- Alacağın İflas Masasına Kaydı Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
ALACAĞIN İFLAS MASASINA KAYDEDİLMESİ TALEBİ VE KAYIT KABUL DAVASI: HUKUKİ DAYANAKLAR, USUL VE ESASLAR
Giriş olarak, iflas hukuku, borçlarını ödeyemeyen bir borçlunun tüm malvarlığının, alacaklıların alacaklarını elde etmeleri amacıyla kanunda öngörülen usuller çerçevesinde tasfiye edilmesini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu süreçte, alacaklıların haklarını koruyabilmeleri ve tasfiyeden pay alabilmeleri için alacaklarını iflas idaresine bildirmeleri ve iflas masasına kaydettirmeleri esastır. Alacağın iflas masasına kaydedilmesi talebi, bu sürecin ilk ve en önemli adımlarından biridir ve alacaklının iflas tasfiyesine katılabilmesinin ön koşulunu oluşturur. İşbu makalede, alacağın iflas masasına kaydedilmesi talebinin hukuki niteliği, usulü, ilgili mevzuat hükümleri, sıra cetveli, olası itirazlar ve bu itirazlar neticesinde gündeme gelebilecek kayıt kabul davasının koşulları ve unsurları, doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir.
1. GENEL OLARAK İFLAS VE ALACAKLARIN MASAYA BİLDİRİLMESİ
İflas, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda (İİK) düzenlenen külli bir icra yoludur. Borçlunun iflasına karar verilmesiyle birlikte, borçlunun haczedilebilen tüm mal ve hakları kural olarak iflas masasını oluşturur (İİK m. 184). İflasın açılmasıyla borçlu (müflis) tasarruf ehliyetini kaybeder ve masaya giren mallar üzerindeki tasarruf yetkisi iflas idaresine geçer (İİK m. 191, 226). İflas idaresi, iflas tasfiyesini yürütmekle görevlidir ve bu kapsamda alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerini sağlamak amacıyla masa mallarını paraya çevirir ve elde edilen meblağı alacaklılara dağıtır.
Alacaklıların bu tasfiye sürecine katılabilmeleri ve alacaklarını tahsil edebilmeleri için, iflasın açılmasından sonra iflas idaresi tarafından yapılacak ilan üzerine alacaklarını masaya bildirmeleri gerekmektedir (İİK m. 219). İflas idaresi, Ticaret Sicili Gazetesi'nde ve diğer uygun vasıtalarla yapacağı ilanda, alacaklıları alacaklarını ve istihkak iddialarını ilandan itibaren belirli bir süre içinde (genellikle bir ay) kaydettirmeye davet eder (İİK m. 219/2). Bu bildirim, alacaklının iflas masasından pay alma hakkını kullanabilmesi için zorunlu bir adımdır. İşbu Dilekçe'de belirtilen durum gibi, borçlunun iflas ettiğinin öğrenilmesi üzerine alacaklının harekete geçmesi ve alacağını bildirmesi gerekliliği bu yasal zorunluluktan kaynaklanmaktadır (Madde 3).
2. ALACAĞIN İFLAS MASASINA KAYDEDİLMESİ TALEBİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE USULÜ
Alacağın iflas masasına kaydedilmesi talebi, esasen iflas idaresine yöneltilen ve alacağın varlığını, miktarını ve hukuki sebebini bildiren bir beyandır. Bu talep, kural olarak bir dava niteliğinde değildir; idari bir başvuru niteliği taşır. Ancak, İşbu Dilekçe'nin Asliye Ticaret Mahkemesi'ne hitaben yazılmış olması, alacağın iflas idaresince kabul edilmemesi ihtimaline binaen veya doğrudan mahkeme kanalıyla sürecin takip edilmek istenmesi gibi durumlarda karşılaşılabilecek bir durumu yansıtmaktadır. Normal usulde, alacak kaydı talebi doğrudan iflas idaresine yapılır.
Alacak kaydı talebi için kanunda özel bir şekil şartı öngörülmemiştir. Ancak, talebin yazılı olarak yapılması ispat kolaylığı açısından önemlidir. Talepte bulunurken alacaklı;
a. Kendisinin ve müflisin kimlik bilgilerini,
b. Alacağın hukuki sebebini (örneğin, İşbu Dilekçe'de belirtildiği gibi bir bonodan kaynaklanan alacak (Madde 1, 5)),
c. Alacağın miktarını (asıl alacak, faiz, masraflar),
d. Alacağın dayandığı delilleri (sözleşme, fatura, bono, çek, mahkeme ilamı vb.) bildirmeli ve varsa bu belgelerin asıllarını veya onaylı suretlerini eklemelidir (Madde 9).
İflas idaresi tarafından verilen süre içinde (İİK m. 219) alacağını bildirmeyen alacaklı, kural olarak tasfiyeden pay alamaz. Ancak, kusuru olmaksızın süreyi kaçıran alacaklılar veya alacağı daha sonra doğan alacaklılar için İİK m. 236'da özel bir düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, alacağını zamanında kaydettirmemiş olan alacaklılar, masanın henüz paylaştırmaya başlanmamış paradan hisselerine düşen miktarı alabilirler.
3. İFLAS İDARESİNİN ALACAKLARI İNCELEMESİ VE SIRA CETVELİ
İflas idaresi, kendisine bildirilen alacakları hem maddi hukuk hem de usul hukuku açısından inceler (İİK m. 230). İdare, alacağın varlığı, miktarı, hukuki sebebi ve sırası hakkında bir değerlendirme yapar. Gerekli görürse alacaklıdan ek bilgi ve belge isteyebilir, müflisi veya diğer ilgili kişileri dinleyebilir.
Bu inceleme sonucunda iflas idaresi, kabul ettiği ve reddettiği alacakları, kabul edilenlerin sırasını gösteren bir "sıra cetveli" hazırlar (İİK m. 232). Sıra cetvelinde alacaklar, İİK m. 206'da belirtilen sıraya göre tasnif edilir. Adi alacaklar kendi içinde eşit kabul edilirken, rehinli alacaklar ve kamu alacakları gibi bazı alacakların önceliği bulunmaktadır. İşbu Dilekçe'de bahsi geçen bonoya dayalı alacak (Madde 1, 5, 9), kural olarak adi alacak niteliğindedir ve İİK m. 206'daki sıraya göre kaydedilir, ancak alacağın teminatı varsa (rehin gibi) durumu farklılık gösterebilir.
Hazırlanan sıra cetveli, iflas dairesine bırakılır ve alacaklıların incelemesine sunulur. Ayrıca, sıra cetvelinin bir sureti ve itiraz süreleri ilan edilir (İİK m. 234).
4. SIRA CETVELİNE İTİRAZ VE KAYIT KABUL DAVASI
Sıra cetvelinin ilanından itibaren on beş gün içinde her alacaklı, cetveldeki kendi sırasına veya başka bir alacaklının alacağına ya da sırasına itiraz edebilir (İİK m. 235/1). Bu itiraz, bir dava şeklinde Asliye Ticaret Mahkemesi'nde ileri sürülür. Bu davalara genel olarak "sıra cetveline itiraz davası" denilmektedir.
Sıra cetveline itiraz davaları iki ana türde ortaya çıkabilir:
a. Kayıt Kabul Davası: Bir alacaklının, iflas idaresi tarafından alacağının tamamen veya kısmen reddedilmesi (masaya kaydedilmemesi) durumunda, alacağının kabulü ve masaya kaydı için açtığı davadır. Bu dava, iflas idaresine karşı açılır (İİK m. 235/2). Davacı alacaklı, alacağının varlığını ve miktarını ispat etmekle yükümlüdür. İşbu Dilekçe ile hedeflenen nihai sonuç, eğer idare tarafından alacak reddedilirse, bu tür bir davanın açılması olacaktır.
b. Kayıt Silme (Terkin) veya Sıraya İtiraz Davası: Bir alacaklının, başka bir alacaklının alacağının veya sırasının kabulüne itiraz ederek, o alacağın tamamen veya kısmen silinmesini veya sırasının değiştirilmesini talep ettiği davadır. Bu dava, alacağına veya sırasına itiraz edilen alacaklıya karşı açılır (İİK m. 235/3).
Kayıt kabul davasında görevli ve yetkili mahkeme, iflas takibinin yapıldığı yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi'dir (İİK m. 154/3). Dava, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) düzenlenen genel yargılama usullerine tabidir. Davacı alacaklı, alacağının mevcudiyetini, hukuki sebebini ve miktarını HMK'daki ispat kuralları çerçevesinde (örneğin, senet, ticari defterler, tanık (Madde 6), bilirkişi (Madde 8), yemin (Madde 8) vb. delillerle) ispat etmelidir. Özellikle İşbu Dilekçe'de dayanılan bono gibi kambiyo senetleri (Madde 9), güçlü bir ispat aracı niteliğindedir. Mahkeme, yapacağı yargılama sonucunda alacağın varlığına ve miktarına kanaat getirirse, alacağın sıra cetveline kaydedilmesine karar verir.
5. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDAKİ ALACAĞIN NİTELİĞİ VE İSPATI
İşbu Dilekçe'de talep edilen alacak, Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine tabi bir kambiyo senedi olan bonoya dayanmaktadır (Madde 1, 5, 9). Bonolar, TTK m. 776 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içeren kıymetli evraklardır.
Bonoya dayalı alacakların iflas masasına kaydında ve olası bir kayıt kabul davasında dikkate alınması gereken hususlar şunlardır:
a. Senedin Geçerliliği: Bononun TTK'da aranan zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı incelenir.
b. Hak Sahipliği: Alacaklının senedin meşru hamili olup olmadığına bakılır. İşbu Dilekçe'de alacağın ciro yoluyla iktisap edildiği belirtilmiştir (Madde 1). Ciro zincirinin düzgün olması, alacaklının yetkili hamil olduğunu gösterir (TTK m. 686-687).
c. İspat Gücü: Bono, tek başına alacağın varlığını ispatlayan güçlü bir delildir. Borçlu (müflis) veya iflas idaresi, senedin hatır senedi olduğunu, bedelsiz kaldığını veya sahte olduğunu iddia ederse, ispat yükü kendilerine geçer.
d. Faiz ve Masraflar: Asıl alacağa ek olarak, varsa işlemiş faiz ve takip masrafları da talep edilebilir ve bunların da belgelendirilmesi gerekir.
Alacaklı, kayıt talebinde veya kayıt kabul davasında bononun aslını ibraz etmelidir (Madde 9). Ayrıca, alacağın dayandığı temel ilişkiye (bononun verilmesine sebep olan hukuki ilişki) dair deliller de (sözleşme, fatura vb.) sunulabilir. Tanık beyanları (Madde 6), özellikle temel ilişkinin veya senedin devri gibi konuların ispatında yardımcı olabilir. Bilirkişi incelemesi (Madde 8) ise, örneğin imza incelemesi veya ticari defterlerin incelenmesi gibi teknik konularda gerekebilir.
6. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Alacağın iflas masasına kaydedilmesi ve buna ilişkin uyuşmazlıklar temel olarak aşağıdaki mevzuat hükümlerine tabidir:
a. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK):
* m. 184 vd.: İflas masası
* m. 191, 226: Müflisin tasarruf yetkisi ve iflas idaresi
* m. 206-207: Alacakların sırası
* m. 219: Alacakların bildirilmesi için ilan ve süre
* m. 230-232: Alacakların incelenmesi
* m. 232-235: Sıra cetveli, ilanı, itiraz ve davalar
* m. 236: Geç kalan müracaatlar
b. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK):
* m. 776-779: Bono ile ilgili temel hükümler
* m. 681 vd. (Poliçeye atıfla): Ciro, aval, ödeme, protesto gibi kambiyo senetlerine ilişkin ortak hükümler
c. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK):
* m. 119: Dava dilekçesinin içeriği (Kayıt kabul davası için)
* m. 190 vd.: İspat ve deliller (Tanık, bilirkişi, senet, yemin vb.)
* m. 293: Uzman görüşü (Madde 8)
7. DAVA VEYA TALEP UNSURLARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Alacağın iflas masasına kaydı talebinde veya bu talebin reddi üzerine açılacak kayıt kabul davasında başarıya ulaşmak için bazı unsurlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu unsurlar, aynı zamanda talep veya davanın temelini oluşturur:
a. Hukuki Ehliyet ve Sıfat: Talepte bulunanın veya davacının alacaklı sıfatına sahip olması ve talep veya davayı takip etme ehliyetinin bulunması gerekir. Vekil aracılığıyla takip ediliyorsa, geçerli bir vekaletnamenin sunulması (Madde 8) zorunludur.
b. Görevli ve Yetkili Mercii: İlk kayıt talebi iflas idaresine yöneltilmelidir. İtiraz ve dava aşamasında ise görevli ve yetkili mahkeme, iflas takibinin yapıldığı yer Asliye Ticaret Mahkemesi'dir. İşbu Dilekçe'nin doğrudan mahkemeye hitap etmesi, uygulamanın bu yönüne işaret etmekle birlikte, ilk başvurunun idareye yapılması usulünün de göz önünde bulundurulması faydalı olabilir.
c. Sürelere Riayet: Hem İİK m. 219 uyarınca alacak kaydı için iflas idaresince verilen süreye, hem de İİK m. 235 uyarınca sıra cetveline itiraz davası açmak için öngörülen 15 günlük süreye titizlikle uyulmalıdır. Hak düşürücü nitelikte olan bu sürelerin kaçırılması, hak kaybına yol açar. Bu sürelerin takibi, alacaklının en önemli yükümlülüklerindendir.
d. Alacağın Varlığı ve İspatı: Alacağın hukuki sebebinin (örneğin bono) ve miktarının net bir şekilde ortaya konulması ve iddiaların güçlü delillerle (özellikle bononun aslı (Madde 9), ticari defterler, yazılı belgeler vb.) desteklenmesi esastır. Tanık (Madde 6), bilirkişi (Madde 8), keşif (Madde 8) gibi diğer deliller, somut olayın özelliklerine göre ikincil veya tamamlayıcı nitelikte olabilir. Delil listesinde (Madde 6-9) yer alan "Vakıalar Özeti" gibi atıfların içeriğinin, hangi delilin hangi vakıayı ispata yaradığını açıkça göstermesi, yargılamanın etkinliği açısından önem taşır.
e. Talep Sonucunun Açıklığı: Gerek iflas idaresine yapılan talepte gerekse mahkemede açılan davada, talep sonucunun (ne istendiğinin) açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir (HMK m. 119/1-ğ). İşbu Dilekçe'deki talep sonucu (Madde 5), alacağın masaya kaydını istemektedir. Bir kayıt kabul davasında bu talep, alacağın sıra cetveline ... TL asıl alacak ve ... TL faiz/masraf olarak ... sıradan kaydına şeklinde daha detaylı ifade edilebilir.
SONUÇ
Alacağın iflas masasına kaydedilmesi, iflas sürecinde alacaklıların haklarını koruyabilmeleri için atılması zorunlu ve kritik bir adımdır. Bu süreç, iflas idaresine yapılacak bir talep ile başlar ve alacağın sıra cetveline işlenmesiyle devam eder. İflas idaresinin alacağı reddetmesi veya sıra cetvelindeki kayıt ve sıraya itiraz edilmesi durumunda, alacaklıların haklarını Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açacakları kayıt kabul veya sıra cetveline itiraz davaları ile aramaları mümkündür. İşbu Dilekçe'de örneklendiği gibi, özellikle bonoya dayalı alacakların takibinde, hem İcra ve İflas Kanunu'nun iflasa ilişkin hükümleri hem de Türk Ticaret Kanunu'nun kambiyo senetlerine ilişkin düzenlemeleri bir arada uygulanır. Sürelere riayet edilmesi, alacağın sağlam delillerle ispatlanması ve usuli işlemlerin doğru bir şekilde takip edilmesi, alacaklının iflas masasından pay alabilmesi açısından hayati öneme sahiptir.
T.C.
...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE
ALACAKLI :
Adres:
VEKİLİ : Av.
BORÇLU : ... İFLAS İDARESİ
KONU : Alacağın iflas masasına kaydı talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1. Borçlu tarafından keşide edilen ... düzenleme tarihli, ... ödeme tarihli ... TL tutarında senet ciro yolu ile Müvekkilin zilyedine geçmiştir.
2. Senedin tahsili amacıyla müracaatımız üzerine borçlunun iflasına karar verildiği öğrenilmiştir.
3. Bu nedenle alacağımızı iflas masasına kaydettirme zorunluluğu meydana gelmiştir.
4. ...
TALEP SONUCU :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1. ... düzenleme tarihli, ... ödeme tarihli ve ... TL tutarındaki senetten kaynaklanan al