- Manevi Tazminat, Yaralamalı Trafik Kazası Talebi
- İhtiyati Tedbir
- İhtiyati Haciz
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
YARALAMALI TRAFİK KAZALARINDAN KAYNAKLANAN MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNİN HUKUKİ DEĞERLENDİRİLMESİ
Trafik kazaları, günümüz toplumlarının en önemli sorunlarından biri olup, sıklıkla can kayıplarına veya ciddi bedensel zararlara yol açmaktadır. Yaralanmalı trafik kazaları neticesinde, mağdurların sadece maddi kayıpları değil, aynı zamanda kişilik hakları kapsamında değerlendirilen manevi varlıkları da zarara uğramaktadır. Bu tür durumlarda, zarar görenlerin yaşadığı acı, elem, ıstırap ve yaşama sevincindeki azalma gibi manevi zararların tazmini gündeme gelmektedir. İşbu makalede, yaralamalı bir trafik kazası sonucu talep edilen manevi tazminat isteminin, Türk Hukuk Sistemi içerisindeki yeri, hukuki dayanakları, talep koşulları, ispatı ve miktarının belirlenmesi gibi temel konular, doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir. İşbu Dilekçe'de (Madde Konu) ana hatları çizilen manevi tazminat talebi, bu incelemenin temelini oluşturacaktır.
1. MANEVİ TAZMİNATIN HUKUKİ DAYANAKLARI
Yaralamalı trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat taleplerinin hukuki temelleri, başta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) olmak üzere ilgili mevzuatta düzenlenmiştir.
a. Türk Borçlar Kanunu (TBK): Haksız fiil sorumluluğunun genel esasları TBK'nın 49. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Manevi tazminat ise, TBK'nın "Kişilik Hakkının Zedelenmesi" başlıklı 58. maddesi ve özellikle bedensel zararlar için öngörülen 56. maddesi kapsamında ele alınır. TBK md. 56, hâkime, bedensel bütünlüğü zedelenen kişiye veya ağır bedensel zarar ya da ölüm hâlinde ölenin yakınlarına, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verme yetkisi tanımaktadır. Bu hüküm, trafik kazası sonucu yaralanan kişinin (Madde II/1) duyduğu fiziksel acıların yanı sıra, yaşadığı ruhsal çöküntü, elem ve ıstırabın (Madde II/3, VIII/1) tazmin edilmesinin yasal dayanağını oluşturur.
b. Karayolları Trafik Kanunu (KTK): KTK, motorlu araçların işletilmesinden doğan sorumluluklara ilişkin özel hükümler içermektedir. KTK md. 85, araç işletenin ve bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını düzenlemiştir. Bu sorumluluk, kusur sorumluluğundan farklı olarak bir "tehlike sorumluluğu" niteliğindedir. Sürücünün sorumluluğu ise genellikle kusura dayanmaktadır. KTK, tazminatın türü (maddi/manevi) veya hesaplanması konusunda özel bir düzenleme getirmemiş, bu konularda genel hükümlere, yani Borçlar Kanunu'na atıf yapmıştır (KTK md. 90). Dolayısıyla, KTK kapsamındaki bir kazada manevi tazminat talepleri de TBK md. 56 çerçevesinde değerlendirilecektir.
c. Yargıtay İçtihatları: Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, manevi tazminatın amacının zenginleşme olmadığını, ancak zarar görenin bozulan manevi dengesini bir nebze olsun yerine getirmek, acı ve ıstırabı dindirmek olduğunu vurgulamaktadır. Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, zarar görenin ve sorumlunun sosyal ve ekonomik durumu gibi birçok faktörü dikkate almaktadır (Madde VIII/1).
2. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN UNSURLARI
Bir trafik kazası nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için haksız fiilin unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir:
a. Fiil: Ortada hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Trafik kazası, genellikle trafik kurallarının ihlali sonucu meydana geldiğinden, hukuka aykırı fiil unsurunu oluşturur. İşbu Dilekçe'de de bir trafik kazasının meydana geldiği belirtilmektedir (Madde II/1).
b. Zarar: Haksız fiil sonucunda bir zararın meydana gelmiş olması şarttır. Manevi tazminat taleplerinde bu zarar, kişinin bedensel bütünlüğünün ihlali sonucu yaşadığı fiziksel acı, ruhsal sıkıntı, elem, keder, yaşama sevincinin azalması gibi manevi değerlerdeki eksilmedir (Madde VII/1). Yaralanma olgusu, bu zararın varlığının temel göstergesidir (Madde II/1).
c. İlliyet Bağı (Nedensellik): Meydana gelen zarar ile hukuka aykırı fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Yani, manevi zararın (acı, elem vb.) trafik kazası fiilinin bir sonucu olarak ortaya çıkması gerekmektedir. Kazada yaralanma ile duyulan üzüntü arasındaki bağ genellikle açıktır.
d. Kusur: Kural olarak, haksız fiil sorumluluğu kusura dayanır (TBK md. 49). Trafik kazalarında, zarara sebep olan sürücünün veya diğer sorumluların (örneğin işleten) kusurlu olması gerekir. Kusurun belirlenmesinde trafik kurallarına uyulup uyulmadığı, dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar incelenir. İşbu Dilekçe'de, soruşturma kapsamında alınan rapora göre davalının kusurlu olduğunun tespit edildiği ifade edilmektedir (Madde II/2). KTK md. 85'teki işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğu olsa da, tazminat miktarının belirlenmesinde kusur önemli bir faktördür.
3. MANEVİ TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ
Manevi tazminat miktarının belirlenmesi, Türk Hukukunda hâkimin takdir yetkisine bırakılmış önemli bir konudur (TBK md. 56/1). Hâkim, bu takdir yetkisini kullanırken keyfi davranamaz; Anayasa'nın 141. ve HMK'nın 297. maddeleri gereğince kararını gerekçelendirmek zorundadır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak başlıca kriterler şunlardır:
a. Olayın Özellikleri: Kazanın meydana geliş şekli, yaralanmanın ciddiyeti, tedavi sürecinin uzunluğu ve zorluğu, kalıcı sakatlık (maluliyet) durumu, estetik zararlar gibi hususlar tazminat miktarını etkiler.
b. Tarafların Kusur Oranı: Haksız fiilin işlenmesinde tarafların kusur derecesi, tazminat miktarının belirlenmesinde önemli bir ölçüttür (Madde VIII/1). Tam kusurlu bir sürücünün ödeyeceği tazminat ile müterafik (birlikte) kusurun bulunduğu bir durumda ödenecek tazminat farklılık gösterecektir.
c. Tarafların Sosyo-Ekonomik Durumları: Hem zarar görenin hem de sorumlunun mali ve sosyal durumları, tazminat miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulur (Madde VIII/1). Ancak bu durum, tazminatın sembolik bir miktara düşürülmesine veya tarafın zenginleşmesine yol açacak şekilde belirlenmesine neden olmamalıdır.
d. Zarar Görenin Yaşadığı Acı, Elem ve Istırap: Manevi tazminatın temel amacı, zarar görenin yaşadığı manevi çöküntüyü hafifletmektir. Bu nedenle, yaralanmanın niteliği, yaş, cinsiyet gibi faktörler dikkate alınarak kişinin duyduğu acı ve elemin yoğunluğu değerlendirilir (Madde VIII/1).
e. Paranın Satın Alma Gücü: Hükmedilecek tazminatın, karar tarihindeki paranın satın alma gücü ile orantılı olması gerekir.
f. Hakkaniyet İlkesi: Hâkim, tüm bu unsurları değerlendirirken hakkaniyet ilkesi çerçevesinde adil bir denge kurarak tazminat miktarını belirlemelidir.
4. USUL HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRMELER
Manevi tazminat taleplerinin yargısal süreçte ileri sürülmesinde bazı usuli konular önem arz etmektedir:
a. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'dir (HMK md. 2). Yetkili mahkeme ise HMK'daki genel (davalının yerleşim yeri mahkemesi, md. 6) ve özel yetki kurallarının yanı sıra KTK md. 110'da düzenlenen özel yetki kurallarına göre belirlenir. KTK md. 110'a göre, motorlu araç kazalarından doğan sorumluluk davaları, zarara uğrayanın yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. İşbu Dilekçe'de davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazıldığı görülmektedir (Dilekçe Başlık).
b. Zamanaşımı: KTK md. 109'a göre, motorlu araç kazalarından doğan tazminat talepleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Eğer dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüşse, bu süre uygulanır (uzamış ceza zamanaşımı).
c. İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz: Davacının, dava sonucunda elde edeceği alacağını güvence altına almak amacıyla, dava süresince davalının malvarlığı üzerinde bazı tedbirlerin alınmasını talep etme hakkı vardır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md. 389 vd. uyarınca ihtiyati tedbir veya İcra ve İflas Kanunu (İİK) md. 257 vd. uyarınca ihtiyati haciz talep edilebilir. İşbu Dilekçe'de hem ihtiyati tedbir (Madde V) hem de ihtiyati haciz (Madde VI) talebinde bulunulmuştur. Bu taleplerin kabulü için kanunda aranan şartların (gecikme tehlikesi, hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı veya imkânsızlaşacağı endişesi vb.) mevcut olması ve mahkemenin bu yönde kanaat getirmesi gereklidir. Mahkeme, bu tedbirler için genellikle teminat gösterilmesini ister.
d. Adli Yardım: Dava açmak için gerekli yargılama giderlerini karşılama gücü olmayan kişiler, HMK md. 334 vd. hükümleri çerçevesinde adli yardım talebinde bulunabilirler. Talebin kabulü halinde, kişi yargılama harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulur. İşbu Dilekçe'de, davacının sabit bir gelirinin olmadığı belirtilerek adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde VII, 13-16).
5. İSPAT YÜKÜ VE DELİLLER
Medeni usul hukukumuzda kural olarak ispat yükü, iddia eden tarafa aittir (HMK md. 190). Manevi tazminat davasında davacı, haksız fiilin unsurlarını (fiil, zarar, illiyet bağı, karşı tarafın kusuru veya sorumluluğu gerektiren diğer şartlar) ispat etmekle yükümlüdür. İşbu Dilekçe'nin delil listesi bölümünde (Madde 20, 22) yer alan deliller, bu tür davalarda sıklıkla kullanılan ispat vasıtalarıdır:
a. Kaza Tespit Tutanağı: Kazanın nasıl meydana geldiği ve ilk kusur değerlendirmesi açısından önemli bir delildir (Delil 10). Ancak bu tutanaklardaki kusur tespiti mahkeme için bağlayıcı değildir.
b. Ceza Soruşturması/Davası Dosyası: Kazaya ilişkin yürütülen ceza soruşturması veya kamu davası dosyası, içerdiği deliller (ifadeler, bilirkişi raporları, keşif tutanakları vb.) açısından hukuk davası için önemli veriler sunar (Delil 9). Ceza mahkemesinin maddi olgulara ve kusura ilişkin kesinleşmiş kararları, hukuk hakimini bağlayabilir (TBK md. 74).
c. Tanık Beyanları: Kazanın görgü tanıklarının beyanları, olayın aydınlatılması ve kusur durumunun tespiti için değerlidir (Delil 1).
d. Bilirkişi Raporları: Özellikle kusur oranlarının ve yaralanma sonucu oluşan bedensel zararın (örneğin maluliyet oranının) tespiti için bilirkişi incelemesi kaçınılmazdır (Delil 2).
e. Hastane Kayıtları ve Sağlık Raporları: Yaralanmanın varlığını, derecesini, tedavi sürecini ve varsa kalıcı etkilerini ispatlamak için tıbbi belgeler temel delillerdir (Delil 11).
f. Diğer Deliller: Keşif (Delil 3), yemin (Delil 4), uzman görüşü (mütalaa) (Delil 5), isticvap (tarafların sorgulanması) (Delil 6) gibi HMK'da düzenlenen diğer deliller de davanın niteliğine göre kullanılabilir.
6. DİKKATE ALINMASI GEREKEN DİĞER HUSUSLAR
Manevi tazminat talepli dava dilekçelerinde, talebin temelini oluşturan manevi zararın somutlaştırılması büyük önem taşır. Bu bağlamda, özellikle dikkate alınması gereken bir husus, yaralanmanın niteliği ve davacının hayatına olan etkilerinin detaylı bir şekilde açıklanmasıdır.
a. Yaralanmanın Niteliği ve Kalıcı Etkilerinin Detaylandırılması: Manevi tazminat miktarının takdirinde, yaralanmanın ağırlığı ve sonuçları kritik rol oynar. İşbu Dilekçe'nin "ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR" (Madde IV) veya "MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR" (Madde VIII) başlıkları altında, meydana gelen yaralanmanın tıbbi mahiyeti, geçirilen ameliyatlar, tedavi sürecinin uzunluğu ve zorluğu, fiziksel acının derecesi gibi unsurların yanı sıra, eğer mevcutsa, yaralanma sonucu ortaya çıkan kalıcı sakatlık (maluliyet) oranı, işlev kayıpları veya estetik bozukluklar gibi kalıcı etkilerin açıkça belirtilmesi gereklidir. Bu kalıcı etkilerin davacının günlük yaşamına, sosyal ilişkilerine, mesleki faaliyetlerine ve genel yaşama sevincine ne şekilde yansıdığının (örneğin, sürekli ağrı, hareket kısıtlılığı, psikolojik travma, sosyal izolasyon vb.) somut örneklerle açıklanması, mahkemenin manevi zararın boyutunu daha doğru bir şekilde kavramasına ve hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı belirlemesine yardımcı olacaktır. Bu detaylar, TBK md. 56'da belirtilen "olayın özellikleri" kapsamında değerlendirilecek önemli unsurlardır.
Sonuç olarak, yaralamalı trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat talepleri, kişilik haklarının korunması bağlamında önemli bir hukuki mekanizmadır. Talebin başarıya ulaşması, haksız fiil unsurlarının varlığının usulüne uygun delillerle ispatlanmasına ve manevi zararın boyutunun mahkeme nezdinde yeterince somutlaştırılmasına bağlıdır. Hâkim, kanuni düzenlemeler, Yargıtay içtihatları ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, olayın tüm özelliklerini dikkate alarak adil bir tazminata hükmedecektir.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Manevi tazminat davasıdır.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇEMİZİN VAKIALAR ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. _._.20_ tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda Müvekkilim yaralanmıştır.
2. Soruşturma kapsamında mevcut rapor ile meydana gelen kazada Davalının kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
3. Müvekkil nezdinde meydana gelen üzüntü ve elemin karşılığı olarak manevi tazminat talebinde bulunma zorunluluğu meydana gelmiştir.
4. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...
2. ...
VIII. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Manevi tazminatın objektif unsuru uyarınca yukarıda anlatılan hususların; müvekkilimin kişilik değerlerinde eksilmeye yol açacak seviyede sosyal ve psikolojik etkilere neden olabilecek fiiller olduğu açıktır. Ayrıca sübjektif unsur uyarınca; müvekkilimin nezdinde devam eden acı, elem, itibar kaybı ve ruhsal yıkım meydana gelmiştir. Bu sebeplerle; tarafların kusur derecesi ve sosyo-ekonomik durumları gözetilerek müvekkilimin yaşadığı ruhsal yıkımı telafi edecek nitelikte uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
2. ...
V. İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Dava sonuçlanana kadar, hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından veya imkansız hale geleceğinden, hakkın derhal korunmasında zorunluluk bulunması sebebiyle davalı taraf dinlenmeksizin, davalıya ait banka hesapları, taşınmaz mallar ve araçlar üzerine