- İstinaf Süre Tutum Talebi
- Talep Sonucu
CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURUDA SÜRE TUTUM DİLEKÇESİNİN YERİ VE ÖNEMİ
GİRİŞ
Türk ceza muhakemesi sistemi, adil yargılanma hakkının temel bir unsuru olarak, ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurma imkânı tanımaktadır. Bu kanun yollarından biri olan istinaf, ilk derece mahkemesi kararının hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesini sağlayan önemli bir mekanizmadır. İstinaf başvurusunun süresi içinde yapılması usuli bir zorunluluk olup, hak kayıplarının önlenmesi bakımından kritik öneme haizdir. Uygulamada, özellikle kararın tefhim edildiği ancak gerekçeli kararın henüz yazılıp tebliğ edilmediği durumlarda, istinaf süresini kaçırmamak adına "süre tutum dilekçesi" olarak adlandırılan bir dilekçe ile başvuru yapıldığı görülmektedir. İşbu makalede, ceza muhakemesinde istinaf kanun yoluna başvuru sürecinde süre tutum dilekçesinin hukuki niteliği, ilgili mevzuat hükümleri, unsurları, işlevi ve gerekçeli istinaf dilekçesi ile ilişkisi detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. İSTİNAF KANUN YOLU VE SÜRE TUTUM DİLEKÇESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
İstinaf, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 272. ve devamı maddelerinde düzenlenen olağan bir kanun yoludur. İlk derece mahkemeleri tarafından verilen ve kanunda istinaf yoluna başvurulabileceği açıkça belirtilen hükümlere karşı, kararın hukuka uygunluğunu ve yerindeliğini denetlemek amacıyla Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde başvurulan bir yoldur. İstinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak davanın yeniden görülmesine veya düzelterek onanmasına karar verebileceği gibi, istinaf başvurusunun esastan reddine de hükmedebilir (CMK m. 280).
CMK m. 273/1 uyarınca, istinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır. Bu beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan durum, kararın duruşmada tefhim edilmesi ancak gerekçeli kararın daha sonra hazırlanarak taraflara tebliğ edilmesidir. Bu durumda, yedi günlük istinaf süresi tefhimle birlikte işlemeye başlar. Ancak taraflar, özellikle de sanık ve müdafii, kararın gerekçelerini bilmeden kapsamlı ve gerekçeli bir istinaf dilekçesi hazırlamakta zorlanabilirler. İşte bu noktada, yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde istinaf iradesini ortaya koymak ve süreyi korumak amacıyla "süre tutum dilekçesi" sunulmaktadır.
Süre tutum dilekçesi, esasen, kanunda açıkça bu isimle düzenlenmemiş olmakla birlikte, CMK m. 273'te belirtilen "hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi" şeklindeki başvuru usulünün bir tezahürüdür. Bu dilekçe, istinaf başvuru iradesini yedi günlük süre içinde mahkemeye bildiren, ancak ayrıntılı istinaf sebeplerini gerekçeli kararın tebliğinden sonra sunma hakkını saklı tutan bir içeriğe sahiptir. Dolayısıyla, hukuki niteliği itibarıyla, istinaf başvuru süresini kesen ve istinaf hakkını muhafaza eden usuli bir işlemdir. İşbu Dilekçe de bu amaca hizmet etmek üzere kaleme alınmış bir metin görünümündedir (Konu). Dilekçede, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulduğu ifade edilmektedir (Açıklamalar 1).
2. İLGİLİ MEVZUAT
Ceza istinaf süreci ve süre tutum dilekçesinin hukuki dayanaklarını oluşturan temel mevzuat hükümleri şunlardır:
a. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK):
* Madde 272: İstinaf yoluna başvurulabilen hükümler.
* Madde 273: İstinaf istemi ve süresi. Bu madde, istinaf başvurusunun hükmün açıklanmasından (tefhim) veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiğini düzenler. Süre tutum dilekçesi, bu yedi günlük süreye riayet etmek için sunulur.
* Madde 275: İstinaf başvurusunun etkisi. İstinaf başvurusunun, hükmün kesinleşmesini engellediğini belirtir. Süre tutum dilekçesi de bu etkiyi doğurur.
* Madde 280: Bölge adliye mahkemesinin yapacağı inceleme ve kararlar.
* Madde 291: Temyiz istemi ve süresi. İstinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulması durumunda da benzer süreler ve başvuru usulleri geçerlidir.
* Madde 294: Temyiz başvuru dilekçesinin içeriği. İstinaf dilekçesi için de kıyasen uygulanabilecek içerik unsurlarını barındırır. Gerekçeli dilekçede bulunması gereken hususları gösterir.
* Madde 295: Temyiz başvurusunun içeriği ve gerekçesi. Bu maddenin birinci fıkrası, temyiz başvurusunda temyiz nedenlerinin gösterilmemesi halinde, temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde gerekçeyi içeren ek bir dilekçe verilmesini düzenler. İşbu Dilekçe'de de bu maddeye atıf yapılarak, gerekçeli istinaf dilekçesinin gerekçeli kararın tebliğinden sonra sunulacağı belirtilmiştir (Açıklamalar 2). Her ne kadar madde temyiz ile ilgili olsa da, istinaf aşamasında da gerekçeli dilekçenin sonradan sunulacağı beyan edilirken bu maddeye kıyasen atıf yapılması uygulamada yerleşmiştir.
b. Avukatlık Kanunu: Müdafi veya vekil aracılığıyla yapılan başvurularda avukatın yetkisi ve sorumlulukları açısından relevant olabilir. İşbu Dilekçe, sanık müdafii tarafından imzalanmıştır (Sayfa 2).
c. Tebligat Kanunu: Gerekçeli kararın tebliği ve sürelerin başlaması açısından önemlidir.
3. SÜRE TUTUM DİLEKÇESİNİN UNSURLARI VE İŞLEVİ
Süre tutum dilekçesi, niteliği gereği kısa ve özdür. Temel işlevi, yasal süre içerisinde istinaf iradesini beyan etmek olduğundan, aşağıdaki unsurları içermesi yeterli ve gereklidir:
a. Başvurulan Merci: Kararı veren ilk derece mahkemesi aracılığıyla ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi'ne hitaben yazılır (Başlık Kısmı).
b. Taraflar: Başvuruyu yapan (sanık, katılan, Cumhuriyet savcısı vs.) ve varsa vekili/müdafii ile aleyhine başvurulan taraf (genellikle sanık veya katılan) belirtilir (Sanık, Müdafi bilgileri).
c. Başvuruya Konu Karar: Hangi mahkemenin, hangi esas ve karar numaralı, hangi tarihli kararının istinaf edildiği açıkça belirtilmelidir. İşbu Dilekçe'de bu bilgiler için boşluklar bırakılmıştır (Esas No, Karar No, Tarih).
d. Başvuru İradesi: Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğuna dair net bir beyan yer almalıdır. İşbu Dilekçe'de "İstinaf ve süre tutum dilekçesidir" (Konu) ve "...istinaf kanun yoluna başvurmaktayız" (Açıklamalar 1) ifadeleri bu iradeyi ortaya koymaktadır.
e. Gerekçelerin Sonra Sunulacağı Beyanı: Ayrıntılı istinaf sebeplerinin, gerekçeli kararın tebliğinden sonra yasal süre içerisinde sunulacağı belirtilir. Bu beyan, dilekçenin "süre tutum" niteliğini pekiştirir. İşbu Dilekçe'de bu husus açıkça ifade edilmiştir (Açıklamalar 2, Talep Sonucu Girişi).
f. Talep Sonucu: İstinaf talebinin kabulü ve hükmün bozulması gibi temel talepler kısaca belirtilir. İşbu Dilekçe'de istinaf ve süre tutum taleplerinin kabulü ile mahkumiyet hükmünün bozulması talep edilmektedir (Talep Sonucu 1, 2, 3).
g. Tarih ve İmza: Dilekçenin sunulduğu tarih ve başvuran veya vekili/müdafiinin imzası bulunmalıdır (Tarih, İmza).
Süre tutum dilekçesinin temel işlevi, CMK m. 273'te öngörülen yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde istinaf başvurusunu yaparak bu hakkın kaybolmasını önlemektir. Bu dilekçe ile başvuru yapıldıktan sonra, gerekçeli kararın tebliğini takiben sunulacak olan ayrıntılı ve gerekçeli istinaf dilekçesi için zaman kazanılmış olur.
4. GEREKÇELİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE İLİŞKİSİ
Süre tutum dilekçesi, istinaf sürecinin yalnızca ilk adımıdır. Tek başına bu dilekçenin sunulmuş olması, istinaf incelemesinin esasına girilmesi için yeterli değildir. Süre tutum dilekçesi ile istinaf iradesi beyan edildikten sonra, CMK m. 295/1 hükmünün kıyasen uygulanmasıyla, gerekçeli kararın ilgili tarafa (örneğin sanık müdafiine) tebliğinden itibaren yedi gün içinde ayrıntılı istinaf sebeplerini içeren "gerekçeli istinaf dilekçesi"nin sunulması gerekmektedir. İşbu Dilekçe'de de bu yükümlülüğün farkındalığı ve gereğinin yapılacağı taahhüdü yer almaktadır (Açıklamalar 2).
Gerekçeli istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesi kararının hangi nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğu, delillerin neden yanlış değerlendirildiği, hangi hukuki normların ihlal edildiği gibi hususlar somut gerekçelerle açıklanmalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf incelemesini esas olarak bu gerekçeli dilekçede ileri sürülen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlar çerçevesinde yapar.
Eğer süre tutum dilekçesi verildikten sonra, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal süre içinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmazsa, istinaf talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından (eğer kamu düzenine ilişkin bir bozma nedeni yoksa) genellikle gerekçesizlikten reddedilebilir. Bu nedenle, süre tutum dilekçesi sadece süreyi koruma işlevi görür; asıl denetimin kapsamını belirleyen ve Bölge Adliye Mahkemesi'ni ikna etmeyi hedefleyen belge, gerekçeli istinaf dilekçesidir.
5. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Süre tutum dilekçesi hazırlanırken ve sunulurken, her ne kadar kısa ve öz bir belge olsa da, bazı temel unsurların eksiksiz ve doğru bir şekilde yer almasına özen gösterilmelidir. Bu hususlar, başvurunun geçerliliği ve ileride sunulacak gerekçeli dilekçe ile uyum açısından önem taşır:
a. Doğru Merci ve Bilgiler: Dilekçenin, kararı veren mahkemeye hitaben ve ilgili Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmek üzere sunulması, ayrıca dosya esas ve karar numarasının, karar tarihinin doğru bir şekilde belirtilmesi, başvurunun akıbeti açısından elzemdir. İşbu Dilekçe'de bu bilgiler için ayrılmış alanlar bulunmaktadır (Başlık, Esas No, Karar No). Uygulamada bu alanların eksiksiz doldurulması gerekmektedir.
b. Açık Başvuru İradesi: Dilekçede, hangi karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunun hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıkça ifade edilmesi gerekir. "Süre tutum" ifadesi kullanılsa dahi, esas olanın istinaf başvuru iradesi olduğu unutulmamalıdır (Konu, Açıklamalar 1).
c. Süreye Riayet: Dilekçenin mutlaka CMK m. 273'teki yedi günlük süre (tefhim veya tebliğden itibaren) içinde mahkemeye fiziken veya UYAP üzerinden sunulması şarttır. Sürenin kaçırılması halinde istinaf hakkı düşer.
d. Gerekçeli Dilekçe Süresinin Takibi: Süre tutum dilekçesi sunulduktan sonra, gerekçeli kararın tebliğ tarihi dikkatle takip edilmeli ve tebliğden itibaren yedi gün içinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmalıdır (Açıklamalar 2). Bu sürenin kaçırılması, istinaf başvurusunun esasına girilmeden reddedilmesine yol açabilir.
SONUÇ
Ceza muhakemesinde süre tutum dilekçesi, kanunda açıkça bu isimle düzenlenmemiş olmasına rağmen, istinaf başvuru süresinin kısalığı ve gerekçeli kararın genellikle tefhimden sonra tebliğ edilmesi nedeniyle uygulamada ortaya çıkmış ve yerleşmiş, önemli bir usuli araçtır. Bu dilekçe, CMK m. 273'te belirtilen yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde istinaf iradesini beyan ederek hak kaybını önleme işlevi görür. Ancak, tek başına yeterli olmayıp, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal süre içinde sunulacak olan ayrıntılı ve gerekçeli istinaf dilekçesi ile tamamlanması gereken bir başlangıç adımıdır. İşbu Dilekçe, bu işlevi yerine getirmek üzere temel unsurları barındıran bir örnek teşkil etmektedir.
T.C.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
...
... CEZA MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
KARAR NO :
SANIK :
MÜDAFİ : Av.
KONU