- Mehil Vesikası Verilmesi Talebi
MEHİL VESİKASI TALEBİ VE HUKUKİ NİTELİĞİ
GİRİŞ
Türk hukuk sisteminde, mahkemelerce verilen kararların icrası, alacaklının hakkına kavuşmasını temin eden temel bir mekanizmadır. Ancak, verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulması durumunda, kararın kesinleşmeden icra edilmesinin borçlu açısından telafisi güç veya imkansız zararlara yol açabilme ihtimali bulunmaktadır. Bu dengeyi sağlamak amacıyla İcra ve İflas Kanunu (İİK) kapsamında "icranın geri bırakılması" veya bilinen adıyla "tehir-i icra" müessesesi düzenlenmiştir. Tehir-i icra sürecinin önemli bir aşamasını ise, icra dairesinden alınacak olan "mehil vesikası" oluşturmaktadır. İşbu makalede, tehir-i icra talebinde bulunan borçlunun, icra dairesine sunacağı bir talep dilekçesi (işbu Dilekçe) ekseninde, mehil vesikası alınması sürecinin hukuki dayanakları, koşulları, usulü ve sonuçları, ilgili mevzuat ve doktrin görüşleri ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
TEHİR-İ İCRA (İCRANIN GERİ BIRAKILMASI) MÜESSESESİ
Tehir-i icra, İİK'nın 36. maddesinde düzenlenmiş olup, ilama karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlunun, belirli şartları yerine getirmesi halinde, Yargıtay veya bölge adliye mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirmesi için icra dairesi tarafından kendisine uygun bir süre (mehil) verilmesini ifade eder. Bu müessesenin temel amacı, kanun yolu incelemesi sonucunda kararın borçlu lehine değişmesi ihtimaline binaen, borçlunun haklarını korumaktır. İlamın icrası devam ederken kanun yolu incelemesi sonucunda kararın kaldırılması veya bozulması durumunda, yapılan icra işlemlerinin geri alınması zor veya masraflı olabileceğinden, tehir-i icra kurumu adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü ile yakından ilişkilidir.
Tehir-i icra talebinde bulunabilmenin temel koşulları şunlardır:
a. Ortada bir ilam veya ilam niteliğinde belgeye dayanan icra takibi bulunmalıdır.
b. Borçlu, bu ilama karşı süresi içinde istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmuş olmalıdır (Madde 1).
c. Borçlu, kanun yoluna başvurduğunu belirterek Yargıtay veya bölge adliye mahkemesinden tehir-i icra kararı talep etmiş olmalıdır.
d. Borçlu, icra dosyasına, talep anındaki dosya borcunu karşılayacak miktarda nakdi veya muteber banka teminat mektubu gibi İİK'nın kabul ettiği bir teminatı yatırmalıdır (Madde 2).
MEHİL VESİKASI
a. Tanımı ve Hukuki Niteliği
Mehil vesikası, İİK Madde 36 uyarınca, ilama karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran ve tehir-i icra kararı getirmek üzere icra dairesine başvurarak gerekli teminatı yatıran borçluya, ilgili yargı merciinden (bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay) tehir-i icra kararı getirmesi için icra müdürü tarafından verilen süreyi (mehili) ve bu süre zarfında icranın duracağını tevsik eden belgedir. Bu belge, niteliği itibarıyla bir ispat aracı olup, borçlunun tehir-i icra sürecini başlattığını ve kanunun aradığı ilk şartları (kanun yolu başvurusu ve teminat) yerine getirdiğini gösterir. Mehil vesikası, nihai tehir-i icra kararı değildir; yalnızca o kararı alabilmek için borçluya tanınan yasal süreyi belgeler.
b. Mehil Vesikası Talebinin Koşulları
Borçlunun icra dairesinden mehil vesikası alabilmesi için aşağıdaki şartların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerekmektedir:
i. İlama Dayalı Takip: Takibin dayanağı bir mahkeme ilamı veya kanunen ilam niteliği taşıyan bir belge olmalıdır.
ii. Kanun Yolu Başvurusu: Borçlu, takibe dayanak olan ilama karşı süresi içinde istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmuş olmalıdır. Bu başvurunun yapıldığını gösteren belge (örneğin, mahkemeden alınacak derkenar veya UYAP çıktısı) icra dairesine sunulmalıdır (Ekler Madde 1). İşbu Dilekçe'de de kanun yoluna başvurulduğu beyan edilmiştir (Madde 1).
iii. Tehir-i İcra Talebi: Borçlu, kanun yolu başvuru dilekçesinde veya ayrı bir dilekçe ile ilgili yargı merciinden (bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay) tehir-i icra kararı verilmesini talep etmiş olmalıdır. İşbu Dilekçe'de bu yönde bir başvuru yapıldığı ifade edilmektedir (Madde 1).
iv. Teminat Gösterme: Borçlu, mehil vesikası talebinde bulunduğu tarihteki toplam dosya borcunu (asıl alacak, faizler, vekalet ücreti, icra masrafları vb.) karşılayacak miktarda teminatı icra dairesine yatırmalıdır. Teminat, nakit para olabileceği gibi, İİK'nın kabul ettiği kesin ve süresiz banka teminat mektubu veya HMK m. 87'de sayılan diğer teminat türleri de olabilir. Teminat miktarının tam ve eksiksiz olması şarttır. İşbu Dilekçe, teminat tutarının hesaplanması ve depo edilmesi talebini içermektedir (Madde 2).
v. İcra Müdürlüğüne Başvuru: Borçlu veya vekili, yukarıdaki koşulları sağladığını belirten ve mehil vesikası verilmesini talep eden bir dilekçe ile icra dairesine başvurmalıdır. İşbu Dilekçe, bu başvuru amacını taşımaktadır.
c. Başvuru Usulü ve İcra Müdürlüğünün Rolü
Borçlu veya vekili (Av. ... - Madde 4), yukarıda belirtilen koşulları sağladığını gösteren belgelerle (kanun yoluna başvuru belgesi, teminatın yatırıldığına dair makbuz veya teminat mektubu aslı vb.) birlikte, mehil vesikası verilmesi talebini içeren bir dilekçeyi (işbu Dilekçe gibi) icra dairesine sunar.
İcra müdürlüğünün bu aşamadaki rolü şunlardır:
i. Başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığını ve dayanak ilama karşı kanun yoluna başvurulup başvurulmadığını kontrol etmek.
ii. Borçlunun ilgili yargı merciinden tehir-i icra talebinde bulunup bulunmadığını (genellikle derkenar veya başvuru dilekçesi örneği ile) teyit etmek.
iii. Talep tarihi itibarıyla dosya kapak hesabını yaparak yatırılması gereken teminat miktarını belirlemek (Madde 2). Bu hesaplama, asıl alacak, işlemiş faiz, takip ve icra masrafları, vekalet ücreti gibi tüm ferileri kapsamalıdır.
iv. Yatırılan teminatın, hesaplanan dosya borcunu tam olarak karşılayıp karşılamadığını ve teminatın türünün (nakit, teminat mektubu vb.) geçerli olup olmadığını denetlemek.
v. Tüm koşulların sağlandığının tespiti halinde, borçluya veya vekiline İİK Madde 36'da öngörülen süreleri içeren mehil vesikasını düzenleyip vermek.
d. Mehil Vesikasının İçeriği ve Süresi
Mehil vesikasında genellikle aşağıdaki bilgiler yer alır:
i. İcra dairesi ve dosya numarası.
ii. Alacaklı ve borçlunun kimlik bilgileri.
iii. Takibin dayanağı olan ilamın mahkemesi, esas ve karar numarası.
iv. Borçlunun kanun yoluna başvurduğu ve tehir-i icra talep ettiği bilgisi.
v. Yatırılan teminatın miktarı ve türü.
vi. Borçluya, ilgili yargı merciinden tehir-i icra kararı getirmesi için verilen sürenin (mehil) ne kadar olduğu ve bu sürenin başlangıç tarihi.
İİK Madde 36 uyarınca, icra müdürü tarafından verilecek mehil süresi, kural olarak 60 gündür. Ancak borçlunun veya vekilinin talebi ve durumun gerektirmesi halinde bir defaya mahsus olmak üzere 30 gün ek süre verilebilir. Dolayısıyla mehil süresi toplamda 90 günü geçemez. Bu süreler, borçlunun ilgili yargı merciinden tehir-i icra kararını alıp icra dairesine sunması için yeterli bir zaman dilimi sağlamayı amaçlar.
e. Mehil Vesikasının Hukuki Sonuçları
Mehil vesikasının alınması ve icra dairesine sunulmasıyla birlikte, vesikada belirtilen süre sonuna kadar icra takibi olduğu yerde durur. Bu süre zarfında, borçlu aleyhine haciz, satış gibi cebri icra işlemleri yapılamaz. Ancak, bu durum takibin tamamen durduğu anlamına gelmez; yalnızca tehir-i icra kararı getirilmesi için verilen süre boyunca icra işlemleri ertelenmiş olur. Borçlu, verilen mehil süresi içinde ilgili yargı merciinden tehir-i icra kararını alıp icra dosyasına sunamazsa, yatırdığı teminata rağmen icra takibi kaldığı yerden devam eder ve teminat alacaklının talebi üzerine paraya çevrilebilir veya alacaklıya ödenebilir. Eğer borçlu süresi içinde tehir-i icra kararını getirirse, bu karar kanun yolu incelemesi sonuna kadar icrayı durdurur.
İLGİLİ MEVZUAT
Mehil vesikası talebi ve tehir-i icra müessesesinin temel hukuki dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 36. maddesidir. Bu madde, ilamlı icrada icranın geri bırakılması koşullarını, teminat miktarını, mehil süresini ve sürece ilişkin diğer ayrıntıları düzenlemektedir. Ayrıca, kanun yolu başvurularına ilişkin usul hükümleri açısından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) istinaf (m. 341 vd.) ve temyiz (m. 361 vd.) ile ilgili maddeleri de dolaylı olarak uygulama alanı bulur. Teminat türleri konusunda HMK'nın 87. maddesi de dikkate alınabilir.
DOKTRİNDEKİ YERİ VE UYGULAMA
Tehir-i icra ve bu süreçteki mehil vesikası uygulaması, Türk icra hukukunun yerleşik ve önemli müesseselerindendir. Doktrinde, bu kurumun borçlunun hak arama özgürlüğünü güvence altına alırken, alacaklının haklarını da teminat altına alarak adil bir denge kurduğu kabul edilmektedir. Uygulamada, icra daireleri ve yargı mercileri tarafından İİK Madde 36 hükümleri titizlikle uygulanmaktadır. Mehil vesikası talebi, ilamlı takiplerde borçlular tarafından sıklıkla başvurulan bir yoldur. Talebin kabulü için kanunda aranan şartların (özellikle süresinde kanun yolu başvurusu ve yeterli teminat) eksiksiz olarak yerine getirilmesi kritik öneme sahiptir. İşbu Dilekçe'de yer alan talepler (Madde 1, Madde 2), bu standart uygulamanın bir parçasını oluşturmaktadır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Mehil vesikası talepli dilekçelerin hazırlanması ve sunulması aşamasında, herhangi bir hak kaybına uğramamak adına aşağıdaki hususlara özen gösterilmesi genel olarak tavsiye edilir:
a. Dosya ve Taraf Bilgilerinin Eksiksizliği: İcra dosya numarası, alacaklı ve borçlu bilgileri ile takibe dayanak ilamın hangi mahkemeden verildiği, esas ve karar numarası gibi bilgilerin dilekçede tam ve doğru olarak belirtilmesi, işlemlerin hızlı ve doğru bir şekilde yürütülmesi için elzemdir. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümlerinde bu bilgilerin eksiksiz doldurulması gerekmektedir (Dosya No, Madde 1).
b. Teminatın Doğru Hesaplanması ve Yatırılması: Mehil vesikası alınabilmesinin en kritik şartlarından biri, dosya kapak hesabının doğru yapılarak yeterli teminatın yatırılmasıdır. İcra müdürlüğünden güncel dosya hesabının öğrenilmesi ve teminatın bu hesabı tam olarak karşılaması gerekir. Eksik teminat yatırılması halinde mehil vesikası verilmez. İşbu Dilekçe'de teminat tutarının hesaplanması talebi yerinde olmakla birlikte (Madde 2), borçlunun bu hesaplamayı takip ederek belirlenen tutarı eksiksiz depo etmesi şarttır.
c. Sürelere Riayet: Kanun yolu başvuru süreleri ile mehil vesikasında belirtilen sürelere (60+30 gün) dikkat edilmesi hayati önem taşır. Süresi içinde tehir-i icra kararı getirilmemesi, mehil vesikasının işlevsiz kalmasına ve icranın devamına yol açar.
d. Eklerin Tamlığı: Kanun yoluna başvurulduğunu gösteren derkenar veya ilgili evrakın (Ekler Madde 1) ve teminatın yatırıldığına dair belgenin dilekçeye eklenmesi, talebin kabulü için zorunludur.
SONUÇ
Mehil vesikası, İİK Madde 36 çerçevesinde düzenlenen tehir-i icra müessesesinin işlerlik kazanmasındaki ilk ve önemli adımı teşkil eden hukuki bir belgedir. Kanun yoluna başvuran ve ilamın icrasının durdurulmasını isteyen borçluya, gerekli teminatı yatırması karşılığında, ilgili yargı merciinden tehir-i icra kararı getirmesi için kanunen belirlenmiş bir süre tanır. Bu süre zarfında icra işlemlerini geçici olarak durduran mehil vesikası, borçlunun hak arama özgürlüğünü kullanırken telafisi güç zararlara uğramasını engellemeyi amaçlar. Usulüne uygun bir talep dilekçesi (işbu Dilekçe gibi) ile icra dairesine başvurularak ve kanunda belirtilen şartlar eksiksiz yerine getirilerek alınabilen mehil vesikası, Türk icra hukukunda adalet ve hakkaniyetin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
T.C
...
İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE
DOSYA NO : /
1. Yukarıda esas numarası belirtilen İcra Dosyasına dayanağı olan ilama (... Mahkemesi / Esas / Karar) karşı tarafımızca tehir-i icra talepli olarak İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
2. Tehir-i icra kararı alabilmemiz a