- İhtiyati Tedbir Kararı İle Verilen Teminat Tutarının Yeniden Belirlenmesi Talebi
- Talep Sonucu
İHTİYATİ TEDBİR KARARLARINDA TEMİNAT MİKTARININ DEĞİŞEN KOŞULLARA GÖRE YENİDEN BELİRLENMESİ TALEBİNİN HUKUKİ ANALİZİ
Türk Hukuk Muhakemeleri Usulünde, geçici hukuki koruma müesseseleri, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bu müesseselerden biri olan ihtiyati tedbir, yargılama süresince veya öncesinde, ileride elde edilmesi muhtemel bir hakkın korunması veya mevcut durumun muhafazası amacıyla başvurulan, geçici nitelikte bir hukuki koruma yoludur. İhtiyati tedbir kararlarının verilmesi belirli şartlara tabi olup, bu kararların icrası sırasında haksız çıkma ihtimaline binaen karşı tarafın ve üçüncü kişilerin olası zararlarını karşılamak üzere teminat gösterilmesi kuralı benimsenmiştir. Ancak yargılama sürecinin dinamik yapısı, başlangıçta belirlenen teminat miktarının ilerleyen aşamalarda yetersiz veya fahiş kalmasına neden olabilir. İşte bu noktada, değişen koşullar ışığında teminat miktarının yeniden değerlendirilmesi talebi gündeme gelmektedir. İşbu hukuki makalede, özellikle dava konusu malın değerinin bilirkişi raporuyla farklı tespit edilmesi gibi durumlarda, ihtiyati tedbir için belirlenen teminat miktarının yeniden belirlenmesi talebi, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve yargısal uygulamalar çerçevesinde detaylı olarak incelenecektir.
1. İHTİYATİ TEDBİR MÜESSESESİ VE HUKUKİ NİTELİĞİ
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 389 ila 399. maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK m. 389/1'e göre, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir."
Bu tanımdan hareketle ihtiyati tedbirin temel amaçları şunlardır:
a. Hakkın elde edilmesini güvence altına almak: Yargılama sonucunda elde edilecek hakkın, yargılama süresince karşı tarafın fiilleri veya zamanın etkisiyle tehlikeye girmesini önlemek.
b. Mevcut durumu korumak: Uyuşmazlık konusu olan durumun, yargılama sonuçlanana kadar değişmesini engelleyerek, kararın icrasını mümkün kılmak.
c. Ciddi zararları önlemek: Gecikme nedeniyle talepte bulunan taraf açısından oluşabilecek ciddi ve telafisi güç zararların önüne geçmek.
İhtiyati tedbir, niteliği gereği geçici bir hukuki korumadır ve esas hakkındaki yargılamanın sonucunu etkilemez. Yalnızca, yargılama süresince hak kaybını önlemeye yönelik bir araçtır.
2. İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNİN ŞARTLARI
Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verebilmesi için HMK'da öngörülen şartların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerekmektedir:
a. Esasa İlişkin Bir Hakkın Varlığı: Talepte bulunanın, uyuşmazlık konusu ile ilgili, korunmaya değer bir hakkının veya hukuki menfaatinin bulunması gerekir.
b. Tedbir Sebebinin Varlığı: HMK m. 389/1'de belirtilen tehlike hallerinden birinin mevcut olmasıdır. Yani, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya imkansızlaşması tehlikesi ya da gecikme nedeniyle ciddi bir zarar veya sakıncanın doğması endişesi bulunmalıdır.
c. Yaklaşık İspat: İhtiyati tedbir talep eden tarafın, hem esasa ilişkin hakkının hem de tedbir sebebinin varlığını tam olarak ispat etmesi beklenmez. HMK m. 390/3 uyarınca, "Tedbir talep eden, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Yaklaşık ispat, hakimin talep anındaki delillere göre iddianın kuvvetle muhtemel olduğuna kanaat getirmesi anlamına gelir.
3. İHTİYATİ TEDBİRDE TEMİNAT GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
İhtiyati tedbir kararı, karşı tarafın veya üçüncü kişilerin haklarını kısıtlayıcı nitelikte olduğundan, haksız bir tedbir kararı nedeniyle bu kişilerin uğrayabileceği zararların tazminini güvence altına almak amacıyla, kural olarak tedbir talep edenden teminat alınması öngörülmüştür.
a. Teminatın Hukuki Dayanağı ve Amacı: HMK m. 392/1'e göre, "İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır." Teminatın temel amacı, tedbirin haksız olduğunun sonradan anlaşılması durumunda, tedbirden zarar görenlerin tazminat taleplerini güvence altına almaktır. Bu, aynı zamanda tedbir taleplerinin daha dikkatli yapılmasını teşvik eden bir mekanizmadır.
b. Teminat Miktarının Belirlenmesi: Kanun, teminatın miktarını belirleme yetkisini hakime bırakmıştır. Hakim, teminatın gerekip gerekmediğini ve miktarını belirlerken somut olayın özelliklerini, tedbirin niteliğini, uyuşmazlık konusu değerini, karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği olası zararları göz önünde bulundurur. HMK m. 87, teminatın türleri ve miktarı konusunda hakime takdir yetkisi tanımaktadır. Uygulamada, genellikle dava değerinin veya tedbir konulan malın değerinin belirli bir oranı (%10-15 gibi) teminat olarak belirlense de, bu oran hakimin takdirine göre değişebilir. İşbu Dilekçe'de de, mahkemenin daha önceki bir ara kararı ile belirli bir miktar teminat yatırılmasına hükmettiği belirtilmektedir (Madde 1).
c. Teminattan Muafiyet Halleri: HMK m. 392/1'in ikinci cümlesi, belirli durumlarda teminattan muafiyet veya teminat miktarında indirim yapılabileceğini düzenler: "Talep, resmî bir belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir." Ayrıca adli yardımdan yararlanan kişilerin teminat göstermesi gerekmez (HMK m. 392/2).
d. Teminatın Türü: HMK m. 87/1 uyarınca, teminat olarak para, banka teminat mektubu, devlet tahvili, hazine bonosu gibi değerler veya mahkemenin uygun göreceği diğer güvenceler kabul edilebilir.
4. TEMİNAT MİKTARININ DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ
Yargılama süreci ilerledikçe, davanın veya tedbirin dayandığı koşullarda değişiklikler meydana gelebilir. Örneğin, başlangıçta varsayılan riskler azalabilir veya artabilir, uyuşmazlık konusu malın değeri değişebilir veya yeni deliller ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, başlangıçta belirlenen teminat miktarının güncel koşullara uyarlanması gerekebilir.
a. Değişen Koşullar ve Teminatın Yeniden Değerlendirilmesi: HMK m. 396/1, "Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebilir." hükmünü amirdir. Bu hüküm, sadece tedbirin kendisi için değil, tedbirin şartlarından biri olan teminat miktarı için de kıyasen uygulanabilir. Zira teminat miktarı da tedbir kararının bir parçasını oluşturur ve tedbirin uygulanma koşullarından biridir. Dolayısıyla, teminat miktarının belirlenmesinde esas alınan koşullarda (örneğin, riskin boyutu, malın değeri vb.) esaslı bir değişiklik meydana gelmişse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme teminat miktarını yeniden değerlendirebilir.
b. Bilirkişi Raporu ve Teminat Miktarına Etkisi: İşbu Dilekçe'de, dava konusu taşınmazın değerinin, mahkemece daha önce belirlenen teminat miktarının tespitinden sonra alınan bir bilirkişi raporu ile farklı bir meblağ olarak belirlendiği ifade edilmektedir (Madde 2). Bu yeni durum, teminat miktarının belirlenmesinde önemli bir kriter olan "uyuşmazlık konusu değer" unsurunun değiştiği anlamına gelebilir. Eğer bilirkişi raporuyla belirlenen yeni değer, başlangıçtaki değerlendirmeden önemli ölçüde farklı ise ve bu durum, karşı tarafın veya üçüncü kişilerin haksız tedbir nedeniyle uğrayabileceği potansiyel zararın miktarını etkiliyorsa, teminat miktarının bu yeni değere göre yeniden ayarlanması hakkaniyete uygun olabilir. İşbu Dilekçe'de de, daha önce belirlenen teminatın, raporda belirtilen taşınmaz bedeli dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği savunulmaktadır (Madde 3).
c. Mahkemenin Takdiri: Teminat miktarının değiştirilmesi talebi üzerine mahkeme, değişikliğe sebep olarak gösterilen durumu (örneğin bilirkişi raporunu), bu durumun teminat miktarını etkileyip etkilemediğini ve ne ölçüde etkilediğini değerlendirir. Mahkeme, talebi haklı bulursa, teminat miktarını artırabilir, azaltabilir veya talebi reddedebilir. Mahkeme, bu kararını gerekçeli olarak vermek zorundadır.
5. İŞBU DİLEKÇE'NİN ANALİZİ
İşbu Dilekçe, ihtiyati tedbir kararının uygulanması için belirlenen teminat miktarının, sonradan ortaya çıkan bir delil (bilirkişi raporu) ışığında yeniden belirlenmesi talebini içermektedir.
a. Dilekçenin Yapısı: Dilekçe, usule uygun olarak mahkeme adı, esas numarası, taraflar, konu, açıklamalar ve talep sonucu bölümlerini içermektedir (Madde 1-5).
b. Dilekçenin İçeriği:
i. Mevcut Durum: Mahkemenin önceki bir ara kararı ile belirli bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verdiği belirtilmiştir (Madde 1).
ii. Değişen Koşul: Dava konusu taşınmazın değerinin yeni bir bilirkişi raporuyla tespit edildiği ve bu değerin teminatın yeniden değerlendirilmesini gerektirdiği ifade edilmiştir (Madde 2, Madde 3). Bu, teminat miktarının değiştirilmesi talebinin temel dayanağını oluşturmaktadır.
iii. Talep: Değişen taşınmaz bedeli dikkate alınarak teminat miktarının bu yeni değere göre belirlenmesi ve belirlenecek yeni teminatın yatırılması için süre verilmesi talep edilmektedir (Madde 5).
c. Hukuki Dayanak: Dilekçe, açıkça kanun maddelerine atıf yapmasa da, HMK m. 396/1'de düzenlenen "durum ve koşulların değişmesi halinde tedbirin değiştirilebileceği" ilkesine ve HMK m. 392 ile m. 87'de düzenlenen teminata ilişkin genel prensiplere dayanmaktadır.
6. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Konuyla ilgili temel mevzuat hükümleri şunlardır:
a. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 87: Teminatın konusu ve miktarını düzenler, hakime takdir yetkisi tanır.
b. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 389: İhtiyati tedbirin şartlarını ve amacını tanımlar.
c. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 390: İhtiyati tedbir talebinin nasıl yapılacağını ve yaklaşık ispat kuralını düzenler.
d. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 392: İhtiyati tedbirde teminat gösterme zorunluluğunu, teminattan muafiyet hallerini ve adli yardımdan yararlananların durumunu düzenler.
e. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 396: Durum ve koşulların değişmesi halinde ihtiyati tedbirin değiştirilebileceğini veya kaldırılabileceğini düzenler.
7. DİKKATE ALINABİLECEK HUSUSLAR
İhtiyati tedbir teminat miktarının değiştirilmesi taleplerinde, talebin başarıya ulaşması açısından aşağıdaki hususların göz önünde bulundurulması faydalı olabilir:
a. Değişen Koşulun Açıkça Ortaya Konulması: Teminat miktarının değiştirilmesini gerektiren durum veya koşul değişikliğinin (örneğin, bilirkişi raporuyla belirlenen yeni değerin önceki değerlendirmeden farkı) somut ve net bir şekilde ortaya konulması önemlidir. Bu husus, dilekçenin 'Açıklamalar' bölümünde (Madde 2 ve Madde 3 civarında) daha detaylı izah edilebilir.
b. Değişikliğin Teminat Miktarına Etkisinin Gerekçelendirilmesi: Sadece koşulların değiştiğini belirtmek yeterli olmayıp, bu değişikliğin mevcut teminat miktarını neden yetersiz veya fahiş hale getirdiğinin hukuki ve mantıksal gerekçelerle açıklanması, mahkemenin ikna edilmesi açısından önem taşır. Özellikle, bilirkişi raporu ile belirlenen yeni değerin, karşı tarafın veya üçüncü kişilerin potansiyel zarar riskiyle olan bağlantısının kurulması ve bu bağlamda talep edilen yeni teminat miktarının neden adil ve ölçülü olduğunun izah edilmesi gerekebilir. Bu detaylandırma da 'Açıklamalar' kısmında yapılabilir.
c. Talebin Zamanlaması: Değişen koşulların öğrenilmesinden itibaren makul bir süre içinde bu talebin yapılması, hakkın kötüye kullanılması iddiasıyla karşılaşmamak adına önemlidir.
SONUÇ
İhtiyati tedbir kararlarında teminat, haksız tedbir riskine karşı bir güvence mekanizması olarak önemli bir işlev görür. Ancak yargılamanın dinamik yapısı, başlangıçta belirlenen teminat miktarının zamanla güncelliğini yitirmesine neden olabilir. HMK m. 396/1'in sağladığı imkan çerçevesinde, özellikle dava konusu malın değerinin bilirkişi raporu gibi yeni delillerle farklı tespit edilmesi gibi durumlarda, taraflar değişen koşullara dayanarak teminat miktarının yeniden belirlenmesini talep edebilirler. İşbu Dilekçe de bu yönde bir talebi içermekte olup, mahkeme, sunulan gerekçeleri (özellikle bilirkişi raporunu) ve HMK m. 392'deki teminatın amacını göz önünde bulundurarak, mevcut teminat miktarının değiştirilip değiştirilmeyeceğine ve yeni miktarın ne olacağına karar verecektir. Bu tür taleplerde, değişen koşulun ve bu değişikliğin teminat miktarına etkisinin somut ve gerekçeli bir şekilde ortaya konulması, talebin kabulü açısından kritik öneme sahiptir.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.