- Kişilik Haklarının Korunması Talebi
- Tespit, Men, Önleme, Tazminat, Haksız Kazancın İadesi
- İhtiyati Tedbir
- Adli Yardım
- Maddi Tazminat
- Manevi Tazminat
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TÜRK HUKUKUNDA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI VE KİŞİLİĞİN KORUNMASI DAVALARI
Kişilik hakkı, bireyin doğumla kazandığı, kişiliğini oluşturan maddi ve manevi değerler üzerindeki mutlak, devredilemez, vazgeçilemez ve miras yoluyla intikal etmeyen hakların bütününü ifade eder. Bu haklar, kişinin varlığının, bütünlüğünün ve gelişiminin temelini oluşturur. Türk Hukuk Sistemi, kişilik haklarına üstün bir koruma sağlamış, bu haklara yönelik saldırılara karşı çeşitli hukuki mekanizmalar öngörmüştür. İşbu makalede, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) başta olmak üzere ilgili mevzuat ve doktrin görüşleri ışığında, kişilik haklarına saldırı kavramı, saldırının unsurları, bu saldırılara karşı açılabilecek davalar ve bu davaların koşulları ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. KİŞİLİK HAKKI KAVRAMI VE KAPSAMI
Kişilik hakkı, kişinin özel hukuk alanındaki temel hak kategorilerinden biridir. Anayasa'nın 17. maddesi ile güvence altına alınan yaşama hakkı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı, kişilik hakkının Anayasal temelini oluşturur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Kişiliğin Korunması" başlıklı bölümünde yer alan 23, 24 ve 25. maddeler, kişilik hakkının medeni hukuk alanındaki temel düzenlemeleridir.
TMK Madde 23, kimsenin hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen dahi vazgeçemeyeceğini ve kimsenin özgürlüklerini hukuka veya ahlâka aykırı olarak sınırlayamayacağını belirterek kişilik haklarının devredilemez ve sınırlanamaz niteliğini vurgular.
TMK Madde 24/1, "Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır." hükmü ile hukuka aykırılık karinesini ortaya koymaktadır.
Kişilik hakkının kapsamına giren değerler sınırlı sayıda (numerus clausus) değildir. Yargıtay içtihatları ve doktrin tarafından kabul gören başlıca kişilik değerleri şunlardır:
a. Yaşam ve Sağlık Hakkı: Kişinin bedensel ve ruhsal bütünlüğü üzerindeki haklarıdır.
b. Şeref ve Haysiyet: Kişinin toplum içindeki itibarı, saygınlığı ve onurudur.
c. Özel Hayatın Gizliliği: Kişinin başkaları tarafından bilinmesini istemediği özel yaşam alanı, aile hayatı ve sır alanıdır.
d. Resim ve Ses Üzerindeki Hak: Kişinin görüntüsünün ve sesinin izinsiz olarak kaydedilmesi, yayınlanması veya kullanılmasının engellenmesi hakkıdır.
e. İsim Hakkı: Kişinin adının korunması ve izinsiz kullanılmasının önlenmesi hakkıdır.
f. Kişisel Verilerin Korunması Hakkı: Kişinin kendisine ait bilgilerin işlenmesi, saklanması ve paylaşılması üzerinde kontrol sahibi olması hakkıdır.
g. Manevi Bütünlük: Kişinin duygusal dünyası, iç huzuru gibi değerlerdir.
2. KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
Kişilik haklarına saldırı, bir kişinin korunan kişilik değerlerine yönelik, hukuka aykırı her türlü müdahale olarak tanımlanabilir. Saldırının hukuka aykırı kabul edilebilmesi için TMK Madde 24/1'de sayılan hukuka uygunluk sebeplerinden birinin (mağdurun rızası, üstün nitelikte özel yarar, üstün nitelikte kamusal yarar, kanunun verdiği yetkinin kullanılması) bulunmaması gerekir.
Saldırının Unsurları:
a. Fiil: Saldırı, genellikle bir insan davranışı (yapma veya yapmama şeklinde) ile gerçekleşir. Bu fiil, sözlü, yazılı, görsel veya başka bir yolla gerçekleştirilebilir. Örneğin, hakaret etmek, iftira atmak, özel hayatı ifşa etmek, izinsiz fotoğraf yayınlamak gibi eylemler saldırı niteliği taşıyabilir.
b. Hukuka Aykırılık: Fiilin, TMK m. 24/1'deki hukuka uygunluk nedenlerinden biriyle meşru kılınmamış olması gerekir. Hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde, kişilik hakkına yönelik müdahale saldırı olarak nitelendirilmez.
c. İlliyet Bağı (Nedensellik): Özellikle tazminat taleplerinde, hukuka aykırı fiil ile ortaya çıkan zarar veya kişilik hakkı ihlali arasında uygun bir neden-sonuç ilişkisi bulunmalıdır.
d. Kusur: Tespit, men ve önleme davaları için kural olarak kusur aranmazken (TMK m. 24/1, 25/1), maddi ve manevi tazminat talepleri için saldırıda bulunanın kusurlu olması gerekir (TBK m. 49, 58; TMK m. 25/1). Kusurun derecesi (kast veya ihmal) tazminat miktarının belirlenmesinde rol oynar.
İşbu Dilekçe kapsamında da davalının eylemlerinin müvekkilin kişilik haklarına bir saldırı teşkil ettiği iddia edilmektedir (Madde III.1, IV.A.1).
3. KİŞİLİĞİN KORUNMASI DAVALARI VE UNSURLARI
TMK Madde 25, kişilik haklarına saldırı halinde açılabilecek davaları düzenlemektedir. Bu davalar, saldırının niteliğine ve devam edip etmediğine göre farklılık gösterir ve bir kısmı birlikte (terditli olarak) talep edilebilir (İşbu Dilekçe Konu).
a. Tespit Davası:
Bu dava, sona ermiş olmasına rağmen etkileri devam eden bir saldırının hukuka aykırılığının mahkeme kararıyla saptanması amacıyla açılır. Davacının, saldırının hukuka aykırılığının tespitinde hukuki bir yararının bulunması şarttır. Saldırının sona ermiş olması ancak sonuçlarının (örneğin, itibar kaybı gibi) devam ediyor olması tipik bir durumdur. İşbu Dilekçe'de de öncelikli taleplerden biri tespit istemidir (Başlık IV.A).
b. Önleme Davası:
Henüz gerçekleşmemiş ancak gerçekleşme tehlikesi ciddi ve yakın olan bir saldırının önlenmesi amacıyla açılır. Davacının, yakın bir saldırı tehlikesinin varlığını somut delillerle ortaya koyması gerekir. Kusur şartı aranmaz.
c. Men (Durdurma) Davası:
Halen devam etmekte olan bir saldırıya son verilmesi amacıyla açılan davadır. Saldırının hukuka aykırı olması yeterlidir, failin kusurlu olması aranmaz. Örneğin, internette yayınlanan hakaret içerikli bir yazının kaldırılması bu dava ile istenebilir.
d. Maddi Tazminat Davası:
Kişilik haklarına yapılan hukuka aykırı ve kusurlu saldırı nedeniyle davacının uğradığı maddi zararların giderilmesi talebidir. Bu dava, Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümleri (TBK m. 49 vd.) çerçevesinde değerlendirilir. Davacı, uğradığı somut maddi zararı (örneğin, tedavi masrafları, iş gücü kaybı, ticari itibar kaybından doğan ekonomik zarar) ve bu zararla saldırı arasındaki illiyet bağını ispatlamalıdır. Failin kusuru (kast veya ihmal) şarttır.
e. Manevi Tazminat Davası:
Kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle davacının duyduğu elem, acı, ızdırap gibi manevi zararların telafisi amacıyla talep edilen bir miktar paradır. TBK Madde 58, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, manevi tazminat isteyebileceğini düzenler. Manevi tazminat talebi için de saldırının hukuka aykırı ve kusurlu olması gerekir. Hâkim, manevi tazminat miktarını belirlerken olayın özelliklerini, saldırının ağırlığını, tarafların kusur durumunu, ekonomik ve sosyal durumlarını göz önünde bulundurarak hakkaniyete uygun bir miktar takdir eder (TBK m. 50/2, 51, 58). İşbu Dilekçe'de talep edilen tazminat istemi, bu kapsamda değerlendirilebilir (Dilekçe Konu, Dava Değeri).
f. Vekâletsiz İş Görmeden Doğan Talep / Haksız Kazancın İadesi:
TMK Madde 25/3 uyarınca, kişilik hakkına saldırıda bulunan kişinin bu saldırıdan bir kazanç elde etmiş olması durumunda, zarar gören kişi, uğradığı zarar veya failin kusuru olmasa dahi, elde edilen bu kazancın kendisine verilmesini vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca talep edebilir. Özellikle kişinin resminin, isminin izinsiz olarak ticari amaçlarla kullanılmasından gelir elde edilmesi durumunda bu yola başvurulur. Bu talebin temelinde, kimsenin başkasının kişilik değerleri üzerinden haksız kazanç sağlayamaması düşüncesi yatar. İşbu Dilekçe'nin "Konu" bölümünde bu talep de yer almaktadır.
g. Kararın İlanı veya Üçüncü Kişilere Bildirilmesi:
Mahkeme, davacının talebi üzerine veya re'sen, verilen hükmün üçüncü kişilere bildirilmesine veya yayınlanmasına karar verebilir (TMK m. 25/son). Bu, özellikle şeref ve haysiyete yönelik saldırılarda, kamuoyunu bilgilendirerek zararın etkilerini azaltmayı amaçlar.
4. USULİ HÜKÜMLER
a. Görevli Mahkeme: Kişilik haklarının korunmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 2 uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. İşbu Dilekçe'nin başlığında mahkemenin doğru belirtildiği görülmektedir (Kaynak 1).
b. Yetkili Mahkeme: Genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (HMK m. 6). Ancak haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir (HMK m. 16). Davacı bu mahkemelerden birini seçebilir.
c. İspat Yükü: Davacı, kişilik hakkının varlığını, saldırı fiilini, fiilin hukuka aykırılığını (daha doğrusu hukuka uygunluk sebebinin bulunmadığını), zararını (tazminat talepleri için) ve failin kusurunu (tazminat talepleri için) ispatla yükümlüdür. Davalı ise, fiilin hukuka uygun olduğunu (örneğin rıza, üstün yarar gibi sebeplerle) veya kusurunun bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir.
d. Zamanaşımı: Tazminat talepleri için zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıldır (TBK m. 72). Ancak, fiil aynı zamanda ceza kanunları uyarınca daha uzun bir zamanaşımı süresine tabi bir suç teşkil ediyorsa, ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Men ve önleme davaları ise saldırı veya saldırı tehlikesi devam ettiği sürece açılabilir, ancak hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) teşkil edecek şekilde uzun süre beklenmemelidir. Tespit davası için ise hukuki yarar devam ettiği sürece belirli bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.
5. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Kişilik haklarının korunması talepli davalarda başarıya ulaşmak için bazı hususlara özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir:
a. Somutlaştırma Yükümlülüğü: Dava dilekçesinde, iddia edilen saldırı fiillerinin (ne zaman, nerede, kim tarafından, ne şekilde gerçekleştirildiği), hangi kişilik değerlerini ihlal ettiğinin ve bu ihlalin neden hukuka aykırı olduğunun somut ve ayrıntılı bir şekilde açıklanması büyük önem taşır (HMK m. 194). İşbu Dilekçe'nin "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" (Başlık IV) bölümünde bu ayrıntılandırmanın yapılması davanın seyri açısından kritiktir.
b. Delillerin Sunulması: İddia edilen vakıaların (saldırı fiili, zarar, kusur vb.) ispatı için gerekli olan her türlü delilin (tanık beyanları, yazılı belgeler, ses/görüntü kayıtları, uzman raporları, sosyal medya paylaşımları vb.) dilekçeyle birlikte veya süresi içinde mahkemeye sunulması gerekir (HMK m. 119/1-f, 121, 194).
c. Taleplerin Açıklığı ve Belirliliği: Talep sonucunun (ne istendiğinin) açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir (HMK m. 119/1-ğ). Özellikle tazminat taleplerinde, maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı ve belirli (veya belirsiz alacak davası koşulları varsa buna uygun) şekilde talep edilmesi, haksız kazancın iadesi isteniyorsa bu talebin de açıkça belirtilmesi önemlidir. İşbu Dilekçe'nin "Konu" (Kaynak 1) ve "Dava Değeri" (Kaynak 2) kısımları bu gerekliliğe işaret etmekle birlikte, talep sonucunun (Netice-i Talep) ayrıntılı ve her bir istemi kapsayacak şekilde yazılması zorunludur.
SONUÇ
Türk hukuku, bireyin kişiliğini oluşturan değerlere büyük önem atfetmekte ve bu değerlere yönelik hukuka aykırı saldırılara karşı güçlü bir koruma mekanizması sunmaktadır. TMK Madde 24 ve 25 ile TBK'nın ilgili hükümleri, kişilik hakları ihlal edilen kişilere, saldırının tespiti, önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi zararlarının tazmini ile saldırganın elde ettiği haksız kazancın iadesi gibi çeşitli dava hakları tanımaktadır. Bu davaların açılabilmesi için saldırının varlığı, hukuka aykırılığı ve diğer yasal koşulların somut olayda gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Hazırlanacak bir dava dilekçesinde, vakıaların somutlaştırılması, hukuki dayanakların doğru bir şekilde ortaya konulması ve taleplerin net bir biçimde ifade edilmesi, davanın başarıya ulaşması için elzemdir. Mahkemeler, bu tür davalarda kişilik hakkının korunması ile ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi diğer temel hak ve özgürlükler arasında hassas bir denge kurmak durumundadır.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Kişilik haklarına saldırı sebebiyle tespit, men, önleme, tazminat ve haksız kazancın iadesi talebidir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına saldırı yapılmıştır.
2. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Tespit Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına Davalı tarafından saldırı yapılmıştır.
2. Söz konusu saldırının sona ermesine rağmen etkileri devam etmekte olup, tespiti gerekmektedir.
3. ...
B. Men Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına Davalı tarafından saldırı yapılmıştır.
2. Gerçekleşen saldırı halen devam etmekte olup, haksız saldırının durdurulması gerekmektedir.
3. ...
C. Önleme Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına karşı bir saldırının pek yakın bir zamanda gerçekleşeceğinden endişe edilmektedir.
2. Gerçekleşmesi beklenen ve ihtimal dahilinde olan saldırının önlenmesi gerekmektedir.
3. ...
D. Tazminat Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına Davalı tarafından saldırı yapılmıştır.
2. Söz konusu saldırı neticesinde Müvekkilim maddi ve manevi zarara uğramıştır.
3. Davalının hukuka aykırı ve kusurlu hareketi sebebiyle Müvekkilimin uğradığı zararların tazmini gerekmektedir.
4. ...
E. Haksız Kazancın İadesi (gerçek Olmayan Vekaletsiz İş Görme) Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin kişilik haklarına Davalı tarafından saldırı yapılmıştır.
2. Davalı yapmış olduğu saldırı neticesinde Müvekkilimin kişilik hakları üzerinden haksız kazanç elde etmiştir.
3. İşbu haksız kazancın Müvekkile iadesi gerekmektedir.