- Suçun Unsurlarının İncelenmesi
- Hukuki Savunmalar
- Mal Varlığına Tedbir Konulması Talebi
- Önleyici Koruma Tedbirleri Talebi
- Diğer Koruma Tedbirleri Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
KULLANMA HIRSIZLIĞI SUÇU (TCK m. 146) KAPSAMINDA HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE SUÇ DUYURUSU SÜRECİ
Türk Ceza Hukuku sistematiği içerisinde malvarlığına karşı işlenen suçlar, toplumsal düzenin ve bireysel hakların korunması açısından önemli bir yer tutmaktadır. Bu suç tiplerinden biri olan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146. maddesinde düzenlenen "Kullanma Hırsızlığı", klasik hırsızlık suçundan (TCK m. 141 vd.) farklı unsurları ve daha hafif yaptırımı ile ayrışmaktadır. İşbu makalede, kullanma hırsızlığı suçunun hukuki niteliği, unsurları, uygulama alanı ve bu suça ilişkin başlatılacak bir ceza muhakemesi sürecinde dikkate alınması gereken hususlar, doktrin ve yargısal içtihatlar ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. KULLANMA HIRSIZLIĞI SUÇUNUN YASAL DÜZENLEMESİ VE KORUNAN HUKUKİ DEĞER
5237 sayılı TCK'nın "Malvarlığına Karşı Suçlar" başlıklı Onuncu Bölümünde yer alan 146. madde, kullanma hırsızlığını şu şekilde tanımlamaktadır:
"Madde 146- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranında indirilir. Ancak malın başka bir suçun işlenmesi için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz."
Bu düzenleme ile kanun koyucu, failin malı kalıcı olarak edinme (faydalanma) kastı olmaksızın, yalnızca geçici bir süre kullanıp iade etme amacıyla hareket ettiği durumları, basit veya nitelikli hırsızlık suçundan ayırmış ve daha hafif bir yaptırıma tabi tutmuştur. Suçla korunan temel hukuki değer, hırsızlık suçunda olduğu gibi, öncelikle zilyetlik ve buna bağlı olarak mülkiyet hakkıdır. Ancak failin kastının geçici kullanıma yönelik olması, haksızlığın boyutunu azalttığından, kanun koyucu bu durumu özel bir indirim sebebi olarak düzenlemiştir.
2. KULLANMA HIRSIZLIĞI SUÇUNUN UNSURLARI
Bir fiilin TCK m. 146 kapsamında değerlendirilebilmesi için hem hırsızlık suçunun temel unsurlarının hem de kullanma hırsızlığına özgü şartların bir arada bulunması gerekmektedir.
a. Maddi Unsurlar
i. Konu: Suçun konusu, hırsızlık suçunda olduğu gibi, başkasına ait, taşınır bir maldır. Taşınmaz mallar bu suçun konusunu oluşturamaz.
ii. Fiil: Failin, başkasının zilyetliğinde bulunan taşınır malı, zilyedin rızası olmaksızın bulunduğu yerden almasıdır. Bu alma fiili, mal üzerinde zilyedin tasarruf olanağını ortadan kaldırıp, failin kendi veya bir başkasının fiili hakimiyetini kurmasıyla tamamlanır.
iii. Özel Şart: Geçici Kullanım ve İade Amacı: Kullanma hırsızlığını temel hırsızlıktan ayıran en önemli maddi unsur budur. Fail, malı alırken baştan itibaren onu sadece geçici bir süre kullanma ve sonrasında zilyedine iade etme amacıyla hareket etmelidir (Madde 7a). Malın fiilen kullanılmış olması şart değildir; kullanma amacının varlığı yeterlidir. İade, malın tekrar zilyedin fiili hakimiyetine sokulması anlamına gelir. İadenin makul bir süre içinde ve malın alındığı haliyle (olağan yıpranma hariç) gerçekleştirilmesi beklenir. Malın iade edilmemesi, hasara uğratılması veya iade edilmekle birlikte farklı bir amaçla kullanılması durumunda TCK m. 146 uygulanamayabilir.
iv. Malın Başka Bir Suçun İşlenmesi İçin Kullanılmamış Olması: TCK m. 146/1 son cümlesi, malın başka bir suçun işlenmesi amacıyla kullanılması halinde bu indirim hükmünün uygulanmayacağını belirtir. Örneğin, bir araç çalınıp soygun yapmak için kullanıldıktan sonra iade edilse dahi, fail kullanma hırsızlığı indiriminden yararlanamaz; fiil, duruma göre basit veya nitelikli hırsızlık olarak cezalandırılır.
b. Manevi Unsur (Kast)
Kullanma hırsızlığı, kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, başkasına ait taşınır bir malı zilyedinin rızası olmaksızın aldığını bilmesi ve istemesi (genel kast) yeterli değildir. Ayrıca, failde malı sadece geçici bir süre kullanıp iade etme özel kastının bulunması zorunludur (Madde 7b). Eğer failin kastı, malı sürekli olarak mülk edinmeye veya ondan kalıcı olarak faydalanmaya yönelikse, fiil TCK m. 141 veya m. 142'deki hırsızlık suçunu oluşturur. Bu özel kastın varlığı, olayın özelliklerine, failin davranışlarına ve toplanan delillere göre savcılık ve mahkeme tarafından titizlikle değerlendirilmelidir.
c. Hukuka Aykırılık Unsuru
Fiilin hukuka aykırı olması, yani herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin (örneğin, kanun hükmünü icra, meşru savunma, hakkın kullanılması, ilgilinin rızası) bulunmaması gerekir (Madde 7c). Mağdurun malın alınmasına rızası varsa, suç oluşmaz.
3. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ VE KOVUŞTURMA USULÜ
a. Teşebbüs: Kullanma hırsızlığı suçuna teşebbüs mümkündür. Fail, malı geçici kullanıp iade etmek amacıyla alma fiiline başlayıp elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa (örneğin, malı alırken yakalanırsa), teşebbüsten sorumlu olur.
b. İştirak: Suça iştirakin her şekli (faillik, azmettirme, yardım etme) mümkündür.
c. İçtima: Failin aynı fiille birden fazla suç işlemesi veya farklı fiillerle aynı veya farklı kişilere karşı suç işlemesi durumunda TCK'nın suçların içtimaına ilişkin hükümleri (m. 42-44) uygulanır. Özellikle, malın başka bir suçun işlenmesinde kullanılması halinde TCK m. 146'nın uygulanmayacağı unutulmamalıdır.
d. Kovuşturma Usulü: TCK m. 146, suçun şikayete bağlı olduğunu açıkça belirtmektedir. Mağdurun (suçtan zarar görenin), fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir (TCK m. 73). Şikayet hakkı kullanılmadığında veya şikayetten vazgeçildiğinde kovuşturma yapılamaz. İşbu Dilekçe, bu şikayet hakkının kullanılmasına yönelik bir irade beyanı niteliğindedir (Madde 1).
4. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA SÜRECİNDE DİKKATE ALINMASI GEREKEN HUSUSLAR
Kullanma hırsızlığı iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına (Madde 1) yapılan bir suç duyurusu üzerine soruşturma evresi başlar. Bu süreçte aşağıdaki hususlar önem arz eder:
a. Delillerin Toplanması: Savcılık, şüphelinin suç işlediğine dair yeterli şüpheye ulaşmak için gerekli tüm delilleri toplar. Bu kapsamda, mağdur ve varsa tanıkların beyanları (Madde 35, 38), olay yeri incelemesi, kamera kayıtları, bilirkişi incelemeleri (Madde 38), şüphelinin malı aldığı ve iade ettiği zaman dilimi, malın durumu gibi olgular araştırılır. İşbu Dilekçe'de talep edilen keşif (Madde 34/5), tanık dinlenmesi (Madde 35), bilirkişi görevlendirilmesi (Madde 34/12) ve diğer delil toplama talepleri (Madde 34/11, 38) bu amaca hizmet eder.
b. Koruma Tedbirleri: Soruşturmanın selameti, delillerin korunması, şüphelinin kaçmasının önlenmesi veya mağdurun korunması amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) öngörülen koruma tedbirlerine başvurulabilir.
i. Yakalama, Gözaltı, Tutuklama: Şartları oluştuğunda (CMK m. 90 vd., m. 100 vd.), şüphelinin yakalanması, gözaltına alınması veya tutuklanması talep edilebilir (Madde VIII.A, VIII.B, Madde 34/2). Bu tedbirler için somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi ve CMK'da sayılan diğer koşulların (kaçma şüphesi, delil karartma tehlikesi vb.) varlığı aranır (Madde 19, 20, 21, 22, 23, 24, 26).
ii. Adli Kontrol: Tutuklama yerine veya serbest bırakılma koşulu olarak adli kontrol tedbirleri (CMK m. 109) uygulanabilir. Dilekçede talep edilen önleyici koruma tedbirleri (Madde VII, Madde 34/3), özellikle CMK m. 109/3 (j) (konutunu terk etmemek), (k) (belirlenen yerlere gitmemek) ve (l) (belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak) bu kapsamda değerlendirilebilir.
iii. Arama ve El Koyma: Suç delillerinin veya suçtan elde edilen eşyanın bulunması amacıyla şüphelinin üzerinde, eşyasında, konutunda, işyerinde veya diğer yerlerde arama ve bulunan delillere el koyma (CMK m. 116 vd., m. 123 vd.) talep edilebilir (Madde VIII.C, Madde 34/14). Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının emriyle de arama yapılabilir (Madde 28).
iv. İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması: Katalog suçlar ve belirli ağırlıktaki suçlar için öngörülen bu tedbir (CMK m. 135), kullanma hırsızlığı gibi şikayete bağlı ve ceza miktarı itibarıyla genellikle daha hafif suçlar için uygulanması kural olarak mümkün değildir. Ancak, başka suretle delil elde etme imkanının bulunmaması ve suçun niteliği (örneğin, organize bir yapı içinde işlenmesi gibi istisnai durumlar varsa) değerlendirilebilir (Madde VIII.Ç, Madde 34/6).
v. Malvarlığına Tedbir Konulması: Suçtan elde edilen maddi menfaatlerin veya eşyanın güvence altına alınması amacıyla şüphelinin malvarlığı değerlerine CMK m. 128 uyarınca el konulması (tedbir) talep edilebilir (Madde VI, Madde 13). Bu tedbir, özellikle mağdurun uğradığı zararın tazminini güvence altına alma amacı taşıyabilir.
c. Uzlaşma: Kullanma hırsızlığı suçu, TCK m. 146 ve m. 73/1 uyarınca şikayete tabi olduğundan, CMK m. 253 uyarınca uzlaşma kapsamındadır. Soruşturma evresinde savcılık, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından taraflara uzlaşma teklif edilir. Tarafların uzlaşması halinde soruşturma veya kovuşturma sona erer.
d. Yargılama ve Yaptırım: Yeterli şüpheye ulaşılması ve uzlaşma sağlanamaması halinde Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek kamu davası açar (Madde 34/1). Yargılama sonucunda suçun sübuta erdiği kanaatine varılırsa, faile TCK m. 141'deki basit hırsızlık suçunun cezası (bir yıldan üç yıla kadar hapis) TCK m. 146 uyarınca yarı oranında indirilerek hükmolunur. Koşulları varsa, hükmedilen ceza ertelenebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ayrıca TCK m. 53 uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri de uygulanabilir (Madde 34/17).
5. DİLEKÇE BAĞLAMINDA DEĞİNİLMESİ GEREKEBİLECEK HUSUSLAR
Bir suç duyurusu dilekçesinin etkinliği, iddia edilen suçun unsurlarının somut olaylarla ilişkilendirilerek açıkça ortaya konulmasına bağlıdır. Kullanma hırsızlığı özelinde aşağıdaki noktaların vurgulanması önemlidir:
a. Failin Özel Kastının Detaylandırılması: TCK m. 146'nın uygulanabilmesi için failin baştan itibaren malı sadece geçici kullanıp iade etme niyetinde olduğunun ispatı kritik öneme haizdir. Şikayet dilekçesinin "Suça İlişkin Vakıalar" (Madde 5) veya "Hukuki Açıklamalar" (Madde 6) bölümlerinde, failin bu özel kastını gösteren olgulara (örneğin, malı aldıktan sonraki davranışları, iade şekli, malı kullanma süresi, malın niteliği ile kullanım amacı arasındaki ilişki gibi) detaylı bir şekilde yer verilmesi, hukuki nitelendirmenin doğru yapılmasına yardımcı olacaktır.
b. Maddi Zararın Niteliği: Dilekçede yer alan "Maddi Zararlar Hakkında Açıklamalar" (Madde V, Madde 12) bölümünde belirtilen zararların, malın geçici olarak kullanılmasından kaynaklanan zararlar olup olmadığının netleştirilmesi gerekir. Eğer malın kullanımı sırasında mala zarar verilmişse, bu durum ayrıca TCK m. 151 veya m. 152'deki mala zarar verme suçunu oluşturabilir ve kullanma hırsızlığı indiriminin uygulanmasını engelleyebilir. Zararın, malın yokluğundan kaynaklanan mahrumiyetten mi yoksa malın kendisinde meydana gelen bir değer azalmasından mı kaynaklandığı açıkça belirtilmelidir.
c. Koruma Tedbirlerinin Gerekçelendirilmesi: Talep edilen ağır koruma tedbirlerinin (tutuklama, malvarlığına el koyma, iletişimin denetlenmesi gibi) (Madde VI, VIII, 34) CMK'daki şartları taşıdığına dair somut olguların dilekçenin ilgili bölümlerinde (Madde 13, 14, 15, 16, 17, 19-32) güçlü bir şekilde gerekçelendirilmesi, taleplerin kabul edilebilirliği açısından önemlidir. Özellikle kullanma hırsızlığının nispeten hafif niteliği göz önüne alındığında, bu tedbirlerin orantılılık ilkesine uygunluğunun da ortaya konulması gerekir.
SONUÇ
Kullanma hırsızlığı (TCK m. 146), failin özel kastına ve malın iadesine dayanan, hırsızlık suçunun daha hafif bir şekli olarak düzenlenmiş, şikayete tabi bir suç tipidir. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması, hem hırsızlığın genel unsurlarının hem de TCK m. 146'daki özel şartların titizlikle araştırılmasını gerektirir. Mağdurun şikayeti üzerine başlayan süreçte, delillerin eksiksiz toplanması, failin kastının doğru bir şekilde tespit edilmesi ve CMK'da öngörülen koruma tedbirlerinin yerinde ve ölçülü bir şekilde uygulanması, adil bir yargılamanın temelini oluşturacaktır. Hazırlanan bir suç duyurusu dilekçesinin, iddia edilen fiili, suçun yasal unsurlarıyla somut olayları ilişkilendirerek açık, detaylı ve hukuki gerekçeleriyle birlikte sunması, sürecin etkinliği bakımından büyük önem taşımaktadır.
T.C.
...
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
ŞİKAYETÇİ : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
ŞÜPHELİ : TC:
Adresi:
SUÇ : 1. Kullanma Hırsızlığı (TCK Md. 146 )
2. ... (TCK Md. ... )
3. ... (TCK Md. ... )
Re'sen tespit edilecek diğer suçlar.
SUÇ TARİHİ :
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA BİLGİ:
Müvekkilim _._.20_ tarihinde ...'da doğmuştur. ... mezunu olup, ... olarak çalışmaktadır. Aylık geliri ... TL'dir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan şikayet konusu olayların ve zararın maddeler halindeki kısa özetidir:
1. ...
2. ...
III. SUÇA İLİŞKİN VAKIALAR:
Suça ilişkin fiillerin ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...
2. ...
IV. HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
A. Kullanma Hırsızlık Suçunun Maddi ve Manevi Unsurları Gerçekleşmiştir:
1. TCK Md. 146 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a) Başkasına ait malın geçici bir süre kullanılıp zilyede iade edilmesi
b) Suç işleme kastı
c) Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
2. Şüphelinin eylemleri sonucunda yukarıda sayılan unsurlar gerçekleşmiştir.
3. ...
B. ... Suçunun Maddi ve Manevi Unsurları Gerçekleşmiştir:
1. TCK Md ... 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a) ...
b) Suç işleme kastı
c) Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
2. Şüphelinin eylemleri sonucunda yukarıda sayılan unsurlar gerçekleşmiştir.
3. ...
V. MÜVEKKİLİMİN MADDİ ZARARLARI HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Şüphelinin eylemleri sonucunda Müvekkilimin ekonomik durumunda aşağıda belirtilen maddi kayıplar gerçekleşmiştir.
2. ...
VI. MAL VARLIĞINA TEDBİR KONULMASI TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Soruşturma sonuçlanana kadar, oluşan zararın tazmin edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından veya imkansız