- Suçun Unsurlarının İncelenmesi
- Hukuki Savunmalar
- Tevsii Tahkikat Talebi
- Maddi Zararlar
- Koruma Tedbirlerinin Kaldırılması
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TÜRK CEZA HUKUKUNDA GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK M. 155) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Bu makalede, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 155. maddesinde düzenlenen Güveni Kötüye Kullanma suçu, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve yargısal uygulamalar çerçevesinde incelenecektir. Suçun unsurları, nitelikli halleri, hukuka uygunluk nedenleri, indirim sebepleri ve usul hükümleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Analiz yapılırken, konuya ilişkin genel hukuki prensipler ve işbu Dilekçe'de (Madde IV) yer alan savunma argümanlarının teorik temelleri de göz önünde bulundurulmuştur.
1. GİRİŞ VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Güveni kötüye kullanma suçu, TCK'nın "Malvarlığına Karşı Suçlar" başlıklı onuncu bölümünde düzenlenmiştir. Bu suç tipi, kişiler arasındaki güven ilişkisinin korunmasını amaçlar. Kanun koyucu, mülkiyet hakkının yanı sıra, belirli bir hukuki ilişkiye dayanarak başkasına ait bir mal üzerinde zilyetliği bulunan kişinin, bu zilyetlikten kaynaklanan yetkileri devir amacına aykırı şekilde kullanmasını veya devir olgusunu inkâr etmesini cezalandırmaktadır. Suçun temelinde, zilyetliğin devrine esas teşkil eden güven ilişkisinin ihlali yatmaktadır. Bu suç tipi, hırsızlık, dolandırıcılık ve zimmet gibi diğer malvarlığı suçlarından ayırt edici özelliklere sahiptir. Hırsızlıkta mal, zilyedinin rızası olmaksızın alınırken; dolandırıcılıkta hileli davranışlarla bir malın teslimi sağlanırken; zimmette ise kamu görevlisi tarafından görevi nedeniyle zilyetliği devredilen mal üzerinde tasarrufta bulunulurken, güveni kötüye kullanma suçunda, malın zilyetliği baştan hukuka uygun bir şekilde, belirli bir amaçla (muhafaza veya özel kullanım) faile devredilmektedir. Suç, bu devir amacına aykırı tasarrufta bulunulması veya devir olgusunun inkâr edilmesiyle oluşur.
2. MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Güveni kötüye kullanma suçunun temel yasal dayanağı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesidir:
Madde 155 - (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkâr eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Bu temel düzenlemenin yanı sıra, TCK'nın genel hükümleri, özellikle kusurluluğu etkileyen haller (Madde 24 vd.), hukuka uygunluk nedenleri (Madde 24-26), teşebbüs (Madde 35), iştirak (Madde 37 vd.) ve cezanın belirlenmesi (Madde 61) gibi maddeler ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) soruşturma, kovuşturma, delil toplama (Madde 160 vd., 217), koruma tedbirleri (Madde 90 vd., 100, 109, 123 vd.) ve yargılama usulüne ilişkin hükümleri de bu suç tipine ilişkin davalarda uygulama alanı bulur. Ayrıca, TCK Madde 168'de düzenlenen etkin pişmanlık hükmü, bu suç açısından özel bir önem taşımaktadır (Madde V, VI, Talep Sonucu 2).
3. SUÇUN UNSURLARI
Bir fiilin TCK m. 155 kapsamında cezalandırılabilmesi için kanunda tanımlanan unsurları taşıması gerekmektedir. Bu unsurlar maddi ve manevi unsurlar olarak ikiye ayrılır.
a. Maddi Unsurlar:
i. Suçun Konusu: Suçun konusu, başkasına ait, taşınır veya taşınmaz bir maldır. Malın ekonomik bir değer taşıması gerekmektedir. Zilyetliğin devredilebilir nitelikte olması şarttır.
ii. Fail: Suçun faili, malın zilyetliğinin kendisine "muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere" devredildiği kişidir. Bu devrin hukuka uygun bir nedene (sözleşme, kanun hükmü, örf ve adet vb.) dayanması gerekir. Fail, malın maliki değildir.
iii. Mağdur: Suçun mağduru, malın maliki veya zilyetliği faile devreden kişidir.
iv. Fiil: Kanun, seçimlik hareketli bir suç tipi öngörmüştür. Failin cezalandırılabilmesi için şu iki hareketten birini gerçekleştirmesi gerekir:
* Zilyetliğin Devri Amacı Dışında Tasarrufta Bulunma: Failin, kendisine tevdi edilen mal üzerinde, zilyetliğin devrine esas teşkil eden anlaşmaya veya amaca aykırı olarak, kendisi veya başkası lehine hukuki veya fiili tasarruflarda bulunmasıdır. Örneğin, saklaması için bırakılan bir mücevheri satması, kiralanan bir aracı rehin vermesi gibi.
* Devir Olgusunu İnkâr Etme: Failin, malın zilyetliğinin kendisine devredildiği gerçeğini inkâr etmesidir. Bu inkârın, malın geri istenmesi veya hesap sorulması durumunda ortaya çıkması muhtemeldir.
v. Zilyetliğin Devri: Suçun oluşumu için malın zilyetliğinin faile devredilmiş olması ön koşuldur. Bu devir, mülkiyeti geçirme amacı taşımamalıdır. Zilyetlik, mal üzerinde fiili hâkimiyeti ifade eder ve bu hâkimiyetin belirli bir amaçla (muhafaza veya özel kullanım) ve hukuka uygun bir nedenle (kira, ariyet, vedia, rehin, hizmet, vekalet sözleşmesi vb.) faile geçmiş olması gerekir. İşbu Dilekçe'de savunmanın temelini oluşturan hususlardan biri, bu maddi unsurların gerçekleşmediği iddiasıdır (Madde IV.I.B).
b. Manevi Unsur:
Güveni kötüye kullanma suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, malın başkasına ait olduğunu, zilyetliğin kendisine belirli bir amaçla devredildiğini bilmesi ve bilerek, isteyerek devir amacına aykırı tasarrufta bulunması veya devir olgusunu inkâr etmesi gerekir. Failin saikinin (örneğin, kendine veya başkasına yarar sağlama) kastın varlığı açısından önemi yoktur, ancak genellikle fiilin işlenişinde bu tür bir saik bulunur. Genel kast yeterlidir, özel bir kast aranmaz. İşbu Dilekçe'de, müvekkilin suç işleme kastının bulunmadığı, dolayısıyla manevi unsurun gerçekleşmediği de iddia edilmektedir (Madde IV.I.C).
c. Hukuka Aykırılık Unsuru:
Fiilin suç teşkil etmesi için hukuka aykırı olması, yani herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin (örneğin, hakkın kullanılması, ilgilinin rızası, kanun hükmünün yerine getirilmesi gibi TCK m. 24-26'da sayılan haller) bulunmaması gerekir. İşbu Dilekçe'de, somut olayda bir hukuka uygunluk nedeninin varlığı da ileri sürülmektedir (Madde IV.I.D).
4. NİTELİKLİ HALLER (TCK m. 155/2)
TCK m. 155/2, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini düzenlemiştir. Bu haller şunlardır:
a. Meslek ve Sanat, Ticaret veya Hizmet İlişkisinin Gereği Olarak Tevdi Edilen Eşya Hakkında İşlenmesi: Failin suçu, icra ettiği meslek (avukat, muhasebeci), sanat (tamirci), yürüttüğü ticari faaliyet veya gördüğü hizmet (işçi, vekil) ilişkisi nedeniyle kendisine duyulan özel güveni kötüye kullanarak işlemesi halidir. Bu durumda, faile duyulan güvenin daha yoğun olduğu kabul edilir.
b. Başkasının Mallarını İdare Etme Yetkisinin Gereği Olarak Tevdi Edilen Eşya Hakkında İşlenmesi: Failin, bir başkasının mallarını yönetme (vasi, kayyım, şirket yöneticisi gibi) yetkisine sahip olması ve bu yetki kapsamında kendisine teslim edilen mallar üzerinde suçu işlemesi halidir. Bu yetkinin hangi nedenden doğduğunun (kanun, sözleşme, mahkeme kararı) önemi yoktur.
Bu nitelikli hallerin varlığı durumunda, suçun takibi şikâyete bağlı olmaktan çıkar ve resen soruşturulur/kovuşturulur. Ayrıca, öngörülen ceza miktarı da artmaktadır.
5. CEZA SORUMLULUĞUNU KALDIRAN VEYA AZALTAN NEDENLER
a. Hukuka Uygunluk Nedenleri: TCK m. 24-26 arasında düzenlenen (kanun hükmünü icra, meşru savunma, ilgilinin rızası, hakkın kullanılması gibi) nedenlerin varlığı halinde fiil suç olmaktan çıkar. İşbu Dilekçe'de bu yönde bir iddia mevcuttur (Madde IV.I.D).
b. Kusurluluğu Etkileyen Haller: Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik, geçici nedenler, hukuka aykırı ancak bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk hali, cebir veya tehdit etkisi altında suç işlenmesi gibi durumlar kusurluluğu kaldırabilir veya azaltabilir.
c. Etkin Pişmanlık (TCK m. 168): Güveni kötüye kullanma suçu, TCK m. 168 kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlardandır. Failin, suç tamamlandıktan sonra fakat dava açılmadan önce zararı aynen iade veya tazmin suretiyle gidermesi halinde cezada belirli oranda indirim yapılır. Dava açıldıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce zararın giderilmesi halinde ise daha az bir oranda indirim söz konusu olur. İşbu Dilekçe'de, zararın giderildiği iddiası ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması talebi yer almaktadır (Madde V, VI, Talep Sonucu 2).
d. İndirim Nedenleri: Mahkeme, TCK m. 61'deki esaslara göre temel cezayı belirlerken failin kastının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır. Ayrıca, TCK m. 62'deki takdiri indirim nedenleri (failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları vb.) de uygulanabilir. İşbu Dilekçe'de, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dahi cezada indirim yapılması gerektiği savunulmaktadır (Madde IV.I.E, Talep Sonucu 4).
6. USUL HÜKÜMLERİ
a. Şikâyet: Suçun temel şekli (TCK m. 155/1) şikâyete tabidir. Mağdurun, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunması gerekir. Aksi halde soruşturma veya kovuşturma yapılamaz. Nitelikli halin (TCK m. 155/2) varlığı durumunda ise suç resen takip edilir, şikâyet aranmaz.
b. Uzlaştırma: Güveni kötüye kullanma suçunun TCK m. 155/1'de düzenlenen temel şekli, CMK m. 253 uyarınca uzlaştırma kapsamındadır. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün işletilmesi zorunludur. Nitelikli hal (TCK m. 155/2) ise uzlaştırma kapsamında değildir.
c. Görevli Mahkeme: Bu suçlara bakmakla görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi'dir.
d. Yargılama Usulü: Yargılama, CMK'da öngörülen genel hükümlere göre yapılır. Delillerin toplanması, tartışılması (Madde 217), savunma hakkının kullanılması esastır. İşbu Dilekçe'de, soruşturma aşamasında eksik inceleme yapıldığı iddiasıyla tevsii tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) talebinde bulunulmuştur (Madde V).
e. Koruma Tedbirleri: Suçun niteliği, delil durumu, kaçma şüphesi gibi CMK'da belirtilen şartların varlığı halinde şüpheli veya sanık hakkında yakalama, gözaltı, tutuklama (CMK m. 100), adli kontrol (CMK m. 109), elkoyma (CMK m. 123 vd.) gibi koruma tedbirlerine başvurulabilir. İşbu Dilekçe'de, müvekkil hakkında uygulanan tutuklama, adli kontrol, malvarlığına konulan tedbir, elkoyma ve uzaklaştırma gibi tedbirlerin kaldırılması veya değiştirilmesi talep edilmektedir (Madde VI, VII, Talep Sonucu 7-13). Bu talepler, tedbirlerin şartlarının ortadan kalktığı veya ölçülülük ilkesine aykırı olduğu iddialarına dayanmaktadır.
7. DEĞİNİLEBİLECEK HUSUSLAR
Güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin savunmalarda üzerinde durulması gereken bazı kritik noktalar bulunmaktadır:
a. Zilyetliğin Devrine Esas Teşkil Eden Hukuki İlişkinin Niteliği: Savunmanın en önemli ayaklarından biri, malın zilyetliğinin hangi hukuki ilişki (kira, vedia, ariyet, hizmet, vekalet vb.) kapsamında ve hangi amaçla (muhafaza veya belirli bir kullanım) devredildiğinin net bir şekilde ortaya konulmasıdır. Zira suçun oluşup oluşmadığı, yapılan tasarrufun bu devir amacına aykırı olup olmadığının tespitiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu hususun detaylandırılması, işbu Dilekçe'nin "Suça İlişkin Vakıalar" (Madde III) ve "Hukuki Savunmalarımız" (Madde IV) bölümlerinde savunmanın gücünü artırabilir.
b. Kastın İspatı: Manevi unsur olan kastın ispatı, ceza yargılamasının en hassas noktalarından biridir. Failin, devir amacına aykırı davrandığını veya devir olgusunu inkâr ettiğini bilerek ve isteyerek hareket ettiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Sanık müdafiinin, müvekkilin eylemlerinin kast unsuru taşımadığını, örneğin bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını, hukuki bir hakkını kullandığını veya devir amacına uygun davrandığını somut delillerle destekleyerek ortaya koyması önemlidir. Bu argümanlar, işbu Dilekçe'nin "Suçun Manevi Unsurları Gerçekleşmemiştir" (Madde IV.I.C) başlığı altında daha detaylı işlenebilir.
c. "Belirli Bir Şekilde Kullanma" Kavramının Sınırları: Zilyetliğin "belirli bir şekilde kullanmak üzere" devredildiği durumlarda, bu kullanımın kapsam ve sınırlarının net olarak belirlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki anlaşmanın içeriği, teamüller ve işin niteliği bu sınırların çizilmesinde rol oynar. Failin eyleminin bu belirlenen sınırlar içinde kalıp kalmadığı dikkatle değerlendirilmelidir. Bu konudaki detaylı açıklamalar, işbu Dilekçe'nin "Suça İlişkin Vakıalar" (Madde III) bölümünde yer alabilir.
8. SONUÇ
Güveni kötüye kullanma suçu, kişiler arasındaki güven ilişkisinin ve malvarlığı haklarının korunması açısından önemli bir düzenlemedir. Bir fiilin bu suçu oluşturup oluşturmadığının tespiti, TCK m. 155'te belirtilen maddi ve manevi unsurların somut olayda titizlikle değerlendirilmesini gerektirir. Özellikle zilyetliğin devrine neden olan hukuki ilişki, devrin amacı ve failin kastı, suçun varlığı açısından belirleyici role sahiptir. Savunma stratejisi oluşturulurken, suçun unsurlarının gerçekleşmediği, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunduğu veya etkin pişmanlık gibi indirim sebeplerinin varlığına ilişkin iddiaların somut delillerle desteklenmesi, koruma tedbirlerine ilişkin taleplerin ise CMK'daki şartlar ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde gerekçelendirilmesi büyük önem taşımaktadır. İşbu Dilekçe'de de bu temel savunma argümanlara yer verilmiştir.
T.C.
...
... CEZA MAHKEMESİNE
ESAS NO :
SANIK : TC:
Adresi:
MÜDAFİ : Av.
KATILAN / MÜŞTEKİ : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
SUÇ : 1. ... (TCK Md. ... )
2. ... (TCK Md. ... )
3. ... (TCK Md. ... )
SUÇ TARİHİ :
KONU : Savunma dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA BİLGİ:
Müvekkilim _._.20_ tarihinde ...'da doğmuştur. ... mezunu olup, ... olarak çalışmaktadır. Aylık geliri ... TL'dir.
II. SAVUNMA ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan savunmamızın maddeler halindeki kısa özetidir:
1. ...
2. ...
III. SUÇA İLİŞKİN VAKIALAR:
Suça ilişkin fiillerin ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...
2. ...
IV. HUKUKİ SAVUNMALARIMIZ:
I. TCK MD. ... "..." SUÇUNA İLİŞKİN SAVUNMAMIZ:
A. Suçun Kanun ve Doktrindeki Unsurlarına İlişkin Açıklamalar:
1. TCK Md. 155 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmemiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a) Muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma veya devir olgusunu inkar etme
b) Suç işleme kastı
c) Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
B. Suçun Maddi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suça özgü maddi unsurlar gerçekleşmemiş olup, unsurların tamamlanmaması sebebiyle bu suçtan ceza verilemez.
2. ...
C. Suçun Manevi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suçun kanunda tanımlanan manevi unsurları gerçekleşmemiştir.
2. ...
D. Somut Olayda Cezai Sorumluluğu Kaldıran Hukuka Uygunluk Nedeni Bulunmaktadır:
1. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve suç fiilini hukuka uygun hale getiren nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
2. ...
E. Somut Olayda Ceza Sorumluluğunu Azaltan İndirim Nedenleri Bulunmaktadır:
1. Yukarıda açıklandığı üzere Müvekkilimin hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak ise Müvekkilim hakkında uygulanacak olan cezanın tayininde indirim uygulanması gerekmektedir.
2. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve cezai sorumluluğu azaltan nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
3. ...
II.TCK MD. ... "..." SUÇUNA İLİŞKİN SAVUNMAMIZ:
A. Suçun Kanun ve Doktrindeki Unsurlarına İlişkin Açıklamalar:
1. TCK Md ... 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmemiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a) ...
b) Suç işleme kastı
c) Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
B. Suçun Maddi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suça özgü maddi unsurlar gerçekleşmemiş olup, unsurların tamamlanmaması sebebiyle bu suçtan ceza verilemez.
2. ...
C. Suçun Manevi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suçun kanunda tanımlanan manevi unsurları gerçekleşmemiştir.
2. ...
D. Somut Olayda Cezai Sorumluluğu Kaldıran Hukuka Uygunluk Nedeni Bulunmaktadır:
1. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve suç fiilini hukuka uygun hale getiren nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
2. ...
E. Somut Olayda Ceza Sorumluluğunu Azaltan İndirim Nedenleri Bulunmaktadır:
1. Yukarıda açıklandığı üzere Müvekkilimin hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak ise Müvekkilim hakkında uygulanacak olan cezanın tayininde indirim uygulanması gerekmektedir.
2. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve cezai sorumluluğu azaltan nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
3. ...
V. TEVSİİ TAHKİKAT TALEBİMİZE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Müvekkil aleyhine yürütülen soruşturmada iddia makamı tarafından eksik inceleme ve araştırma yapılmıştır.
2. Ayrıca iddia makamının mütalaasında dayanmış olduğu ... hususlarına ilişkin deliller ... Cumhuriyet Başsavcılığının / soruşturma numaralı dosyasının içerisinde yer almamaktadır.
3. CMK Md. 217/1 hükmü uyarınca, hakim kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir.
4. CMK Md. 160/2 'ye göre Cumhuriyet Savcısı Şüphelinin sadece aleyhine olan delilleri değil, aynı zamanda lehine olan delilleri de toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin ha