- İhtiyati Haciz Kararına İtiraz ve Kaldırılması Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
KASTEN YARALAMA SUÇU BAĞLAMINDA SAVUNMA HAKKI VE CEZA MUHAKEMESİ SÜRECİNE DAİR HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Ceza hukuku, toplum düzenini korumak amacıyla kişilerin hak ve özgürlüklerine yönelik hukuka aykırı fiilleri suç olarak tanımlayan ve bu fiillere özgü yaptırımlar öngören bir hukuk dalıdır. Bu suç tiplerinden biri olan ve kişinin vücut dokunulmazlığına yönelik gerçekleştirilen kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) önemli bir yer tutmaktadır. Kasten yaralama suçlamasıyla karşı karşıya kalan şüpheli veya sanığın savunma hakkı, adil yargılanma ilkesinin temel bir gereği olup, bu hak ceza muhakemesi süreci boyunca etkin bir şekilde kullanılmalıdır. İşbu makalede, kasten yaralama suçu özelinde savunma mekanizmaları, ilgili mevzuat hükümleri, doktrin görüşleri ve ceza muhakemesi sürecindeki temel unsurlar, sunulan savunma dilekçesi taslağı çerçevesinde hukuki bir perspektifle ele alınacaktır.
1. KASTEN YARALAMA SUÇUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ VE UNSURLARI
Kasten yaralama suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Kişilere Karşı Suçlar" başlıklı ikinci kısmının, "Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar" başlıklı ikinci bölümünde, 86. maddede temel şekliyle düzenlenmiştir.
a. Kanuni Tanım: TCK Madde 86/1'e göre, "Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
b. Suçun Unsurları: Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için kanuni tanımda belirtilen unsurların somut olayda gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu unsurlar maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurları olarak incelenebilir:
i. **Maddi Unsur (Fiil ve Netice):** Suçun maddi unsuru, failin icrai veya ihmali bir hareketle mağdurun vücuduna acı vermesi veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozmasıdır. Hareket ile ortaya çıkan netice (acı verme, sağlık veya algılama yeteneğinin bozulması) arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. İşbu Dilekçe'de de belirtildiği üzere, savunmanın temel argümanlarından biri, isnat edilen fiiller neticesinde suçun maddi unsurlarının gerçekleşmediği yönündedir (Madde IV.I.B).
ii. **Manevi Unsur (Kast):** Kasten yaralama suçu, adından da anlaşılacağı üzere ancak kasten işlenebilir. Failin, başkasının vücuduna acı verme veya sağlığını/algılama yeteneğini bozma neticesini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir (doğrudan kast). Olası kastla (TCK Md. 21/2) işlenmesi de mümkündür. Failin yaralama kastının bulunmadığı, örneğin fiilin taksirle (TCK Md. 89) işlendiği durumlarda kasten yaralama suçu oluşmaz. İşbu Dilekçe'de, müvekkilin eylemlerinde suç işleme kastının bulunmadığı, dolayısıyla manevi unsurun gerçekleşmediği iddia edilmektedir (Madde IV.I.C).
iii. **Hukuka Aykırılık Unsuru:** Fiilin suç teşkil edebilmesi için aynı zamanda hukuka aykırı olması gerekir. Eğer somut olayda bir hukuka uygunluk nedeni mevcutsa, fiil hukuka aykırı olmayacak ve suç oluşmayacaktır. İşbu Dilekçe, bu unsurun gerçekleşmediğini, zira bir hukuka uygunluk nedeninin varlığını ileri sürmektedir (Madde IV.I.D).
c. Nitelikli Haller: TCK, kasten yaralama suçunun belirli durumlarda daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini de düzenlemiştir (TCK Md. 86/2, 86/3, 87). Savunma yapılırken, suçun temel şekliyle mi yoksa nitelikli halleriyle mi işlendiği iddiası dikkatle değerlendirilmelidir.
2. CEZA SORUMLULUĞUNU KALDIRAN VEYA AZALTAN NEDENLER
Ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan nedenler, işlenen fiilin haksızlık içeriğini etkileyen veya failin kusurluluğunu azaltan/ortadan kaldıran durumlardır. İşbu Dilekçe'de bu nedenlere atıfta bulunulmuştur (Madde IV.I.D, IV.I.E).
a. Hukuka Uygunluk Nedenleri: Bu nedenler, fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırır ve fiilin suç teşkil etmesini engeller. TCK'da düzenlenen başlıca hukuka uygunluk nedenleri şunlardır:
i. **Kanun Hükmünü Yerine Getirme (TCK Md. 24/1):** Kanunun verdiği bir görevi ifa eden kişinin fiili hukuka uygundur.
ii. **Meşru Savunma (TCK Md. 25/1):** Kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırıya karşı o anki hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde savunma yapılması durumudur. Savunmanın meşru kabul edilebilmesi için saldırının haksız, devam etmekte veya tekrarı muhakkak olması, savunmanın zorunlu ve orantılı olması gerekir.
iii. **Zorunluluk Hali (Iztırar Hali) (TCK Md. 25/2):** Kişinin kendisinin veya başkasının bir hakkına yönelik ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak amacıyla, tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında oran bulunmak koşuluyla işlediği fiildir.
iv. **Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası (TCK Md. 26):** Bir hakkın kullanılması veya ilgilinin (mağdurun) rızası kapsamında işlenen fiiller hukuka uygundur. Ancak rızanın geçerli olabilmesi için kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olması, rıza açıklayanın ehil olması ve rızanın fiilden önce veya en geç fiil anında açıklanması gerekir.
İşbu Dilekçe'de, somut olayda TCK'da düzenlenen bir hukuka uygunluk nedeninin bulunduğu iddia edilerek beraat talep edilmektedir (Madde IV.I.D, Madde 85/3).
b. Ceza Sorumluluğunu Azaltan Nedenler (Kusurluluğu Etkileyen Haller): Bu haller fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmasa da failin kusurunu azalttığı için cezada indirim yapılmasını gerektirir.
i. **Haksız Tahrik (TCK Md. 29):** Failin, mağdurdan kaynaklanan haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suçu işlemesi durumudur. Haksız tahrik altında işlenen kasten yaralama suçunda cezada indirim yapılır.
ii. **Diğer Nedenler:** Yaş küçüklüğü (TCK Md. 31), akıl hastalığı (TCK Md. 32), sağır ve dilsizlik (TCK Md. 33), geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma (TCK Md. 34) gibi durumlar da kusurluluğu etkileyebilir.
İşbu Dilekçe, mahkemenin beraat kararı vermemesi halinde, ceza sorumluluğunu azaltan nedenlerin varlığı sebebiyle cezada indirim uygulanmasını talep etmektedir (Madde IV.I.E, Madde 85/4). Ayrıca, katılanın zararının giderilmesi veya etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması da indirim sebebi olarak talep edilmiştir (Madde 85/2). Katılanın zararının giderildiği iddiası, dilekçenin ilgili bölümünde deliliyle birlikte sunulmuştur (Madde VI, Madde 33).
3. CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU BAĞLAMINDA SAVUNMA HAKKI VE DİLEKÇENİN ROLÜ
Ceza muhakemesinin temel amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu süreçte şüpheli/sanığın savunma hakkı, Anayasa (Madde 36), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Madde 6) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile güvence altına alınmıştır. Savunma hakkının etkin kullanımı, adil bir yargılamanın olmazsa olmazıdır.
a. Savunma Dilekçesi: Sanık veya müdafi tarafından mahkemeye sunulan savunma dilekçesi, iddia makamının (Cumhuriyet Savcısı) iddianamesine ve mütalaasına karşı sanığın veya müdafinin beyanlarını, hukuki argümanlarını, delillerini ve taleplerini içeren yazılı bir belgedir. İşbu Dilekçe, tipik bir savunma dilekçesinin temel bölümlerini içermektedir: müvekkil bilgileri (Madde I), savunma özeti (Madde II), olayın anlatımı (Madde III), hukuki savunmalar (Madde IV), delil ve tahkikat talepleri (Madde V, Madde VIII), koruma tedbirlerine ilişkin talepler (Madde VII) ve sonuç talepleri (Madde TALEP SONUCU).
b. Deliller ve İspat: Ceza muhakemesinde ispat yükü iddia makamındadır. Şüphe sanık lehine yorumlanır (in dubio pro reo). Sanığın suçsuzluğunu ispat etme yükümlülüğü yoktur, ancak lehine olan delilleri ileri sürme hakkı vardır (CMK Md. 160/2). Mahkeme, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir (CMK Md. 217/1). İşbu Dilekçe'de, soruşturma aşamasındaki eksikliklere dikkat çekilmiş ve kovuşturmanın genişletilerek (tevsi-i tahkikat) belirli delillerin toplanması talep edilmiştir (Madde V, Madde 30, 31, 85/6). Delil listesi (Madde VIII), tanık, bilirkişi, keşif, uzman görüşü gibi çeşitli delillere işaret etmektedir (Madde 89).
c. Koruma Tedbirleri: Ceza muhakemesi sürecinde, muhakemenin sağlıklı yürütülmesi veya ileride verilebilecek cezanın infazını güvence altına almak amacıyla bazı koruma tedbirlerine başvurulabilir. Bu tedbirler, kişilerin temel hak ve özgürlüklerine müdahale niteliği taşıdığından, kanunda öngörülen sıkı şartlara ve ölçülülük ilkesine tabidir.
i. **Tutuklama (CMK Md. 100 vd.):** En ağır koruma tedbiridir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin (kaçma şüphesi, delilleri karartma tehlikesi vb.) bulunması halinde başvurulabilir. Katalog suçlar (CMK Md. 100/3) dışındaki suçlarda tutuklama kararı verilmesi daha sıkı koşullara bağlıdır. Tutuklama, en son çare (*ultima ratio*) olmalı, adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacaksa düşünülmelidir (CMK Md. 101/1). Tutukluluk süreleri kanunda sınırlıdır (CMK Md. 102). İşbu Dilekçe, tutuklama nedenlerinin bulunmadığını, ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiğini ve tutukluluğun kaldırılmasını, aksi halde adli kontrole çevrilmesini talep etmektedir (Madde VII.A, Madde 36-61, 85/8, 85/9).
ii. **Adli Kontrol (CMK Md. 109 vd.):** Tutuklama yerine uygulanan, şüpheli veya sanığın belirli yükümlülüklere tabi tutulduğu bir koruma tedbiridir. Adli kontrol kararı verilebilmesi için de kural olarak tutuklama sebeplerinin varlığı aranır (CMK Md. 109/1). Adli kontrolün de süresi vardır (CMK Md. 110/A). İşbu Dilekçe, adli kontrol şartlarının oluşmadığını veya ortadan kalktığını belirterek kaldırılmasını, aksi halde daha hafif yükümlülüklerin uygulanmasını istemektedir (Madde VII.B, Madde 63-78, 85/10, 85/11).
iii. **El Koyma (CMK Md. 123 vd.):** Suçun ispatı için delil teşkil eden veya müsadereye tabi olan eşyaya el konulmasıdır. İşbu Dilekçe, el konulan eşyaların suçla ilgisinin bulunmadığı ve incelemelerin tamamlandığı gerekçesiyle iadesini talep etmektedir (Madde VII.C, Madde 79-82, 85/12).
iv. **Uzaklaştırma Kararı:** 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında veya CMK Md. 109/3-j, k, l bentleri uyarınca adli kontrol tedbiri olarak verilebilir. İşbu Dilekçe, bu tür bir tedbirin kaldırılmasını da talep etmektedir (Madde VII.D, Madde 83, 85/13).
4. DİLEKÇEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Bir savunma dilekçesinin etkinliği, içerdiği argümanların hukuki dayanakları ve somut olayla ilişkilendirilme biçimiyle doğrudan ilgilidir. Bu bağlamda aşağıdaki hususlar önem arz etmektedir:
a. Vakıaların Ayrıntılandırılması: Suça konu olayların, savunma stratejisine uygun ve çelişkisiz bir biçimde, tüm detaylarıyla anlatılması, mahkemenin maddi gerçeği doğru bir şekilde kavramasına yardımcı olur. İşbu Dilekçe'nin "Suça İlişkin Vakıalar" (Madde III) bölümünde bu anlatıma yer verilmesi öngörülmüştür.
b. Hukuki Kavramların Somut Olayla İlişkilendirilmesi: Soyut hukuki kavramların (örneğin, meşru savunmanın şartları, haksız tahrikin unsurları) somut olayın özellikleriyle nasıl örtüştüğünün veya örtüşmediğinin açıkça ortaya konulması gerekir. İşbu Dilekçe'nin "Hukuki Savunmalarımız" (Madde IV) başlığı altında bu ilişkilendirme yapılmalıdır.
c. Delillerin Belirlenmesi ve İleri Sürülmesi: Savunmayı destekleyen her türlü delilin (tanık beyanları, belgeler, raporlar, kamera kayıtları vb.) açıkça belirtilmesi ve hangi vakıayı ispatlamaya yönelik olduğunun gösterilmesi önemlidir. Delil listesi (Madde VIII), bu işlevi yerine getirmek üzere tasarlanmıştır. Özellikle tanıkların hangi hususları aydınlatacağının belirtilmesi (Madde 89 - Açıklama ve Amacı sütunu) faydalıdır.
d. Nitelikli Haller ve İndirim Sebeplerinin Değerlendirilmesi: İddianamede suçun nitelikli hallerinden ceza istenmişse, bu hallerin neden oluşmadığına dair savunma yapılmalıdır. Aynı şekilde, lehe olan indirim sebeplerinin (haksız tahrik, etkin pişmanlık, yargılama sürecindeki tutum vb.) uygulanması gerektiği somut gerekçelerle açıklanmalıdır. İşbu Dilekçe'de hem hukuka uygunluk hem de indirim nedenlerine değinilmiştir (Madde IV.I.D, IV.I.E).
5. SONUÇ VE TALEP KISMININ ÖNEMİ
Savunma dilekçesinin "Talep Sonucu" (Madde TALEP SONUCU) bölümü, mahkemeden ne istendiğinin net ve sıralı bir şekilde ifade edildiği yerdir.
a. Açıklık ve Belirlilik: Taleplerin (beraat, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, indirim uygulanması, tedbirlerin kaldırılması, delil toplanması vb.) açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde yazılması gerekir.
b. Kademeli Talep: Genellikle öncelikli olarak beraat talep edilir. Mahkemenin aksi kanaatte olması ihtimaline binaen, hukuka uygunluk nedenlerinin uygulanması, cezada indirim yapılması gibi alternatif (kademeli) taleplerde bulunulması yaygın bir uygulamadır. İşbu Dilekçe'de bu kademeli yapı benimsenmiştir (Madde 85).
Sonuç olarak, kasten yaralama suçuna ilişkin bir savunma dilekçesi, TCK ve CMK hükümleri başta olmak üzere ilgili mevzuat, Yargıtay içtihatları ve doktrin ışığında, somut olayın özelliklerini dikkate alarak titizlikle hazırlanmalıdır. Savunma hakkının etkin kullanımı, maddi gerçeğe ulaşılmasına ve adil bir karar verilmesine katkı sağlayacaktır. İşbu Dilekçe taslağı, bu amaca hizmet edecek temel unsurları barındıran bir çerçeve sunmaktadır.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
KONU : İhtiyati haciz kararının kaldırılması talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1. İtiraza konu ihtiyati haciz; ... ilişkin alacak iddiasına dayanmaktadır.
2. Alacağa konu belge incelendiğinde Davacının ifa yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini ispata ilişkin bir kayıt bulunmamakta olup, bu hususların yargılama gerektirdiği görülmektedir.
3. ...