- Davadan Feragat Talebi
- Talep Sonucu
TÜRK HUKUKUNDA DAVADAN FERAGAT: ASİLİN BEYANININ HUKUKİ NİTELİĞİ, KOŞULLARI VE SONUÇLARI
Medeni usul hukukunda dava, taraflarca hazırlama ilkesi ve tasarruf ilkesi üzerine kuruludur. Tasarruf ilkesinin bir gereği olarak, davacı, açmış olduğu davayı takip edip etmemekte, dava konusu hakkından veya dava hakkından vazgeçmekte serbesttir. Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamına gelen davadan feragat, davayı sona erdiren usuli işlemlerden biridir ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) düzenlenmiştir. Davadan feragat, özellikle davanın tarafı olan asilin bizzat beyanıyla gerçekleştiğinde, iradenin doğrudan yansıması açısından önem arz etmektedir. İşbu makalede, Türk hukukunda asilin beyanıyla davadan feragat kurumu, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve Yargıtay uygulamaları ışığında hukuki niteliği, koşulları ve sonuçları bakımından ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. DAVADAN FERAGAT KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Davadan feragat, HMK'nın 307. maddesinde "davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi" olarak tanımlanmıştır. Feragat, davacının dava konusu ettiği subjektif hakkından vazgeçmesi anlamına gelmez; davacı, dava yoluyla elde etmek istediği hukuki korumadan, yani mahkemeden lehine bir hüküm alma beklentisinden vazgeçmektedir. Bununla birlikte, feragatin maddi anlamda kesin hüküm etkisi doğurması (HMK m. 311) nedeniyle, sonuçları itibarıyla haktan feragate benzer bir etki yaratır. Feragat, davacının tek taraflı irade beyanıyla gerçekleşen, davayı esastan sona erdiren bir usul işlemidir. Bu beyan, mahkemeye veya karşı tarafa yöneltilebilir; ancak geçerliliği karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir (HMK m. 309/1).
Feragatin hukuki niteliği itibarıyla tasarruf ilkesinin bir yansıması olduğu açıktır. Davacı, dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf etme yetkisine dayanarak talep sonucundan vazgeçmektedir. Feragat, davayı kabul (HMK m. 308) ve sulh (HMK m. 313) gibi diğer davayı sona erdiren taraf işlemlerinden ayrılır. Davayı kabulde davalı, davacının talep sonucunu kabul ederken; sulh, tarafların karşılıklı anlaşmalarıyla uyuşmazlığı sona erdirmeleridir. Feragat ise yalnızca davacının iradesine bağlıdır ve davalının muvafakatini gerektirmez.
2. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Davadan feragat kurumu, temel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenmiştir. İlgili temel maddeler şunlardır:
a. HMK Madde 307: Feragatin tanımını yapar. Davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak ifade edilir.
b. HMK Madde 309: Feragatin şekli ve zamanını düzenler. Buna göre feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Şekil olarak ise dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtilmiştir. Sözlü feragatin tutanağa geçirilmesi zorunludur. Feragatin kayıtsız ve şartsız olması gerektiği açıkça vurgulanmıştır (HMK m. 309/4). İşbu Dilekçe'de yer alan "kayıtsız ve şartsız olarak feragat ediyorum" ifadesi (Madde Açıklamalar) bu kanuni gerekliliğe uygundur.
c. HMK Madde 310: Feragatin sonuçlarını düzenler. Feragat ve kabulün, beyanda bulunulduğu andan itibaren hukuki sonuç doğuracağı belirtilir. İrade bozukluğu hallerinde feragatin iptalinin istenebileceği hüküm altına alınmıştır.
d. HMK Madde 311: Feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağını ifade eder. Bu, feragat edilen dava konusu hakkın, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeniden dava konusu yapılamayacağı anlamına gelir.
e. HMK Madde 312: Feragat halinde yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenler. Kural olarak feragat eden davacının, yargılama giderlerini ödemeye mahkum edileceği belirtilmiştir. Ancak feragatin, davalının kusurlu bir davranışına veya beklenmedik bir duruma dayanması gibi özel hallerde farklı bir karar verilebilir.
f. HMK Madde 74: Davaya vekalette özel yetkiyi düzenler. Bir avukatın müvekkili adına davadan feragat edebilmesi için vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması şarttır. Ancak davanın asili (davacı), vekili olsa dahi, her zaman bizzat davadan feragat etme hakkına sahiptir.
Bu temel hükümlerin yanı sıra, feragatin sonuçları (özellikle yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından) Avukatlık Kanunu gibi diğer ilgili mevzuat hükümlerini de ilgilendirebilir.
3. DAVADAN FERAGATİN KOŞULLARI
Davadan feragatin geçerli olabilmesi ve hukuki sonuç doğurabilmesi için belirli koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir:
a. Taraf Ehliyeti ve Tasarruf Yetkisi: Feragat beyanında bulunan davacının taraf ve dava ehliyetine sahip olması gerekir. Ayrıca, feragat dava konusu hak üzerinde bir tasarruf işlemi olduğundan, davacının bu hak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması şarttır. Kısıtlılar veya iflas etmiş kişiler adına yasal temsilcileri veya iflas idaresi gibi yetkili organların beyanı gerekebilir. Asilin bizzat feragati, bu ehliyet ve yetki koşullarının kendisinde bulunmasını gerektirir.
b. Beyanda Bulunma Yetkisi (Asil veya Özel Yetkili Vekil): Feragat beyanı, bizzat davacı asil tarafından (işbu Dilekçe'de olduğu gibi) veya vekaletnamesinde HMK m. 74 uyarınca açıkça feragat yetkisi verilmiş vekili tarafından yapılabilir. Asilin bizzat yaptığı feragat beyanı, vekilin özel yetkisi sorununu ortadan kaldırır.
c. Zaman: Feragat, davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar olan her aşamada yapılabilir (HMK m. 309/1). İstinaf veya temyiz aşamasında da davadan feragat mümkündür.
d. Şekil: Feragat, yazılı bir dilekçe ile (işbu Dilekçe gibi) mahkemeye sunulabileceği gibi, duruşma sırasında sözlü olarak da beyan edilebilir. Sözlü beyanın geçerli olması için duruşma tutanağına geçirilmesi ve beyanda bulunan asil veya vekil tarafından imzalanması gerekir (HMK m. 309/2, 154). İşbu Dilekçe'nin sonunda yer alan "E-imzalıdır" ibaresi, elektronik imzanın da geçerli bir şekil şartı olduğunu göstermektedir.
e. Açıklık ve Koşulsuzluk: Feragat beyanı, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık ve net olmalıdır. Hangi davadan ve hangi talepten vazgeçildiği anlaşılır olmalıdır. Ayrıca, feragat beyanı herhangi bir koşula bağlanamaz (HMK m. 309/4). Koşula bağlı feragat beyanları geçersizdir. İşbu Dilekçe'deki "kayıtsız ve şartsız" ifadesi (Madde Açıklamalar) bu koşulu yerine getirmektedir.
f. Davalının Rızasının Aranmaması: Feragat, tek taraflı bir usul işlemi olduğundan, geçerliliği davalının veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Mahkeme, yalnızca feragatin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını ve geçerlilik koşullarını taşıyıp taşımadığını denetler.
4. ASİLİN BEYANIYLA DAVADAN FERAGATİN ÖZELLİKLERİ
Davacının bizzat (asil olarak) feragat beyanında bulunması, bazı özellikler taşır:
a. Yetki Sorununun Ortadan Kalkması: Vekilin feragat beyanında bulunabilmesi için HMK m. 74 uyarınca özel yetkiye sahip olması gerekirken, asilin bizzat feragati bu gerekliliği ortadan kaldırır. Asil, vekili olsa dahi, dava konusu üzerinde doğrudan tasarruf yetkisine sahip olduğundan, feragat beyanında bulunabilir.
b. İradenin Doğrudan Tespiti: Asilin mahkeme huzurunda sözlü olarak veya imzalı/e-imzalı bir dilekçe ile yaptığı feragat beyanı, iradesinin doğrudan ve aracısız bir şekilde ortaya konulmasını sağlar. Bu durum, olası irade sakatlığı iddialarının (hata, hile, ikrah) değerlendirilmesinde önem taşıyabilir.
c. Mahkemenin Rolü: Mahkeme, asilin feragat beyanı üzerine, beyanın açık, kayıtsız ve şartsız olup olmadığını, asilin kimliğini (özellikle sözlü beyanda) ve beyanın sonuçlarını anladığını teyit etmelidir. Ancak mahkeme, feragatin nedenlerini veya yerindeliğini araştırmaz; sadece usuli geçerliliğini denetler ve buna göre karar verir.
5. DAVADAN FERAGATİN HUKUKİ SONUÇLARI
Geçerli bir feragat beyanının doğurduğu başlıca hukuki sonuçlar şunlardır:
a. Davanın Sona Ermesi: Feragat, beyan edildiği anda hukuki sonuçlarını doğurur (HMK m. 310/1) ve görülmekte olan davayı sona erdirir. Mahkeme, davanın feragat nedeniyle reddine karar verir. Bu karar, davanın esası hakkında değil, usul üzerinden verilen nihai bir karardır. İşbu Dilekçe'nin talep sonucu kısmında da "Feragatim yönünde dosyanın tüm esasına ilişkin hüküm kurulmasına" (Madde 1) ifadesi yerine, teknik olarak "feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi" talep edilmelidir; ancak mahkeme, beyanın niteliği gereği bu yönde karar verecektir.
b. Maddi Anlamda Kesin Hüküm Etkisi: Feragat beyanı, tıpkı esastan verilen bir karar gibi maddi anlamda kesin hüküm (HMK m. 311) teşkil eder. Bu, feragat edilen hakka ilişkin olarak, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak yeniden dava açılamayacağı anlamına gelir. Bu yönüyle, davanın geri alınmasından (HMK m. 123) ayrılır, çünkü davanın geri alınması kural olarak kesin hüküm etkisi doğurmaz.
c. Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti: Kural olarak, davadan feragat eden davacı, davanın tüm yargılama giderlerini (harçlar, tebligat giderleri, bilirkişi ücretleri vb.) ve davalının kendisini vekille temsil ettirmesi halinde karşı taraf vekalet ücretini ödemekle yükümlü tutulur (HMK m. 312/1). Ancak kanun, feragatin gerçekleştiği aşamaya ve duruma göre hakkaniyet gereği farklı bir düzenlemeye gidilebileceğini de belirtmiştir (HMK m. 312/2).
d. Geri Alınamazlık (İstikrarlılık): Geçerli bir şekilde yapılan feragat beyanı tek taraflıdır ve geri alınamaz. Davacı, feragat beyanında bulunduktan sonra bundan dönemez, davalı muvafakat etse bile feragat geçerliliğini korur. Ancak feragat beyanının hata, hile veya ikrah gibi iradeyi sakatlayan bir nedenle yapıldığı iddia ediliyorsa, bu durum Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre ayrı bir dava konusu yapılarak feragat beyanının iptali istenebilir (HMK m. 310/2).
6. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR (İHTİYAÇ HALİNDE DEĞİNİLEBİLİR UNSURLAR)
Davadan feragat beyanında bulunulurken veya bu tür bir dilekçe hazırlanırken genel olarak şu hususlara dikkat edilmesi önerilir:
a. Kısmi Feragat / Tam Feragat Ayrımı: Davacının talebinin yalnızca bir kısmından vazgeçmesi mümkündür (kısmi feragat - HMK m. 308). Eğer feragat tüm talebi değil de, talebin belirli bir bölümünü (örneğin, faiz talebini veya alacağın bir miktarını) kapsıyorsa, bu durum feragat beyanında açıkça belirtilmelidir. İşbu Dilekçe'deki ifadeler (Madde Açıklamalar, Madde 1 Talep Sonucu), davanın tamamından feragat edildiği (tam feragat) yönündedir. Kısmi feragat halinde, feragat edilen kısmın net bir şekilde tanımlanması zorunludur.
b. Feragatin Konusunun Belirliliği: Feragat beyanının hangi davaya ve hangi talebe ilişkin olduğunun açıkça anlaşılması gerekir. Özellikle birden fazla talebin veya davanın birleştiği durumlarda, feragatin kapsamının net olarak ortaya konulması, ileride doğabilecek tereddütleri önleyecektir. İşbu Dilekçe'de mahkeme ve esas numarasının belirtilmiş olması, davanın belirliliği açısından önemlidir.
c. Feragatin Sonuçlarının Bilinmesi: Feragat eden tarafın, bu işlemin kesin hüküm etkisi doğuracağını, aynı konuda tekrar dava açamayacağını ve kural olarak yargılama giderlerinden sorumlu olacağını bilerek hareket etmesi esastır. Feragat beyanı geri alınamaz nitelikte olduğundan, bu karar verilirken sonuçlarının dikkatlice değerlendirilmesi gerekir.
SONUÇ
Türk medeni usul hukukunda davadan feragat, davacının tek taraflı irade beyanıyla talep sonucundan vazgeçerek davayı sona erdirmesini sağlayan önemli bir kurumdur. Özellikle davacı asilin bizzat yaptığı feragat beyanı, tasarruf ilkesinin doğrudan bir tezahürü olup, vekilin özel yetkisi gibi ek koşulları gerektirmez. HMK'da düzenlenen şekil ve koşullara uygun olarak yapılan feragat beyanı, yapıldığı andan itibaren hukuki sonuç doğurur, davayı sona erdirir ve maddi anlamda kesin hüküm etkisi yaratır. Geri alınamaz nitelikte olması ve yargılama giderleri açısından doğurduğu sonuçlar nedeniyle, feragat beyanında bulunulmadan önce tüm hukuki sonuçlarının dikkatlice değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.