- Haricen Tahsil Bildirimi
HARİCEN TAHSİLAT BİLDİRİMİNİN TÜRK İCRA HUKUKUNDAKİ YERİ, HUKUKİ NİTELİĞİ VE SONUÇLARI
GİRİŞ
İcra ve İflas Hukuku, alacaklının, borcunu rızasıyla ifa etmeyen borçludan, devlet gücü yardımıyla alacağını tahsil etme sürecini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu süreç, kural olarak icra daireleri aracılığıyla yürütülür. Ancak bazı durumlarda, alacaklı ve borçlu, icra takibi devam ederken icra dairesi dışında anlaşarak borcun kısmen veya tamamen ödenmesi yoluna gidebilirler. İşte bu şekilde, icra dairesinin aracılığı olmaksızın, alacaklının alacağını doğrudan borçludan tahsil etmesi "haricen tahsilat" olarak adlandırılır. Haricen tahsilatın icra dairesine bildirilmesi, takibin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve özellikle kamu alacağı niteliğindeki harçların tahsili açısından büyük önem taşımaktadır. İşbu makalede, haricen tahsilat bildiriminin hukuki niteliği, unsurları, sonuçları ve ilgili mevzuat hükümleri doktrin ve uygulama ışığında detaylı olarak incelenecektir.
1. HARİCEN TAHSİLAT KAVRAMI VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Haricen tahsilat, icra takibine konu olan bir alacağın, takibin başlatılmasından sonra, alacaklı veya vekili tarafından icra dairesi kasasına veya dosyasına yapılan ödemeler dışında, doğrudan borçludan veya üçüncü bir kişiden tahsil edilmesidir. Bu durum, genellikle alacaklı ile borçlunun anlaşması sonucu ortaya çıkar. Borçlu, takibin ilerlemesini durdurmak, ek masraflardan kaçınmak veya alacaklı ile daha uygun ödeme koşullarında anlaşmak amacıyla doğrudan ödeme yapmayı tercih edebilir. Alacaklı da, alacağına daha hızlı kavuşmak veya tahsilat sürecindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla bu yola başvurabilir.
Haricen tahsilat müessesesi, İcra ve İflas Kanunu'nda (İİK) doğrudan ve açıkça tanımlanmış bir kavram değildir. Ancak Kanun'un çeşitli maddeleri ve özellikle Harçlar Kanunu (492 Sayılı Kanun), haricen tahsilatın varlığını ve hukuki sonuçlarını kabul etmektedir.
a. İcra ve İflas Kanunu (İİK) Açısından: İİK'da haricen tahsilata doğrudan bir düzenleme olmamakla birlikte, takibin sona ermesi, takibin taliki veya iptali gibi durumları düzenleyen maddeler (örneğin, borcun ödenmesiyle takibin sona ermesi prensibi) dolaylı olarak haricen tahsilatın sonuçlarını etkiler. Özellikle İİK Madde 111'de düzenlenen borçlunun borcunu taksitlendirmesi durumunda yapılan ödemelerin haricen yapılması haliyle benzerlikler taşır. Ayrıca, alacaklının talebi üzerine takipten vazgeçilmesi veya takibin durdurulması gibi işlemler de haricen tahsilatın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.
b. Harçlar Kanunu (492 Sayılı Kanun) Açısından: Haricen tahsilatın en önemli hukuki sonucu harçlar alanında ortaya çıkar. Harçlar Kanunu'na bağlı (1) sayılı tarifenin "İcra ve İflas Harçları" bölümünde yer alan "Tahsil Harcı", icra takibine konu olan alacağın tahsil edilmesi durumunda alınan bir harçtır. Kanun koyucu, icra dairesinin başlattığı takip sayesinde alacağına kavuşan alacaklıdan, devletin bu hizmeti karşılığında bir bedel almasını öngörmüştür. Önemli olan husus, alacağın icra takibi başladıktan sonra ödenmiş olmasıdır; ödemenin icra dairesi kanalıyla veya haricen yapılmış olması, tahsil harcının doğumu açısından fark yaratmaz. Harçlar Kanunu Madde 28/b, "İcra takiplerinde takipten vazgeçme halinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır" hükmü ile ve yine ilgili tarife hükümleri, haricen tahsil durumunda dahi tahsil harcının (belirli oranlarda da olsa) alınacağını açıkça düzenlemektedir. Bu durum, haricen tahsilatın hukuken tanındığının ve belirli sonuçlara bağlandığının en net göstergesidir.
c. Doktrin Görüşleri: Hukuk doktrininde de haricen tahsilat, icra takibinin bir aşaması olarak kabul edilir ve özellikle tahsil harcı sorumluluğu bağlamında tartışılır. Genel kabul, devletin icra mekanizmasının harekete geçirilmesiyle birlikte, alacak tahsil edildiğinde (ister icra dairesi kanalıyla isterse haricen), devletin harç alma hakkının doğduğu yönündedir. Doktrin, haricen tahsilatın bildirilmemesinin hukuki ve cezai sorumluluk doğurabileceğine de işaret etmektedir.
2. HARİCEN TAHSİLAT BİLDİRİMİNİN UNSURLARI VE ŞEKLİ
Haricen tahsilatın hukuki sonuçlar doğurabilmesi ve icra dosyasının güncel durumunu yansıtması için icra dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim, genellikle "Haricen Tahsilat Bildirimi" başlıklı bir dilekçe ile yapılır. İşbu Dilekçe de bu amaca hizmet eden bir örnektir. Bildirimin temel unsurları şunlardır:
a. Yetkili Merci: Bildirim, takibin yürütüldüğü yetkili İcra Müdürlüğü'ne yapılmalıdır. (İşbu Dilekçe'nin başlığında belirtildiği gibi) (source: 1)
b. Dosya Numarası: Takibin hangi dosyaya ilişkin olduğunu belirtmek amacıyla, icra dosyasının esas numarası dilekçede açıkça yer almalıdır. (İşbu Dilekçe'de "Dosya No" kısmında belirtildiği gibi) (source: 1)
c. Taraflar: Bildirimi yapanın alacaklı veya alacaklı vekili olduğu belirtilmelidir. (İşbu Dilekçe'nin sonunda "Alacaklı Vekili" olarak belirtildiği gibi) (source: 3)
d. Haricen Tahsil Edilen Meblağ: Borçludan ne kadar tahsilat yapıldığı açıkça belirtilmelidir. (İşbu Dilekçe'de "... TL haricen tahsilat yapılmıştır" ifadesiyle belirtildiği gibi) (source: 1)
e. Talep: Haricen tahsilatın bildirilmesinin temel amacı, Harçlar Kanunu gereği ödenmesi gereken tahsil harcının hesaplanmasını istemek ve ödeme sonrası bu miktarın dosya borcundan düşülmesini sağlamaktır. (İşbu Dilekçe'de "tahsil harcının Müdürlüğünüzce hesaplanmasını, hesaplanan tutarın tarafımızca ödenmesinden sonra dosya tutarından düşülmesini... talep ederim" şeklinde ifade edildiği gibi) (source: 2)
Bildirimin şekli konusunda kanunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak uygulamada, yukarıdaki unsurları içeren yazılı bir dilekçe ile bildirim yapılması esastır. Teknolojinin gelişimiyle birlikte, bu dilekçelerin güvenli elektronik imza ile imzalanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden gönderilmesi de mümkündür ve geçerlidir. (İşbu Dilekçe'de "E-imzalıdır" ifadesinin bulunması bu duruma işaret etmektedir) (source: 3)
3. HARİCEN TAHSİLAT BİLDİRİMİNİN HUKUKİ SONUÇLARI
Usulüne uygun olarak yapılan haricen tahsilat bildiriminin başlıca hukuki sonuçları şunlardır:
a. Tahsil Harcı Mükellefiyetinin Somutlaşması: Bildirim üzerine icra dairesi, Harçlar Kanunu'nda belirtilen oranlara göre tahsil harcını hesaplar. Haricen tahsil edilen miktar üzerinden, takibin bulunduğu aşamaya (hacizden önce, hacizden sonra vb.) göre değişen oranlarda tahsil harcı tahakkuk ettirilir. Kural olarak tahsil harcının sorumlusu borçludur; ancak haricen tahsil durumunda alacaklı, bu harcı ödemek ve daha sonra borçludan talep etmek ya da (varsa) kalan dosya borcuna ekletmek durumunda kalabilir. Uygulamada genellikle alacaklı vekili tarafından bu harç dosyaya ödenir. İşbu Dilekçe'de de harcın hesaplanması ve ödeneceğinin beyan edilmesi bu süreci başlatma amacını taşır. (source: 2)
b. Dosya Hesabının Güncellenmesi: Tahsil harcı ödendikten sonra, haricen tahsil edilen miktar icra dosyasındaki toplam borçtan mahsup edilir. Bu mahsup işlemi, Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri (genellikle önce işlemiş faizler ve masraflar, sonra anapara) veya taraflar arasında geçerli bir anlaşma varsa ona göre yapılır. Böylece dosya hesabı güncel hale gelir ve takibin kalan miktar üzerinden devam etmesi veya borç kalmamışsa sona ermesi sağlanır. İşbu Dilekçe'de bu mahsubun yapılması talep edilmektedir. (source: 2)
c. Takibin Durumu Üzerindeki Etkisi:
I. Eğer haricen tahsil edilen miktar, dosyadaki tüm alacağı (anapara, faizler, masraflar ve tahakkuk eden tahsil harcı dahil) karşılıyorsa, takip infaz edilmiş sayılır ve dosya kapatılır.
II. Eğer tahsilat kısmi ise, takip kalan bakiye borç miktarı üzerinden devam eder. Hacizler varsa, bakiye borç oranında devam eder; aşan kısımlar için kaldırılması gerekebilir.
d. Feragat Anlamına Gelip Gelmediği Sorunu: Haricen tahsilat bildirimi, tek başına alacaklının alacağının tamamından veya bir kısmından (faiz, masraf vb.) feragat ettiği anlamına gelmez. Sadece yapılan tahsilatı ve buna ilişkin harç yükümlülüğünü yerine getirme iradesini gösterir. Feragat, açık bir irade beyanı ile veya Yargıtay içtihatlarında belirtilen koşulların oluşmasıyla (örneğin, alacağın tamamı haricen tahsil edildiği halde uzun süre işlem yapılmaması gibi) söz konusu olabilir.
e. Alacaklı Vekilinin Sorumluluğu: Avukatlık Kanunu Madde 34, avukatların görevlerini özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirme yükümlülüğünü düzenler. Alacaklı vekili olan avukatın, haricen yaptığı tahsilatı icra dairesine bildirmesi, bu özen yükümlülüğünün bir gereğidir. Bildirim yapılmaması, hem tahsil harcının eksik hesaplanmasına yol açarak kamu zararına neden olabilir hem de dosyanın yanlış bilgilerle işlem görmesine sebep olabilir. Bu durum, avukatın disiplin sorumluluğunu gündeme getirebilir.
4. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Haricen tahsilat bildirimi sürecinde ve işbu Dilekçe benzeri bildirimlerin hazırlanmasında aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi, sürecin etkinliği ve doğruluğu açısından önem arz etmektedir:
a. Tahsilat Tarihinin Belirtilmesi: Haricen tahsilatın yapıldığı tarihin dilekçede belirtilmesi, özellikle işleyecek faizin doğru hesaplanması ve dosya bakiyesinin netleştirilmesi açısından faydalıdır. İşbu Dilekçe'de tahsilat tarihi belirtilmemiştir; ancak uygulamada eklenmesi önerilir. Bu tarih, aynı zamanda uygulanacak tahsil harcı oranının belirlenmesinde (tahsilatın hacizden önce mi sonra mı yapıldığı gibi) önem taşıyabilir. Bu bilgi, dilekçenin açıklama kısmına eklenebilir.
b. Tahsil Harcı Oranının Tespiti: İcra dairesi, harcı hesaplarken takibin hangi aşamada olduğuna (ödeme emri tebliği, haciz, satış vb.) dikkat edecektir. Harç oranı bu aşamalara göre farklılık gösterir. Bildirimde bu aşamaya ilişkin bilgi vermek veya en azından tahsilat tarihini belirtmek, doğru oranın uygulanmasına yardımcı olabilir.
c. Kısmi Ödemede Mahsup Sırası: Kısmi ödeme durumunda, yapılan tahsilatın öncelikle hangi borç kalemlerine (masraf, faiz, anapara) mahsup edileceği konusunda tereddüt yaşanmaması adına, taraflar arasında bir anlaşma varsa bunun dikkate alınması, yoksa yasal sıranın (TBK Madde 100 vd.) uygulanacağının bilinmesi gerekir. Bildirim dilekçesi bu detayı içermek zorunda olmasa da, alacaklı vekilinin bu konuda bilgi sahibi olması önemlidir.
d. Vazgeçme İradesi: Eğer haricen tahsilat, alacaklının alacağının bir kısmından (örneğin faizden veya vekalet ücretinden) vazgeçmesini de içeriyorsa ve bu durumun dosyaya yansıması isteniyorsa, haricen tahsilat bildirimi ile birlikte veya ayrı bir dilekçe ile "kısmen feragat" beyanında bulunulması gerekebilir. Sadece haricen tahsilat bildirimi, otomatik olarak feragat anlamına gelmeyecektir.
SONUÇ
Haricen tahsilat bildirimi, icra takibi devam ederken alacaklının icra dairesi dışında yaptığı tahsilatları resmi kayıtlara geçirmesini sağlayan önemli bir hukuki işlemdir. Bu bildirim, başta tahsil harcı olmak üzere kamu alacaklarının güvence altına alınması, icra dosyasının güncel ve doğru bilgilerle yürütülmesi ve takibin kalan miktar üzerinden sağlıklı bir şekilde devam etmesi veya sonlandırılması açısından zorunludur. Alacaklıların ve özellikle alacaklı vekillerinin, haricen yaptıkları tahsilatları usulüne uygun ve gecikmeksizin ilgili icra dairesine bildirmeleri, hem yasal bir yükümlülük hem de mesleki özenin bir gereğidir. İşbu Dilekçe gibi bildirimler, bu sürecin doğru bir şekilde işletilmesinde temel bir araç niteliğindedir.
T.C
...
İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE
DOSYA NO : /