- Ceza Davası Dosya Belgilerinin Hukuk Mahkemesine Sunulması
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
CEZA MAHKEMESİ KARAR VE DELİLLERİNİN HUKUK MAHKEMESİNE SUNULMASI VE HUKUK YARGILAMASINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Türk Hukuk Sistemi'nde, ceza yargılaması ile hukuk yargılaması arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Özellikle haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında veya aynı olaydan doğan farklı hukuki taleplerde, ceza mahkemesinde yürütülen yargılama neticesinde ortaya çıkan maddi vakıalar, deliller ve verilen kararlar, hukuk mahkemesinde görülen dava açısından önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Bu bağlamda, ceza davası dosyasındaki belgelerin, özellikle kesinleşmiş kararların ve bilirkişi raporlarının, hukuk mahkemesine sunulması, yargılamanın seyri ve sonucu üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir. İşbu makalede, ceza davası dosyası belgelerinin hukuk mahkemesine sunulmasını konu alan bir dilekçeden hareketle, bu işlemin hukuki dayanakları, ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesi üzerindeki etkisi, delillerin değerlendirilmesi ve ilgili usul hükümleri doktrin ve mevzuat ışığında incelenecektir.
1. HUKUKİ DAYANAKLAR VE İLGİLİ MEVZUAT
Ceza mahkemesi kararlarının ve bu yargılamada toplanan delillerin hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen temel normlar Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) yer almaktadır.
a. Türk Borçlar Kanunu Madde 74: Bu madde, ceza hukuku ile borçlar hukuku arasındaki ilişkiyi düzenleyen temel hükümdür. Maddeye göre, "Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığını saptarken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesince verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz." Bu hüküm, hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararları karşısındaki bağımsızlığını vurgulamakla birlikte, maddenin lafzı ve ruhu, ceza mahkemesinde maddi vakıanın (fiilin hukuka aykırılığı ve gerçekleşip gerçekleşmediği) tespitine ilişkin kesinleşmiş kararların hukuk hakimini bağlayacağı prensibini dışlamamaktadır. Doktrin ve Yargıtay içtihatları, özellikle fiilin hukuka aykırılığının ve fail tarafından işlenip işlenmediğinin tespiti konusunda ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayacağı yönünde istikrar kazanmıştır.
b. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK): HMK, delillerin sunulması, değerlendirilmesi ve yargılama usulüne ilişkin genel çerçeveyi çizer.
i. HMK Madde 167 (Bekletici Sorun): Hukuk mahkemesi, bir davada hüküm vermenin, başka bir davaya veya idari makamın tespitine bağlı olduğu durumlarda, ilgili davanın veya idari işlemin sonucunu bekleyebilir. Ceza davasının sonucu, hukuk davasındaki maddi vakıanın veya kusurun tespiti açısından önem taşıyorsa, hukuk hakimi ceza davasının kesinleşmesini bekletici sorun yapabilir.
ii. HMK Madde 189 (Delillerin Serbestçe Değerlendirilmesi): Hukuk hakimi, kanunda özel bir düzenleme olmadıkça, delilleri serbestçe takdir eder. Ancak bu serbestlik, keyfilik anlamına gelmez. Hakim, vicdani kanaatini somut delillere dayandırmak zorundadır. Ceza mahkemesi kararı ve dosyasındaki deliller de bu kapsamda değerlendirilecek önemli kanıtlardır.
iii. HMK Madde 199 (Belge Kavramı): Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları belge niteliğindedir. Ceza mahkemesi kararları, iddianameler, tutanaklar, bilirkişi raporları bu madde kapsamında belge olarak kabul edilir ve delil niteliği taşır.
iv. HMK Madde 218 (Başka Yerlerden Getirtilecek Belgeler): Mahkeme, tarafların veya kendiliğinden başka yerden getirtilmesine karar verdiği belge veya dosyaların zamanında getirtilmesi için gerekli işlemleri yapar. Bu hüküm, hukuk mahkemesinin re'sen veya talep üzerine ceza dosyasını ilgili mahkemeden istemesine olanak tanır.
2. CEZA MAHKEMESİ KARARLARININ HUKUK MAHKEMESİNİ BAĞLAYICILIĞI PRENSİBİ
TBK Madde 74'ün yorumu ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları çerçevesinde, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıcılığı konusu şu şekilde özetlenebilir:
a. Maddi Vakıanın Tespiti: Ceza mahkemesinin, sanığın dava konusu fiili işleyip işlemediği (maddi vakıa) ve bu fiilin hukuka aykırı olup olmadığı yönündeki kesinleşmiş tespiti, hukuk hakimini bağlar. Örneğin, ceza mahkemesi bir fiilin sanık tarafından işlenmediğine karar verip beraat hükmü kurmuşsa, hukuk hakimi aynı fiil nedeniyle aynı kişiyi tazminata mahkum edemez. Tersine, fiilin sanık tarafından işlendiği kesinleşmiş bir mahkumiyet kararıyla sabitse, hukuk hakimi bu vakıayı esas almak durumundadır. İşbu Dilekçe'de atıf yapılan ceza mahkemesi kararının (Madde 1), maddi vakıanın sübutu açısından önem taşıdığı anlaşılmaktadır.
b. Kusurun Değerlendirilmesi: TBK Madde 74 uyarınca, ceza hakiminin kusurun varlığı, yokluğu veya derecesine ilişkin değerlendirmesi hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, tazminat hukukunun kendine özgü kusur anlayışı çerçevesinde (ihmal, hafif kusur vb.) kusur durumunu ayrıca değerlendirir. Ancak ceza mahkemesinin kusura ilişkin tespitleri, özellikle toplanan deliller ve bilirkişi raporları (Madde 2), hukuk hakiminin kendi değerlendirmesini yaparken dikkate alacağı önemli birer emaredir.
c. Zararın Belirlenmesi: Ceza hakiminin zararın miktarına ilişkin tespiti de hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, tazminat taleplerinde zararın kapsamını ve miktarını, hukuk yargılaması usulüne göre toplanacak deliller ve gerekirse aldıracağı bilirkişi raporları ile belirler.
d. Beraat Kararının Niteliği: Ceza mahkemesince verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlayıp bağlamayacağı, beraatın gerekçesine göre değişir. Eğer beraat, fiilin sanık tarafından işlenmediği veya fiilin hukuka aykırı olmadığı gerekçesine dayanıyorsa, bu tespit hukuk hakimini bağlar. Ancak beraat, suçun unsurlarının oluşmaması (örneğin manevi unsur yokluğu) veya delil yetersizliği gibi nedenlere dayanıyorsa, hukuk hakimi aynı fiilin haksız fiil teşkil edip etmediğini ve failin kusurunu serbestçe değerlendirebilir. İşbu Dilekçe'de belirtilen kararın (Madde 1) içeriği (mahkumiyet, beraat veya başka bir karar türü) ve gerekçesi, bağlayıcılık açısından kritik öneme sahiptir.
3. CEZA DOSYASINDAKİ DELİLLERİN HUKUK MAHKEMESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ
Ceza yargılaması sırasında toplanan deliller (tanık beyanları, keşif tutanakları, bilirkişi raporları, olay yeri inceleme raporları, kamera kayıtları vb.), hukuk mahkemesi açısından önemli birer takdiri delil niteliğindedir.
a. Delil Sunma Yükümlülüğü: Hukuk davasının tarafları, iddialarını ispatlamak için ceza dosyasındaki delillere dayanabilirler. Bu deliller, dilekçeler ekinde (Madde 2, Madde 6, Madde 7) sunulabileceği gibi, mahkemeden ceza dosyasının celbi de talep edilebilir.
b. Bilirkişi Raporları: Ceza mahkemesince aldırılan bilirkişi raporları (Madde 2), özellikle teknik veya özel bilgi gerektiren konularda (örneğin kusur oranının tespiti, nedensellik bağının kurulması) hukuk hakimi için önemli bir aydınlatma kaynağıdır. Ancak HMK Madde 282 uyarınca hakim, bilirkişi raporuyla bağlı değildir. Gerekli görürse yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verebilir veya sunulan raporu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir eder. Dilekçede sunulan bilirkişi raporunun (Madde 2) dikkate alınması talebi (Madde 4), hakimin takdir yetkisi kapsamında değerlendirilecektir.
c. Tanık Beyanları: Ceza dosyasındaki tanık beyanları da hukuk mahkemesinde delil olarak kullanılabilir. Ancak hukuk hakimi, bu beyanların doğruluğunu ve güvenilirliğini diğer delillerle birlikte değerlendirir. Gerekli görürse, aynı tanıkları hukuk mahkemesinde yeniden dinleyebilir.
4. İŞBU DİLEKÇENİN ROLÜ VE İŞLEVİ
İncelenen dilekçe (Ceza Davası Dosya Belgilerinin Hukuk Mahkemesine Sunulması Dilekçesi), hukuk mahkemesinde görülmekte olan bir davada, ilgili ceza davasında verilen kararın ve dosyada bulunan bilirkişi raporunun mahkemeye sunulması ve hüküm kurulurken dikkate alınması talebini içermektedir (Madde 4). Bu dilekçe, usulen aşağıdaki işlevleri yerine getirir:
a. Bilgilendirme: Mahkemeyi, dava konusu olayla bağlantılı bir ceza davasının varlığı ve sonucu hakkında bilgilendirir (Madde 1).
b. Delil Sunma: Ceza mahkemesi kararını ve bilirkişi raporunu yazılı delil olarak dosyaya sunar (Madde 2, Madde 3, Madde 6, Madde 7).
c. Talepte Bulunma: Sunulan bu belgelerin, davanın esasına ilişkin karar verilirken göz önünde bulundurulmasını talep eder (Madde 4). Bu talep, esasen hakimin delilleri serbestçe değerlendirme ilkesi (HMK m. 189) çerçevesinde yapacağı değerlendirmeye yönelik bir hatırlatma ve vurgu niteliğindedir.
5. USULİ GEREKLİLİKLER VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Ceza davası belgelerinin hukuk mahkemesine sunulmasında aşağıdaki usuli noktalara dikkat edilmelidir:
a. Belgelerin Niteliği: Sunulan belgelerin (karar, rapor vb.) onaylı suretleri veya asılları olması tercih edilir. UYAP üzerinden erişilebilen belgeler için bu durum farklılık gösterebilir.
b. Zamanlama: Delillerin, yargılamanın ilgili aşamalarında (dava, cevap, replik, düplik dilekçeleri veya ön inceleme duruşması sonrası delil bildirme süresi içinde) sunulması esastır. Ancak yargılamanın her aşamasında, özellikle yeni ortaya çıkan veya sonradan öğrenilen delillerin sunulması mümkündür. Ceza davası kararının hukuk davası devam ederken kesinleşmesi halinde, bu kararın sunulması genellikle mümkündür.
c. Açıklık: Dilekçede, hangi ceza dosyasına atıf yapıldığı (mahkeme, esas numarası) (Madde 1) ve sunulan belgelerin neler olduğu (karar, bilirkişi raporu vb.) (Madde 2, Madde 3, Madde 7) açıkça belirtilmelidir.
d. İlişkinin Kurulması: Sunulan belgelerin, hukuk davasındaki hangi iddia veya taleple ilgili olduğunun ve ispata nasıl hizmet edeceğinin kısaca açıklanması, mahkemenin değerlendirmesini kolaylaştıracaktır.
6. POTANSİYEL EK DEĞERLENDİRMELER
İşbu Dilekçe genel hatları itibarıyla amacına hizmet etmekle birlikte, somut olayın özelliklerine göre bazı ek hususlara değinilmesi faydalı olabilir:
a. İddia ile Bağlantının Detaylandırılması: "Açıklamalar" bölümünde (Madde 1 ve Madde 2), sunulan ceza mahkemesi kararının ve bilirkişi raporunun, hukuk davasındaki hangi maddi vakıayı (örneğin, haksız fiilin işlendiği, kusurun varlığı, zararın unsurları vb.) ispata yaradığı veya hangi hukuki iddiayı desteklediği daha ayrıntılı olarak izah edilebilir. Bu, mahkemenin belgelerin relevantlığını (ilgili olup olmadığını) daha kolay anlamasına yardımcı olur.
b. Talep Sonucunun Özelleştirilmesi: "Talep Sonucu" bölümünde (Madde 4), genel olarak dikkate alınma talebinin yanı sıra, özellikle ceza mahkemesi kararının maddi vakıaya ilişkin tespitinin hukuk mahkemesi açısından bağlayıcı olduğunun vurgulanması veya bilirkişi raporundaki belirli tespitlere (örneğin kusur oranı, illiyet bağı tespiti gibi) dikkat çekilmesi düşünülebilir.
c. Dosyanın Celbinin Talep Edilmesi: Sadece belirli belgelerin sunulması yerine (Madde 2), ceza dosyasının tamamının veya belirli bölümlerinin (örneğin tüm ifade tutanakları, keşif tutanakları vb.) ilgili ceza mahkemesinden celbedilerek incelenmesi, olayın bütüncül bir şekilde anlaşılması açısından daha faydalı olacaksa, bu yönde bir talep de "Açıklamalar" veya ayrı bir talep olarak dilekçeye eklenebilir. Bu, özellikle hukuk mahkemesinin kendi değerlendirmesini daha geniş bir delil yelpazesi üzerinden yapmasını sağlamak amacıyla gerekli görülebilir.
SONUÇ
Ceza mahkemesi kararları ve bu yargılamada toplanan deliller, aynı olaydan kaynaklanan hukuk davaları açısından önemli bir bilgi ve kanıt kaynağıdır. Özellikle ceza mahkemesinin maddi vakıanın varlığına ve hukuka aykırılığına ilişkin kesinleşmiş tespitleri, TBK Madde 74 ve yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Ceza dosyasındaki diğer deliller (bilirkişi raporları, tanık beyanları vb.) ise HMK'nın delillerin serbestçe değerlendirilmesi ilkesi çerçevesinde hakim tarafından takdir edilecek önemli emarelerdir. Ceza davası dosyası belgelerinin hukuk mahkemesine sunulmasına ilişkin dilekçeler, bu belgelerin usulüne uygun şekilde dosyaya girmesini ve mahkeme tarafından dikkate alınmasını sağlamaya yönelik önemli bir usuli işlemdir.