- İş Hukukunda Bilirkişi Raporuna Beyan ve İtiraz Dilekçesi
- Talep Sonucu
İŞ HUKUKU YARGILAMASINDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA BEYAN VE İTİRAZ USULÜ VE HUKUKİ DAYANAKLARI
1. GİRİŞ
Türk hukuk sisteminde, özellikle teknik bilgi veya özel uzmanlık gerektiren hususlarda mahkemelerin sağlıklı bir karar verebilmesi için bilirkişilik müessesesi önemli bir yer tutmaktadır. İş hukuku uyuşmazlıkları da sıklıkla ücret alacaklarının hesaplanması, iş kazası kusur oranlarının tespiti, hizmet süresinin belirlenmesi gibi özel ve teknik bilgi gerektiren konuları ihtiva ettiğinden, bilirkişi incelemesi yargılamanın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bilirkişi raporları mahkeme için bir delil vasıtası olup, tarafların bu raporlara karşı beyan ve itirazlarını sunma hakkı, adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının temel bir güvencesidir. İşbu makalede, iş hukuku yargılamasında sunulan bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazların sunulması süreci, bu sürecin hukuki dayanakları, itiraz nedenleri ve mahkemenin bu itirazlar karşısındaki tutumu, ilgili mevzuat ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir.
2. BİLİRKİŞİLİK MÜESSESESİ VE HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU
a. Bilirkişiye Başvurulmasını Gerektiren Haller: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 266 uyarınca, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. İş davalarında sıklıkla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi alacakların hesaplanması, hizmet süresinin tespiti gibi konularda bilirkişi incelemesine gidilmektedir.
b. Bilirkişinin Görev ve Yetkileri: Bilirkişinin temel görevi, HMK madde 266'da belirtildiği üzere, özel ve teknik bilgi gerektiren konularda mahkemeye yardımcı olmaktır. Bilirkişi, hukuki değerlendirme yapamaz; görevi, tespit edilen maddi vakıalara dayanarak teknik hesaplamaları yapmak ve özel bilgisine dayalı görüşünü sunmaktır. İşbu Dilekçe'de de değinildiği gibi, bilirkişinin hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunması, örneğin feshin geçerliliğine ilişkin yorum yapması, görev sınırlarını aşması anlamına gelir (Madde 6, Madde 7). Bu durum, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nun temel ilkelerine de aykırıdır.
c. Bilirkişinin Seçimi ve Nitelikleri: HMK ve Bilirkişilik Kanunu, bilirkişinin inceleme konusuyla ilgili özel ve teknik bilgiye sahip olmasını şart koşar. Mahkeme, bilirkişiyi bölge adliye mahkemesi adli yargı adalet komisyonları tarafından oluşturulan bilirkişi listelerinden seçer. İncelenecek konunun niteliği birden fazla uzmanlık alanını ilgilendiriyorsa, mahkeme bir bilirkişi heyeti oluşturabilir. İşbu Dilekçe'de belirtildiği üzere, incelenmesi istenen hususun gerektirdiği uzmanlık alanına sahip olmayan bir bilirkişi tarafından hazırlanan raporun (Madde 10) veya konunun gerektirdiği uzmanlık alanlarını kapsayan bir heyet tarafından rapor düzenlenmemesinin (Madde 11) rapora itiraz sebebi teşkil etmesi mümkündür.
d. Bilirkişinin Yükümlülükleri: Bilirkişi görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde, tarafsız, objektif ve bilimsel/teknik gerekçelere dayalı olarak yerine getirmekle yükümlüdür (Bilirkişilik Kanunu m. 8). Bilirkişi, incelemesini yaparken tarafların iddia ve savunmalarını, sunulan delilleri dikkate almalı, raporunda bu hususlara nasıl yaklaştığını belirtmelidir. İşbu Dilekçe'de ileri sürüldüğü gibi, iddiaların ve sunulan delillerin dikkate alınmaması (Madde 7) veya eksik inceleme yapılması (Madde 8), raporun hükme esas alınmasına engel teşkil eden önemli bir eksikliktir.
3. BİLİRKİŞİ RAPORUNA BEYAN VE İTİRAZ HAKKI
a. Hukuki Dayanak ve Süre: HMK madde 281, taraflara, bilirkişi raporunun tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirme hakkı tanır. Bu süre, mahkemece talep üzerine veya resen uzatılabilir. Bu hak, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ve HMK madde 27'de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir. Taraflar, bu süre içinde raporun içeriğini inceleyerek, kabul etmedikleri veya hatalı buldukları hususları gerekçeleriyle birlikte mahkemeye sunarlar (Konu, Madde 1, Madde 14).
b. İtirazın Kapsamı: Taraflar, bilirkişi raporuna karşı çeşitli gerekçelerle itiraz edebilirler. İşbu Dilekçe'de yer alan itiraz nedenleri, uygulamada sıklıkla karşılaşılan itiraz türlerine örnek teşkil etmektedir:
i. Maddi Hatalar: Hesaplamalarda yapılan yanlışlıklar, verilerin yanlış alınması gibi.
ii. Hukuki Hatalar: Mevzuatın yanlış yorumlanması veya uygulanması (Bilirkişinin hukuki değerlendirme yapma yasağına rağmen). İşbu Dilekçe'de feshin geçerliliğine ilişkin değerlendirme yapılması bu kapsama girer (Madde 7).
iii. Eksik İnceleme: Dikkate alınması gereken delillerin (tanık beyanları, belgeler vb.) değerlendirilmemesi (Madde 7, Madde 8).
iv. Çelişki: Raporun kendi içinde veya dosyada mevcut başka bir rapor ya da delille çelişmesi. İşbu Dilekçe'de önceki bir raporla çelişki iddiası buna örnektir (Madde 9).
v. Yöntemsel Hatalar: Hesaplamalarda veya incelemede kullanılan yöntemin hatalı veya eksik olması (Örneğin, kıdem tazminatına esas ücretin yanlış belirlenmesi (Madde 3) veya hafta tatili alacağının yanlış hesaplanması (Madde 4, Madde 5)).
vi. Uzmanlık Eksikliği veya Görev Aşımı: Raporu düzenleyen bilirkişinin konuyla ilgili yeterli uzmanlığa sahip olmaması (Madde 10) veya hukuki değerlendirme yaparak görev sınırlarını aşması (Madde 6, Madde 7).
vii. Heyet Teşekkülünde Hata: Konunun gerektirdiği farklı uzmanlıklara sahip bilirkişilerden oluşan bir heyet yerine tek veya yetersiz uzmanlığa sahip bilirkişi tarafından rapor düzenlenmesi (Madde 11).
c. İtirazın Şekli: İtirazlar, yazılı bir dilekçe ile mahkemeye sunulur. Dilekçede, itiraz edilen hususlar somut olarak belirtilmeli ve itirazın gerekçeleri açıkça ortaya konulmalıdır. İşbu Dilekçe, bu şekil şartlarına uygun bir örnek teşkil etmektedir.
4. İŞ HUKUKU ALACAKLARININ HESAPLANMASINA YÖNELİK BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ VE İTİRAZ NOKTALARI
İş davalarında bilirkişi raporlarına yapılan itirazların önemli bir bölümü, işçilik alacaklarının hesaplanmasına ilişkindir. İşbu Dilekçe'de de bu yönde itirazlar bulunmaktadır:
a. Kıdem Tazminatı Hesabı: 4857 sayılı İş Kanunu'nun yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükte olan 14. maddesine göre, kıdem tazminatı işçinin son brüt ücreti üzerinden hesaplanır. Ancak bu ücrete, işçiye sağlanan ve süreklilik arz eden para ve para ile ölçülebilir menfaatler (yol, yemek, ikramiye, prim vb. sosyal yardımlar) de dahil edilir. Bu şekilde bulunan ücrete "giydirilmiş brüt ücret" denir. Bilirkişi raporunda hesaplamanın çıplak brüt ücret üzerinden yapılması veya giydirilmiş brüt ücrete dahil edilmesi gereken bazı menfaatlerin dışarıda bırakılması, İşbu Dilekçe'de belirtildiği gibi (Madde 3) haklı bir itiraz nedenidir.
b. Hafta Tatili Alacağı Hesabı: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 46. maddesine göre, kanun kapsamında çalışan işçilere yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir. Eğer işçi hafta tatilinde çalıştırılırsa, bu çalışma fazla çalışma sayılır ve İş Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca ücreti %50 zamlı ödenir. Dolayısıyla, hafta tatilinde çalışan işçi, hem çalışmadan hak ettiği 1 günlük ücreti hem de çalıştığı için %50 zamlı olarak 1.5 günlük ücreti alır; toplamda 2.5 günlük ücrete hak kazanır. Hesaplamanın çıplak ücret üzerinden yapılması ve tanık beyanları ile işyeri kayıtlarının dikkate alınması gerektiği yönündeki İşbu Dilekçe'deki beyanlar (Madde 4, Madde 5) yerleşik Yargıtay içtihatları ile uyumludur. Tanık beyanları ile ispatlanan hafta tatili çalışmalarında Yargıtay'ın zaman zaman hakkaniyet indirimi uyguladığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
5. MAHKEMENİN BİLİRKİŞİ RAPORUNA YÖNELİK DEĞERLENDİRMESİ VE OLASI KARARLARI
a. Raporun Bağlayıcı Olmaması: HMK madde 282 uyarınca, hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporu, mahkeme için bağlayıcı değildir; takdiri delillerdendir.
b. İtirazların Değerlendirilmesi: Mahkeme, süresi içinde sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesini dikkate almak zorundadır. HMK madde 281/2'ye göre, mahkeme, raporun eksik veya belirsiz gördüğü hususlar hakkında bilirkişiden ek açıklama isteyebilir (Ek Rapor).
c. Yeni Bilirkişi İncelemesi: Mahkeme, tarafların itirazlarını ciddi ve yerinde bulursa veya raporu hüküm kurmaya elverişli görmezse, HMK madde 281/3 uyarınca yeni bir bilirkişiden veya farklı uzmanlardan oluşan bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verebilir (Yeni Rapor). İşbu Dilekçe'deki temel talep de bu yöndedir (Madde 14, Talep 2). Özellikle raporlar arasında çelişki bulunması (Madde 9), bilirkişinin uzmanlığının yetersiz olması (Madde 10) veya heyet teşekkülünün hatalı olması (Madde 11) gibi durumlarda yeni rapor alınması sıklıkla başvurulan bir yoldur. Mahkeme, yeni rapor alınması talebini reddederse, bu kararını gerekçelendirmek zorundadır.
d. İtirazların Reddi: Mahkeme, yapılan itirazları yerinde görmez ve raporu yeterli bulursa, itirazları reddederek mevcut raporu hükmüne esas alabilir. Ancak bu durumda da itirazlara neden itibar etmediğini kararında açıklamalıdır.
6. DİLEKÇEDE DEĞİNİLEBİLECEK EK HUSUSLAR
İşbu Dilekçe'de yer alan temel itiraz noktaları önemlidir. Bununla birlikte, bilirkişi raporlarına itiraz edilirken genel olarak aşağıdaki hususların da göz önünde bulundurulması faydalı olabilir:
a. Faiz Talepleri: İşçilik alacaklarına uygulanacak faiz türü (yasal faiz, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz vb.) ve faiz başlangıç tarihleri (dava tarihi, temerrüt tarihi vb.) alacağın türüne göre değişiklik gösterir. Bilirkişi raporunda faiz hesaplamalarında hata yapılmışsa veya faiz türü/başlangıç tarihi yanlış belirlenmişse, bu hususlara da itiraz dilekçesinde ayrıca değinilebilir. Bu konu, "Açıklamalar" bölümünde genel hesaplama hataları (Madde 2) veya ilgili alacak kalemlerine (örneğin kıdem tazminatı (Madde 3), hafta tatili (Madde 4, Madde 5)) ilişkin itirazlar altında ele alınabilir.
b. Hakkaniyet İndirimi: Özellikle tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanan fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarında Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca "hakkaniyet indirimi" (takdiri indirim) uygulanmaktadır. Bilirkişi raporunda bu indirimin uygulanıp uygulanmadığı, uygulandıysa oranın makul olup olmadığı veya hangi gerekçeyle uygulandığı gibi hususlar da bir itiraz konusu olabilir. Bu, genellikle hesaplama yöntemine ilişkin itirazlar (Madde 4, Madde 5) kapsamında değerlendirilebilir.
c. Zamanaşımı Def'i: Davalı tarafça zamanaşımı def'inde bulunulmuşsa, bilirkişinin hesaplamayı yaparken zamanaşımı sürelerini doğru dikkate alıp almadığı kontrol edilmelidir. Hesaplanan dönemlerin zamanaşımı def'i ile uyumlu olup olmadığına ilişkin itirazlar da "Açıklamalar" bölümünde (Madde 2) veya ilgili alacak kalemleri altında ileri sürülebilir.
7. SONUÇ
İş hukuku yargılamasında bilirkişi raporları, uyuşmazlığın çözümünde önemli bir rol oynamakla birlikte, mutlak ve bağlayıcı belgeler değildir. Tarafların HMK madde 281 kapsamında bu raporlara karşı süresi içinde, somut gerekçelere dayalı olarak beyan ve itirazlarını sunmaları, hem kendi haklarının korunması hem de mahkemenin adil ve doğru bir karar vermesi açısından kritik öneme sahiptir. İşbu Dilekçe'de örneklendiği gibi; hesaplama hataları, eksik inceleme, bilirkişinin uzmanlık alanı dışına çıkması, görevini aşarak hukuki değerlendirme yapması, önceki raporlarla çelişki gibi hususlar, raporun hükme esas alınmasına engel teşkil edebilir. Mahkeme, sunulan itirazları ciddiyetle değerlendirmeli, gerekirse ek rapor veya yeni bilirkişi raporu alarak uyuşmazlığı tüm yönleriyle aydınlatmalı ve hukuka uygun bir karar vermelidir.
T.C.
...
İŞ MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI : TC:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
VEKİLİ : Av.
KONU : _._.20_ tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan ve itirazlarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR &nbs