- Delillerin Toplanması İçin Yeniden Müzekkere Yazılması Talebi
- Talep Sonucu
HUKUK YARGILAMASINDA DELİLLERİN TOPLANMASI KAPSAMINDA YENİDEN MÜZEKKERE YAZILMASI TALEBİ VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Medeni usul hukukunda davanın temel amacı, maddi gerçeğe ulaşarak uyuşmazlığı adil bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. Bu amaca ulaşmada en önemli araçlardan biri delillerdir. Taraflar, iddia ve savunmalarını ispatlamak için delillere dayanmak zorundadırlar. Mahkeme de, kararını oluştururken dosyaya sunulan ve usulüne uygun olarak toplanan delilleri değerlendirir. Delillerin toplanması süreci, yargılamanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve hakkaniyete uygun bir karar verilebilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu süreçte, bazen tarafların doğrudan erişemediği ancak davanın çözümü için gerekli olan bilgi ve belgelerin üçüncü kişi veya kurumlardan temin edilmesi gerekebilir. İşte bu noktada "müzekkere" kurumu devreye girmektedir. Uygulamada, yazılan müzekkerelere çeşitli sebeplerle cevap verilmemesi veya eksik cevap verilmesi durumlarıyla karşılaşılabilmektedir. Böyle bir durumda, delilin dosyaya kazandırılması için yeniden müzekkere yazılması talebinde bulunulması gerekebilir. İşbu makalede, hukuk yargılamasında delillerin toplanması amacıyla yazılan bir müzekkereye cevap verilmemesi halinde yeniden müzekkere yazılması talebi, bu talebin hukuki dayanakları, koşulları ve ilgili usul hükümleri doktrin ve mevzuat ışığında incelenecektir.
1. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU ÇERÇEVESİNDE DELİLLERİN TOPLANMASI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), yargılamanın temel ilkelerinden biri olarak "taraflarca getirilme ilkesini" benimsemiştir (HMK m. 25). Bu ilke uyarınca, kural olarak, davanın dayanağı olan vakıaları ve bu vakıaları ispatlayacak delilleri taraflar mahkemeye sunar. Ancak bu ilke mutlak değildir. Hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK m. 31) ve bazı durumlarda delillerin re'sen araştırılması ilkesinin geçerli olduğu haller (örneğin, kamu düzenine ilişkin davalar) bu kuralın istisnalarını oluşturur.
Delillerin toplanması süreci, HMK'nın 187. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. İspat hakkı, Anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyetinin (Anayasa m. 36) bir gereğidir. Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak delillerini göstermek ve sunmakla yükümlüdürler (HMK m. 189/1). Kanunda öngörülen deliller; senet, yemin, tanık, bilirkişi, keşif ve uzman görüşü gibi çeşitli türlerde olabilir (HMK m. 194 vd.). Bunların yanı sıra, kanunda düzenlenmemiş olmakla birlikte vakıaların ispatına yarayan diğer unsurlar da "diğer deliller" kapsamında değerlendirilebilir.
Delillerin belirli bir vakıanın ispatı için gösterilmesi ve mahkemece ilgili görülmesi gerekir. Mahkeme, taraflarca gösterilen ancak davayla ilgisi olmayan veya uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacak delillerin toplanması talebini reddedebilir (HMK m. 191).
2. MÜZEKKERE YOLUYLA DELİL TOPLANMASI
Müzekkere, mahkemenin yargılama faaliyeti kapsamında, belirli bir hususun sorulması, bir belgenin gönderilmesi veya bir işlemin yapılması amacıyla diğer bir mahkemeye, resmi veya özel kurum ve kuruluşlara ya da üçüncü kişilere yazdığı resmi yazıdır. Hukuk yargılamasında müzekkere, özellikle tarafların tasarrufunda bulunmayan ancak davanın ispatı açısından önem taşıyan delillerin (genellikle belge niteliğindeki delillerin) dosyaya kazandırılması amacıyla sıklıkla başvurulan bir yöntemdir.
HMK'da müzekkere yazılmasına ilişkin genel ve doğrudan bir madde bulunmamakla birlikte, çeşitli delil türlerinin toplanmasına ilişkin hükümler içerisinde bu yola başvurulabileceği düzenlenmiştir. Örneğin:
a. Tarafların veya üçüncü kişilerin elinde bulunan belgelerin ibrazı istendiğinde (HMK m. 219, 220).
b. Tanıkların davet edilmesi veya zorla getirilmesi (HMK m. 245).
c. Bilirkişiye dosyanın veya belgelerin gönderilmesi (HMK m. 275).
d. İstinabe yoluyla başka bir mahkemeden işlem yapılması istendiğinde (HMK m. 180).
Bu hükümler çerçevesinde mahkeme, davanın aydınlatılması için gerekli gördüğü bilgi ve belgelerin ilgili yerden getirtilmesine karar verebilir ve bu amaçla müzekkere yazılmasına hükmedebilir. İşbu Dilekçe'de de belirtildiği gibi, belirli bir delilin temini amacıyla daha önce bir kuruma müzekkere yazıldığı anlaşılmaktadır (Madde 1).
3. ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN BİLGİ VE BELGE VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Hukuk yargılamasında sadece davanın taraflarının değil, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin de belirli yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerden biri de, mahkemece istenen bilgi ve belgeleri sunma zorunluluğudur.
HMK'nın "Üçüncü kişinin belgeyi ibraz zorunluluğu" başlıklı 219. maddesi şu şekildedir:
"(1) Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını söz konusu üçüncü kişi veya kuruma emreder.
(2) Belgeyi ibraz etmesi istenen üçüncü kişi veya kurum, tanıklıktan çekinme sebepleri veya sırların korunması gereken hâller dışında, belgeyi ibraz etmek zorundadır. İbrazı istenen belgenin üçüncü kişi veya kurumun ticari defterleri veya sırları ile ilgili olması ya da ibrazı hâlinde özel hayatın gizliliğinin veya meslek sırrının ihlali tehlikesinin bulunması gibi sadece menfaat ilgilileri tarafından ileri sürülebilecek iddialar, üçüncü kişi veya kurum tarafından ileri sürülemez.
(3) Mahkemece belge ibrazı için verilen süre içinde belgeyi ibraz etmeyen üçüncü kişi veya kurum hakkında, tanıklığa ilişkin disiplin hükümleri uygulanır.
(4) Üçüncü kişi veya kurumun belgeyi ibraz etmemesi hâlinde, mahkemece istendiği takdirde, olayın aydınlatılması için üçüncü kişi veya kurum tanık olarak dinlenebilir."
Bu madde, üçüncü kişi veya kurumların, mahkemece istenen ve davanın ispatı için zorunlu görülen belgeleri ibraz etme yükümlülüğünü açıkça düzenlemektedir. Bu yükümlülük, adil yargılanma hakkının ve maddi gerçeğe ulaşma ilkesinin bir gereğidir.
4. MÜZEKKEREYE CEVAP VERİLMEMESİ HALİ VE YENİDEN MÜZEKKERE TALEBİ
Uygulamada, mahkemeler tarafından yazılan müzekkerelere ilgili kişi veya kurumlarca süresi içinde cevap verilmediği veya eksik cevap verildiği durumlarla karşılaşılmaktadır (Madde 2). Bu durum, delilin dosyaya kazandırılamaması nedeniyle yargılamanın uzamasına ve hak kayıplarına yol açabilir.
Müzekkereye cevap verilmemesi halinde, ilgili delilin toplanmasını isteyen tarafın veya vekilinin bu durumu mahkemeye bildirmesi ve gereğinin yapılmasını talep etmesi usul ekonomisi (HMK m. 30) açısından önemlidir. Mahkeme de, hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK m. 31) gereğince, eksik kalan bu delilin akıbetini araştırmalıdır.
Bu kapsamda, ilk müzekkereye cevap verilmemesi üzerine, aynı delilin temini amacıyla ilgili kişi veya kuruma tekrar müzekkere yazılmasının talep edilmesi hukuken mümkündür ve sıklıkla başvurulan bir yoldur (Madde 3). Bu talep, genellikle bir dilekçe ile mahkemeye sunulur. Yeniden müzekkere yazılması talebi, önceki müzekkerenin sonuçsuz kaldığını ve talep edilen delilin davadaki önemini vurgulayarak mahkemenin dikkatini bu eksikliğe çekmeyi amaçlar.
Mahkeme, talebi değerlendirirken;
a. Talep edilen delilin davanın çözümü için hâlâ gerekli olup olmadığını,
b. İlk müzekkerenin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini,
c. Cevap verilmemesinin makul bir sebebinin olup olmadığını (örneğin, adres değişikliği, kurumun yeniden yapılanması vb.)
göz önünde bulundurabilir. Eğer delil hâlâ gerekli görülüyor ve cevap verilmemesi için geçerli bir neden tespit edilemiyorsa, mahkeme genellikle talebi kabul ederek yeniden müzekkere yazılmasına karar verir.
5. YENİDEN MÜZEKKERE TALEBİNİN UNSURLARI VE DİLEKÇENİN İÇERİĞİ
Yeniden müzekkere yazılması talebini içeren bir dilekçenin, mahkemenin talebi kolayca anlamasını ve hızla karar vermesini sağlayacak şekilde açık ve net olması beklenir. İşbu Dilekçe'nin yapısı incelendiğinde, bu tür bir talep dilekçesinde bulunması gereken temel unsurları içerdiği görülmektedir:
a. Mahkeme ve Dosya Bilgileri: Dilekçenin sunulacağı mahkeme adı ve dosya esas numarası belirtilmelidir.
b. Taraflar: Davacı ve davalı (ve varsa vekilleri) bilgileri yer almalıdır.
c. Konu: Talebin ne olduğu özlü bir şekilde ifade edilmelidir ("Yeniden müzekkere yazılması talebidir." gibi).
d. Açıklamalar: Bu bölümde, daha önce hangi delilin toplanması amacıyla, hangi kurum veya kişiye müzekkere yazıldığı (Madde 1), bu müzekkereye cevap alınamadığı (Madde 2) ve bu nedenle yeniden müzekkere yazılmasının neden gerekli olduğu (Madde 3) kısaca açıklanmalıdır. Delilin davadaki önemi ve hangi vakıanın ispatına yarayacağı konusuna da bu bölümde kısaca değinilmesi, talebin kabul edilebilirliğini artırabilir.
e. Talep Sonucu: Açıklamalar kısmında belirtilen gerekçelerle, hangi kurum veya kişiye, hangi adrese, neyin sorulması veya hangi belgenin istenmesi için yeniden müzekkere yazılmasının talep edildiği açıkça belirtilmelidir (Madde 1). Ayrıca, müzekkereye cevap verilmemesi halinde uygulanabilecek yaptırımların da ihtar edilmesi (hatırlatılması) talep edilebilir (Madde 2).
f. İmza ve Tarih: Talepte bulunan taraf veya vekilinin adı, soyadı, imzası ve dilekçenin tarihi yer almalıdır.
6. YAPTIRIMLAR (MÜEYYİDELER)
HMK, mahkemenin belge ibrazı veya bilgi verme talebine uymayan üçüncü kişiler için bazı yaptırımlar öngörmüştür. Yeniden müzekkere yazılırken, bu yaptırımların ilgili kişi veya kuruma hatırlatılması (ihtar edilmesi), müzekkereye cevap verilmesini teşvik edici bir rol oynayabilir. İşbu Dilekçe'de de bu yönde bir talep bulunmaktadır (Madde 2).
HMK m. 219/3 uyarınca, belgeyi ibraz etmesi istenen ve geçerli bir sebep olmaksızın (tanıklıktan çekinme veya sır saklama yükümlülüğü gibi) ibrazdan kaçınan üçüncü kişi veya kurum hakkında, tanıklığa ilişkin disiplin hükümleri uygulanır. Tanıklığa ilişkin disiplin hükümleri ise HMK m. 245'te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, usulüne uygun olarak çağrıldığı halde mahkemeye gelmeyen veya mahkemece sorulan sorulara cevap vermeyen tanıklar hakkında, gelmemelerinin veya cevap vermemelerinin sebep olduğu giderlere hükmedilmekle birlikte, 500 Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına karar verilebilir. Tanık, mahkemeye gelmez veya cevap vermezse, zorla getirilebilir.
Dolayısıyla, yeniden yazılacak müzekkerede, HMK m. 219/3 ve m. 245'e atıf yapılarak, talep edilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi halinde disiplin para cezası ve diğer yaptırımların uygulanabileceğinin ihtar edilmesi, talebin yerine getirilme olasılığını artıracaktır.
7. DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Yeniden müzekkere yazılması talebinde bulunulurken ve mahkeme bu talebi değerlendirirken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır:
a. Delilin İlgililiği ve Gerekliliği: Talep edilen bilgi veya belgenin, uyuşmazlığın çözümü açısından gerçekten ilgili ve gerekli olması şarttır. Mahkeme, HMK m. 191 uyarınca, davayla ilgisi olmayan veya sonuca etki etmeyecek delillerin toplanması talebini reddetme yetkisine sahiptir. Bu nedenle, talep dilekçesinin "Açıklamalar" bölümünde, delilin neden önemli olduğunun ve hangi iddia veya savunmayı ispata yaradığının kısaca belirtilmesi faydalı olacaktır.
b. Alternatif Delil Araçları: İstenen bilginin başka bir delil ile (örneğin, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi) ispatının mümkün olup olmadığı da değerlendirilebilir. Ancak, belge delilinin kesin delil niteliği taşıdığı durumlarda veya diğer delillerle ispatın zor olduğu hallerde, müzekkere ile belge temini önemini korur.
c. Usul Ekonomisi İlkesi: Taleplerin sürüncemede kalmaması ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması için, müzekkere yazılması taleplerinin ve sonrasındaki takibin zamanında yapılması, usul ekonomisi ilkesinin (HMK m. 30) bir gereğidir. Müzekkereye cevap gelmediği fark edildiğinde, gecikmeksizin yeniden müzekkere talebinde bulunulmalıdır.
SONUÇ
Hukuk yargılamasında maddi gerçeğe ulaşılmasında delillerin eksiksiz toplanması hayati öneme sahiptir. Tarafların elinde bulunmayan ancak üçüncü kişi veya kurumlarda mevcut olan delillerin dosyaya kazandırılmasında müzekkere önemli bir araçtır. Yazılan müzekkerelere cevap verilmemesi, yargılamanın aksamasına neden olabilecek bir durumdur. Bu gibi hallerde, HMK'nın ilgili hükümleri çerçevesinde, delilin temini için yeniden müzekkere yazılmasının talep edilmesi hukuka uygun ve gerekli bir işlemdir. Bu talep, HMK m. 219 ve ilgili diğer maddelere dayanmaktadır. Talebin kabulü için istenen delilin davayla ilgili ve gerekli olması, talebin açık ve anlaşılır bir dilekçe ile sunulması önem taşır. Ayrıca, yeniden yazılacak müzekkerede, HMK m. 219/3 ve m. 245'te öngörülen yaptırımların ihtar edilmesi, müzekkereye uyulmasını teşvik edici bir unsur olacaktır. Bu süreçlerin doğru işletilmesi, adil yargılanma hakkının tesisi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması bakımından zorunludur.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ