- İlamsız Takip Borçtan Kurtulma Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
İLAMSIZ TAKİPTE BORÇTAN KURTULMA DAVASI: HUKUKİ NİTELİĞİ, KOŞULLARI VE USULÜ
Bu makalede, Türk İcra ve İflas Hukuku'nda önemli bir yere sahip olan ve icra takibine maruz kalan borçlunun, aslında borçlu olmadığını ispatlamak amacıyla başvurduğu hukuki yollardan biri olan "Borçtan Kurtulma Davası" incelenecektir. İnceleme, özellikle ilâmsız takip sürecinde itirazın geçici olarak kaldırılması kararı sonrasında açılan borçtan kurtulma davası odağında yapılacak ve davanın hukuki dayanakları, açılma koşulları, usulü, ispat yükü ve sonuçları mevzuat ve doktrin çerçevesinde ele alınacaktır. İşbu Dilekçe'de yer alan unsurlar da bu kapsamda değerlendirilecektir.
1. BORÇTAN KURTULMA DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE AMACI
Borçtan kurtulma davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 69. maddesinde düzenlenen, menfi tespit davasının özel bir türü olarak kabul edilen bir dava türüdür. Temel amacı, hakkında başlatılan ilâmsız icra takibine itiraz eden ve bu itirazı İcra Mahkemesi tarafından geçici olarak kaldırılan borçlunun, genel mahkemede maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ispatlayarak takibin iptalini sağlamasıdır.
İlâmsız icra takibinde alacaklının takibe geçebilmesi için elinde bir mahkeme kararı (ilâm) veya ilâm niteliğinde belge bulunması zorunlu değildir. Alacaklı olduğunu iddia eden kişi, borçluya karşı doğrudan icra dairesi aracılığıyla takip başlatabilir. Borçlu, ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde itiraz ederse takip durur (İİK m. 62). Alacaklı, takibin devamını sağlamak için İcra Mahkemesi'ne başvurarak itirazın kaldırılmasını talep edebilir (İİK m. 68, 68/a).
İcra Mahkemesi, İİK m. 68 ve 68/a'da sayılan belgelerden birinin varlığı halinde "itirazın kesin kaldırılmasına" karar verir. Eğer alacaklının sunduğu belge, borçlunun imzasına dayanan adi bir senet ise ve borçlu bu imzayı inkâr etmişse, İcra Mahkemesi imza incelemesi yapar. İmzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa "itirazın geçici kaldırılmasına" karar verir (İİK m. 68/a). İşte bu geçici kaldırma kararı üzerine borçlunun başvurabileceği yol, borçtan kurtulma davasıdır.
2. BORÇTAN KURTULMA DAVASININ HUKUKİ DAYANAKLARI VE İLGİLİ MEVZUAT
Borçtan kurtulma davasının temel hukuki dayanağı İcra ve İflas Kanunu'nun 69. maddesidir.
İİK Madde 69/1: "İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde onbeşini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır."
Bu madde, davanın açılma süresini, görevli ve yetkili mahkemeyi ve dava şartı olan teminat yatırma yükümlülüğünü düzenlemektedir.
Ayrıca, davanın esasına ilişkin olarak Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri (borcun varlığı, sona ermesi vb.) ve ispat hukukuna ilişkin olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri uygulama alanı bulacaktır. İşbu Dilekçe'de de adli yardım talebi (Madde 5, Madde 12-15) HMK'nın ilgili maddelerine (HMK m. 334 vd.), delillerin sunulması ve değerlendirilmesi (Delil Listesi) ise yine HMK hükümlerine dayanmaktadır.
3. BORÇTAN KURTULMA DAVASININ KOŞULLARI VE UNSURLARI
Borçtan kurtulma davasının açılabilmesi ve mahkemece esastan incelenebilmesi için belirli koşulların varlığı gereklidir:
a. Geçerli Bir İlâmsız İcra Takibinin Bulunması: Dava, ancak geçerli bir şekilde başlatılmış ilâmsız icra takibine dayanabilir (Madde 1).
b. Borçlunun Ödeme Emrine Süresinde İtiraz Etmiş Olması: Borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine İİK m. 62 uyarınca yasal süresi içinde itiraz etmiş olmalıdır (Madde 4).
c. İcra Mahkemesince Verilmiş Bir "İtirazın Geçici Kaldırılması" Kararının Varlığı: Alacaklının talebi üzerine İcra Mahkemesi tarafından itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilmiş olmalıdır (Madde 4, Madde 8). İtirazın kesin kaldırılması kararına karşı bu dava açılamaz; bu durumda borçlunun genel hükümlere göre menfi tespit veya istirdat davası açması gerekir.
d. Davanın Süresinde Açılması: Dava, itirazın geçici kaldırılması kararının borçluya tefhim (duruşmada bildirim) veya tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde açılmalıdır (İİK m. 69/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir. İşbu Dilekçe'de bu süreye riayet edildiği belirtilmiştir (Madde 7).
e. Görevli ve Yetkili Mahkemede Açılması: Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise, takibin yapıldığı yer veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesidir (İİK m. 69/1). İşbu Dilekçe'nin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazıldığı görülmektedir.
f. Teminat Yatırılması (Dava Şartı): Borçlu (davacı), dava konusu alacağın %15'i oranındaki tutarı nakden mahkeme veznesine depo etmek veya mahkemece kabul edilecek eşdeğerde teminat (esham, tahvilat, banka teminat mektubu) göstermek zorundadır (İİK m. 69/1). Bu teminatın en geç ilk duruşma gününe kadar yatırılması dava şartıdır. Mahkeme, teminat yatırılmamışsa davayı usulden reddeder. İşbu Dilekçe'de teminatın yatırıldığı ifade edilmektedir (Madde 11).
g. Borçlunun Borçlu Olmadığını İddia Etmesi: Davanın temelini, borçlunun takip konusu alacaktan dolayı maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı iddiası oluşturur (Madde 5, Madde 8).
4. YARGILAMA USULÜ VE İSPAT YÜKÜ
a. Yargılama Usulü: Borçtan kurtulma davası, HMK'da düzenlenen yazılı yargılama usulüne tabidir. Taraflar dilekçeler (dava, cevap, replik, düplik) aşamasında iddia ve savunmalarını bildirirler, delillerini sunarlar veya toplanmasını talep ederler. İşbu Dilekçe, dava dilekçesi aşamasını temsil etmektedir.
b. İspat Yükü: Borçtan kurtulma davasında ispat yükü, davacı konumundaki borçlu üzerindedir. Borçlu, takip konusu borcun hiç doğmadığını, sona erdiğini (ödeme, ibra, takas, zamanaşımı vb. nedenlerle) veya alacağın muaccel olmadığını ispat etmekle yükümlüdür. Bu durum, genel ispat kuralının (HMK m. 190) bir istisnası niteliğindedir, zira normalde bir alacağın varlığını iddia eden (alacaklı) ispatla yükümlüdür. Ancak borçtan kurtulma davası, menfi tespit davasının özel bir türü olduğundan ve itirazın geçici kaldırılması kararı ile alacaklının lehine oluşan hukuki görünüşü ortadan kaldırmayı amaçladığından, ispat yükü borçluya geçmektedir.
c. Deliller: Borçlu, iddiasını HMK çerçevesinde her türlü yasal delil ile ispatlayabilir. Bunlar arasında belge (senet, makbuz, dekont vb.), tanık beyanı, yemin, bilirkişi incelemesi, keşif, isticvap gibi deliller sayılabilir. İşbu Dilekçe'nin "Delil Listesi" bölümünde tanık, bilirkişi, keşif, yemin, uzman görüşü ve isticvap gibi çeşitli delillere dayanılacağı belirtilmiştir (Madde 19, Madde 21).
5. DAVANIN SONUÇLARI
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapılan yargılama neticesinde aşağıdaki kararlardan biri verilebilir:
a. Davanın Kabulü: Mahkeme, borçlunun iddialarını haklı bulur ve borçlu olmadığının tespitine karar verirse dava kabul edilir. Bu durumda:
* İcra takibi iptal edilir.
* Borçlunun yatırdığı teminat kendisine iade edilir.
* Şartları varsa (alacaklının kötü niyetli olduğu ispatlanırsa), borçlunun talebi üzerine alacaklı, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilebilir (İİK m. 69/5). İşbu Dilekçe'nin talep sonucunda borçtan kurtulma (Madde 17/4) ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti (Madde 17/6, Madde 17/7) talep edilmiş, ancak kötü niyet tazminatı talebine yer verilmemiştir. Bu talep, yargılama sırasında veya ıslah yoluyla ileri sürülebilir.
b. Davanın Reddi: Mahkeme, borçlunun borçlu olduğu kanaatine varırsa davayı reddeder. Bu durumda:
* İcra Mahkemesi'nin verdiği itirazın geçici kaldırılması kararı kesinleşir ve alacaklı takibe devam edebilir (haciz vb.).
* Borçlunun yatırdığı teminat alacaklıya ödenmez, ancak alacaklının bu teminattan öncelikli alacak hakkı da yoktur; teminat borçluya iade edilir veya diğer alacaklılar tarafından haczedilebilir.
* Şartları varsa (borçlunun davayı kötü niyetle açtığı anlaşılırsa), alacaklının talebi üzerine borçlu, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilebilir (İİK m. 69/4).
c. Usulden Red Kararı: Dava şartlarından birinin (örneğin süresinde açılmama, teminat yatırılmaması) eksikliği halinde mahkeme davayı esasa girmeden usulden reddeder.
6. ADLİ YARDIM TALEBİ
İşbu Dilekçe'de davacı müvekkil için adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde 5, Madde 12-15). HMK m. 334 vd. uyarınca, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Mahkeme, talebi haklı bulursa davacıyı yargılama harç ve giderlerinden (teminat hariç olmak üzere) geçici olarak muaf tutabilir. Teminat yatırma yükümlülüğü adli yardım kapsamında değildir; ancak uygulamada bazı mahkemelerin HMK m. 336/3'e dayanarak teminat konusunda da kolaylık sağlayabildiği veya farklı teminat türlerini kabul edebildiği görülmektedir, fakat İİK m. 69'daki teminatın adli yardımdan muaf olmadığı genel kabul görmektedir.
7. DAVANIN ESASINA İLİŞKİN TEMELLENDİRME İHTİYACI
Borçtan kurtulma davasının temelini, davacının (borçlunun) takip konusu borcu bulunmadığı iddiası oluşturur. Bu iddianın somut vakıalarla ve hukuki gerekçelerle desteklenmesi, davanın başarısı için elzemdir. İşbu Dilekçe'nin "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" (IV) başlığı altında, borcun neden mevcut olmadığına dair ayrıntılı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Örneğin:
a. Borcun daha önce ödendiği iddiası varsa, ödeme tarihi, şekli, ilgili dekont veya makbuz bilgileri.
b. Borcun hiç doğmadığı (hukuki ilişkinin kurulmadığı) iddiası varsa, buna ilişkin gerekçeler.
c. Senedin sahte olduğu, hatır senedi olduğu veya başka bir nedenle geçersiz olduğu iddiaları.
d. Borcun zamanaşımına uğradığı iddiası.
e. Takas veya ibra gibi borcu sona erdiren diğer nedenlerin varlığı.
Bu somut vakıaların ve hukuki dayanaklarının açıkça belirtilmesi ve sunulan delillerle (Delil Listesi) ilişkilendirilmesi, mahkemenin iddiaları değerlendirmesi açısından büyük önem taşımaktadır. İşbu Dilekçe'de bu kısım genel ifadelerle geçilmiş olup (Madde 8), davanın ilerleyen aşamalarında veya dava açılırken bu bölümün detaylandırılması gerekecektir.
SONUÇ
İİK m. 69'da düzenlenen borçtan kurtulma davası, ilâmsız takipte itirazı geçici olarak kaldırılan borçluya tanınan, borçlu olmadığını maddi hukuk çerçevesinde ispatlama imkânı veren önemli bir hukuki yoldur. Belirli süre ve teminat yatırma gibi sıkı usul şartlarına tabi olan bu dava, borçlunun haksız takiplere karşı korunmasında etkili bir mekanizma görevi görür. Davanın başarıya ulaşması, borçlunun borçsuzluğunu somut vakıalar ve hukuki delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamasına bağlıdır. Bu nedenle, dava dilekçesinin hazırlanması ve yargılama sürecinin takibinde gerekli özenin gösterilmesi büyük önem arz etmektedir.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Borçtan kurtulma talebidir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkilim ... İcra Müdürlüğünün / Esas sayılı dosyasında borçlu olarak görünmektedir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkilim aleyhine Davalı tarafından ... İcra Müdürlüğünün / Esas sayılı dosyası ile ... yoluyla icra takibi başlatılmıştır.
2. Müvekkil tarafından icra dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde itiraz edilmiş, ... İcra Mahkemesi tarafından itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilmiş ve karar _._.20_ tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir.
3. Müvekkilimin, Davalıya karşı herhangi bir borcu yoktur. Davalı tarafından icra dosyasında iddia edilen borç haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur.
4. ...
5. Adli yardım talebimiz vardır.
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Borçtan kurtulma davası İcra Mahkemesinin vermiş olduğu itirazın geçici kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde açılmalıdır. İcra Mahkemesinin kararı Müvekkile _._.20_ tarihinde tebliğ edilmiş olup, süresi içerisinde işbu davayı açmaktayız.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. Müvekkilimin, Davalıya