.30 sıralarında yakalandığı, şahıs ile yapılan görüşmede “... isimli şahsı kendi av tüfeği ile vurduğunu ve bahse konu tüfeği olay yerine yakın bir yerin bahçesine attığını” beyan ettiği, bunun üzerine şahsa tüfeği attığı yeri gösterilmesinin istendiği, görevlilere daha önce tüfeğin bulunduğu yer olan Hıdırağa Mahallesi, M. ... 16 numaralı yere götürdüğünü, tüfeği bu ikametin bahçesine attığını beyan ettiğinin tutanak altına alındığı,
01.08.2012 tarihinde saat 13.30’da düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; nöbetçi Cumhuriyet savcısı ile yapılan incelemede, olayın Yoğurtçu Sokak ile Mehmet ...'ın kesiştiği kavşak üzerinde Cumhuriyet Anaokulunun batı duvarının kenarına, kuzey güney istikametinde park etmiş olan... plaka sayılı, Ford Kargo marka kamyonun ön kısmının Cumhuriyet Anaokulunun bahçe duvarının kuzey batı köşesine 480 cm mesafede olduğu, kamyonun sol kısmında iki adet beyaz renkli çuval içinde etiketli ve çuvalın içinde dağınık şekilde çeşitli giyim eşyalarının bulunduğu, zeminde 7 adet av tüfeği kartuşu olduğu, olay yerine yakın bahçe içerisinde bulunan evin kömürlüğünün iç kısmında kurma kolu çekik otomatik av tüfeğinin bulunduğu tespitlerine yer verildiği,
01.08.2012 tarihinde saat 11.00’de düzenlenen tutanakta; 01.08.2012 tarihinde meydana gelen av tüfeği ile adam öldürme olayı ile ilgili olarak muhafaza altına alınan telefonların Cumhuriyet savcısının talimatı ve telefon sahiplerinin rızası doğrultusunda yapılan incelemede; inceleme dışı katılan... ...’nun üzerinden çıkan ve içerisinde 0532... numaralı hat takılı telefonun arama kaydı incelemesinde; 01.08.2012 tarihinde saat 03.15’te sanık ... ...’ın olay anında kullanımında olan 0538 ... numaradan arandığı, 01.08.2012 tarihinde saat 02.25, 01.08.2012 tarihinde saat 03.37’de... ...’nun kullanımındaki 0532... numaralı telefondan sanık ...’un kullanımındaki telefonun arandığı, inceleme dışı katılan ... ...’ın üzerinden çıkan Samsung marka cep telefonun içinde 0542 ...... . numaralı telefon hattının olduğu, sanık ...’un üzerinden çıkan telefonun içerisinde 0538 ... numaralı hattın bulunduğu, bu hattın 01.08.2012 tarihinde saat 03.37'de inceleme dışı katılan... ...’nun kullanımında olan 0532... numaralı telefonundan arandığı, 01.08.2012 tarihinde saat 03.14’te bu hattan inceleme dışı katılan... ...’nun kullanımında olan 0532... numaralı telefonun arandığı tespitlerine yer verildiği,
01.08.2012 tarihinde saat 01.30’da düzenlenen tutanakta; 01.08.2012 tarihinde saat 02.30 sıralarında Hıdırağa Mahallesi, Yoğurtçu Sokak ile ...'ın kesiştiği yerde meydana gelen öldürme olayı ile ilgili ekiplerin olay yerine intikal ettiğinde bahse konu sokakta park hâlindeki kamyonun yanında beyaz renkli, içerisinde kıyafetler bulunan poşetlerle ilgili olarak araştırma yapıldığı, poşet içerisindeki kıyafetlerin iddia edildiği üzere ... ... isimli kadına ait olmadığının anlaşıldığı, çevrede bulunan ikamet sahipleri ile yapılan görüşmede, bahse konu poşetlerin kime ait olduğu, kim ya da kimler tarafından bırakıldığının tespit edilmediği,
01.08.2012 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; 01.08.2012 tarihinde saat 02.00-03.00 sıralarında yaralanarak Çorlu Devlet Hastanesine kaldırılan ve aynı gün saat 03.50 sıralarında hayatını kaybettiği bildirilen maktulün cesedi üzerine yapılan otopsi işleminde kimlik tanığı ... ...’ın “Cesedin yakın arkadaşı...’a ait olduğunu, 31.07.2012 tarihinde saat 22.30 sıralarında ... ile İpsala meydanında bulunan parkta oturduklarını, kendisine kız arkadaşını alacağını söylediği, araba bulmasını istediğini, birlikte taksi durağına gittiklerini, şoförle 250 TL karşılığında kendilerini Çorlu’ya götürmesi konusunda anlaştıklarını, şoförle birlikte '...’e herhangi bir tehlike olup olmadığını, kendilerini dövüp dövmeyeceklerini sorduklarını, onun da herhangi bir tehlike olmadığını söylediğini, sonra ticari taksi ile birlikte Çorlu’ya geldiklerini, eşi dediği hanımını kendi telefonundan ...’ün birkaç kez aradığı, şoför olan...’un telefonundan da aradığını, eşinin ...’e ‘Çorlu'da Otogar karşısında bulunan Kiler’in yanında bulunan sokaktan giren kamyonun yanında poşet olduğunu, eşyaları olduğunu söylediğini, bunları arabaya alın ben daha sonra ileriden bineceğim’ dediğini, bunun üzerine kendisinin araçtan inerek tam poşeti alacağı sırada üzerine doğrultulmuş namluyu gördüğünü, daha önce hiç görmediği şahsın namluyu önce kendine doğrulttuğunu, ancak tetiğin tutukluluk yaptığını, daha sonra kapıyı kapatarak hemen aracın içine atladığını, daha sonra bu şahsın ...’e doğru yönelerek 1 el ateş ettiğini, bunun üzerine aracın şoförü...’un hemen aracı ilerlettiğini, ilerlemesi ile birlikte şahsın arkalarından elinde bulunan tüfekle 4-5 el daha ateş ettiğini” beyan ettiği, morg taşı üzerinde 185 cm boyunda, 90 kg ağırlığında, siyah saçlı, kahverengi gözlü olduğu görülen erkek cesedinin kafatasının üst kısmının frontal bölgede 10-12 cm uzunluğunda kesi olduğu, sütur atılmış olduğunun görüldüğü, kafasının üst kısmında sağ kaş üzerinden başlayan alın bölgesine doğru uzanan saçma izleri, sağ göz çevresinde ekimoz, sağ oksipital bölgede kafanın arka tarafından sol oksipital bölgede 1,5-2 cm uzunluğunda sıyrık, boyun kısmında saçma izleri, sağ kolda eskiye ait jilet izleri, sol kolda da aynı şekilde eskiye ait izler, sağ kolda ... yazısı, sağ ön kolda K ve Ö harflerini içerir dövme olduğu, göğüs ve karın bölgesinde herhangi bir patoloji olmadığı, sırt bölgesinde boynun altından başlayan daha çok sağ tarafa doğru yayılan saçma izlerinin olduğu, kesin ölüm sebebinin belirlenmediği tespitlerine yer verildiği,
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen 10.10.2012 tarihli otopsi raporunda; 01.08.2012 tarihinde ateşli silah yaralanması sonucu kaldırıldığı hastanede aynı gün öldüğü bildirilen...’ın cesedine 01.08.2012 tarihinde, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsiden ve tetkiklerden elde edilen bulgu ve bilgiler dikkate alındığında; Morg İhtisas Dairesi Acil Toksikoloji Laboratuvarının raporuna göre; kanda alkol (etanol ve metanol) bulunmadığı, sistematiğindeki uyutucu, uyuşturucu maddelerin bulunmadığı, kişinin vücudunda tek atışla husulü mümkün av tüfeği saçma taneleri giriş yaraları saptanmış olup müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, av tüfeği saçma taneleri giriş yarası cilt altı bulgularına göre atışın uzak atış mesafesinden yapılmış olduğu, cesetten makroskobik görünümüne göre 0,3 cm çapında çok sayıda deforme saçma taneleri ile bir adet plastik tapa elde edildiği, kişinin ölümünün av tüfeği saçma taneleri yaralanmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin doku harabiyeti, beyin kanaması sonucu meydana geldiği tespitlerine yer verildiği,
İnceleme dışı katılan... ... hakkında 01.08.2012 tarihinde Çorlu Devlet Hastanesince düzenlenen adli raporda; sağ ön kol ve el bileğinde silahla yaralama sonucu (saçma) getirilen hastanın yaşamsal tehlikesinin olmadığı, kati raporun ortopedi uzmanınca verilmesi gerektiğinin belirtildiği,
11.09.2012 tarihinde Keşan Devlet Hastanesince düzenlenen kesin adli raporda; sağ el bilekte cilt altında bir adet saçma mevcut olduğu, nörovasküler muayenesinin doğal olduğu, hayati tehlikesinin mevcut olmadığı, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilir nitelikte olduğunun belirtildiği,
İnceleme dışı katılan ... ... hakkında 01.08.2012 tarihinde Çorlu Devlet Hastanesince düzenlenen adli raporda; oksipital bölümde silahla yaralanma (saçma) olduğu, yaşamsal tehlikesinin bulunmadığı, alkolsüz olduğu, kati raporun beyin cerrahi uzmanınca verilmesi gerektiğinin belirtildiği,
02.07.2013 tarihinde Adli Tıp Kurumunca düzenlenen kesin raporda; kişinin yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının belirtildiği,
Sanık ... (...) hakkında 01.08.2012 tarihinde Çorlu Devlet Hastanesince düzenlenen raporda; sol gözde morluk, skleranda kızarıklık, sol ön kol ve kolda eski kesi izleri bulunduğu, şahsın alkolsüz olduğu ve mevcut yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu tespitlerine yer verildiği,
Sanık ... hakkında 01.08.2012 tarihinde Çorlu Devlet Hastanesince düzenlenen raporda; bedeninde darp cebir izinin olmadığı, şahsın alkolsüz olduğunun belirtildiği,
Tekirdağ Emniyet Müdürlüğünün 08.08.2012 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinde poşetler içerisinde ele geçen 1 no’lu bulgu zarf içerisinde bulunan 113 adet çorabın üzerinden çıkan tanıtım etiketleri üzerinde vücut izi tespit edilmediği, 2-3-4 no’lu bulgu zarflarındaki kıyafetlerin üzerinde herhangi bir vücut izi tespiti çalışmasına uygun olmadığının belirtildiği,

17.08.2012 tarihli ekspertiz raporunda; olayda kullanılan “11-79993” numaralı silahın, 12 numara av fişeği patlattığı, yerli yapım olduğu, Sa-ka marka, Pointer model, ağaç el kundaklı, kundak yerine siyah renkli plastik kabza unsuru eklendiği, namlusunun yiv-set ihtiva etmediği, fişek hazneli yarı otomatik doldurmalı av tüfeği olduğu, ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, münhasıran avda ve sporda kullanmak üzere imal edildiği, 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak olmadığı, olay yerinde bulunan ve incelenmek üzere gönderilen 7 adet av fişeği kovanının incelemeye konu yarı otomatik doldurmalı av tüfeğinden atıldığının ifade edildiği,
05.10.2012 tarihli ekspertiz raporunda; maktulün üzerinden alınan tişörtte bulunan delikler üzerinde atış artıklarının bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu deliklerin saçma tanesi giriş delikleri olduğu, pantolon ve çorap üzerinde ateşli silah giriş ya da çıkış deliği olabilecek nitelikte herhangi bir delik varlığına rastlanılmadığından herhangi bir atış mesafesi çalışması yapılmadığı bilgilerine yer verildiği,
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/7391 sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; suç tarihinin 14.06.2012 olduğu, mağdur şüphelilerin ..., ... ..., ... ve ... olduğu, ... ... ile evli olan ... ...’ın müşterek çocuklarından birini alarak Edirne ili, İpsala ilçesinde bulunan ...’in yanına gittiği, ...’un diğer çocuğunu da Çorlu ilçesinde annesinin yanına bıraktığı, olay tarihinde ...’ün ...’un yanında getirmiş olduğu çocuğu annesinin evine götürdüğü ve diğer çocuğu alarak gitmek istediği, ...’un annesi buna izin vermeyince aralarında tartışma yaşandığı, daha sonra olay yerine gelen ..., ... ... ve...’in bu tartışmaya dâhil oldukları, tartışma sonucunda tarafların birbirlerini darbettikleri, ... ve ... ...’ın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları, ... de herhangi bir darp cebir izinin bulunmadığı, ...’in yaralanması sebebiyle kati raporun ortopedi servisince verilmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak mağdur şüpheli ...’in 01.08.2012 tarihinde ölmesi sebebiyle 16.08.2012 tarihli ve 2012/3837 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
İpsala Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/878 sayılı soruşturma dosyasında yapılan incelemede; suç tarihinin 29.07.2012 olduğu, şüphelinin maktul ... olduğu, mağdurun sanık ... (...) olduğu, 29.07.2012 tarihinde saat 15.00 sıralarında Polis Merkez Amirliğine gelerek ihbarda bulunacağını söyleyen... isimli şahsın, Kapıcı Mahallesi, ...'ın da ikamet eden ...’in kız kardeşi ...’u darbettiğini, işkence ettiğini, bu olayları kız kardeşi ...’dan telefonla öğrendiğini beyan etmesi üzerine, belirtilen adrese gidildiği, sol gözünde morluk bulunan ... ...’ın ekip otosuna davet edildiği ve doktor raporu alındığı, 29.07.2012 tarihinde İpsala Devlet Hastanesince düzenlenen adli raporda; sol göz çevresinde göz altlarını saran morluk, sol göz içinde kanamaya bağlı kırmızı renk değişimi, sağ göz altında 1x2 cm’lik morluk, sol kolunda 4 cm, 10 cm, 3 cm, 4 cm ve 6 cm’lik iz bırakması muhtemel derin kesilerin bulunduğu, lezyonların basit bir tıbbi müdahale ile giderilmesinin mümkün olduğu, görme kaybının olup olmadığının belirlenmesi için kesin raporun göz uzmanı tarafından verilmesinin uygun olacağı, hayati tehlikesinin bulunmadığı tespitlerine yer verildiği, 08.08.2012 tarih ve 2012/378 sayı ile şüpheli ...’in ölmesi nedeniyle TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca soruşturma yapma imkânı bulunmadığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunca 28.02.2014 tarihinde düzenlenen raporda; sanık ... (...)’in 01.08.2012 tarihinde sanığı bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğunun oy birliği ile bildirildiği,
Maktul ...’e ait olan ve olay yerinde ele geçen, Adli Emanetin 2012/814 sırasında kayıtlı N8 model cep telefonu üzerinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda; cep telefonunun kaçak ve Çin malı olduğu, ....02340 İMEİ numarasının sonradan sıfırlandığı, bu numara üzerinden inceleme yapılamayacağı, telefon açıldığında içinden bir adet hafıza kartı çıktığı, üzerinde “899002 ...28133 N164162” sayıları yazılı Vodafone hat bulunduğunun belirttiği,
Vodafone Telekomünikasyon AŞ’nin 10.04.2014 ve 12.05.2014 tarihli cevap yazılarından; olay yerinde ele geçen, maktul ...’e ait olduğu tespit edilen N8 model cep telefonu içerisinden çıkan “.....0026 2928133 N 164162 no’lu sim kartın GSM numarasının “0541 951 36 94” olduğunun bildirildiği,
TİB kurumundan temin edilen HTS raporlarının incelenmesinde; sanık ... (...)’in olay gecesi kullanımında bulunan 0538... numaralı telefonu ile maktul ...’in kullanımında bulunan 0541.... numaralı telefonu 31.07.2012 tarihinde gece saat 22.17’ de aradığı ve saat 22.50’ye kadar yaklaşık 36 dakika konuştuğu, sanık ... (...)’in maktul ...’in arkadaşı inceleme dışı katılan ... ...’ın kullandığı 05428.... numaralı telefonu 01.08.2012 tarihinde gece saat 00.32, 01.52 ve 01.53'te üç defa aradığı, sanık ...’in olay gecesi ticari taksinin şoförü olan inceleme dışı katılan... ...’nun kullanımında olan 0532... numaralı telefonu 01.08.2012 tarihinde gece 03.15’te aradığı, aynı numaranın gece saat 01.54, 02.13, 02.22, 03.02, 03.03, 03.06 ve 03.38’de olmak üzere toplam 7 kez sanık ...’in kullanımındaki 0538 ... numaralı telefonu aradığının tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... istinabe olunan Mahkemede; maktul ...’in oğlu olduğunu, sanık ... ...’ın onun resmî nikâhsız eşi olduğunu, yaklaşık 45 günlük bir beraberliklerinin olduğunu, ancak oğlunu tuzak kurarak diğer sanıklarla birlikte öldürdüklerini, olayı bizzat görmediğini, iddianamede ismi olmayan ... ve...’in de olaylara dâhil olduklarını, onlardan da şikâyetçi olduğunu, olay nedeniyle cenaze masrafları nedeniyle maddi zararı olduğunu, giderilmesini talep etmediğini, sanıklardan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Bozmadan sonra istinabe olunan Mahkemede; Daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini, sanık ...’in oğlunu öldürdüğünü diğer sanıkların da bu cinayete iştirak ettiklerini, oğlunu pusuya düşürdüklerini, sanık ... hakkında verilen 15 yıllık hapis cezasını kendisinin temyiz ettiğini, sanıklar hakkında şikâyetinin devam ettiğini,
İnceleme dışı katılan... ... 01.08.2012 tarihinde Kollukta; 31.07.2012 tarihinde 23.30 sıralarında daha önceden İpsala'da gördüğü ... ... ve ... isimli şahısların yanına geldiklerini, ...’ün eşini almak için Çorlu ilçesine gitmek istediklerini, taksi parasını eşinin vereceğini söylediklerini, daha sonra Çorlu istikamete doğru hareket ettiklerini, ...’ün telefonu bozuk olduğu için kendisinin 0532... numaralı telefonundan bir numarayı aradığını, ...’ün eşi olduğunu söyleyen bir bayanla telefonda görüşüp İpsala-Çorlu arası taksi ücreti pazarlığı yaptığını, 250 TL’ye anlaştıklarını, Çorlu’ya yanına gittiklerinde vereceğini söyleyerek telefonu kapattığını, saat 02.30 sıralarında otogarın karşısındaki Kiler Marketin yanındaki sokağa girdiklerini, ...’ün “Bu sokakta bir kamyonun önünde poşetler olacak, eşim biz poşetlerin yanına yaklaştığımızda yanımıza gelecek” dediğini, sokağa girdikten sonra kamyonun önündeki poşetleri gördüklerini, oraya yaklaştığını, aracın sağ tarafında oturan ... ...’a ...’ün araçtan inip poşetleri almasını istediğini, ...’un araçtan inip poşetleri almaya eğildiği esnada kamyonların arasından 1,75-1,80 metre boylarında yuvarlak yüzlü, hafif kısa saçlı birisinin elindeki tüfekle ... ...’a ateş etmeye kalktığını, ...’un hemen araca binip yanına oturduğunu, tüfeğin ilk seferde patlamadığını, ...’un araca biner binmez taksiyi hızla hareket ettirdiğini, ancak bu sırada şahsın tekrar 3 defa daha ateş ettiğini, sağ arka camın parçalandığını gördüğünü, araçla ayrılırken elinde tüfekle şahsın koşarak arkalarından ateş etmeye devam ettiğini, aracı Edirne istikametine doğru sürmeye başladığını, ...’un arkaya bakarak ...’ün yaralı olduğunu söylediğini, kendi telefonu ile 155’i aradıklarını, durumu bildirdiklerini, polislerin yönlendirilmesi ile Çorlu istikametine dönüp yol kenarına aracı park ettiğini, ...’un kendi kafasında yara olduğunu söylediğini, bu sırada kendisini kontrol ettiğinde sağ kolundan yaralandığını fark ettiğini, arkada ...’ün koltukta oturur vaziyette iken koltuğa bayılarak düştüğünü, bu sırada polislerin geldiğini, ambulansın ...’ü hastaneye götürdüğünü, kendisi ve ...’un polis araçlarına alınarak hastaneye götürüldüklerini, İpsala’dan Çorlu’ya gelene kadar ... ve bayanın kendi telefonu ile görüştüklerini, bayanın zaman zaman kendisinin telefonunu arayarak nerede olduklarını ve ...’ü sorduğunu, en son Çorlu ilçesinde iken tekrar telefonla adresi tarif ederken görüştüğünü,
İstinabe olunan Mahkemede; maktul ...’in olay akşamı yanında ... ... ile yanına geldiğini, Çorlu’ya gitmek istediğini söylediğini, ... ile Çorlu’ya gitme konusunda anlaştıklarını, ...’ün “Bu parayı eşi olan ...’un vereceğini” söylediğini, hatta telefonla kendisini bir bayanla görüştürdüğünü, karşıdaki bayanın kendisine “Çorlu’ya gelin araç ücretini ben ödeyeceğim” dediğini, Çorlu’ya gittiklerinde ...’e yolu tarif ettiklerini, tarif ettikleri yere gittiklerinde ...’ün “Bir poşet alacağını” söylediğini, mağdur ...’un poşeti almak için kapıyı açtığında aracın sağ tarafından bir şahsın silahla kendilerine ateş ettiğini, ...’un hemen araca binip kapıyı kapattığını, hızlıca hareket ederek oradan uzaklaştıklarını, silah ile ateş edenin kim olduğunu bilmediğini, olaydan sonra ateş eden şahısla yüzleştirilmediğini, arkalarından kaç el ateş ettiğini hatırlamadığını, olay nedeniyle kendisinin de yaralandığını, aracının hasar gördüğünü, maddi zararı olduğunu, zararının giderilmediğini, sanıklar tarafından giderilmesini istediğini, davaya katılmak istediğini,
İnceleme dışı katılan ... ... 01.08.2012 tarihinde Kollukta; ...'i çocukluğundan beri tanıdığını, iki yıldır Çorlu’da kaldığı için kendisiyle iki yıldır pek görüşemediklerini, yaklaşık iki ay önce İpsala’ya döndüğü için sık sık görüşmeye başladıklarını, 31.07.2012 tarihinde saat 22.00 sıralarında ...’ün kendisine Çorlu’da bir kızı sevdiğini, o kızı almaya gideceğini, kendisini de yanında götürmek istediğini söylediğini, kabul ettiğini, taksi bulmasını istediğini, daha önceden tanıdığı taksici... ...’nun yanına gittiklerini, ...’ün kendisine “Ben kızı arayacağım, taksi parasını ödemeyi kabul ederse Çorlu’ya gideceğiz” dediğini ve yanlarından ayrılarak ankesörlü telefona gittiğini, ankesörlü telefonda görüşme yaptıktan sonra “Tamam taksi ücretini Çorlu’da ödeyecekler” dediğini, ...’un da taksi ücretini Çorlu’da almayı kabul edince hep birlikte saat 24.00 sıralarında yola çıktıklarını, kendisinin sağ ön koltuğa oturduğunu, ...’ün ise arkasındaki koltuğa oturduğunu, yola çıktıkları ilk dakikalarda ...’ün cep telefonu ile kızı aradığını “Biz yola çıktık, geliyoruz, hazır ol” dediğini, Çorlu’ya girdiklerinde ...’ün tekrar cep telefonu ile görüştüğünü “Nereden gireceğiz, hangi sokakta bekliyorsun?” diye sorduğunu, telefonda konuştuğu şahsın sesini duyamadığı için erkekle mi yoksa kızla mı konuştuğunu anlayamadığını, ancak yaptığı görüşmenin normal bir görüşme olduğunu, ...’ün telefonu kapattıktan sonra taksici...’a “Kiler Market varmış, oradan girecekmişiz, kamyonun yanında poşetler varmış, onları alacağız” dediğini, ...’un arabayı durduğunu ve yoldan geçen bir vatandaşa Kiler Marketin yerini sorduğunu, tarif edilen istikamete doğru giderek Kiler Market'i bulduklarını, marketin yanındaki sokaktan girdiklerini, sokakta park hâlindeki bir kamyonun önünde bulunan poşetleri almak için durduklarını, ...’ün kendisine “Sen in, beni görmesinler” dediğini, kapıyı açıp sağ ayağını aşağı atıp arabadan inmeden poşete uzandığı sırada kamyonun sağ kapı tarafından kendisine doğru yönelmiş bir tüfek gördüğünü, tüfeği tutan şahsı görmediğini, hemen araca geri bindiğini, araç hareket etmeden tüfeği doğrultan iri yapılı, siyah tişörtlü şahsın aracın yanına geldiğini, namluyu kendisine doğrulttuğunu ve tetiği çektiğini, silahın patlamadığını, sürgüyü çekip patlamayan mermiyi dışarıya atıp bu sefer namluyu arkada oturan ...’e doğrulttuğunu ve ateş ettiğini, sağ arka kapı camının kırıldığını, ...’ün yaralandığını, bu esnada...’un aracı hareket ettirerek ilerlemeye başladığını, araçla ilerlerken şahsın arkalarından 4-5 el daha ateş ettiğini, arkalarından ateş edildiğinde... ve kendisinin de yaralandığını, ilerlerken...’tan cep telefonunu alarak 155’i aradığını, polislere durumu bildirdiğini, polisin bulundukları adresi aldığını, beklemelerini söylediklerini, bir müddet sonra bulundukları yere polis ekipleri ve ambulansın geldiğini, ambulansın ...’ü alıp hastaneye götürdüğünü, olayın olduğu sokağın karanlık olması sebebiyle şahsın yüzünü hiç görmediğini, sadece üzerindeki tişörtün siyah olduğunu ve iri yapılı bir şahıs olduğunu, tüfekle ateş ederek yaralanmasına sebep olan şahıstan davacı ve şikâyetçi olduğunu,
İstinabe olunan Mahkemede; maktul ...’in arkadaşı olduğunu, olay akşamı yanına gelerek “ Nikâhsız eşi olan ...’u almaya gideceğini” söylediğini ve kendisinin de gelmesini istediğini, birlikte... ...’ya ait ticari taksi ile birlikte Çorlu’ya gittiklerini, ...’un telefonda ...’e bir yer tarif ettiğini, orada poşet içerisinde eşyalar olduğunu, onları olmasını istediğini ve aldıktan sonra yanına gelmesini istediğini, tarif ettiği yerde poşeti gördüklerini, poşeti almak için aracın kapısını açtığını, bu esnada bir silah sesi duyduğunu, tekrar araca bindiğini, üçünün de araçta olduğunu, aracın karşısında çok yakın mesafeden bir şahsın kendilerine av tüfeği ile yaklaşık 7 el ateş ettiğini, ateş edenin kim olduğunu bilmediğini, olay sonrasında da kim olduğunu öğrenemediğini, herhangi bir teşhis yaptırılmadığını, olayda kendisinin de yaralandığını, maddi olarak bir zararının olmadığını, sanıklardan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Tanık ... 01.08.2012 tarihinde Kollukta; ikamet ettiği binanın 3. katında maktul ...'in bir travesti ile birlikte yaşadığını, kızı ... ... ile maktul ...’ün bu olaydan 2 ay kadar öncesinde kendi istekleri ile kaçarak İpsala ilçesine gittiklerini, kaçmalarından 20 gün kadar sonra kızının kendisini cep telefonundan arayarak “Anne işkence yapıyor bana, polisi al, gel” dediğini, bunun üzerine yalnız başına İpsala’ya gittiğini, Polis Merkezine başvurduğunu, görevlilerle birlikte ... ve kızının bulunduğu ikamete giderek kızını aldığını, tekrar Çorlu ilçesine geldiklerini, kızı ...’un eve gelişinden 20 gün kadar sonra tekrar ... tarafından zorla kaçırıldığını öğrendiğini, yine bu olaydan 3 gün kadar önce kızı ...’un tekrar arayarak “İpsala ilçesinde ...’ün yanında bulunduğunu, işkence gördüğünü” söylediğini, tekrar ikinci defa İpsala ilçesine gittiğini, kızının bulunduğu ikamete polislerle birlikte gittiğini, ...’ün polislerin yanında kendisine küfürler ederek kızını alamayacağını söylediğini, sonunda tekrar kızını kendisine verdiklerini, bu arada kızının kollarında yara izleri olduğunu, birlikte ikametlerine geldiklerini, ikametlerine geldikten sonra da ...’ün sürekli kızını aradığını, olay günü gece saatlerinde kızı ...’u yine ...’in telefonla aradığını, yaptıkları konuşma esnasında kızının ...’e hitaben sürekli “Beni rahat bırak artık, işkence yaptığın yeter” dediğini duyduğunu, konuşmaları dinlediği esnada ise ...’ün kızına “Seni kimseye yar etmem, ya benimsin ya toprağın, çocuklarının yaşamasını istersen geleceksin”dediğini, bu arada konuşmayı duyan oğlu ...’in telefonu ...’un elinden aldığını ve konuşmak için ikametten çıktığını, yaklaşık 10 dakika sonra tekrar eve geldiğini ve ...’un yüzüne doğru tükürerek “Bu şerefsiz bana ağza alınmayacak küfürler ediyor” dediğini ve elinde bulunan kızının görüştüğü telefonu bırakarak tekrar dışarıya çıktığını, 1 saat sonra kadar polislerin evlerine geldiğini, polislerden oğlu ... ve ...’ün silahlı kavga ettiklerini ve ...’ün av tüfeğiyle yaralandığını öğrendiğini, polislerin oğlunun gidebileceği yerleri sorduklarını, Çorlu’da gidebileceği herhangi bir yer olmadığını ancak Çerkezköy yolu üzerinde bir çiftlik evinde çalışan damadı ...’in yanına gitmiş olabileceğini söylediğini, polislerle birlikte çiftlik evinin bahçe kapısına kadar gittiklerini, damadı ... ...’ı çağırdıklarını, ...’in evde olup olmadıklarını sorduklarını, ... ile birlikte oğlu ...’i evin içerisinden çıkartarak polislere teslim ettiklerini, ...’in kendisine ve ailesine yönelik olarak sürekli huzursuzluk verdiğini, resmî nikâhla evli olan kızı ...’u götürerek birlikte yaşamaya zorladığını ve sürekli darbettiğini, olayların bunun neticesi sonucu meydana geldiğini, oğlu ...’in dün itibarıyla ikamet ettiği Çatalca ilçesinden geldiğinde kendisinde ve çantasında bir tüfek olmadığını, daha önceden de ikametlerine tüfek getirmediğini,
Mahkemede; maktul ... ile aynı binada oturduklarını, maktulün bir dönme ile yaşadığını ve onu pazarladığını, kızı sanık ...'un eşinden ayrı olduğunu, kızının kendisinin yanında yaşadığını, maktulün evlerine girip çıktığını, kapı önünde beraber oturduklarını, çay içtiklerini, kızı ile nasıl olduğunu bilemeyeceğini ama arkadaş olduklarını, kızını kaçırdığını, bu olayın bir sene kadar önce olduğunu, İpsala'da ailesinin yanında oturduğunu, onların kendisini telefonla aradığını, "kızın bende" dediklerini, arayan kişinin ... olduğunu, sonrasında bir taksi tutup kızını almaya gittiğini, gittiği yerin orman gibi bir yer olduğunu, bu olayın da aynı gün kızının kaçırıldığı gün olduğunu, maktulün kendisinin üstüne yürüdüğünü, polise giderek sığındığını, polislerin kendisine "Biz bir şey yapamayız savcılığa gideceksiniz" dediğini, sonra onların karakolun önüne geldiklerini, bir müddet sonra kızının kendisine mesaj attığını, "Anne gel, beni kurtar, ben tanınmayacak hâldeyim" dediğini, kızının mesaj atmasının 10-15 gün kadar sonra olduğunu, tam olarak hatırlamadığını, yine taksi tuttuğunu, bu sefer kendilerini yolda aradıklarını, "Karakola gel, kızını karakola teslim edeceğiz" dediklerini, kızını oraya getirdiklerini, yüzünün tanınmayacak hâlde olduğunu, daha sonra birisinin geldiğini, "Alın kızı gidin, davacı olmayın, işler çok karışacak" dediğini, geleni tanımadığını, ama ailesinin yanında olduğunu, kızını alıp geldiğini, 20 gün kızını tedavi ettirdiğini, yüzünün mosmor olduğunu, kollarının acayip şekilde olduğunu, hiç dışarı salmadığını, İpsala'ya giderken torunlarının da kendisinin yanında olduklarını, eşinden de o ara ayrı olduklarını, eşinden bu olaylar olmadan önce geçim sıkıntısı nedeniyle ayrıldıklarını, resmî olarak boşanmadıklarını ama 3 aydır ayrı yaşadıklarını, kızı eşinden ayrılınca kızını yanına aldığını, kızının eşinden ayrılması ile İpsala'ya kaçırılması olayı ile arasından 1 - 1,5 ay kadar bir zaman geçtiğini, kızını gidip aldığını, ikinci kez olursa Savcılığa gideceğini söylediğini, polise gidince bu kızın Keşan'a gitmesi lazım dediklerini, kendisinin de götürdüğünü, telefonların kesilmediğini, telefonla arayanın ... olduğunu, sürekli telefon ile aradığını, kızının maktule, "Beni arama, beni tanınmayacak hâle soktunuz, ben sizi böyle bilmiyordum, baban türlü türlü işler yapıyor ben ailenize giremem" dediğini, kızını yanına aldıktan sonra kızının kendisini toparladığını, bir daha gitmek istemediğini söylediğini, kızının bir gün terziye gittiğini, maktulün kızını bir taksiyle kaçırdığını ve yine kendisini arayarak "kızın yanımda" dediğini, yani kızını iki kez kaçırdığını, kızına telefon vermediklerini bu yüzden kızının kendisini arayamadığını, kızının oradan bir komşusundan yardım istediğini, bu olayın kızını yanına getirdikten 20-22 gün kadar sonra olduğunu, sonrasında kızını yine tanınmayacak hâlde aldığını, kızının kendisine mesaj attığını, "Anne, gel beni kurtar ama yalnız gelme, polisle gel, size tuzak kurabilirler." dediğini, kendisinin yalnız gittiğini, yolda bir kızın kendisini aradığını, kimin aradığını bilmediğini, arayan bayanın "Abla sakın buraya gelmeyin" dediğini, kendisinin bunun üzerine Keşan'da jandarmadan yardım aldığını, kızını getirdiklerini, kızının üstünün kan koktuğunu, bir hafta on gün kadar sonra bu olayın olduğunu, torununu hiçbir olay olmadan ilk kaçırıldığında almaya geldiklerini, kızının arabada olmadığını, arabaya baktığını, taksicinin olduğunu, çocuklarının kahveden geldiklerini, "Biz bunu dövdük, karakola teslim ettik, kadın satıyor, bunun babası kızına tecavüz etti, şu an kızı yurtta kalıyor" dediğini sonrasında kızını istediğini söylediğini, olay günü ...'un ... ile görüşmesine şahit olmadığını, olaydan iki üç gün önce şahit olduğunu, "Beni arama, ben o işleri yapamam artık neyse" dediğini, olaya ve kızının telefon ile görüşmesine şahit olmadığını, kızının telefon numarasını hatırlayamadığını,
Tanık ... Mahkemede; maktul ...'i çok iyi tanımadığını ancak kiralık üç tane dairesinin olduğunu, bu apartmanın ikinci katındaki dairede sanık ..., kardeşi ... ve annelerinin kaldığını, aynı dönemde üst kattaki daireyi de Fulden isimli bir bayanın kiraladığını, ancak üç veya dört defa maktul ...'in, Fulden'in kaldığı daire için kendisine kira bedeli verdiğini, zira ikisi beraber bu daireyi kullandıklarını, zaten son kira parasını aldıktan yaklaşık bir ay sonra da maktulün öldürülmüş olduğunu, bu nedenle maktulün Çorlu'yu bildiğini düşündüğünü, zira kendisine en az üç dört defa kira parası verdiğini, zaten kira parasını dairenin kapısına bizzat giderek aldığını, kapıyı çaldığında içeriden maktul ...'in çıktığını, parayı da onun verdiğini, ifadesinde belirttiği son kira parasını yine evin kapısında maktulden aldığını, bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu, başkaca bilgisinin olmadığını, kira almaya gittiğinde maktulün ...'i kaçırdığını duyduğunu ancak ...'un çocuğunu kaçırmaya çalıştığını duymadığını, kendisinin üçüncü kattaki dairesini emlakçının kiraya verdiğini,
Hakkında verilen beraat hükmü kesinleşen inceleme dışı sanık ... ... 06.02.2013 tarihinde Kollukta; olayla ilgili bilgi sahibi olmadığını, sadece yakalanan ...’i kendisinin bulunduğu çiftliğe geldiğinde gördüğünü, sonrasında görevlilerce yakalandığını olay yerinden elde edilen poşet ve içerisindeki malzemeler hakkında kesinlikle bilgi sahibi olmadığını,
Mahkemede; olay ile bir ilgisinin olmadığını, olay günü çiftlikte çalıştığını, ...'un kendisinin eşi olduğunu, çiftlikte bulunduğu için hiçbir şeyden haberinin olmadığını, ... ile hiçbir zaman ayrı yaşamadıklarını, sürekli birlikte yaşadıklarını, nikâhlı eşi olduğunu ancak bir süre önce boşandıklarını, evleneli 8 sene kadar olduğunu, kendisinin çiftlikte yatılı çalıştığını, çiftliğin Yulaflı köyünde olduğunu, ...'un o dönemde başka bir yere gitmesi ya da başka bir yerde yaşaması gibi bir durumunun olmadığını, kendi evlerinde yaşadığını, kendisinin de ara sıra para bırakmak amacı ile gittiğini, ...'ü daha önceden tanıdığını ancak samimiyetlerinin olmadığını, kendisinin evlerinin orada bir dönme ile oturduğunu bu vesile ile tanıdığını, suç ile bir alakasının olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... 01.08.2012 tarihinde müdafisi huzurunda Kollukta; İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ormanlı köyünde ikamet ettiğini, üvey annesi... ve kız kardeşini ziyaret için ara sıra Çorlu ilçesine gelip gittiğini, kız kardeşi ... ...’ı rahatsız edip darbeden ve resmî nikâhlı olduğu hâlde birlikte yaşamaya zorlayan maktul ... isimli şahıs ile aralarında meydana gelen problemi araştırmak için kız kardeşinin yanına geldiğini, ...’un gözünün mor ve vücudunun değişik yerlerinde darp izi gördüğünü, kız kardeşine bunları kimin yaptığını sorduğunu, mahalleden arkadaşı olan ...’ün yaptığını söylediğini, ikamet içerisinde kız kardeşini telefonla rahatsız etmeye devam ettiğini, telefonu kız kardeşinin elinden aldığını ve ...’e kardeşini niye aradığını sorduğunu, bunun üzerine telefonda kendisine hitaben “Senin doğmamış çocuğunun si... ve karının si...” dediğini, kendisinin de karşılık verdiğini, birkaç dakika küfürleştikten sonra telefonu kapatıp kız kardeşine verdiğini, daha sonra İstanbul da tanımadığı bir şahıstan aldığı ve üzerinde taşıdığı sinek ve kiraz tabir edilen uyuşturucu hapı içtiğini, Çorlu’ya gelirken çalışmış olduğu yerde daha önceden çalışan Romanya uyruklu ismini bilmediği bir şahıstan 150 TL karşılığında satın aldığı dipçiksiz otomatik av tüfeğini de kendisini korumak için dışarıdan bakıldığında görülmeyecek şekilde pantolonunun bel kısmından içeriye doğru sakladığını ve evden ayrıldığını, Çorlu Otogarı civarında gezinmeye başladığını, bir müddet gezindikten sonra saat 02.30 civarında Kiler Market'in bulunduğu sokakta dolaşırken park hâlinde duran kamyonun yanına oturduğunu ve sigara içmeye başladığı esnada sarı renkli ticari bir taksinin yanına gelerek durduğunu, aracın camının açıldığını, açık olan camdan önceden tanıdığı ... isimli şahsın “Senin ağzını yüzünü ananı avradını si..., seni öldüreceğim” diyerek aracın kapısını açıp aşağıya inmeye çalışırken yanında bulunan av tüfeğini üzerine doğrultarak bir el sıktığını, şahsın tekrar hamle yaptığını hissedince bir el daha sıktığını, aracın hareket edecekken durduğunu, bu sırada açık olan camdan namluyu içeriye sokarak ateş ettiğini, aracın tekrar çalıştığını, araç tekrar seyir hâline geçtiğinde arka tarafta otunan şahsın baş tarafını hedef gözeterek ateş ettiğini, şahsın başının yana düştüğünü gördüğünü, olay esnasında kaç el ateş ettiğini hatırlamadığını, ancak 7 adet fişek olduğunu, olaydan sonra ticari taksinin hızla yanından uzaklaştığını, olay yerine yakın bahçeli bir evin bahçesine olayda kullandığı tüfeği bahçe duvarının üzerinden içeriye doğru attığını, eniştesi ... ...’ın kaldığı ve çalıştığı çiftlik evine gittiğini, daha sonra polislerle birlikte annesi...’ın geldiğini, zorluk çıkarmadan teslim olduğunu, olayın meydana geldiği yerde bulunan poşetlerden bilgisi olmadığını ve kime ait olduğunu bilmediğini, olayın bu şekilde sonuçlanmasından dolayı pişman olduğunu, olayın maktulün, kız kardeşine uyguladığı şiddetten ve ettiği küfürlerden kaynaklandığını,
01.08.2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda; maktul ...’in kız kardeşini kaçırdığını, kardeşinin kendisini aradığını, bunun üzerine İstanbul’dan Çorlu’ya geldiğini, olaydan bir gece önce telefonda kardeşi ile tartıştığını, telefonu aldığını, şahsın kendisine küfrettiğini, silahı alarak dışarıya çıktığını, park etmiş bir kamyonun önünde sigara içtiği esnada bir taksinin geldiğini, taksinin içerisinde kimin nerede oturduğunu hatırlamadığını, araçtan inmek istediklerini, kapı açılınca kendisine küfrettiklerini önce tetiğe bastığını, emniyetin kapalı olması sebebiyle tüfeğin ateş almadığını, akabinde emniyeti açtığını, 7 el ateş ettiğini, aracın bir kere istop ettiğini, araç tekrar durunca korktuğunu, bütün fişekleri boşalttığını, hap içtiği için olayı hayal gibi hatırladığını, olayda şoför ve yanındakinin kafalarından yaralandığını Karakol'da öğrendiğini, kamyonun önünde bir çuvalın içerisinde eşyalar bulunduğunu, kimin olduğunu bilmediğini, pişman olduğunu,
13.02.2013 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda; kasten öldürme olayını planlamadığını, maktul ...’in üç kez evini bastığını, üçüncü kez evi basmasında otomatik av tüfeğini çekerek vurduğunu, diğer ikisini vurmak gibi bir niyetinin olmadığını, kız kardeşi ... ile eşi ...’in olayla bir ilgisi olmadıklarını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; ... ...’ın kız kardeşi olduğunu, ...'un ... ... ile 8 yıldır evli olduğunu, bu evlilikten 2 tane çocuklarının bulunduğunu, kız kardeşi ... ...’ın bundan yaklaşık 1,5-2 ay önce aynı binada kiracı olarak kalan maktul ... ile beraber kaçtıklarını, ...’ün kız kardeşine şiddet uygulaması üzerine kız kardeşinin kendisini ...’ün yanından almalarını istediğini, polis marifetiyle kız kardeşlerini alıp eve getirdiklerini, maktul ...’ün kız kardeşinin peşini bırakmadığını, dün akşam saatlerinde kız kardeşini aradığını, telefonda “Ya benimle geleceksin ya da senin kızını (...) kendime karı yapacağım” dediğini, bu konuşmayı duyunca telefonu kız kardeşinin elinden aldığını, ...’e kız kardeşinin peşini bırakmasını söylediğini, kendisine, doğmamış çocuğuna birçok hakaret ettiğini ve karşılık verdiğini, kız kardeşine kızarak evden ayrıldığını, evden ayrılırken önceden temin ettiği silahı da aldığını, evden çıktıktan sonra uyuşturucu hap aldığını, Kiler Marketin yakınında bulunan bir kamyonun önünde sigara yaktığını, anladığı kadarıyla maktul ...’ün kendisini takip ettiğini, ticari taksi ile gelip yanında durduklarını, ...’den başka aracın ön tarafında bir başka kişi daha olduğunu, bir de şoförün bulunduğunu, ...’ün arka koltuktan inmek için aracın kapısını açınca kendisinde silah olduğunu zannederek yanında bulunan pompalı tüfeği çıkartarak bir el ateş ettiğini, camdan ateş ettiği için maktulün neresine isabet ettiğini görmediğini, aracın hemen hareket ettiğini, ancak birkaç metre sonra istop ettiğini, ...’ün parmağını sallayarak kendisine tehdit işareti yaptığını görünce tüfekteki mermileri ona doğru boşalttığını, taksi şoförü ve taksinin ön tarafında oturan tanımadığı kişiye ateş etmediğini, onları zaten tanımadığını, olaydan sonra eniştesi ...’in evine gittiğini, kısa bir süre sonra polislerin geldiğini, teslim olduğunu, olaydan dolayı pişman olduğunu,
Mahkemede; önce susma hakkını kullandığı, daha sonraki celsede savunmasını yazılı olarak hazırladığını, mahkemeye ibraz ettiğini, okunmasını talep ettiğini, dilekçeyi kendisinin yazdığını, dilekçe içeriğini aynen tekrar ettiğini, mağdur ve maktul ile karşılaştığı yerde tesadüfen bulunduğunu, kimsenin bulunduğu yerde durmasını söylemediğini, ayrıca olay yerinde ... ...'ın olmadığını, tek başına olduğunu, zaten evden kızarak çıktığını ve uyuşturucu kullandığını,
Bozmadan sonra Mahkemede; olayla ilgili daha önce verdiği ifadelerini aynen tekrar ettiğini, Yargıtay bozma ilamındaki aleyhe hususları kabul etmediğini, bozmaya direnilmesini talep ettiğini,
Sanık ... (...) 01.08.2012 tarihinde Kollukta; yaklaşık sekiz yıldır ... ... ile resmî nikâhla evli olduğunu, ...'in üç yıldır Hıdırağa Mahallesi, Yamanlar Sokakta oturdukları evin üst katında bir travesti ile birlikte oturduğunu, maktulü komşuları olması sebebiyle tanıdığını, yaklaşık iki ay kadar önce evde yalnız olduğu esnada maktulün açık kapıdan içeriye girdiğini, ...’ün bileklerinin kesik olduğunu ve kendisine “Değerini bil şerefsiz, senin için kendimi kestim” dediğini, niye böyle konuşuyorsun dediğinde “Seni seviyorum” dediğini, bu davranışlarından etkilenerek onunla görüşmeye başladığını, yaklaşık bir buçuk ay önce “Seni İpsala’ya köye götüreyim, birlikte yaşayalım” dediğini, teklifini kabul ettiğini, eşini ve çocuklarını terk ederek onunla İpsala’ya gittiğini, yaklaşık 15 gün boyunca İpsala'da ... ve ailesi ile birlikte kaldığını, oraya gittiği ilk günden itibaren maktulün kendisini dövmeye başladığını, işkence ve eziyet ettiğini, evden ayrıldığında da ailesine kendisini bırakmamaları konusunda tembihlediğini, bir hafta kadar orada kaldıktan sonra onlara gelen bir komşusunun cep telefonundan ailesine mesaj çektiğini, ailesinin polisle gelerek kendisini aldığını, Çorlu’ya geri döndüğünü, Çorlu’ya döndükten 20 gün kadar sonra ...’in kendisini çarşıda yakalayarak zorla bir araca bindirip tekrar İpsala’ya götürdüğünü, yaklaşık 10 gün kadar tekrar ... ile kaldığını, bu süre içerisinde de işkenceye maruz kaldığını, eşinin ve ailesinin polislerle gelerek tekrar kendisini Çorlu’ya götürdüklerini, 31.07.2012 tarihinde saat 23.30 sıralarında ...’in kendisini cep telefonundan arayarak “Seni bırakmayacağım, ya benimsin ya toprağın, senin kızınla da işim var, kızını kendime karı yapacağım” dediğini, ... ile konuştuğu esnada ... abisinin içeriye girdiğini, telefonu elinden aldığını, kendisinin telefonla konuşarak dışarıya çıktığını, bir müddet sonra ... abisinin sinirli bir şekilde içeriye girdiğini, telefonu kendisine doğru attığını, ...’ü kastederek “Şerefsiz benim doğmamış çocuğumun ne günahı var” diyerek evden çıktığını, abisinin konuşmalarından ...’ün telefonda ağır hakaretlerde bulunduğunu ve küfrettiğini anladığını, abisinin evden çıkarken ellerinin boş olduğunu, yaklaşık bir saat sonra polislerin kendisini arayarak ...’ü tanıyıp tanımadıklarını sorduğunu, tanıdığını söylediğini, kaza yaptığını ve hastanede olduğunu söylediklerini, polislere kendisini almalarını söylediğini, karakola geldiğinde ...’ün silahla vurulduğunu öğrendiğini, abisinin evden sinirli bir şekilde çıktığı için ...’ü onun vurmuş olabileceğinin aklına geldiğini, eşinin Yulaflı köyünde bir çiftlikte çalıştığını, abisinin oraya gitmiş olabileceğini,
02.08.2012 tarihinde Kollukta; konu ile ilgili olay sonrasında ifade verdiğini, o ifadelerini aynen tekrar ettiğini, olay yerinde bulunan poşetler kendisine gösterildiğinde içerisinde birçok çorap ve havlu ile erkek ve bayan elbiseleri olduğunu gördüğünü, bu poşet içerisinde bulunan malzemelerin kendisine ait olmadığını, ayrıca bu malzemelerin kendisi veya bir yakını tarafından da bırakılmadığını, kime ait olduğu hakkında bilgisi olmadığını, olay sonrasında alınan beyanında da belirttiği üzere kullandığı 0538 ... numaralı telefon hattını ...’in aradığını ve kendisi ile gelmesini istediğini, bu konuşmayı yaptığı esnada odaya giren abisi ...’in telefonu aldığını ve dışarıya çıktığını, bir müddet sonra eve geldiğinde telefonu bıraktığını, yüzüne tükürerek “Bu şerefsiz bana küfrediyor” dediğini, bu telefonun kendisine tekrar getirilmesi ve polislerle karşılaşması arasında ... ile hiçbir şekilde görüşmediğini, ... ile son görüşmesinin abisi ...’in telefonu alıp dışarı çıkması öncesi olduğunu, bunun dışında başka bir numara ile de görüşmediğini, Kiler Market’i tarif edip poşetler hakkında bilgi vermediğini,
01.08.2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda; Kollukta verdiği ifadesinin doğru olduğunu, 01.08.2012 tarihinde gece saat 24.00 sıralarında ...’ün kendisini telefonla aradığını, “Ya benimsin, ya toprağın” dediğini, bunun üzerine abisinin telefonu aldığını, abisinin telefonu almadan önce ...’ün kendisine ayrıca “Kızını karım yapacağım” dediğini, abisiyle telefonda tartıştığını, abisinin telefonu alıp gittiğini, ondan sonra sinirle gelerek telefonu yüzüne attığını, abisi çıktıktan bir saat sonra polislerin kendisini aradığını, olayı polislerden öğrendiğini, kamyonun önünde poşet içerisindeki elbiselerin kimin olduğunu bilmediğini,
21.09.2012 tarihinde Kollukta; İpsala ilçesinden son olarak ailesi tarafından Çorlu ilçesinde bulunan ikamete getirildiğini, olay öncesi ...’ün telefonla kendisini aradığını, akabinde bu telefonu alan abisi ...’in dışarıyı çıkması sonrasında bu olayın meydana geldiğini, ...’ü Çorlu’ya çağırmadığını, abisi ...’in konuşması sonrasında ...’ün Çorlu’ya geldiğini ve ikametlerini de bildiğine göre dışarıda karşılaştıklarını değerlendirdiğini,
25.01.2013 tarihinde Kollukta 21.09.2012 tarihli ifadesine benzer ve ek olarak; ...’ü hiçbir zaman Çorlu’ya çağırmadığını, olay yerinde bulunduğu bildirilen poşet ve içerisindeki malzemeler hakkında bilgisi olmadığını,
06.02.2013 tarihinde Kollukta; olay yerinde elde edildiği belirtilen poşet ve içerisindeki malzemeler hakkında bilgisi ve alakası olmadığını daha önceki ifadelerinde belirttiğini, olay günü telefon görüşmesi sonrasında ikametinden ayrılmadığını, olayı polislerin eve gelmesi ile öğrendiğini,
Mahkemede; bu konuda daha önce vermiş olduğu savunmalarının doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, gecenin bir saati maktul ...'ün kendisini aradığını, kendisini sevdiği için gittiğini, ama maktul ...'ün kendisini satmak istediğini, kendisine işkence uyguladığını, bu adamla 2 ay kadar kaldığını, olayları tam olarak hatırlamadığını, olayın üzerinden 1 yıl geçtiğini, ilk gittiğinde maktulle birlikte 20 gün kaldığını, baştan kendi isteği ile maktule gittiğini, ama maktulün kız kardeşinin kendisine "Sen niye geldin buraya, Babam bize tecavüz ediyor, Abim de karı pazarlıyor" dediğini, kendisinin o zamanlar evli olduğunu, çocuğunun da olduğunu, maktulün daha sonra kendisini dövdüğünü, pazarlamak istediğini, kendisine "Çalışacaksın, evimizi alacağız, arabamızı alacağız, çalışacaksın, kötülük yapacaksın, orospuluk yapacaksın, ben de seni satacağım" dediğini, kendisinin de buna karşı geldiğini, istemediğini, ailesine telefon açtığını, abisinin, annesinin gelerek kendisini aldığını, polis zoruyla kendisini aldıklarını, 20 gün kadar sonra yine gelerek kendisini aldıklarını, kendisini saçından tutup zorla taksiye bindirmek suretiyle kaçırdıklarını, sadece kendisini götürdüklerini, çocuğunu götürmediklerini, kendisini kaçırdıktan sonra çocuğunu kaçırmak için geri döndüğünü, kendisini bırakmadıklarını, ailesine "Bunu salmayacaksınız" diye tembihlediğini, kendisini dışarı çıkarmadıklarını, kapıyı üstüne kilitlediklerini, 10 gün kadar kaldığını, kollarını kesince gözünü morartınca abisi ile annesinin polis zoru ile kendisini aldıklarını, Çorlu'ya geldiğini, 3-4 gün sonra maktul Özgül'ün telefon açtığını, "Ya benimsin ya toprağın, senin kızınla da işim var kızını karı yapacağım kendime" dediğini, o sırada abisinin içeri girdiğini, telefonu elinden aldığını, abisine de "Senin doğmamış çocuğunu bilmem ne yapacağım" diyerek küfrettiğini, abisinin telefonu alıp dışarıya çıktığını sonra içeriye geldiğini, kendisinin yüzüne telefonu attığını, yüzüne tükürüp "Bu çocuk, bu şerefsiz benim doğmamış çocuğuma küfretti benden ne istiyor bu" dediğini, kendisinin orada maktulü hiç çağırmadığını, onların İpsala’da olduklarını ancak sürekli burada parkta kadın pazarladıklarını, bir travesti dostunun olduğunu, sürekli onu pazarladığını, kendisini götürdüğü evin İpsala’da olduğunu, kendisini polislerin aldığını, evin İpsala merkezde olduğunu ama annelerinin buradan giderken Keşan'dan jandarma ile geldiklerini, konvoyla geldiklerini, polisler kendisini aldığında gözünün mor olduğunu, ellerinin kesik olduğunu, olay gecesi ne olup bittiğinden kendisinin haberinin olmadığını, kendisinin hasta, yatıyor ve gözünün mor olduğunu, telefon konuşmasının olayın olduğu gece yapıldığını, saati tam olarak hatırlayamadığını, polisler aradığında gece olduğunu, polislerin kendisini aradığını, "... kaza geçirdi hastaneye gelebilir misiniz?" dediklerini, sonra polislere arabasının olmadığını bu yüzden gelemeyeceğini, kendisini almalarını rica ettiğini, ...'ün telefon numarasını sorduklarını, bilmediğini söylediğini, kendisinin kullandığı telefon numarasını sorduklarını, kendisininkini de bilmediğini, o kartı kullanmadığını, kullandığı kartın da numarasını bilmediğini söylediğini, kardeşi sanık ...'in geldiğinden hiç haberinin olmadığını,
Bozması sonrası Mahkemede; olayla ilgili daha önceki ifadelerini tekrar ettiğini, Yargıtay bozma ilamındaki aleyhe hususları kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
Kasten öldürme suçu 5237 sayılı TCK’nın 81. maddesinde; "Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır" şeklinde düzenlenmiş, "Nitelikli hâller" başlıklı 82. maddesinde;
a) Tasarlayarak,
...İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır" düzenlemesiyle de tasarlayarak öldürme, kasten öldürme suçunun nitelikli hâlleri arasında sayılmıştır.
Gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde "tasarlama" kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve yargısal kararlara bırakılmıştır. Öğretide tasarlamayı açıklama bakımından "soğukkanlılık" ve "planlama teorisi" olarak iki görüş ileri sürülmüştür. Soğukkanlılık teorisine göre, tasarlayarak öldüren şahısta bir soğukkanlılık gözlenmektedir. Bu kişinin başkasını öldürürken hiç heyecan duymamış olması, ondaki ruhsal kötülüğü göstermektedir. Ayrıca fail, öldürme kararını önceden almış olmasına, araya zaman girmiş olmasına karşın, soğukkanlılığını korumuş ve bu karardan vazgeçmemiştir. Planlama teorisine göre ise, tasarlama ile işlenen öldürme suçlarında, suç, önceden kararlaştırılmış, hazırlanmış ve planlanmıştır. Bu hazırlık, pusu kurmak, mağduru ya da maktulü bulmak, hile ile öldüreceği yere getirmek şeklinde olabilecektir. Burada fail, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip, temin etmekte ve bu suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yapmaktadır.
765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde, Ceza Genel Kurulunun 09.07.2002 tarihli ve 138-301 sayılı ile 03.12.2002 tarihli ve 247-414 sayılı kararlarıyla; "Failin bir kimseye karşı bir suçu işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, suçu işlemeden önce soğukkanlı bir şekilde düşündükten sonra ulaştığı ruhsal sükûnete rağmen kararından vazgeçmeyip ısrarla ve bu akış içerisinde fiilini icraya başlaması hâlinde tasarlamadan söz edilebilir. Tasarlama halinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte, ancak tasarladığı suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır" sonucuna ulaşılmıştır.
Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için; "Failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi" gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun bu doğrultuda çok sayıda kararı bulunmaktadır.
Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut delillerle belirlenmeli, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanıklar ... ve ... (...)’in kardeş oldukları, sanık ...’in İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ormanlı köyünde ikamet ettiği, sanık ...’un hakkında beraat kararı verilen inceleme dışı sanık ... ... ile resmî nikâhla evli olduğu, bu evliliğinden iki çocuğu bulunduğu, ...’in Çerkezköy ilçesi, Yulaflı köyünde bir çiftlikte yatılı olarak çalıştığı, sanık ...’un ise çocukları ve annesi ... ile birlikte Çorlu ilçe merkezinde üç katlı bir binanın ikinci katında kaldığı, maktul ...’in de bu binanın 3. katında ikamet ettiği, sanık ...’un ... ile evli olduğu dönemde 04.06.2012 tarihinde kızı ...’yi yanına alarak maktul ...’ün Edirne ili, İpsala ilçesindeki evine giderek onunla birlikte yaşamaya başladığı, maktul ...’ün 14.06.2012 tarihinde Çorlu’ya geldiği, sanık ...’un yanında götürdüğü ...’yi bırakıp, diğer çocuğu olan ...’ı alıp götürmek istemesi sebebiyle sanık ...’un annesi tanık ... ile aralarında tartışma yaşandığı, daha sonra olay yerine gelen sanık ..., ...'un kocası ... ve erkek kardeşi...’in de tartışmaya dâhil oldukları, tartışma sonucunda tarafların birbirlerini darbettikleri, sanık ...’un bu süreçte maktul ...’ün kendisine şiddet uygulaması nedeniyle Çorlu merkezde bulunan annesi tanık...’ın yanına geldiği, bir süre sonra tekrar kendi isteği ile İpsala’ya maktul ...’ün yanına gittiği, sanık ...’un maktul ...’ün kendisine tekrar aşırı şiddet uygulaması sebebiyle durumu kardeşi...’e bildirdiği, bunun üzerine kardeşi...’ın 29.07.2012 tarihinde saat 15.00 sıralarında İpsala Polis Merkez Amirliğine giderek kız kardeşi sanık ...’un maktul ...’ün ikametinde olduğu, işkenceye ve şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle müracaatta bulunduğu, belirtilen adrese gidildiği ve sanık ... hakkında 29.07.2012 tarihinde İpsala Devlet Hastanesince düzenlenen adli raporda; sol göz çevresinde göz altlarını saran morluk, sol göz içinde kanamaya bağlı kırmızı renk değişimi, sağ göz altında morluk, sol kolunda iz bırakması muhtemel derin kesilerin bulunduğu, lezyonların basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu tespitlerine yer verildiği, sanık ...’un aynı gün 29.07.2012 tarihinde Çorlu ilçesine annesi tanık...’ın yanına geldiği, sanık ...’in 31.07.2012 tarihinde saat 16.00 sıralarında temin ettiği av tüfeği ile birlikte ikamet ettiği İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ormanlı köyünden kardeşi sanık ... ve annesi tanık...’ın ikamet ettiği Çorlu’ya geldiği, sanık ...’un olay tarihinde kullanımında olan 0538 ... numaralı telefonu ile İpsala’da bulunan maktul ...’ün kullanımında olan 0541.... numaralı telefonu 31.07.2012 tarihinde gece saat 22.17 ve 22.50’de arayıp maktul ... ile yaklaşık 36 dakika konuştuğu, bu görüşmede maktul ...’ü Çorlu’ya gelip kendisini alması konusunda ikna ettiği, bu konuşmanın ardından maktul ...’ün arkadaşı inceleme dışı katılan ... ...’ın yanına gittiği, durumu anlattığı ve kendisinden taksi bulmasını istediği, maktul ... ve arkadaşı inceleme dışı katılan ... ile birlikte taksi sürücüsü inceleme dışı katılan... ...’nun yanına gittikleri, 250 TL ücret karşılığında Çorlu’ya gitme konusunda anlaştıkları, taksi ücretini Çorlu’ya vardıklarında sanık ...’un vermesinin kararlaştırıldığı, 01.08.2012 tarihinde gece saat 00.00 sıralarında...’un kullandığı ... plaka sayılı ticari taksi ile sağ ön koltukta maktul ...’ün arkadaşı ..., arka sağ koltukta maktul ... ile birlikte İpsala’dan yola çıktıkları, maktul ...’ün telefonunun bozulması sebebiyle sanık ...'un yol boyunca 01.08.2012 tarihinde gece saat 00.32’den itibaren ...’un kullandığı 0542 .... ve...’un kullandığı 0532... numaralar ile toplam 11 görüşme yaptığı, son görüşmenin gece saat 03.38'de olduğu, sanık ...’un telefonda maktul ...’e bulunduğu yeri tarif ettiği, maktul ...’ün... ve ...’a “Çorlu Otogarı karşısında bulunan Kiler Market'in yanında bulunan sokaktan gireceğiz, orda park hâlinde duran kamyonun önünde içinde kıyafetlerin olduğu poşetler varmış, önce onları alacağız, sonra da ...’u alacağız” dediği, sanık ...’un telefonda tarif ettiği olayın gerçekleştiği yere gidildiği, sanık ...’un belirttiği giysilerin bulunduğu poşetlerin görüldüğü ve taksicinin aracı durdurduğu, maktul ...’ün arkadaşı ...’un taksiden poşetleri almak için indiği esnada kamyonun yan tarafında gizlenen sanık ...’in elinde av tüfeği ile karşısına çıktığı, havanın karanlık olması sebebiyle taksiden inen ...’u hedef aldığı, bunun üzerine ...’un hemen taksiye geri bindiği, tüfeğinin tutukluluk yapması sebebiyle ateş edemediği ve tüfek içinden bir fişeği atıp tekrar doldurduğu esnada sanık ...’in maktul ...'ün arka koltukta oturduğunu fark edince onu hedef alarak ateş ettiği, taksici...’un taksiyi hızla olay yerinden uzaklaştırmaya çalıştığı esnada da sanık ...’in arkada oturduğunu bildiği maktul ...’ü hedef alarak taksinin arka camına 4-5 el daha ateş ettiği, bu atışlar sırasında ... ve ...’un basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları, maktul ...’ün de av tüfeği saçma taneleri yaralanmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin doku harabiyeti, beyin kanaması sonucu öldüğü anlaşılan olayda;
Maktul ile birlikte yaşadığı dönemde maktul tarafından darbedilerek kötü muamele gören sanıklardan ...'in durumu bildirdiği kardeşi sanık ... ile birlikte maktulü öldürmeyi olaydan önceki günlerde kararlaştırmaları, aldıkları bu karar doğrultusunda sanık ...’in önceden temin ettiği av tüfeği ile ikamet ettiği İstanbul'dan olay yeri olan Çorlu’ya gelmesi, sanık ...’un ...'le birlikte aldıkları maktulü öldürme kararını icra etmek amacıyla, 31.07.2012 tarihinde saat 22.00 sıralarında İpsala’da bulunan maktul ...’ü telefonla arayarak, yeniden bir araya gelmeyi arzu ettiğini belirterek gelip kendisini Çorlu'dan almasını istediği maktul ile yaklaşık 36 dakikalık telefon görüşmesi yapması, bu sözlerin ardından maktulü Çorlu’ya gelmeye ikna etmesi, yol boyunca maktul ile telefonla irtibatını sürdürerek sanık ...'in av tüfeği ile pusu kurduğu yere önceden bıraktıkları poşetleri almasını istemek suretiyle maktulü pusu kurulan yere yönlendirmesi, sanık ...'un kendisini almadan önce yolda bulunduğunu bildirdiği beyaz renkli iki poşet içerisindeki eşyasının alınmasını istediği yere araçla gelip durması üzerine sanık ...'in saklandığı yerden çıkarak av tüfeği ile birden çok kez ateş ederek maktulü öldürmesi hususları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, sanıklar ... ve ...'in maktul ...'i öldürme kararını olaydan önce verdikleri, kararları ile fiillerinin icrası arasında makul bir süre geçmesine karşın sebatla, ısrarla ve soğukkanlı bir şekilde planlarını gerçekleştirdikleri anlaşıldığından, sanıkların kasten öldürme suçunu tasarlayarak işledikleri kabul edilmelidir.
Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmedir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanıkların eylemlerinin kasten öldürme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 10.12.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.










Full & Egal Universal Law Academy