- Boşanılan Eşin Soyadını Kullanma Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
BOŞANILAN KADININ KOCANIN SOYADINI KULLANMA TALEBİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Türk hukuk sisteminde evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte kadının statüsünde meydana gelen değişikliklerden biri de kural olarak evlilik öncesi soyadına geri dönmesidir. Ancak, belirli koşulların varlığı halinde, boşanan kadının, eski kocasının soyadını kullanmaya devam etmesine olanak tanıyan istisnai bir düzenleme mevcuttur. İşbu makalede, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde boşanan kadının kocanın soyadını kullanma talebi, bu talebin kabulü için aranan şartlar, usul hükümleri ve konuya ilişkin doktrin ile Yargıtay içtihatlarındaki yaklaşımlar ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. YASAL DÜZENLEME
Boşanan kadının kocasının soyadını kullanma izni talebinin temel hukuki dayanağı, TMK'nın "Boşanmanın Sonuçları" başlığı altında yer alan "Kişisel Durum" kenar başlıklı 173. maddesinin ikinci fıkrasıdır. İlgili fıkra şu şekildedir:
"Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir."
Bu hüküm, boşanma sonrasında kadının kural olarak kendi soyadını alacağı ilkesine (TMK m. 173/1) bir istisna getirmektedir. Hükmün amacı, özellikle evlilik süresince kocasının soyadıyla sosyal ve ekonomik hayatta belirli bir tanınırlık elde etmiş, bu soyadı ile özdeşleşmiş kadının, soyadı değişikliği nedeniyle yaşayabileceği mağduriyetleri önlemektir.
Bununla birlikte, dava sürecine ilişkin usul hükümleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve nüfus kayıtlarına ilişkin işlemler 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.
2. TALEBİN KABULÜ İÇİN ARANAN MADDİ ŞARTLAR
TMK m. 173/2 hükmü, hâkimin boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına izin verebilmesi için iki temel koşulun bir arada bulunmasını ve bu koşulların davacı kadın tarafından ispatlanmasını aramaktadır:
a. Kadının Kocasının Soyadını Kullanmakta Menfaatinin Bulunması:
Kanun, menfaatin niteliği konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Bu menfaat, hukuken korunan, meşru ve ciddi bir menfaat olmalıdır. Doktrin ve Yargıtay kararlarında menfaatin varlığına işaret eden durumlar genellikle şunlardır:
* Kadının mesleki kariyerini veya ticari faaliyetlerini evlilik süresince edindiği kocasının soyadı ile sürdürmesi ve bu soyadı ile tanınmış olması (İşbu Dilekçe, Madde IV/1, IV/2).
* Kadının bilimsel, sanatsal veya edebi eserlerini bu soyadı ile yayımlamış olması.
* Sosyal çevrede uzun yıllar bu soyadı ile bilinmesi ve kızlık soyadının neredeyse hiç bilinmemesi nedeniyle yaşanacak karışıklık ve zorluklar (İşbu Dilekçe, Madde IV/2, IV/3).
* Müşterek çocukların bulunması halinde, çocuklarla farklı soyadı taşımanın yaratabileceği psikolojik veya sosyal zorluklar (Bu husus, menfaatin değerlendirilmesinde dikkate alınabilir).
* Soyadı değişikliğinin bürokratik işlemlerde veya yurt dışı ilişkilerinde ciddi güçlüklere yol açacak olması.
Hâkim, somut olayın özelliklerine göre menfaatin varlığını takdir edecektir. Menfaatin basit bir istek veya alışkanlıktan öte, objektif ve makul gerekçelere dayanması aranır.
b. Bu Durumun Kocaya Bir Zarar Vermeyeceğinin İspatlanması:
İkinci koşul, kadının kocasının soyadını kullanmaya devam etmesinin boşanan kocaya maddi veya manevi bir zarar vermeyeceğinin kanıtlanmasıdır. Zarar kavramı geniş yorumlanmamalıdır. Kocanın soyadının başkası tarafından kullanılmasından duyacağı soyut rahatsızlık, tek başına zarar olarak kabul edilmez. Zararın varlığı için şu gibi durumlar değerlendirilebilir:
* Kadının bu soyadını kullanarak kocanın veya ailesinin itibarını zedeleyici davranışlarda bulunma ihtimali.
* Soyadını kullanarak haksız bir menfaat temin etme veya kocayı borç altına sokma gibi kötü niyetli eylemlerde bulunma riski.
* Kocanın mesleki veya sosyal konumu itibarıyla soyadının korunmasında özel bir hassasiyetinin bulunması ve kadının davranışlarının bu konuma zarar verme potansiyeli taşıması.
Genellikle, kadının toplum içindeki konumu, yaşam tarzı ve boşanma sonrası davranışları, kocaya bir zarar verip vermeyeceği konusunda hâkime fikir verir. Davacı kadının, bu durumun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlaması gerekmektedir (İşbu Dilekçe, Madde IV/10).
c. İspat Yükü:
Kanun metninde açıkça belirtildiği üzere, hem menfaatin varlığını hem de kocaya zarar vermeyeceğini ispat yükü, soyadını kullanma izni isteyen davacı kadına aittir. Kadın, bu iki koşulun varlığını HMK'da öngörülen her türlü delille (tanık, belge, bilirkişi incelemesi, yemin vb.) ispatlayabilir (İşbu Dilekçe, Madde VII/Deliller Listesi).
3. USUL HÜKÜMLERİ
a. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Bu tür davalarda görevli mahkeme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca Aile Mahkemesidir (İşbu Dilekçe, Sayfa 1). Yetkili mahkeme ise genel yetki kuralı gereğince davalı eski kocanın yerleşim yeri mahkemesi (HMK m. 6) veya boşanma kararını veren mahkeme olarak kabul edilebilir.
b. Dava Açma Süresi: TMK m. 178 uyarınca evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Boşanan kadının koca soyadını kullanma talebinin de bu nitelikte bir dava hakkı olduğu ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık süre içinde ileri sürülmesi gerektiği genel olarak kabul edilmektedir (İşbu Dilekçe, Madde III/1). Ancak doktrinde ve bazı Yargıtay kararlarında bu sürenin "zamanaşımı" değil, "hak düşürücü süre" olduğu savunulmaktadır. Hak düşürücü süre, zamanaşımından farklı olarak kesilmez, durmaz ve hâkim tarafından re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır. Davanın süresinde açılıp açılmadığı, hâkim tarafından öncelikle incelenir.
c. Davanın Niteliği: Bu dava, mevcut bir hukuki durumu değiştirmeyi veya yeni bir hukuki durum yaratmayı amaçlayan "yenilik doğuran (inşai)" bir davadır. Mahkemenin kabul kararı ile birlikte kadın, kocasının soyadını kullanma hakkını kazanır.
d. Taraflar: Davacı, boşanan kadın; davalı ise boşanan kocadır. Dava, kocanın sağlığında açılmalıdır. Kocanın dava sırasında ölmesi halinde, mirasçılar davaya devam edebilir.
e. Yargılama Usulü: Aile Mahkemelerinde, HMK'da düzenlenen yazılı yargılama usulü uygulanır (HMK m. 316 vd.).
f. Adli Yardım: Davacının, davanın gerektirdiği yargılama giderlerini (harç, avans, tebligat gideri vb.) karşılayacak mali gücü bulunmuyorsa, HMK m. 334 vd. hükümlerine göre adli yardım talebinde bulunabilir. Talebin kabulü için yoksulluğunu ispatlaması ve talebinde haksız olmaması gerekmektedir (İşbu Dilekçe, Madde V, Madde 14/2).
g. Kararın Sonuçları: Mahkemenin talebi kabul etmesi halinde, karar kesinleşince durum nüfus müdürlüğüne bildirilir ve kadının nüfus kaydında gerekli düzeltme yapılarak kocasının soyadını kullanmasına izin verildiği belirtilir. Mahkeme talebi reddederse, kadın evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam eder veya bekarlık soyadını alır. Verilen izin kararı geleceğe yöneliktir; yani kadının daha sonraki davranışları veya koşulların değişmesi (örneğin kocaya zarar vermeye başlaması) halinde, koca TMK m. 173/3 uyarınca bu iznin kaldırılması için dava açabilir.
4. DİKKATE ALINMASI GEREKEN HUSUSLAR VE VURGULANABİLECEK ALANLAR
a. Menfaatin Somutlaştırılması: Davacının soyadını kullanmaktaki menfaatini ortaya koyarken, genel ifadeler yerine somut olgulara ve delillere dayanılması önemlidir. Örneğin, mesleki tanınırlık iddia ediliyorsa, bu soyadı ile yayınlanmış eserler, alınan ödüller, mesleki üyelikler, ticari unvan kayıtları gibi belgeler sunulmalıdır. Sosyal çevrede tanınırlık için tanık beyanları kritik rol oynar (İşbu Dilekçe, Madde 18 / Tanıklar). Bu hususların detaylandırılması, "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" bölümünde (Madde IV) faydalı olacaktır.
b. Zarar Vermeme Koşulunun Güçlendirilmesi: Davacının, soyadını kullanmasının kocaya zarar vermeyeceğini ispat yükümlülüğü bulunmaktadır (İşbu Dilekçe, Madde IV/10). Bu koşulun ispatı genellikle dolaylı delillerle ve davacının genel durumu ile yaşam biçiminin değerlendirilmesiyle yapılır. Davacının, kocanın veya ailesinin saygınlığına halel getirecek bir yaşam tarzı sürmediği, soyadını kötüye kullanma niyetinin olmadığı tanık beyanları veya diğer delillerle desteklenmelidir. Bu konudaki argümanlar "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" kısmında (Madde IV) daha ayrıntılı işlenebilir.
c. Müşterek Çocukların Varlığı: Eğer tarafların müşterek çocukları varsa ve bu çocuklar babanın soyadını taşıyorsa, annenin de aynı soyadını kullanmaya devam etmesinin çocukların psikolojisi, sosyal uyumu ve aile bütünlüğü algısı açısından taşıdığı önem, "menfaat" kavramı kapsamında güçlü bir argüman olarak "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" bölümünde (Madde IV) vurgulanabilir. Çocuğun üstün yararı ilkesi, bu tür davalarda hâkimin takdirini etkileyen önemli bir faktör olabilir.
5. SONUÇ
Boşanan kadının, eski kocasının soyadını kullanmaya devam etme talebi, TMK m. 173/2'de düzenlenen istisnai bir haktır. Bu hakkın kullanılabilmesi, kadının bu soyadını kullanmakta hukuken korunan bir menfaatinin bulunması ve bu durumun kocaya zarar vermeyeceğinin davacı tarafından şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanmasına bağlıdır. Dava, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıllık (hak düşürücü) süre içinde Aile Mahkemesinde açılmalıdır. Hâkim, somut olayın özelliklerini, tarafların durumunu ve sunulan delilleri değerlendirerek, menfaat ve zarar vermeme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini takdir edecek ve talebin kabulüne veya reddine karar verecektir. İşbu Dilekçe, belirtilen yasal çerçeve ve koşullar doğrultusunda hazırlanmış bir dava başvurusunun unsurlarını içermektedir. Davanın başarısı, dilekçede ileri sürülen iddiaların (Madde IV) usulüne uygun delillerle (Madde VII/Deliller Listesi) desteklenmesine bağlı olacaktır.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Boşanılan eşin (kocanın) soyadını kullanma talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkilim ile Davalı ... Aile Mahkemesinin / Esas ve / Karar sayılı, _._.20_ tarihli ilamı ile boşanmış olup, karar _._.20_ tarihinde kesinleşmiş, durum nüfus kayıtlarına işlenmiştir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkilimin boşanmış olduğu eşinin soyadını kullanmakta menfaati bulunmakta ve bu durumun boşanılan eşe zarar vermeyeceği açıktır.
2. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Eski eşin soyadını kullanma hususundaki dava boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup, iş bu davamızı zaman aşımı süresi içerisinde açmaktayız.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. Müvekkilimin mesleği ... dır.
2. Sosyal ve iş çevresinde ... soyadı ile tanınmakta ve bilinmektedir.
3. Müvekkilin sosyal ve iş çevresinde kızlık soyadı bilinmemektedir. Bu nedenle kızlık soyadını kullanması halinde Müvekkilim tanınmamaktadır. Bu durum Müvekkilimi sosyal ve ekonomik yönden etkilemekte, mağduriyetine sebep olmaktadır.
4. Türk Medeni Kanunu 173 maddesi uyarınca; “Kadının, boşandığı koca-sının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üz