- Adli Yardım Talebi
- Talep Sonucu
ADLİ YARDIM MÜESSESESİ VE UYGULAMASI: HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU ÇERÇEVESİNDE BİR İNCELEME
1. GİRİŞ
Hukuk devletinin temelini oluşturan adil yargılanma hakkı ve bu hakka erişimin güvence altına alınması, çağdaş hukuk sistemlerinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Anayasa'nın 36. maddesi ile güvence altına alınan hak arama hürriyeti, her bireyin mali olanaklarından bağımsız olarak yargısal yollara başvurabilmesini ve savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesini zorunlu kılar. Ancak yargılama süreçlerinin doğasında bulunan harç, tebligat gideri, bilirkişi ücreti, tanık ücreti, avukatlık ücreti gibi çeşitli masraflar, ekonomik açıdan dezavantajlı bireylerin hak arama özgürlüklerinin önünde ciddi bir engel oluşturabilmektedir. Bu engeli ortadan kaldırmak ve sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmek amacıyla Türk hukuk sisteminde "Adli Yardım" müessesesi düzenlenmiştir. Adli yardım, yargılama giderlerini karşılama gücüne sahip olmayan kişilere, belirli şartlar altında Devlet tarafından mali destek sunularak, hak arama özgürlüğünün fiilen kullanılabilmesini ve kanun önünde eşitlik ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Bu makalede, temel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri ekseninde, ilgili diğer mevzuat ve doktrindeki yaklaşımlar çerçevesinde adli yardım kurumu; talep koşulları, kapsamı, başvuru usulü, değerlendirme süreci ve hukuki sonuçları bakımından etraflıca ele alınacaktır. İşbu Dilekçe gibi başvuru formları, bu hukuki mekanizmanın işletilmesinde kullanılan pratik araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
2. ADLİ YARDIMIN KOŞULLARI
Bir kişinin adli yardımdan faydalanabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda öngörülen koşulların tamamının bir arada bulunması gerekmektedir. Bu koşullar şunlardır:
a. Mali Yetersizlik: Adli yardım talebinde bulunan gerçek veya tüzel kişinin, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gerekli olan yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olmasıdır (HMK m. 334/1). Bu koşul, adli yardımın temelini oluşturur (Bkz. İşbu Dilekçe, Başlangıç Beyanı). Değerlendirme yapılırken yalnızca başvuranın beyan ettiği gelir değil; taşınır, taşınmaz malvarlığı, banka hesapları, düzenli giderleri, bakmakla yükümlü olduğu kişiler gibi tüm ekonomik ve sosyal durumu bir bütün olarak ele alınır (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm C: Diğer Bilgiler). Kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar da, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali yönden yetersiz oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler (HMK m. 334/3).
b. Haklılık İhtimali: Talep sahibinin, iddia ve savunmasında veya geçici hukuki korunma talebinde "açıkça dayanaktan yoksun" olmamasıdır (HMK m. 334/1). Mahkeme, bu aşamada davanın esasına girerek detaylı bir delil değerlendirmesi yapmaz; ancak talebin veya savunmanın ciddiye alınabilir nitelikte olduğunu, hukuki bir temele dayandığını ve az da olsa bir başarı şansı taşıdığını gösteren emarelerin bulunmasını arar. Başvuranın, talebinin dayandığı olguları özetlemesi, mahkemenin bu ilk değerlendirmeyi yapmasına olanak tanır (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm A: Talebe Konu Olayın Özeti).
c. Talep: Adli yardım, talep üzerine mahkeme tarafından karara bağlanan bir hukuki imkandır; mahkemece kendiliğinden (re'sen) adli yardım kararı verilemez (Bkz. İşbu Dilekçe, Talep Bölümü). Talep, asıl dava veya takip talebiyle birlikte yahut yargılama devam ederken ilgili mahkemeden veya icra dairesinden istenebilir (HMK m. 336/1). Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi ise bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay'a yapılır (HMK m. 336/4). Acele hallerde, örneğin ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz gibi geçici hukuki koruma taleplerinde, dava açılmadan önce de ilgili mahkemeden adli yardım talep edilebilir.
d. İspat: Adli yardım talebinde bulunan kişi, mali yetersizlik içinde bulunduğunu ve talebinde haklı olduğu yolunda bir kanaat uyandırması gerektiğini gösteren delilleri mahkemeye sunmakla yükümlüdür (HMK m. 336/2). Başvuranın, durumunu ortaya koyan fakirlik belgesi, vergi kayıtları, SGK dökümleri, maaş bordrosu, kira kontratı, bakmakla yükümlü olduğu kişilere dair belgeler gibi kanıtları sunması beklenir. İşbu Dilekçe gibi formlarda talep edilen detaylı mali bilgiler (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm C: Diğer Bilgiler) ve mahkemenin UYAP sistemi üzerinden re'sen temin edebileceği belirtilen belgeler (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm B: Mahkeme Tarafından Temin Edilebilecek Belgeler), bu ispat külfetinin yerine getirilmesine yöneliktir. Mahkeme, sunulan delilleri yeterli görmezse veya beyanların doğruluğunu araştırma ihtiyacı duyarsa, ilgili kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge isteyebilir; tanık dinleyebilir veya diğer ispat vasıtalarına başvurabilir (HMK m. 336/3).
3. ADLİ YARDIMIN KAPSAMI
Adli yardım talebinin mahkemece kabulü halinde, kararın kapsamı HMK'nın 335. maddesinde sayılan hususlardan birini, birkaçını veya tamamını içerebilir. Talep ve ihtiyaca göre adli yardım şu şekillerde tecelli edebilir (Bkz. İşbu Dilekçe, Talep Bölümü):
a. Yargılama Giderlerinden Geçici Muafiyet: Başvurma harcı, karar ve ilam harcı, tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair giderler gibi yapılması gereken tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muaf tutulma.
b. Giderlerin Devletçe Avans Olarak Ödenmesi: Keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere Devlet tarafından avans olarak ödenmesi gereken giderlerin karşılanması.
c. Avukat Temini: Davanın bir vekil aracılığıyla takibinin kanunen zorunlu olduğu hallerde veya mahkemece gerekli görüldüğü takdirde, talep üzerine Baro tarafından bir avukatın görevlendirilmesi. Bu durumda avukatlık ücreti, yargılama sonucunda haksız çıkan taraftan tahsil edilmek üzere Devlet Hazinesi tarafından karşılanır. Bu hususta 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun adli yardım ile ilgili hükümleri (m. 176-181) de uygulama alanı bulur.
d. Teminattan Muafiyet: Dava veya takip sırasında talep sahibinin göstermesi gereken teminatlardan muaf tutulması.
4. BAŞVURU SÜRECİ VE DEĞERLENDİRME
Adli yardım talebi, HMK m. 336 uyarınca, adli yardımın talep edildiği yargılama veya takibin yapılacağı ya da yapılmakta olduğu mahkemeye veya icra dairesine yapılır. Başvuru, işbu Dilekçe gibi standartlaştırılmış bir form kullanılarak veya talep edenin durumunu ve talebini açıkça ortaya koyan bir dilekçe ile gerçekleştirilebilir. Başvuruda, talep edenin kimlik ve iletişim bilgileri (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm A: Kişisel Bilgiler), davanın veya talebin mahiyeti (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm A: Talebe Konu Olayın Özeti), mali durumuna ilişkin detaylı beyanlar ve sunulabiliyorsa deliller (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm C: Diğer Bilgiler) ile hangi adli yardım türlerinden yararlanılmak istendiği (Bkz. İşbu Dilekçe, Talep Bölümü) belirtilmelidir.
Mahkeme, adli yardım talebini kural olarak duruşma yapmaksızın dosya üzerinden inceler ve karara bağlar (HMK m. 337/1). Mahkeme, sunulan bilgi ve belgeleri (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm B; Bölüm C), beyanları ve talebin haklılık ihtimalini değerlendirir. Gerekli görürse ek araştırma yapabilir (HMK m. 336/3). İnceleme sonucunda mahkeme talebi kabul edebilir veya reddedebilir. Talebin reddine ilişkin karara karşı, kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde aynı mahkemeye itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı yerinde görmezse, dosyayı itirazı incelemeye yetkili olan merciye (kararı veren mahkemenin türüne göre bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay) gönderir (HMK m. 337/2). İtiraz üzerine verilen karar kesindir, bu karara karşı başka bir kanun yoluna başvurulamaz.
5. ADLİ YARDIM KARARININ SONUÇLARI
a. Kabul Halinde: Adli yardım talebinin kabulü halinde, kararda belirtilen muafiyetler derhal uygulanmaya başlar. Devletçe avans olarak ödenmesi gereken giderler ilgili yerlere ödenir. Avukat atanmasına karar verilmişse, mahkeme kararı ilgili baroya gönderir ve baro tarafından bir avukat görevlendirilir. Görevlendirilen avukata vekaletname çıkarılması gerekmez.
b. Red Halinde: Talebin reddedilmesi durumunda, başvuran kişi yargılama giderlerini genel hükümler çerçevesinde kendisi karşılamak zorundadır. Ancak ret kararına karşı itiraz hakkı bulunmaktadır.
c. Dava Sonunda Sorumluluk: Adli yardım, bir borç affı değil, genellikle bir erteleme veya avans niteliğindedir. HMK m. 339/1 hükmü uyarınca, adli yardımdan yararlanan kişi davanın veya takibin sonunda haksız çıkarsa, kural olarak ertelenen veya Devlet tarafından ödenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avukatlık ücretinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir (Bkz. İşbu Dilekçe, Sayfa 1 Alt Not). Ancak bu durum, hakimin takdirine bağlıdır. Hakim, kişinin mali durumunda bir iyileşme olup olmadığını, davanın sonucunu ve hakkaniyeti göz önünde bulundurarak karar verir. Giderlerin tahsiline karar verilmesi halinde, mahkeme geri ödemenin belirli bir süre içinde defaten veya uygun göreceği taksitler halinde yapılmasına da hükmedebilir (HMK m. 339/1).
d. Adli Yardımın Geri Alınması: Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumunun yargılama sırasında, kendisi ve ailesinin geçimini zor duruma düşürmeyecek derecede iyileştiği anlaşılırsa veya adli yardım talebinde bulunurken kasten yanlış veya eksik bilgi verdiği tespit edilirse, mahkeme adli yardım kararını re'sen veya talep üzerine kaldırabilir (HMK m. 338).
6. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR VE DOKTRİNEL TARTIŞMALAR
a. Haklılık İhtimali Kriterinin Niteliği: Doktrinde ve uygulamada, "haklılık ihtimali" veya "açıkça dayanaktan yoksun olmama" kriterinin ne ölçüde bir incelemeyi gerektirdiği tartışmalıdır. Mahkemenin yapacağı değerlendirmenin, bir yandan hak arama özgürlüğünü engellememesi, diğer yandan ise tamamen temelsiz ve şikayet hakkının kötüye kullanılması niteliğindeki taleplerin adli yardım yoluyla finanse edilmesinin önüne geçmesi gerekmektedir. Bu noktada, talebe konu olayın özlü ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmesi önem kazanmaktadır (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm A: Talebe Konu Olayın Özeti).
b. Mali Yetersizliğin Objektif Tespiti: Başvuranın mali durumunun tespiti, uygulamada hassasiyet gerektiren bir konudur. Özellikle kayıt dışı ekonominin yaygınlığı, beyanların doğruluğunun denetlenmesini zorlaştırabilmektedir. Mahkemelerin, sunulan belgeler (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm C: Diğer Bilgiler) ve UYAP kayıtları (Bkz. İşbu Dilekçe, Bölüm B) yanında, HMK m. 336/3'ün verdiği yetkiyle kapsamlı araştırma yapma imkanını etkin kullanması, adli yardımın amacına uygun olarak gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlayacaktır.
c. Avukat Atanmasının Etkinliği: Adli yardım kapsamında avukat atanması, hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının etkin kullanımı için kritik öneme sahiptir. Ancak atanan avukatların iş yükü, uzmanlık alanları ve davaya ayırabilecekleri zaman gibi faktörler, sağlanan hukuki yardımın kalitesini etkileyebilmektedir. Bu konu, adli yardım sisteminin işleyişiyle ilgili daha geniş bir tartışma alanıdır.
d. Haksız Çıkma Halinde Giderlerin Tahsili: HMK m. 339'da düzenlenen, haksız çıkan adli yardım yararlanıcısından giderlerin tahsili imkanı (Bkz. İşbu Dilekçe, Sayfa 1 Alt Not), bir yandan Devlet kaynaklarının korunması amacını güderken, diğer yandan adli yardımın caydırıcı bir etki yaratması riskini taşımaktadır. Hakimin bu konudaki geniş takdir yetkisini, adli yardımın sosyal devlet ilkesiyle olan bağını ve kişinin mali durumunu gözeterek hakkaniyete uygun şekilde kullanması beklenir.
e. Beyanların Doğruluğu Sorumluluğu: Adli yardım talebinde bulunan kişinin, formda veya dilekçesinde belirttiği bilgilerin doğruluğundan sorumlu olduğu unutulmamalıdır (Bkz. İşbu Dilekçe, Sayfa 2 Son Beyan). Kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi, HMK m. 338 uyarınca adli yardım kararının kaldırılmasına ve ayrıca cezai sorumluluğa yol açabilir.
7. SONUÇ
Türk hukuk sisteminde adli yardım, Anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyeti, adil yargılanma hakkı ve kanun önünde eşitlik ilkelerinin hayata geçirilmesinde merkezi bir fonksiyona sahip, sosyal devlet anlayışının somut bir tezahürüdür. Ekonomik engeller nedeniyle bireylerin yargısal mekanizmalara erişiminin kısıtlanmasının önüne geçmeyi amaçlayan bu müessese, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda belirlenen koşulları sağlayan kişilere yargılama giderlerinden geçici muafiyet, masrafların Devletçe avans olarak karşılanması ve gerekli hallerde ücretsiz avukat temini gibi önemli imkanlar sunmaktadır. İşbu Dilekçe benzeri başvuru formları, bu sürecin daha sistematik ve hızlı ilerlemesine katkı sağlayan usuli araçlardır. Adli yardım kurumunun etkin ve adil bir şekilde işlemesi, yargıya erişimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve adaletin tecellisi bakımından büyük önem taşımaktadır.
Bu dilekçeden ayrı olarak; UYAP tarafından hazırlanan pdf formatındaki maktu formunu indirmek için soldaki PDF butonunu kullanabilir, ilgili formu bu dilekçenin ekine koyabilirsiniz.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
KONU : Adli yardım talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1. Müvekk